![]()
Erhan Hapae
erhanhapae@gmail.com
Yüzleşme - 1
07/03/2012
İklim değişir Akdeniz olur.(*) Çerkesya’ya dair umutlar gitgide eriyor. Sanki bir başka baharı beklemek zorundayız. Sovyet baharı Baltık ülkelerine yaramıştı oysa bütün doğu Avrupa’ya, belki enerji satışıyla zenginleşen orta Asya’ya. Bize bir şey getirmedi. Bize bir de Rusya Baharı lazım. Çerkesya’ya umutlarla gidip yerleşmiş olanlar içinde, Rus yönetimine karşı tek bir laf edilmesine tahammül edemeyen arkadaşlarımız bile gözaltına alınıp tedirgin ediliyorsa, bu başka türlü yorumlanamaz. Onlar oraya rehin olmak için gitmediler. Yurtlarına gittiklerini sanıyorlardı, üstelik biz de öyle sanıyorduk. Yeni Çarlar atalarının izindeler ve sürgün artıklarının dünyasını dar etmekten vazgeçmiş değiller henüz. Orada bırakmış olduğumuz rehineler elimizi kolumuzu bağlayacak yine, Çerkesya konusunda derin bir sessizliğe gömüleceğiz. Bana sorarsanız Suriyeli Çerkesler Çerkesya’ya falan dönmesin. Yeni bir esarete niye? Türkiye’ye gelsinler geçici de olsa. Suriye bile daha ümit vadediyor özgürlükler açısından. Kosova çatışmaları sırasında Adıgey’e getirilen Çerkeslerden kaçı kaldı merak ediyorum. Ya da kaçı döndü? Durum sıkıntılı, bildiğiniz gibi değil. Biz yeni Rus Baharını beklerken Türkiye'de çanak-çömlek patladı. Anadolu halkı yakın geçmişi didik didik ediyor. Yeni anayasa süreci içinde yurdun her yanında her gün her gece yüzlerce toplantı yapılıyor. Haklarını öğreniyorlar, insan olarak-toplum olarak. Çingeneler-Süryaniler-Zazalar-Kaberdeyler-Lazlar-Kürtler-Gürcüler-Aleviler hatta Türkler bile. Abzahlar yok. Her biri, kendine yapılmış kötülükleri bir bir döküyor bir intikam ateşiyle yanmadan. Bundan muaf olan sadece Kürt radikalleri. Onlar intikam ateşiyle yanıyorlar biraz, kendilerini de fazlasıyla yakarak. Franko sonrası İspanya’sına ve belki Mandela’nın Güney Afrika’sına benziyor durum. Sıkıntılar yok mu? Var. Var da, 20 yıl öncesinin Güney Afrika’sından geri değil Türkiye halkı, hatta 1978'lerin İspanyol halkından. Toplantılara katılanlar birbirleri için gözyaşı döküyor, fena bir şey mi? Üstelik timsah gözyaşları olmadığından eminsek. Ne var sen Laz olsan-ben Çemguy? Statüko direnmeye devam edecek elbet, bilebildiği-yapabildiği her şeyi deneyerek. Ama artık Atatürk’ün izinde değil halk. ‘Burası devlete meydan okunacak yer değil’ sloganını Ecevit, Merve Kavakçı’ya karşı bugün olsa atamazdı mecliste. Halk; Meclisin tam da devlete meydan okunan yer olduğunu yeni öğrendi. Umarım bir daha unutmaz. Bir başka şey, bu gün ülkede her gün 1,6 kitap basılıyormuş artık. Alman sinemasını Fatih Akın, İtalyan sinemasını Ferhan Özpetek temsil ediyor. İtirazı olan var mı? Bütün benzer nedenlerle, Çerkes siyasetinin merkezi artık Türkiye’dir. Bütün ülkelerin Çerkesleri için odak noktası, burasıdır. Yahut öyle olmalıdır. Öyle olmalıdır da, bu yükü kaldıracak entelektüel birikim var mı bizim buralı Çerkeslerde derseniz cevabım hayır. Peki, birikebilir mi? derseniz cevabım evet. Önce eski Çerkesya’daki beceriksizliklerimiz (ki bu-bizim xabze’ye yapageldiğimiz tapınmayı yerle bir edebilir) ve sürgün sonrası gittiğimiz ülkelerdeki yanılgılarımızla yüzleşerek başlayabiliriz işe. İttihatçıların yedeğinde, Ermeni tehcirindeki rollerimizle başlayabiliriz mesela. Dönemin Diyarbakır valisi Dr. Reşit Bey gibi, kusurlarımızı bir bir döküp yüzleşerek. İktidarın değil de, halkın yanında yer aldığımız her durumu önemseyerek -eğer varsa öyle bir şey?-. Mesela dünya tarihçilerinin önemseyebileceği objektif tarihsel araştırmalara değer vererek bilgi üretmek. Prezidyumun değil de önce hiç olmasa Çerkes halkının, sonra da Arapların-Latinlerin-Türklerin-Hintlilerin bu arada Kaberdeylerin beğenip dinlemeye tahammül göstereceği müzikler yapmak. Başkalarının da kahrını çekebileceği şiirler yazmak. Adam gibi evrensel bir hikâye kaleme almak. Uluslararası bir dergide yayınlanacak bir mimari eser üretmek mesela. Resim konusunda bir kusurumuz yok çok şükür, dans konusunda, belki tıp dünyasında da. Bu konularda evrenseliz. Batıda doktora seviyesinde eğitim gören benim şahsen tanıdığım Çerkes en az 12 genç var. Bunlar, biz eski kuşak Çerkeslerin sığ muhabbetlerine haklı olarak uzak duruyorlar. Ama entelektüel bir uğraş içinde olacaklarsa eğer, sığınabilecekleri en güvenilir liman eski ataları ve kendi halklarıdır. Çünkü diğer alanların büyük bölümü çoğunlukla dolu ve bizim dünyamız ise bakir. Bunu onlar da fark edecekler, çok uzun sürmeden. Kafkasya Forumu’nun genç kadrosu ümit veriyor mesela. Dr. Setenay N. Doğan, Selçuk Balkar, Janberd Dinçer gibiler. Umut onlarda. İmdat Kip’ten de ümit kesmedik henüz. Birikir, hiç kuşkunuz olmasın. Pşınawo Avni’nin oğlu Harward 3. Sınıfta burslu okuyor. Libya üzerine yazılar yazmayacak herhalde veya Bengladeş. İstiyorsa onları da yazar elbet ama dönüp esir olacağı yer kendi kökleridir mecburen. Bize düşen ise onlara ortam hazırlamak, çok bir şey değil. Tıpkı, etrafına gençliği toparlayıp Çerkes düşün dünyasına vaha açan Hatko Yaşar Bağ’ın yaptığı gibi. O zamanların çapı o kadardı elbet ama bu gün çok daha geniş olacak bu vaha. Başta Kaf-fed olmak üzere bütün Çerkes örgüt ve yayın organlarına önerim budur. Hiç olmasa bir yan uğraş olarak. Sayın Vacit Kadıoğlu’nun bu durumu ciddiye alacağını düşünüyorum ben, Cevat Bage şahit, rakı içip beraber - türkü söyledik ne olsa. Yalçın Karadaş da artık affeder beni. Belki iklim değişir, Akdeniz olur. CARI. _________ (*) Kemal Burkay / Gülümse. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Veda Gibi… - 27/11/2012 |
Çerkes dünyası ile ilgili, bütün kurum ve örgütlere eşit mesafede, bilgi ve düşünce üretmeye yönelik bir uğraşın içine girmeye çalışacağız. Bugüne kadar üretilmiş bilgi ve birikimimize saygı duyarak tabiî. |
Dünya Çerkes Birliği Kongresi - 31/10/2012 |
Türkiye Çerkeslerini temsilen oraya katılan delegelerimiz 12 yıldır ne hissediyorlar bu konuda. Her iki senede bir Nalçik’e gidip Putin’in tayin ettiği adaya oy verip geri dönen arkadaşlarımız, içlerine sindirebiliyorlar mı bu durumu. |
TARAF’ta İSYAN - 17/10/2012 |
Mesele AK Parti’den umut kesenlerle, hala umut besleyenler arasında. Tabi bu umut besleme; Kürt meselesinin çözümü ile ilgili. Bir barış umudu hala var mı, yoksa Sayın Erdoğan’ın tek adam hali nedeniyle mesele, bilinmez bir ‘ati’ye mi bırakıldı? |
Türkler Ayrılmalı / Ruslar da... - 05/09/2012 |
Türkler artık unutsun Muhteşem Süleyman’ı, Orta-Asyalı göçebeler Galata’ya tutunmuş, altına metro inşa ediyorlarsa daha ne olsun? Az şey mi? |
Şire / Lheğunuğe - 24/07/2012 |
Örgüte girip hücre dersleri aldığımız dönemde bile ‘Bebek Halk Komiserliğini’ talep ettiğimi düşününce, ezik halkların bahtsız hikayelerini dinlemeye ne kadar uzak durma niyetim olduğu açık. Reddedilmişti tabii... |
Masumiyet - 20/06/2012 |
Çerkeslerin meselesi uluslararası desteğe muhtaç, bu bir ön kabul (en azından benim için). Uluslararası ilgi, sadece masumlara yönelik diye düşünüyorum ben. Mazlum olmak yetmiyor. |
Çerkesya’nın Düzeni (2) - 14/06/2012 |
Putin’in istediği şey belli. Kaberdey-Balkar’ı Çeçenya’ya çevirmek. Onun için rahat olur ama Çerkesler için ne olur? Ben size söyleyeyim; felaket olur. |
Tehdit ! - 04/06/2012 |
Türkiye’nin ne yapacağını merak ediyoruz şimdi. Şöyle bir şey diyebilecek mi acaba; “Benim topraklarımda benim vatandaşlarımı tehdit mi ediyorsun sen? Kendine gel, burası Çeçenistan değil.” Yoksa, “Bana ne, yesinler birbirlerini mi” diyecek. |
21 Mayıs / Uludere - 26/05/2012 |
Beşiktaş’ta eski dostlarla buluştuk, Taksim’e çıkmayan. Çoluk çocuk-yaşlı genç her nesilden insanın bulunduğu bir kalabalıktı. Ayrıca Kaf-fed kusura bakmasın ama bir eylemden çok bir müsamereyi andırıyordu bu anma. Artık gerek yok. |
![]() |