• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam294
Toplam Ziyaret987705
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Semerkew

Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde 1879 yılından bu yana Çerkes kültürünün yaşatıldığı Uzuntarla köyü, Türkiye ve Kafkasya'da yapılan araştırmaların ardından kitaplaştırıldı.

Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde 1879 yılından bu yana Çerkes kültürünün yaşatıldığı Uzuntarla köyü, hem Türkiye hem de Kafkasya'da yaklaşık 5 yıl süren araştırmaların ardından kitaplaştırıldı. Kitabın yazarı Mesude Çetinbaş, "Bazı yanlış bilinenleri de doğruladık. Bu eser aynı zamanda ailelerin de tarihi, Uzuntarla'nın da tarihi, küçük de bir Kafkas tarihi" dedi.

Düzce Üniversitesi Lisansüstü Enstitüsü, Kafkas Dilleri ve Kültürleri Anabilim Dalı, Çerkes Dili ve Edebiyatı Yüksek Lisans Programı'nda emekli olduktan sonra eğitim gören Mesude Çetinbaş, ikamet ettiği Uzuntarla alanı hakkında üniversitede tez yazmaya karar verdi. 1879 yılından bu yana Çerkes kültürünün yaşatıldığı Uzuntarla'yı tezinde anlatmak isteyen Çetinbaş, 2018 yılında çalışmalara başladı. Çetinbaş, tezi için sadece Türkiye'de değil, Kafkasya'da da araştırmalar yaptı. Kafkasya'da Adige Devlet Üniversitesi'nin arşivinde yer alan kaynaklardan yararlanan Çetinbaş, Türkiye'de ise literatür taramaları yaptı. Hem arşiv kaynaklardan yararlanan, hem de Uzuntarla'da yaşayan birçok aile ile görüşen Mesude Çetinbaş, bu bilgileri kitapta buluşturmaya da karar verdi.

Kendisi de Çerkes olan Çetinbaş, yaklaşık 5 yıl süren araştırmasının ardından 21 bölümden oluşan "Türkiye'de Bir Çerkes Köyü Uzuntarla" isminde kitabını çıkardı. Çetinbaş'a kitabı için Düzce Üniversitesi öğretim görevlileri ve Kartepe Belediyesi destek verdi.

Mesude Çetinbaş'ın kitabında, Uzuntarla köyünün Hacemiko ailesi tarafından kuruluş hikayesi, bölgenin coğrafi konumu, Çerkeslerin sürgünün ardından bu bölgeye nasıl yerleştirildiği, yaşam tarzları ve gelenekleri gibi her konu hakkında detaylı bilgilere yer veriliyor.

Kitabın tanıtım programı da Uzuntarla köyünde düzenlendi. Programa Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, Düzce Üniversitesi Çerkes Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Altın, Çerkes Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden öğretim üyeleri Prof. Dr. Mira Khachemizova, Doç. Dr. Ruzana Doleva, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Doç. Dr. Mustafa Altun ve Çerkes vatandaşlar katıldı.

Mesude Çetinbaş, tanıtım programındaki konuşmasını Çerkes dilinde yaptı. Çetinbaş'ın konuşmasını ağabeyi Mehdi Nüzhet Çetinbaş tercüme etti.

"Oturularak yazılmış bir kitap değil"

Kitabın içeriğinden bahseden Çetinbaş, "Tezden çevrilip, genişletilerek kitaplaştırılmıştır. Büyük sürgünde öncelikle Balkanlar'a gönderilen 17 Çerkes ailesinin Uzuntarla Köyü'ne yerleşmesiyle ilgili bir kitap. Bu kitapta birçok konulara değindik. Öyle oturularak yazılmış bir kitap değil. Kafkasya'da Adige Devlet Üniversitesi arşivleri, literatür taramaları, Osmanlı'nın Muhacirin İskan Defteri, Uzuntarla Nüfus Esas Defteri hepsi birbiriyle karşılaştırılarak bir bütünlük içinde, bir eser olarak ortaya çıkmıştır. Köyün sosyo kültürel ürünlerini, düğün, dernek, halk edebiyatını, örf, adet ve geleneklerini de içermektedir. Bunun dışında en önemli bir konu da unutulmaya yüz tutmuş, Çerkesçe soy isimlerini de içeriyor. Bunları da araştırarak bu kitaba yazdık ve bilgileri güncelledik. Bazı yanlış bilinenleri de doğruladık. Bu eser aynı zamanda ailelerin de tarihi, Uzuntarla'nın da tarihi, küçük de bir Kafkas tarihi bence" dedi.

Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman ise programdaki konuşmasında ilçeye Çerkes müzesi kazandıracaklarının altını çizerek, "Müzenin inşaat çalışmalarıyla ilgileniyoruz. İnşaatlar hiçbir şey ifade etmiyor, içini doğru dizayn etmediğiniz ve doğru yönetmediğinizde. Oysa ki burada bu müzeye el atan, elini taşın altına koyan, müzenin hayata geçmesi için uğraşan yüzlerce büyüğüm var. Siz alkışı hak ediyorsunuz, var olduğunuz, buraya sahip çıktığınız için. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Tarihimizi unutursak yok olacağımız kesin"

Seçim çalışmalarının yoğun geçtiğini ifade eden Kocaman, "Yoğun olmamız bir şeyleri ihmal edeceğimiz anlamına gelmiyor. Bizim ihmal etmememiz gereken en önemli şey, tarihimiz ve kültürümüz. Tarihimizi unutursak yok olacağımız kesin. Kültürümüzü de unutursak yok edileceğimiz kesin. Unutmamız gereken birçok şeyi unutabiliriz ama tarihimizi ve kültürümüzü unuttuğumuz gün bilelim ki hep birlikte yok olacağız" ifadelerini kullandı.

"Teşekkür ediyoruz bıkmadan, usanmadan, yorulmadan Düzce Üniversitesi'ne gelerek okuduğu için"

Çerkesçe konuşan ve konuşması tercüme edilen Prof. Dr. Mira Khachemizova, "Bu güzel günde sevgili Mesude güzel bir kitap önümüze koydu. Kendisine teşekkür ediyoruz. Teşekkür ediyoruz bıkmadan, usanmadan, yorulmadan Düzce Üniversitesi'ne gelerek okuduğu için. Teşekkür ediyoruz ne önerdiysem onu gerçekleştirdiği için" şekilde konuştu.

"Bu bizim görevimizdir"

Çerkes Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Altın ise Mesude Çetinbaş'a çalışmaları için teşekkür ederek, "Verdiği emekle örnek oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz, ona yardım eden hocalarımıza da çok teşekkür ediyoruz. Büyük emekler veriyorlar. Bu bilimsel çalışmalarla gelecek nesillere bilgiler ulaştırmamız gerekiyor. Bu bizim görevimizdir, bunu yapmamız gerekiyor" dedi.

Kaynak: İHA


286 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi