• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam112
Toplam Ziyaret987916
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Semerkew

Çerkes Soykırımını kamuoyuna duyurmak ve protesto etmek amacıyla düzenlenen “Her ayın 21’i, saat 21’de, Rusya Konsolosluğu Önünde” sloganıyla yapılan gösterilerin 31’incisi 21 Mart Cumartesi akşamı gerçekleştirildi.

 Çerkes Soykırımını kamuoyuna duyurmak ve protesto etmek amacıyla düzenlenen “Her ayın 21’i, saat 21’de, Rusya Konsolosluğu Önünde” sloganıyla yapılan gösterilerin 31’incisi 21 Mart Cumartesi akşamı gerçekleştirildi.

Saat 20.00’de Galatasaray Lisesi önünde toplanmaya başlayan göstericiler burada pankartlarını açarak demonstrasyon yaptı.

Daha sonra topluca Rusya Konsolosluğu önüne gidilerek burada açılan bayrak ve pankartlarla “Soykırımın Hesabı Sorulacak”, “Çerkesya Rus toprağı olmayacak”, “Katil Rusya Kafkasyadan Defol”, "Worepsov Tibze, Worepsov Tixabze", “Katil Putin” şeklinde sloganlar atarak protestolarda bulundu.
Daha sonra hazırlanan basın bildirisi ÇHİ Yürütme Kurulu Üyesi Erol Karayel tarafından okundu. Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

Saygıdeğer Kamuoyu,

Değerli basın mensupları.

Bugün 21 Mart!

Bugün Nevruz!

Bugün gece ve gündüzün eşit olduğu, tabiatın uyanışa geçtiği gün.

Bugünkü tarihi gelişmelerden sonra 21 Mart, Türkiye tarihine, halkların eşitlik mücadelesinin önemli bir aşamaya geldiği gün olarak da geçecek.

Çerkesler olarak biz de nevruzun ülkemize ve tüm dünya halklarına eşitlik, barış ve kardeşlik getirmesini diliyoruz.

***

Evet, dünya halklarına eşitlik, barış ve kardeşlik diliyoruz ancak Çerkeslerin barış ve mutluluğa açılan penceresi tamamen kapalı ve zifiri karanlık maalesef. Çerkeslerin etrafına 150 yıl önce örülen soykırım ve sürgün duvarı hâlâ onları boğmaya, yok etmeye devam ediyor.

Çarlık Rusyası’nın, Çerkes halkına uyguladığı soykırım ve sürgünün zulmeti hala yeryüzünden kalkmış değil.  

Üstelik onun mirasçısı konumundaki Rusya Federasyonu sabıka kaydına benzer cürümleri doldurmaya devam ediyor.

İşte daha dün Çeçenistan’ın başına gelenler,

İşte Kırım ve Ukrayna’nın yaşamakta olduğu felaketler...

Suçlusu ise hep aynı: Rusya!

Dünyanın vicdan sahibi insanlarının bu gidişata artık bir dur demesi gerekiyor.

***

Kimse “Bu 150 yıllık eski bir mesele, unutun gitsin” demesin.

Kimse geçmişte hiçbir şey olmamış gibi davranmamızı beklemesin.

Çünkü Çerkeslerin sorunları hala çözüm bekliyor. Çerkes halkı hala var olma mücadelesi veriyor. Bugün diasporadaki Çerkes nüfus, anayurdunda yaşayanların 10 katıdır. Tek başına bu tablo bile yaşanan felaketin boyutlarını yeterince ortaya koyuyor.

Evet,  zaman bir taraftan dilimizi ve kültürümüzü öğütmeye devam ederken, diğer taraftan da mücadele gücümüzü artırarak bize yeni yeni fırsatlar sunuyor.

İşte bu yeni fırsatlar sayesindedir ki bugüne kadar “folklorik refleksleri” ile tanınan Çerkes diasporası artık “politik refleksler” de ortaya koymaya  başlamıştır.  Bu hızlı değişim, daha geniş kitlelerin varoluş mücadelesi saflarına katılmalarının çok zaman almayacağını göstermektedir.

Yani Rusya Federasyonu yöneticilerine buradan kötü bir haberimiz var: Unutulması bir tarafa, Çerkes mücadelesi bundan sonra daha zorlu hale gelecek ve Rusya Federasyonu’nun ağzında demir bir bilyaya dönüşecektir.

***

Peki Çerkeslerin bu mücadelesi ne zamana kadar sürecek?

Çerkesler, öncelikle uğradıkları zulmün adının “soykırım ve sürgün” olduğunun bu  cürmü işleyen Çarlık Rusyası’nın hukuki mirasçısı konumundaki Rusya Federasyonu tarafından kabul edilmesini;

Bunun bir sonucu olarak, halkımızı hala tehdit eden yok oluş sürecinin durdurulması için Rusya Federasyonu’nun sorumluluğuna uygun bir misyon üstlenmesini istemektedir.

Bu bağlamda,

Rusya Federasyonu, Anavatana dönüş yolunu kayıtsız şartsız bir şekilde açmalı, Çerkes nüfusun anavatanda toplanması için gereken tüm desteği vererek maddi bedelini de karşılamalıdır.

Anavatanda aynı dili konuşan halklar arasındaki suni sınırlar kaldırılarak bütünleşmeleri ve rehabilitasyonları mutlaka sağlanmalıdır.

Kısaca Çerkesler 21. yüzyılda artık cehalet döneminin uygulamalarından pişmanlık duyulduğunun ikrar edilmesini ve anayurtlarında hem nesillerini, hem de taşıyıcısı oldukları dil ve kültürlerini yaşatabilecekleri güvenli ortamın tesis edilmesini talep ediyor ve bekliyorlar.

Nitekim bugün Çerkeslere yapılan haksızlıkları protesto etmek için 31. kez Rusya Konsolosluğu önüne geldik. Mağduriyetimiz giderilinceye kadar da gelmeye devam edeceğimizi buradan bir kere daha ilan ediyoruz.

YAŞASIN DİLİMİZ!

YAŞASIN KÜLTÜRÜMÜZ !

YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ!

 

ÇERKES HAKLARI İNSİYATİFİ

 

 



1097 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi