• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam210
Toplam Ziyaret987326
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Semerkew
Soyunu Bilmek İsteyenlere Rehber
ERHAN AFYONCU

Son yıllarda insanlar kendilerinin nereden geldiklerini, soylarının nereye dayandığını daha fazla merak etmeye başladılar.

Türkiye'de soy tarihi araştırmaları Avrupa'da olduğu gibi gelişmiş değildir.
Soyunu araştırmak isteyen kişi ilk önce nüfus ve vatandaşlık hizmetleri genel müdürlüğünün alt-üst soy sorgulama sistemine müracaat ederek dedeleriyle ilgili ilk bilgilere ulaşabilir. Bazı nüfus müdürlüklerindeki kayıtlar 1800'lere kadar inmektedir. Ancak bu her nüfus müdürlüğü için geçerli değildir. Bu yüzden benim soyum eskilere gitmiyor diye vesveseye kapılmamak gerekir.
Aile büyüklerinden ailenin geçmişiyle ilgili bilgilerin toplanması da büyük önem arzetmektedir.
Çünkü ailenin geçmişini bilenler azalmaktadır ve bu bilgiler kayıt altına da alınmamıştır.
Aileden gerekli malumat öğrenildikten ve alt-üst soy sorgulamadan bilgiler alındıktan sonra arşivlere müracaat ederek daha gerilere gidilebilir. Ancak bu profesyonel bir araştırma gerekir. Eski yazı ve arşivlerin sistemini bilmeyenler bu araştırmayı yapamaz.

 NÜFUS DEFTERLERİ
Soy tarihi araştırmaları için ilk olarak nüfus defterlerine bakmak gerekir. II. Mahmud'un emriyle 1831'de tutulmaya başlayan nüfus defterlerinin ilk sayımları Osmanlı Arşivi'ndedir. 1880'den sonraki defterler ve arada tutulan vukuat kayıtları ise Nüfus Genel Müdürlüğü Arşivi'ndedir. Bu defterleri destekleyecek diğer kayıtlar ise Osmanlı Arşivi'nde bulunan ve 19. yüzyılın ortalarına ait olan Temettuat defterleridir.
Ailemizin 1800'lerde yaşadığı yer belli ise nüfus defterlerinden hareket etmeliyiz. Son yıllarda Osmanlı döneminde yapılmış nüfus sayımları özellikle belediyelerin ve valiliklerin destekleriyle yayınlanmaya başlandı.
Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Balıkesir, Bayburt, Bursa, Çorum, Düzce, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Mardin, Rize, Samsun, Trabzon, Van, Görele, Tirebolu, Yusufeli, Ünye, Harşit, Şebinkarahisar, Yakacık-Akşehir-i Abad-Suşehri, Giresun, Besni, Gölköy, Payas, Siverek, Pazar, Ardeşen, Sürmene, Zara, Keşap, Körfez, Kavak, Pötürge, Arhavi- Hopa, İspir, Sincanlı, Çamardı, Maçka, Talas, Beyşehir, Yalvaç, Of, Çardak, Çıldır, Bayat, Bozdoğan- Nazilli, Köyceğiz, Bucak-Kızılkaya, Türkeli, Beykoz, Kartal ve Safranbolu'nun nüfus sayımları yayınlandı veya tez olarak hazırlandı.
Birçok il ve ilçenin nüfus defterleri de hazırlanıyor.

TAHRİR DEFTERLERİ
Nüfus defterlerinde bilgi bulunduktan sonra geriye doğru kayıt takip etmek ailenin belirgin bir vasfı yoksa oldukça zordur. 17. ve 18. yüzyıllar için şahıs vergisini ihtiva eden Avarız defterlerinin incelenmesi gerekir.
15-17. yüzyıllar için ise tahrir defterlerine bakmak gerekir. Tahrir defterleri bir bölgede yaşayan hane reisi erkeklerinden, bekâr erkeklere, dul kadınlardan, vergiden muaf olanlar ile yaşlı olup vergi veremeyecek durumda olanlara kadar o bölgede yaşayanları tek tek verir.
Müslüman ve Müslüman olmayanlar ayrı ayrı kaydedilmiştir. Bazı bölgelerde etnik köken de verilmiştir.
Bir bölgede yaylak kışlak hayatı yaşayan Türkmen (Yörük) aşiretleri de tek tek defterlere kaydedilmiştir.
Tahrir defterleri İstanbul'da Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde ve Ankara'da Tapu-Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi'nde bulunmaktadır.
Ancak bu defterlerde aile lakapları yazılmadığı, şahıslar sadece baba isimleriyle kaydedildiği için bağlantıyı kurmak oldukça zordur.
Göçmen ailelerin soyu nasıl araştırılır?
Osmanlı'nın küçülmesiyle birlikte Balkanlar'dan Kafkaslar'dan, Kırım'dan, Arap ülkelerinden, Adalar'dan birçok kişi Türkiye'ye göçetti. Özellikle, 1878, 1912 ve 1923'ten sonra çok yoğun göçler oldu.
Bu yüzden nüfus genel müdürlüğünün arşivinde bulunan kayıtlar muhacirlerin geldiği yere kaydolmasıyla başlamaktadır. Bu kayıtlarda gelen kişinin doğduğu yer olduğu için muhacir kökenli olanlarımız dedelerinin nereden geldiğini öğrenebilmektedir.
Bu konuda ilk olarak Bilal Şimşir, Nedim İpek, Ahmet Halaçoğlu, Muammer Demirel, Faruk Kocacık, Ferhat Berber, Abdullah Saydam, Süleyman Erkan, Hayati Bice, Mehmet Demirtaş, Derya Serin Paşaoğlu, Hakan Kırımlı, Sedat Kanat ve Tufan Gündüz gibi araştırmacıların eserlerini incelemek gerekir. Daha sonra Osmanlı ve cumhuriyet arşivlerindeki kayıtlarla bağlantı kurulabilirse daha geriye gidebilir. Örneğin mübadele ile gelenler Cumhuriyet Arşivi'ndeki tasfiye talepnamelerine bakarlarsa ailelerinin Yunanistan'dan hangi köyden geldiğini öğrenebilirler. Köyü öğrendikten sonra da Osmanlı arşivindeki nüfus defterlerinden ailenin 1830'lardaki durumunu tespit edebilirler.
Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün büyük hizmeti
Yıllardır hem ders verirken, hem televizyonda, hem de konferanslarda en sık karşılaştığım soru "dedelerimi nasıl bulurum"du. Bu işin ilk adımı herkesin kendi kayıtlı bulunduğu yerlerdeki nüfus müdürlüklerinden üst soylarını istemeleriydi. Ancak bazı istisnalar dışında genelde nüfus müdürlükleri bu bilgiyi vermiyorlardı. Bu yüzden de insanlar kulaktan dolma dedikodularla hareket ediyor ve bilgilenemiyorlardı.
Ancak İçişleri Bakanlığı çok doğru bir karar vererek alt-üst soy sorgulama hizmetini başlattı. Aşırı talep yüzünden sistem kilitlendi. Ancak bakanlık meydana gelen teknik sıkıntıları kısa sürede halledilip, sorgulamayı tekrar işler hale getirdi. Ardından da birkaç gün içerisinde 11 milyondan fazla kişi ailesiyle ilgili bilgi aldı. Bu yüzden İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhterem İnce'ye ve Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürü Sinan Güner'e bir tarihçi olarak teşekkür ediyorum. Bu bilgilendirme İçişleri Bakanlığı'nın çok önemli bir hizmetidir. Yalan, yanlış ve maksatlı olarak insanlarımızın ataları konusunda kafasını karıştıranların verdiği kasıtlı bilgilerin önüne bu suretle geçilecektir.
Bundan sonra yapılacak iş sistemdeki bilgilerin eski defterler kullanılarak genişletilmesi (lakapların sisteme yüklenmesi) ve aksaklık görülenlerin (yer isimleri, ölüm tarihleri) düzeltilmesidir.
Bu çok önemli sistemi Türk milletinin kullanımına sunan Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün bu işi de yapacağına inanıyoruz.
  
3047 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi