• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam122
Toplam Ziyaret987238
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Semerkew

DÇB Başkanı Hauti’nin de katıldığı 8 Ağustos 2015'te yapılan Kaffed Başkanlar Kurulu Toplantısıyla ilgili tartışmalar sürüyor.

Kayseri Kafkas Derneği Yönetim Kurulu üyeleri yayınladıkları bildiride Sohroko Hauti’nin toplantı ile ilgili Rus Basınına yaptığı açıklamaların “gerçek dışı ve kasıtlı çarpıtmalarla dolu” olduğunu açıkladı.
Kayseri Kafkas Derneği'nin yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:

Kamuoyunun Bilgisine,

04.09.2015

08 Ağustos 2015 tarihli Kaffed başkanlar kurulu toplantısı, Ankara’da DÇB (Dünya Çerkes Birliği) başkanı Sn. Sahurokue Hauti  ve beraberindeki heyetinde katılımları ile düzenlenmiştir.

Yapılan toplantının konusu ve içeriği ile ilgili olarak, Sn. DÇB başkanı Sahurokue Hauti,Kabardey-Balkar Pravda gazetesine 26 Ağustos 2015 tarihinde bir demeç vermiştir. http://kbpravda.ru/node/7074)

Söz konusu demeçte “yapılan toplantının ilk bölümünün oldukça gergin geçtiği, gençlerin sivri sorular yönelttiği” gibi ifadelere yer verilmektedir. Devamında ise DÇB nin yaptığı faaliyetlerin ve açıklamaların Türkiye diasporası Çerkesleri tarafından yanlış anlaşıldığı dile getirilerek, ‘’genç soydaşlarımız bu anlatılanlar sonrasında, gerçekleri doğru bilmediklerini söyleyerek özür dilediler(!)’’ ifadesine yer verilmektedir.

Bahse konu toplantının içeriği ile ilgili yapılan bu açıklamalar tamamen gerçek dışı ve kasıtlı çarpıtmalarla doludur.

DÇB heyeti, toplantıdaözetle, yönetimde oldukları süre içerisinde;

Suriye’den Anavatana dönüş yapan soydaşlarımızla ilgili çalışmalar yaptıklarını;

20 Eylül tarihinin Dünya Adige Günü olarak kutlanmasını sağladıklarını ve bunun ‘’kendilerine göre çok önemli(!)’’ olduğunu;

Soçi olimpiyatlarının ‘’bilinenin aksine Çerkesler için fayda sağladığı’’nı ve Olimpiyatlarda Çerkes halkının en üst düzeyde temsil edildiğini;

Ortak alfabe geliştirilmesi konusunda çalışmalarının devam ettiğini dile getirmişlerdir.

Bu açıklamaların ardından ‘’özür dilediği iddia edilen’’ bizler;

  • DÇB nin 2000 yılına kadar Çerkeslerin geleceği adına tüzüğünde yer alan maddeler doğrultusunda başarılı çalışmalar yaptığını ancak, 2000 yılından sonra kuruluş amaç ve ilkeleri ile bağdaşmayan söylem ve eylemler ortaya koyduğunu belirterek, buna ısrarla neden devam edildiği,
  • DÇB nin ‘’DÇB ve kendine bağlı tüm kurumlar RF yanlısıdır (!)’’ söylemi ile neyi kastettiği ve bu açıklamayı yaparken neyi amaçladığı,
  • DÇB nin RF den ‘’İnternet ağında Etnisite merkezli ideolojiye bilgi ile karşı koyma’’ adı altında fon talebinde bulunmasının Çerkes halkı ve geleceği adına nasıl bir fayda(!) sağlayacağı, bu çalışmanın diaspora Çerkesleri nezdinde neden olduğu olumsuz etkilerin neden göz ardı edildiği,
  • DÇB tarafından alınan bütün kararların ve yapılan bütün açıklamaların oy birliği ile yapıldığını iddia etmelerine karşın, Kaffed’in herhangi bir bilgisi ve dahli olmadan alınan kararlar hatırlatılarak, bu usulsüz, keyfi ve şeffaflıktan uzak uygulamaların neden yapıldığı,
  • Çerkeslerin Soykırım, Sürgün, Anavatana dönüş, Suriyeli soydaşlarımızın durumu vs. gibi hangi sorunları halloldu ki Adige günü adı altında uydurma bayram günü ilan edildiği, bu günün bayram olarak ilan edilmesiyle neyin amaçlandığı,
  • Çerkes Soykırım ve Sürgününün tanınması amacıyla dünya ülkeleri nezdinde yapılan harici girişimler konusunda, DÇB ninsivil toplum kuruluşu kimliğinden uzaklaşarak, bir devlet kurumu izlenimi veren açıklamaları neden yaptığı,
  • “Anadilimizi RF koruyor” şeklindeki beyanlarda ısrarcı olan DÇB nin, Anavatanımızda anadilde eğitimin seçmeli ders haline getirilmesi konusunda neden sessiz kaldığı,
    RF nin bu uygulamasının “Çerkeslerin Anadilinin korunmasına katkı sağlamadığı, bilakis Anadilin korunmasını engellediği ve güçleştirdiği” açıkça ortada iken neden bu uygulamaya karşı bir tavır ortaya koymadığı,

gibi sorularımız ve eleştirilerimiz elbette ki tarafımızca dile getirilmiştir. (Bizler bu ve benzeri sorularımızı, eleştirilerimizi ve önerilerimizi 2014 Ağustos ayında yazılı halde kamuoyu ile de paylaşmıştık. (http://www.kayserikafder.org.tr/?s=deklerasyon) Bu sorularımızın hiçbiri DÇB heyeti tarafından cevaplanmış değildir. Dolayısıyla DÇB başkanının iddia ettiğinin aksine sorularımız bu toplantıda ‘’boşa düşmüş’’ değil bilakis “yanıtsız kalmış”tır.

DÇB başkanının ‘’genç soydaşlarımız bu anlatılanlar sonrasında, gerçekleri doğru bilmediklerini söyleyerek özür dilediler(!)’’ şeklindeki asılsız ifadesini net bir şekilde ve ısrarla yalanlıyoruz.

DÇB heyeti tarafından ‘’sivri sorular’’ olarak algılanan sorular, neticede kendi söylem ve eylemlerinin izahının yapılmasını istemekten başka bir şey değildi. Bu “duruş” ve “olaylardan kaynaklı büyük endişenin dile getirilişi”, özür dilemeyi gerektirecek bir kusur değildir. Bu nedenle bahsi geçen toplantıda ‘’genç soydaşlarımız’’tanımı ile ifade edilen bizler hiç kimseden özür dilemedik.

Bizler ,  mensubu olduğumuz kültürün birey olarak bize yüklediği toplumsal sorumluluk ve görevlerin farkında olarak,yanlış bulduğumuz her şeyi yüksek sesle dile getirmeye ve sorgulamaya devam edeceğiz. DÇB nin, Çerkeslerin hassasiyetlerini görmezden gelen tavır ve faaliyetlerinin devamı halinde, açıklanan bu tavır ve duruşumuzu, DÇB nin yapısının ve faaliyet biçimlerinin sorgulanması noktasına gelininceye kadar ısrarla sürdüreceğimizi saygıyla beyan ederiz.

Kayseri Kafkas Derneği

Yönetim Kurulu



1133 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi