• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam136
Toplam Ziyaret979221
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Semerkew

Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği'nin (HADİG) Beyoğlu'ndaki yeri bugün açıldı. Derneğin HADİG 2. Başkanı Kamil Muti ve Hikmet Akçiçek, açılış öncesinde sorularımıza yanıt verdi.

HADİG 2. Başkanı Kamil Muti, devletin, üniversitelerde Hemşin dilini araştırma kürsüleri kurması gerektiği görüşünde. Muti, dillerin ve halkların kardeşliğinden yana olduklarını belirtiyor. Derneğin Genel Sekreteri Hikmet Akçiçek ise, yeni kurdukları HADİG ile dilin ve kültürün yeniden korunması ve üretilmesi konusunda faaliyetlerde bulunacaklarını söylüyor.

 Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği'nin (HADİG) Beyoğlu'ndaki yeri bugün açıldı. Derneğin HADİG 2. Başkanı Kamil Muti ve Hikmet Akçiçek, açılış öncesinde sorularımıza yanıt verdi.

Hemşin dilinin, dünyada ender bir şekilde yazı dili olmadan 500 yıldır yaşayan bir dil olduğunu belirterek, "Dilimiz, gelişen dünya koşullarına, iletişim çağına ayak uyduramadığımız için giderek kaybetmeye yüz tutuyor. Bu endişelerden yola çıkarak, dilimizi, kültürümüzü, horonumuzu, kavalımızı korumak ve yaşatmak için bir dernek kurma girişimine başladık ve HADİG'i kurduk" dedi.

Devletin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerdeki "Kültür ve diller insanlığın ortak değeridir" ilkesinden yola çıkarak Hemşince'nin araştırılması için üniversitelerde kürsü kurmasını istediklerini söyleyen Muti, "Hemşin dilini araştırma ve yaşatmayla ilgili bir kürsümüz olsun" dedi.

'DİLLERİN KARDEŞLİĞİNDEN YANAYIZ'

Muti, "Dilinizin anadil olarak okutulmasını istiyor musunuz?" sorusuna ise, "Anadil ile ilgili olarak şu anda bir talebimiz yok. Çünkü, şu anda yazılı dilimiz yok bizim. Çok uğraşı gerektiren bir süreç yaşayacağız, gizemli bir tarih ile muhatap olacağız. O tarihi süreç içerisinde belki o süreci da yaşarız. Yazı dili olan dillerde anadilde eğitim yapılmasına karşı değiliz, saygı duyarız. Dillerin ve halkların kardeşliğinden yanayız" diye konuştu.

'YENİ NESİLDE DİL EREZYONU VAR'

HADİG Genel Sekreteri Hikmek Akçiçek, orta yaş ve üstündeki Hemşinlilerin, özellikle Hopa'da doğup büyümüşlerse anadillerini konuştuklarını ancak şu anda 10'lu yaşlarda olan yeni nesilde dil açısından bir erezyon olduğunu söyledi. Akçiçek şunları söyledi: "Benim yaşımda olan insanların hepsi, Hopa'da büyüyenler bu dili konuşurlar. Biz önce anadil olarak Hemşince öğrendik, sonradan Türkçeyi öğrendik. 4-5 yaşlardan itibaren Türkçe'yi öğrenmeye başladık ve bu öğrenme ömrümüzün sonuna kadar sürüyor. Şu anda da 20'li yaşlarda olan gençlerimizin çok büyük bir kesimi - yine Hopa'da yaşamış ise- dili konuşuyor. Ama daha sonraki nesillerde, şu anda 10'lu yaşlarda olan nesillerde dil açısından ciddi bir erezyon olduğunu söyleyebiliriz."

Akçiçek, yeni nesilde dili öğrenme konusunda ilgisizliğin nedenlerini ise şöyle sıraladı: "Birincisi; ülkede bu dillerin korunması ve geliştirilmesiyle ilgili bir politika yok. Bilakis bu dillerin asimilasyonla yok edilmesi doğrultusunda bir politika var. İkincisi; küresel bir çağda yaşıyoruz.Çocuk doğduğunda eskiden sadece annesinin, babasının, komşusunun dilini duyuyorken, şimdi televizyondan Türkçe'yi duyuyor. Önce Türkçe öğreniyor, Hemşince öğrenmiyor. Böyle olunca sonradan Hemşince'ye ihtiyaç kalmıyor zaten."

'BÜTÜN DİLLER TEHLİKE ALTINDA'

Hikmet Akçiçek, sadece Hemşince değil, Türkiye'de Türkçe dışında aşağı yukarı bütün dillerin bir asimilasyon süreciyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, "Bunun yarattığı bir sonuç olarak da bütün dillerden insanlar dillerini ve kültürlerini korumak için bir araya geliyor. Belki biz en sonuz. Boşnakların, Lazların, Çerkezlerin dernekleri var. Kürtlerin dünya kadar derneği var. Bütün toplulukların zaten bu anlamda çabaları var. Biz de en son bu kervana katılanlardan biriyiz" dedi.

Akçiçek, HADİG'in faaliyetleriyle ilgili olarak da şunları söyledi: "Dil kültürün çok önemli bir unsuru. Buradaki faaliyetimiz temel olarak Hemşin dil ve kültürünün, en azından Hemşinliler arasında yaşanmasını devam ettirebilmek doğrultusunda küçük bir katkı. Belki bu dili olduğu şekilde belgelemek, gramerini, dilini, sözlüğünü belgelemek. Bu bir boyutu. Öbür boyutu da kültürel çalışmalar. Akademik bilimsel çalışmayı da becerebilirsek hayata geçirmek istiyoruz. Kültürün korunması ve yeniden üretilmesi konusunda bir faaliyet, aktivite olsun isteriz."

(ANF NEWS AGENCY)



5172 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi