• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam390
Toplam Ziyaret987801
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Semerkew

“Her ayın 21’i saat 21’de Rusya Konsolosluğu Önünde” sloganıyla yapılan protesto yürüyüşlerinin 24’ncüsü 21 Ağustos Perşembe akşamı gerçekleştirildi.

Saat 20.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanmaya başlayan göstericiler burada pankartlarını açarak demonstrasyon yaptılar.

Daha sonra Odakule önüne geçen Çerkesler pankartlarını burada açarak gösterilerini sürdürdü. Grup burada “Rusya Kafkasya’dan Defol”, “Soykırımın Hesabı Sorulacak”, “Soykırım yapanlar olimpiyat yapamaz”, “Çerkesya Rus toprağı olmayacak”, "Worepsov Tibze, Worepsov Tixabze" şeklindeki sloganlar atarak Rusya Federasyonu Konsolosluğuna doğru yürüyüşe geçti.
Saat 21.00’de konsolosluk binası önüne ulaşan kalabalık, burada sloganlarını sıklaştırarak protestolarını sürdürdü.

Hazırlanan basın bildirisinin Çerkes Hakları İnisiyatifi Yürütme Kurulu Üyesi Erol Karayel tarafından okunmasından sonra bir süre daha sloganlar atarak tepkilerini dile getiren protestocular, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.

Rusya Federasyonu Konsolosluğu önünde okunan basın açıklamasının tam metni şöyle:


 Saygıdeğer Kamuoyu,

Değerli basın mensupları.

 Bugün 24. kez Rusya Konsolosluğu önündeyiz.

24. kez Çerkeslere yapılan soykırımı ve haksızlıkları protesto etmek için buraya geliyoruz.

Vazgeçmemizi bekleyenlere peşinen hatırlatalım ki, mağduriyetimiz giderilinceye kadar, Çerkes halkının uğradığı soykırım ve sürgünü unutmamak ve unutturmamak için bu ve benzer protestolarımızı yaygınlaştırarak sürdüreceğiz.

Dünyanın tüm duyarlı insanları bilsin ki,

Emperyalist Çarlık Rusyası, yüzyıllar süren bir soykırımdan sonra 21 Mayıs 1864 tarihinde Çerkes yurdunu işgal etmiş ve soydaşlarımızın % 95’ini tarihi yurtlarından atmıştır.

Çerkeslere karşı işlenen bu suçun bugün geçerli uluslararası hukuktaki adı “soykırım” ve “insanlığa karşı işlenmiş suç”tur.

Dünya üzerinde bugüne kadar izinsiz av yapanlardan, fok balıklarına zulmedenlerden, doğayı katledenlerden hiç vakit kaybedilmeden hesap sorulmuş ve kendilerine gerekli yaptırımlar uygulanmıştır.

Ancak bu ne büyük bir riyakarlıktır ki, hayvanlara ve doğaya karşı bu kadar duyarlı görünenler, Çerkeslerin o tarihten buyana kanayan yarasına dönüp bakmamış, Çerkeslere yapılan soykırımı gündemlerine alıp mağduriyetlerini gidermek için bir adım atmamışlardır. Çünkü, iktidar şehvetleri için, emperyal hevesleri için komşuları ve  kendi halklarına karşı benzer suçları işlemiş olanlar, kendi suçları da gündeme gelir korkusuyla birbirlerinin işlediği cürümleri görmezden gelmeyi tercih etmişlerdir.

Ancak şu bir gerçek ki, yaşanan hiçbir şey unutulmuyor.

İşte, unutturduk sandıkları Çerkes soykırımının hesabını sormak için 150 yıl sonra karşılarına dikilmemiz, hiçbir zulmün tarihin sayfalarına gömülemeyeceğinin en açık ispatıdır.

Soykırım suçunun bugünkü mirasçıları artık şunu anlamalılar ki, bu tarihi suçlarıyla yüzleşmedikçe, verdikleri mağduriyeti gidermeye yönelik adımlar atmadıkça Çerkesler her yerde karşılarına çıkmaya ve her ortamda yakalarına yapışmaya devam edecektir.

***

Üzülerek belirtelim ki Rusya Federasyonu’nu yönetenler, tarihten ders almaya pek niyetli görünmüyorlar. Atalarının işlediği suçları telafi etmek için adım atmak bir tarafa, halkımıza yönelik zulüm ve katliamlarını arttırarak devam ettiriyorlar. Anavatanda veya diasporada, hâlâ, her gün bir vatansever soydaşımız saldırıya uğruyor veya öldürülüyor. Tsipine Aslan, Suadin Pşukov, Medet Önlü, Aslan Jukov, Aşine Timur, Kazbek Gekkiev ve en son olarak da Timur Kuaşev bu katledilenler arasında... Hepsi de kahpece planlar, kahpece suikastlar sonucu şehid edildi.

En son Dosh dergisi Nalçik muhabiri Timur Kuaşev,  kimlikleri bizler için hep malum olmuş kişilerce evinden alınarak götürülmüş, infaz edildikten sonra da cesedi koruluk bir alana bırakılmıştır. Timur Kuaşev, Çerkes halkının haklarının yılmaz bir savunucusu olduğu kadar, kararlı bir insan hakları savunucusuydu da. O, kendi ülkesindeki hukuksuzluklara karşı çıktığı kadar, Ukrayna'daki Rus işgaline, Gazze'deki İsrail zulmüne de karşı çıkıyordu. Onu sırf adalet ve özgürlük haykıran sesini kesmek için katlettiler.

Ama bilsinler ki susturamazlar!

Timurlar ölür belki, fakat yerine doğacak Beslanlara, Aslanlara mani olamazlar.

Biliyoruz ki, tıpkı diğer cinayetlerde olduğu gibi bu katliamın suçluları da yakalanmayacak.

Çünkü bu katliamı gerçekleştirenler, suçluları yakalamakla mükellef olanların bizzat kendileridir.

Çünkü katil, Rusya Federasyonu yönetimini elinde tutan ve onu bir cinayet makinesine dönüştüren baş terörist Putin ve çetesidir.   

Ancak bu yaptıkları yanlarına kalmaz.

Hiçbir zulüm, hiçbir haksızlık kimsenin yanına kâr kalmaz. Aradan bin yıl geçse de suçluların hepsinden tek tek hesap sorulur; tıpkı Hitler gibi tarih ve insanlık vicdanı önünde mahkum edilir.

Çünkü bu mücadele kişilerin değil, mazlum ve mağdur bir halkın mücadelesidir!

Çünkü bu mücadele hak ve özgürlük arayan bir halkın mücadelesidir!

Çünkü bu mücadele Çerkes halkının var olma, prangaları kırma mücadelesidir!

Bu mücadele Çerkes halkı haklarına kavuşuncaya kadar devam edecek ve geri dönüşü olmayan bir mücadeledir.

Ve bu mücadele bayrağımız dağlarımızda özgürce dalgalanıncaya kadar, işgalciler yurdumuzu terk edinceye kadar devam edecek en kutlu mücadeledir.

YAŞASIN HALKIMIZ!

YAŞASIN DİLİMİZ!

YAŞASIN KÜLTÜRÜMÜZ!

YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ!

                                              ÇERKES HAKLARI İNSİYATİFİ






















1275 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi