• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam92
Toplam Ziyaret985796
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Semerkew

Adige Dil Derneği’nin (ADDER) düzenlediği Adige Dili Kurultayı 15-16 Aralık 2012 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi.

Tes-İş Sendikası Toplantı Salonunda yapılan Kurultayı ADDER üyelerinin yanı sıra çeşitli sivil toplum yapılanmalarının temsilcileri ile bireysel katılımcılar da takip etti.

Kurultay, Mustafa Saadet’in Divan Başkanlığına seçilmesi ile başladı. ADDER Başkan Yardımcısı Yılmaz Dönmez tarafından yapılan açış konuşmasında Kurultay’ın düzenlenme sebebi ve amacı açıklandı. Dönmez konuşmasında, kurultayın “ADDER tarafından hazırlanan Adiğe Latin Alfabesinin diasporada yaşayan Adığelerin ortak alfabesi olarak kabul edilmesi ve M.E.B.lığı tarafından “Yaşayan Diller ve Lehçeler” kapsamında verilen Adığece dersin bu alfabe ile verilmesi konusunun görüşülerek karara bağlanması” amacıyla düzenlendiğini söyledi.

Konuşmasında, UNESCO verilerine göre günümüz dünyasında 200 civarında egemen devlet olmasına karşın, yaklaşık 6700 civarında dil konuşulduğunu belirten Yılmaz Dönmez, bu 6700 dilin 100 ila 150 adedinin dünya nüfusunun yaklaşık % 90’ı tarafından; geriye kalan 6550 civarındaki dilin ise dünya nüfusunun % 10’u tarafından konuşulduğunu söyledi. Dönmez, Adigece’nin yok olmamak için direnen ikinci gruptaki diller içinde yer aldığını belirtti.

Daha sonra tarih boyunca Adige dili için yapılan alfabe çalışmalarını özetleyen Yılmaz Dönmez, anavatanda Sovyetler döneminde Adigece’nin doğu ve batı lehçeleri için bilinçli olarak nasıl farklı alfabeler oluşturulduğunu anlattı.

Diasporada da pek çok alfabe çalışması yapıldığını belirten Yılmaz Dönmez, gerek baskıcı sistemin, gerekse Adıge aydınlarının ortak bir irade ortaya koyamaması sebebi ile bunların müsbet bir sonuç vermediğini söyledi.

Dönmez bu belirsizliğe bir son vermek için ADDER kurucuları tarafından 10 yıldır üzerinde çalışılan ve bütün teknik alt yapısı tamamlanan Latin tabanlı Adığe alfabesinin kullanılmasını önerdiklerini söyleyerek, Latin alfabesinin Kirile olan üstünlüklerini sıraladı. Buna rağmen Kirilin terk edilmesini önermediklerini söyleyen Dönmez, Latin alfabesinin, Türkiye’de yaşayan Adığelerin kendi özel koşullarının dayattığı bir seçim olduğunu söyledi.

 

Dönmezin konuşmasını tamamlamasından sonra Eğitim Sen Örgütlenme Sekreteri Mustafa Ecevit söz alarak anadili ve anadilde eğitim üzerine görüşlerini açıkladı. Türkiye’de anadiller üzerinde her zaman bir baskı olduğunu söyleyen Ecevit, anadilin seçmeli ders olmasının saçma olduğunu, anadilin doğrudan eğitim dili olması gerektiğini, insanların ancak kendi anadillerinin dışındaki bir dili seçmeli ders olarak okuyabileceklerini söyledi.

Ecevit’in ardından Kaffed Başkan Yardımcısı Hasan Seymen söz aldı. Kaffed’in Kurultay’a katılmayış sebeplerini açıklayan Seymen, ADDER’den gelen Kurultay davetini Samsun Genel Kurulu’nda görüştüklerini söyledi. Bu görüşme sonucu genel kurullarında böyle bir görev için yetkilendirilmiş kimse olmaması sebebi ile delege bazında Kurultaya katılmalarının mümkün olmayacağı yönünde bir görüşün hakim olduğunu söyleyen Seymen, bireysel katılımlara ise karışılmayacağı yönünde bir karar çıktığını, nitekim kendisinin de bu kararı açıklamak üzere bugünkü toplantıya katıldığını söyledi. Seymen, kişisel görüşü olarak da, alfabe gibi ciddi bir konunun oylanması ve onaylanması gibi bir konunun öncelikle akademisyenler tarafından ele alınması gerektiğini, sonra geniş kesimlerin onayına sunulması ve bunlarında anavatandan kopuk olmaması gerektiğine inandığını söyledi.

Daha sonra Ürdün’den Muhammed Huvaj, Nalçik’ten İbrahim Abaza, Almanya’dan Faik Toğru, Kaf-Dav’dan Muhittin Ünal, ÇHİ’nden Murat Özden, ÇY’nden Yakup Temel, ADDER’den Ela Tarı, Fehmi Tümer,  Adıgey’den Nejdet Hatam, DİÇEG’den Yalçın Karadaş, ÇHİ’den Kenan Kaplan, Hollanda’dan Fethi Recep, Kafkasevi’nden Nusret Baş, Samsun’dan R. Kemal Certel söz alarak görüşlerini beyan ettiler.


Konuşmaların tamamlanmasından sonra ADDER Başkanı Ali İhsan Tarı söz olarak yapılan konuşmaları da dikkate alan açıklamalarda bulundu. Latin tabanlı Adige Alfabesi çalışmalarının evveliyatını anlatan Ali İhsan Tarı, bu çalışmaları sürdürürken bütün aşamalarda herkesten yardım istediğini fakat çok değerli bulduğu bazı bireysel destekler dışında kurumlardan hiçbir ciddi karşılık alamadığını söyledi.

Bilahare “Niçin Latin alfabesi?” sorusunun cevabını veren Tarı, çağın getirdiği teknolojik gelişmelerin Latin alfabesini nasıl dayattığını anlatarak sinevizyon üzerinde yaptığı çalışmalardan örnekler sundu.

Bilahare sadece Adige dil derneği üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilen temayül yoklamasında, sadece 1 muhalif oya karşı ADDER üyelerinin tamamı Latin esaslı alfabe çalışmalarının aynı şekilde devam ettirilmesi yönünde oy kullandılar.

Bu oylama ile birinci gün çalışmaları sona ermiş oldu.

İKİNCİ GÜN

İkinci gün çalışmaları Ali İhsan Tarı’nın yapılan çalışmalar hakkında genişletilmiş açıklamaları ile başladı.  Katılımcılardan Necdet Hatam’ın sık sık Ali İhsan Tarı’nın sözlerine itiraz etmesi ile zaman zaman ateşli tartışmalar yaşandı.

İkinci gün oturumunda Cevdet Yıldız, Yalçın Karadaş, Muhammed Huvaj, Yılmaz Dönmez, Saim Sezgin, Sefer Berzeg, Necdet Hatam, Nusret Baş söz alarak Tarı’nın yaptığı sunumla alakalı görüşlerini beyan ettiler.

Görüş alış verişinin tamamlanmasından sonra, konu üzerinde ortak çalışma yürütmek üzere bir Dil Komisyonu oluşturulmasına karar verildi. Dil Komisyonu yapılan öneriler doğrultusunda şekillendirilerek, Ahmet Cevat Benk, İbrahim Abaza, Saim Sezgin, Faik Toğru, Nuri Ersoy, Cevdet Yıldız, Nejdet Hatam, Faruk Aslandok, Yalçın Karadaş, Emine Aslandok Sezgin, Nusret Baş, Fehmi Tümer, Metin Bozkurt, Saim Kaplan ve Muhammed Huvaj’dan oluşturuldu.

İki gün süren program, Ahmet Cevat Benk’in Sonuç Bildirgesi’nin okunmasıyla sona erdi.

Haber: Kuşba E.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 




3244 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi