• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam196
Toplam Ziyaret979281
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Semerkew

Nizip Kampı’nda kalan 146 Suriyeli Çerkesin, anavatanları Çerkesya’ya dönmek talebiyle hazırladıkları dilekçeler, Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi Başkanı Nusret Baş tarafından Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Alaksey Yerkhov’a iletildi.

Toplu dilekçelerinde, Anavatan Kafkasya’dan 1864 yılında zorunlu göçe tabi tutularak çıkarıldıklarını ve Suriye’ye yerleştirildiklerini; Suriye’deki son iç savaşta taraf olmamalarına rağmen yakınlarını, evlerini ve her şeylerini kaybettiklerini; DÇDK’’nın yardımıyla Nizip Kampı’na yerleştiklerini ifade eden Suriyeli Çerkesler, buradan da anavatanlarına gitmek için yardım istediklerini belirttiler.

Suriye Çerkeslerinin imzaladığı dilekçeleri Başkonsolos Aleksey Yerkhov’a teslim eden Dr. Nusret Baş, bu vesileyle bir görüşme fırsatı doğmasından duyduğu memnuniyeti belirterek, Çerkeslerin anavatanının Kafkasya olduğunu ve Suriyedekiler başta olmak üzere isteyen her Çerkesin koşulsuz bir şekilde geri dönüş hakkının olması gerektiğini ifade etti. Geçmişte Sırbistan iç savaşının ortasında kalan Kosova Çerkesleri’nin Maykop’a transfer edildiğini hatırlatan Nusret Baş, bugün de benzer durumda olan Suriye iç savaşının ortasında kalmış Çerkeslerin anavatana aktarılması gerektiğini söyledi.

Dilekçeleri teslim alan ve söylenenleri dikkatle dinleyen Büyükelçi Aleksey Yerkhov, bu talebi Moskova’ya ileteceğini, RF olarak Çerkesleri çok önemsediklerini ve onların sivil toplum yöneticileri ile diyalog içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Dilekçelerin tesliminden sonra oluşturulan sohbet ortamı iki saat sürdü. Rusya Federasyonu Konsolosluğu binasında gerçekleştirilen görüşmede DÇDK Başkanı Dr. Nusret Baş ve Başkonsolos Aleksey Yerkhov dışında, Konsolos 1. Yardımcısı, Konsolos 2. Yardımcısı ve İstanbul Kafkas Derneği eski Başkanı Yaşar Nogay da hazır bulundu.

Görüşmede ağırlıklı olarak Çerkes sorunları ele alındı. Başkonsolosa sorunun geçmişi hakkında bilgi veren Dr. Nusret Baş, 18. yüzyılda başlayıp, 19. yüzyılda biten ve 100 yıl süren asimetrik savaşta büyük bir soykırıma uğrayan ve nüfusunun 1/3’ ünü kaybeden Çerkeslerin en nihayet teslim olmak zorunda kaldığını, ülkelerinin işgal edilmesinin ardından da tüm dünyaya dağıtıldığını belirtti. Dr. Baş, bu soykırımın müsebbiplerinin Rus Çarları olduğunu ve onların da Rus halkı tarafından cezalandırılarak tarih sahnesinden tamamen silindiklerini söyledi.

Baş sözlerine şöyle devam etti:  “Çerkeslerin azınlık durumuna düşürüldükleri anavatanları bugün Rusya Federasyonu içindedir. Bu nedenle Çerkes Sorunu’nu çözmek görevi de 1. derecede Rusya Federasyonu’nundur.”

Dünyanın 40 ülkesine dağılmış Çerkeslerin, iletişim imkanlarının artmasıyla birbirlerinden haberdar olduklarını, örgütlendiklerini, siyasal bir bilinç geliştirdiklerini söyleyen Nusret Baş, Rusya’nın bu gelişmeyi iyi değerlendirerek hem Çerkeslerin, hem kendi çıkarına olacak şekilde yeni bir Çerkes politikası geliştirmesi gerektiğini belirtti.

“Büyük devlet adil devlettir. Rusya’nın, adaletsizliğe uğramış Çerkeslerin bu mağduriyetini gidermesini bekliyoruz”  diyen Baş şunları söyledi:

“Biz Rusya’dan 2 şey istiyoruz: Birincisi 1763-1864 yılları arasında yapılan soykırımın tanınmasını; ikincisi de Çerkeslerin anavatana kayıtsız koşulsuz dönebilecekleri şartların tesis edilmesini… İnanıyorumki bu yönde atılacak her adım Rusya’nın da çıkarına olacaktır.”

Diğer bir güncel konunun Kafkasya’nın istikrarsızlaştırılması olduğunu söyleyen Nusret Baş, buna da karşı olduklarını belirtti. Çerkeslerin Kafkasya’da istikrar, güven ve barış istediğini ifade eden Nusret Baş, “Radikal dini akımlar Çerkeslerin gelenek ve inançlarına uygun değildir. Soçi olimpiyatlarına karşı oluşumuz Rusya’nın izlediği yanlış Çerkes politikası sebebiyledir. Doğru bir politika izlemesi halinde bütün Çerkeslerin Rusya’nın yanında yer alacağından şüphe edilmemelidir” dedi.

Anlatılanları ilgiyle dinleyen Başkonsolos Aleksey Yerkhov da, Rusya’nın politikalarını Moskova’nın belirlediğini, hem Suriyeli Çerkeslerin dilekçelerini, hem dile getirilen diğer görüş ve talepleri not aldığını ve tamamını başkentteki politika yapıcılarına ileteceğini söyledi.

Çerkeslerden gelecek eğitim ve kültürle ilgili her türlü projeye ellerinden gelen desteği verebileceklerini ifade eden Yerkhov, Konsolosluk kapılarının Çerkeslere her zaman açık olduğunu, görüşmekten memnun olacağını da sözlerine ekledi.
______________________
Kaynak: www.dcdk.org



2579 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi