• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam164
Toplam Ziyaret1119388
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.666238.8212
Euro43.398443.5723
Semerkew
Erhan Hapae
erhanhapae@gmail.com
Masumiyet
20/06/2012

Ragıp Mete söylemişti bunu ‘Mazlumların en büyük silahı masumiyettir’ diye. Başka birileri tarafından daha önce söylenmiş olabilir bu ama ben ondan duydum ilk. Benim de düşündüğüm fakat böyle beş kelime ile tarif edemediğim şeyi o söyledi. Gandi de söylemiş olabilir bunu, ama ne farkeder? Çok değerli.

Masumiyet, Çerkeslerin çok beğeneceği bir silah değil, biliyorum. Daha yeni 2004, Çeçenistan’a bakınca masum kalmaya pek niyetli olmayan bir halk olduğumuz açık. Atları – silahları - kavgayı severiz biz.  Abhazya’da savaş sırasında ele geçirdiği bir Gürcü tankını evinin bahçesine çekip devlete teslim etmeye yanaşmayan bir gaziden söz edilir. Bu bir ganimet, siz mi geçirdiniz ele? Maykop’ta jeep’i çalıp sahibini telefonla aramak gibi gerçeküstü durumlar da var bu arada. Atını çaldırdın -onurunu kurtar - bedeli beşbin dolar!

Oysa ‘Masumiyet’ sığınabileceğimiz tek silah.

Çerkeslerin meselesi uluslararası desteğe muhtaç, bu bir ön kabul (en azından benim için). Uluslararası ilgi, sadece masumlara yönelik diye düşünüyorum ben. Mazlum olmak yetmiyor.

Çeçenya’nın muazzam kıyımına sırt çevirdi batı. Bir tek nedenle; masumiyetini yitirmişti Çeçenler ve Putin’in buradaki en büyük rolü, onları masumiyet sınırları dışına itmek oldu (bakınız Türkiyeli Osetlerin tepkileri). Dudayev, hayatıyla ödediği o muazzam mücadelesi boyunca batının sempatisini kazanamadı hiç. Kendisine sığınmak zorunda kalan Gamsahurdia ile aynı hazin sonu paylaştı. Bunun bedeli Çeçen halkı için korkunç oldu, o kadarki, bütün Kafkasya’nın hem  en önemli kurmayı, hem de akil adamı Mashadov’u nokta vuruşla imha etti Putin. Geriye kalan kırk bini çocuk, iki yüz elli bin Çeçeni peşinden.

Batı tınmadı.

Tınmadı çünkü mücadeleye rengini veren Mashadov değil, Dudayev’di. Dünya onu bir eşkıya olarak görüyordu o zaman ve dünya eşkıyaları sevmiyordu artık. Eskiden öyle değildi belki. (Comandante Che Guevera – Viva Zapata)

Dudayev belki de farkında olmadan, Yeltsin’e ve özellikle Putin’in eline olağanüstü kozlar verdi. Öyle kozlar verdi ki, Abhazya bağımsızlık savaşına olağanüstü bir süratle ve iştahla katılan Çeçenler,  aynı desteği Abhazlar’dan görmedi. Bir kaç kişi hariç, Çerkesler’den bile. Onlar için büyük bir hayal kırıklığıdır herhalde. Diğer yandan Gamsahurdia’nın, sonunda Dudayev’e sığınması ise Abhazlar ve Çerkesler için başka bir hayal kırıklığı.

Kuzey Kafkasyalıların başlarından geçmiş iki büyük tecrübe var yakın tarihte. 1864 ve ondan tam 140 yıl sonra Çeçenlerin imhası. Bu iki durumda nasıl bir davranış gösterdik biz? İlkinde masumiyetin ne kadar önemi vardı bilemiyorum zamanın ruhu itibariyle ama ikincisinde rakip bizi masumiyetin dışına itmeyi başardı.

Masumiyet,  bütün bu tecrübeler sonrasında çok daha değerli.

Masumiyet; sadece Rusya’ya karşı sivil bir mücadele yöntemi seçilmesiyle ilgili değil (Putin diğer yola – kendi kulvarına düşmemizi iştahla bekliyor olsa bile). 148 yıldan beri yaşadığımız Osmanlı topraklarında, ne kadar masum kaldığımızla da ilgili. Rusya’ya karşı masum olmak tamam ama arasında yaşadığımız halkların da arkamızdan ne söyledikleri çok önemli diye düşünüyorum ben.

Ürdün bedevilerine, Türkiye Ermenilerine, Düzce Ubıhları’na karşı işlenmiş kusurlarımız var ise, bunlardan arınmamız gerekir diye düşünüyorum. Ethem Bey ile ilgili yüceltmelerimiz, kuşkuyla baktığım bir şey benim. Kemalizm’e sağladığı faydaları peş peşe sayıp duruyoruz da, Kemalizm’in insanlığa nasıl bir fayda sağlamış olduğunun üzerinde durmuyoruz pek. Özellikle 1914 öncesi Ethem Bey’in yaşamının karanlıklar içinde olduğu iddia ediliyor Ermeniler tarafından, varsa sakat şeyler neden sahip çıkalım?

Olağanüstü sabır ve incelikle örmemiz gereken bir doku bu. Bir kusurumuz varsa kabul edelim. Masumiyetimizin kusurlarımızdan daha ağırlıklı olduğunu umut ediyorum ben.

O zaman masumiyetimizi tamir edelim.

Mücadeleye yüz akıyla başlamak böyle olabilir ancak.

CARI.



2466 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Veda Gibi… - 27/11/2012
Çerkes dünyası ile ilgili, bütün kurum ve örgütlere eşit mesafede, bilgi ve düşünce üretmeye yönelik bir uğraşın içine girmeye çalışacağız. Bugüne kadar üretilmiş bilgi ve birikimimize saygı duyarak tabiî.
Dünya Çerkes Birliği Kongresi - 31/10/2012
Türkiye Çerkeslerini temsilen oraya katılan delegelerimiz 12 yıldır ne hissediyorlar bu konuda. Her iki senede bir Nalçik’e gidip Putin’in tayin ettiği adaya oy verip geri dönen arkadaşlarımız, içlerine sindirebiliyorlar mı bu durumu.
TARAF’ta İSYAN - 17/10/2012
Mesele AK Parti’den umut kesenlerle, hala umut besleyenler arasında. Tabi bu umut besleme; Kürt meselesinin çözümü ile ilgili. Bir barış umudu hala var mı, yoksa Sayın Erdoğan’ın tek adam hali nedeniyle mesele, bilinmez bir ‘ati’ye mi bırakıldı?
Türkler Ayrılmalı / Ruslar da... - 05/09/2012
Türkler artık unutsun Muhteşem Süleyman’ı, Orta-Asyalı göçebeler Galata’ya tutunmuş, altına metro inşa ediyorlarsa daha ne olsun? Az şey mi?
Şire / Lheğunuğe - 24/07/2012
Örgüte girip hücre dersleri aldığımız dönemde bile ‘Bebek Halk Komiserliğini’ talep ettiğimi düşününce, ezik halkların bahtsız hikayelerini dinlemeye ne kadar uzak durma niyetim olduğu açık. Reddedilmişti tabii...
Çerkesya’nın Düzeni (2) - 14/06/2012
Putin’in istediği şey belli. Kaberdey-Balkar’ı Çeçenya’ya çevirmek. Onun için rahat olur ama Çerkesler için ne olur? Ben size söyleyeyim; felaket olur.
Tehdit ! - 04/06/2012
Türkiye’nin ne yapacağını merak ediyoruz şimdi. Şöyle bir şey diyebilecek mi acaba; “Benim topraklarımda benim vatandaşlarımı tehdit mi ediyorsun sen? Kendine gel, burası Çeçenistan değil.” Yoksa, “Bana ne, yesinler birbirlerini mi” diyecek.
21 Mayıs / Uludere - 26/05/2012
Beşiktaş’ta eski dostlarla buluştuk, Taksim’e çıkmayan. Çoluk çocuk-yaşlı genç her nesilden insanın bulunduğu bir kalabalıktı. Ayrıca Kaf-fed kusura bakmasın ama bir eylemden çok bir müsamereyi andırıyordu bu anma. Artık gerek yok.
21 Mayıs - 05/05/2012
‘Bize bir de Rusya baharı lazım’ derken, Rusların Kafkasya’dan defolup gitmeyeceklerinin epeyce farkındayım ben. Rusya parçalansın diye bir merakım da yok. Ama demokratikleşsin.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi