• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam308
Toplam Ziyaret985158
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.382232.5119
Euro34.402534.5404
Semerkew
“Bağcı Dövmek”

ERKAN HAK'AŞE

Öncelikle Kaffed…

Erhan Hapae’ye selam ederek, “Ver zabıtaya dilekçeyi -problem çözülsün” denklemi çalışmaz artık-çalışmıyor.

“Sağa-sola bir-iki dilekçe verdik, devlet çözsün” mizansenini geçmeliler.

Üstelik konunun meydanlara taşınması ve kamusallaştırılması bağlamında zerre katkıları olmayan bir alanda, “diasporanın en büyük çatı örgütü” benzeri ifadelerle bezenmiş “parti bildirileri” vaziyeti kurtarmaya yetmediği gibi - toplumsal karşılığı da olmayan, “kof-kibir” olarak da değerlendirilebilecek çok “itici” bir görüntü yaratıyor.

Kabul etsinler; -iyi ki de dahil oldular ammaaaa- kervana çok sonradan ve de “yandan”, “eksik-gedik” dahil oldular bu konu(lar)da. Kısmi bir gelişme varsa da, halen de değişmiş değil bu görüntü.

Yapmasınlar please…

Konu Kaffed açısından “basit” -nereden baktığınıza bağlı olarak da “zor”- esasen;

- Kiril alfabesiyle, Türkiye’de, devlet okullarında, Adıgebze dil eğitimi yapmak hukuken mümkün müdür?

- Değil ise; son üç-beş yılda sıkça karşılaştığımız örneklerde tanık olduğumuz gibi, devletçe “de-facto” bir durum yaratılarak ve de  yaratılan duruma “müsamaha” gösterilerek Kiril’le eğitime “yol verilecek” midir?

- “Yol verilecek” ise; Kabardey-Balkar ve Adıgey üniversiteleri eğitim materyallerinin hazırlaması konusunda nasıl bir katkı yapabilecektir? Ya da yapabilecek midir? Beklenen katkı gerçekleşmeyecek ise Kaffed’in kendi imkanlarıyla bahse konu materyalleri hazırlama olanağı - olasılığı nedir?

- Kiril alfabesiyle eğitim olanak dahilinde değil ise –ya da eğitimin Latin alfabesi ile yapılması gerektiği düşünülüyor ise- Adıgebze dil eğitiminde kullanılmak üzere,  üzerinde mutabık kalınabilecek - kalınan işlevsel bir Latin alfabesi mevcut mudur, ya da üretilmesi olanak dahilinde midir?

- Eğitim; hangi alfabe temel alınarak yapılacak ya da yapılabilecekse de hazırda uygun bir eğitim materyali seti mevcut mudur?

- Eğitim materyali seti mevcut ise; bahse konu materyalin basılması, çoğaltılması ve de  dağıtılması hangi finansman ile gerçekleştirilecektir? T.C. bütçesine konmuş herhangi bir ödenek var mıdır? RF ya da RF parçası federe cumhuriyetler katkı yapacak - yapabilecek midir? Finansman kalemini Kaffed kendi bütçesiyle mi üretecektir?

Varsayalım ki hepsi tamam?

- Pilot bölgelerde ve de pilot okullarda uygulamanın hayata geçmesini temin edecek, “yav kardeşim üye derneklere yazı yazdık ya…” şeklinde mantık sınırlarını zorlayacak, “muhtara yaz - sorun çözülsün” perspektifi dışında, fizible bir pilot il-pilot okul çalışması var mıdır?   

- MEB’in akredite etme olanağı-olasılığı olan “eğitici-eğitmen” var mıdır? Varsa sayı yeterli midir? Yoksa; Kaberdey ve Adıgey nasıl bir katkı yapabilecektir-yapabilecek midir? Yapabilecek ise “değirmenin suyu” nereden gelecektir? (Burada Kiril-Latin meselesini de düşünmek gerekir.)

Kaffed yöneticilerinden  bu konularda “uzmanlık” beklemek vicdansızlık, biliyorum.

Yöneticilerden uzmanlık bekleyemeyiz ama uzmanlara kulak vermelerini bekleyebiliriz.

Zor değil, istesinler yeter ki…

Hikmet Ber, Murat Papşu, TESEV, Eğitim-Sen ve Muhsin Kızılkaya ile başlayabilirler örneğin. Çoğaltılabilir…

***

İkinci muhatap ÇHİ…

Tamam Kaffed çok geç ve de “eksik” girdi sahaya da; “galakside yeni gezegen bulmuşluk hallerini” düşündüren “bu garip dil-nobranlık” ne?

Bu “üslup” ne?

Özgür Çerkes’de yazan arkadaşlar, sizden önce kimsenin konuşmadığı konular olmadığını siz de biliyorsunuz bunların?

Bırakın “dışımızdakileri”;

Çerkesler ÇHİ ile mi keşfetti; dil eğitimini, soyadı ya da köy adlarını?

Buna siz inanıyor musunuz?

Yapmayın please…

Türkiye’deki değişim dinamiğini - demokratikleşme sürecini Kaffed’den önce kavradıkları, aksiyon aldıkları, meydanlara çıktıkları, demokratikleşme sürecinin Çerkesler nezdinde -en azından belli bir süre- taşıyıcısı oldukları doğru.

Bu tutum çok da değerli üstelik…

Bıraksınlar da bunu başkaları takdir etsin.

Çerkes değiller mi üstelik?

Kaffed eksik-gedik de olsa bu sürece dahil olurken-olmaya çalışırken, affetsin Özgür Çerkes yazarları fakat bu “çatışmacı” üsluba gerek var mı?

Daha dün; süreci desteklemediği için haklı olarak ÇHİ tarafından eleştirilen Kaffed, öyle ya da böyle sürece dahil olmak üzere -yetersiz de olsa- adımlar atarken, “olgun bir dil” değil mi Çerkese yakışacak olan?

Üstelik ÇHİ’nin durduğu yer; ne kadar doğru, ne kadar haklı olursa olsun, dil eğitimine ilişkin yetersiz de olsa ortaya çıkan somut imkanın değerlendiril(ebil)mesi noktasında; Kaffed değil midir saha örgütlenmesini kullanarak “dil eğitimini” realize etmek üzere aksiyon alacak - alabilecek olan örgüt?

Değilse; var mıdır bir saha örgütlenmesi-iş planı, Kaffed’i ikame edecek-edebilecek nitelikte ÇHİ’nin?

***

AKP yönetimi ve başta Sayın Erdoğan olmak üzere bir kısım hükümet yetkililerinin beyanları ölçüsünde –kısmen- bilgi sahibi olabildiğimiz, ne ölçüde ya da nasıl realize olacağı ya da olabileceği konusunda elimizde somut bir done olmayan, ilk öğretimin belli bir aşamasından itibaren son derece kısıtlı ve de sorunlu bir çerçevede “seçmeli dil dersi” alma imkanı (üstelik şimdilik geyikten ibaret) üzerinden “birbirimizi yemeye” başladık ya…

“Tarzanca” Türkçe bilgisiyle, “dışarıya” dert anlatmaya çalışan dedem Fozdin’in kişisel sözlüğüne müracaatla;

“Fı aferıms” diyebilirim sadece…

  
3615 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi