![]()
Murat Cenbey
muratcenbey64@gmail.com
Çerkeslerin Siyasal Örgütlenmeleri ve Eylemlilik
21/09/2012
Çerkesler siyasal olarak örgütlenebilir mi? Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler ile yıllardır Çerkes kültürünün korunmasında çok büyük bir paya sahip derneklerin siyasallaşamayıp günün ihtiyaçlarına cevap verememesi sonucu oluşan hoşnutsuzluklara bakarsak bu soruya “evet” dememiz lazım. Bu konuda derneklere alternatif birçok grubun çıktığını görüyoruz. Ancak bu grupların yaptıkları ve yapamadıklarına baktığımızda Çerkeslerin bu konuda hala çok gerilerde olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. En son 21 Mayıs eylemlerinde görüldüğü gibi zaten 4-5 bini ancak bulan kalabalık da Taksim ve Kabataş olarak bölünerek, hatta Taksim’deki gruplar da ikiye bölünüp ayrı saatlerde eylem yaparak bu konuda hala ne kadar yol almamız gerektiği konusunda iyi bir örnek sundular. Çerkesler için böyle önemli bir günde 4-5 binlik bir kalabalık istenilen bir sayı değil elbette. Ayrıca bu gruplar arasında birbirine düşmeler, birbirini suçlamalar, önyargılar, korkular da cabası… Normalde siyasallaşmaya başlayan bir toplumda görüş ayrılıklarının olması kaçınılmaz bir şey aslında. Benim burada bahsetmeye çalıştığım, görüş ayrılıklarının haricinde birbirine engel olma ve önyargılı davranışlar. Taksim’deki yürüyüşte kortejde yer alan gruplardan biri geçerken, yanımdaki İstanbul dışından dernek otobüsü ile gelmiş bir genç kızın “Bu komünistlerin burada ne işi var?” demesi örneğin... Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz, hatta her grup kendine yapılan engellemeler konusunda sayısız örnek verebilir. Çünkü bütün bunların temelinde örgütlenme konusunda yapılan acemilikler ve izlenen yanlış stratejiler olduğunu görüyoruz. Bir toplumun siyasal olarak örgütlenebilmesi için sağlam bir fikre, ideolojiye, kadrolara ve de en önemlisi bu fikrin peşinden gidecek bir kitleye ihtiyacı vardır. Teknolojinin inanılmaz geliştiği günümüzde kitleler sadece kendilerine sunulan bilgilere göre değil, artık bir tık uzağımızda olan sanal âlemde de araştırarak ve örgütlenerek kararlarını verip bir fikrin peşinden gidiyorlar. Ancak bunun için bu kitlelere sesimizi duyurmak zorundayız, ki onlar da taraflarını seçebilsinler... *** Son yıllarda siyasallaşmak amacıyla sahneye çıkan tüm Çerkes grupları kitle kaynağı olarak derneklere göz dikmiş durumda maalesef. Türkiye’de nüfusun yaklaşık % 5’i kadar bir Çerkes olduğunu kabul edersek, 3,5-4 milyon Çerkes vardır diyebiliriz. Oysaki derneklerin toplam üye sayısı 15 binlerde, bunların da yarıdan çoğu inaktif, yani topu topu 5-6 bin Çerkes var şu anda örgütlü yaşayan. Derneklerin faaliyetlerini bir şekilde eleştirip, siyasallaşma amacıyla sahneye çıkan grupların hepsi bu 5-6 binlik kitleden pay almaya uğraşıyor. Tüm toplantılar, etkinlikler, mitingler, yürüyüşler, şenlikler ve aklımıza gelebilecek her türlü kitlesel eylem ya da etkinlik bu 5-6 bin kişinin üzerinde dönüyor. Her toplantıda aynı yüzleri görüyoruz, yardım toplanacaksa aynı insanlara gidiyoruz, fikir alınacaksa aynı insanlara gidiyoruz, kısaca her yerde aynı yüzleri görüyoruz. Oysaki bu insanlar zaten bir şekilde örgütlü. Faaliyetlerini beğensek de , beğenmesek de örgütlü insanları, kendi örgütümüze almaya uğraşıyoruz. Bunun bir tek nedeni var; iş bilmemek ve kolaycılık. Çünkü bu insanlara ulaşmak çok kolay, onun için tüm gruplar bu insanlara hücum ediyor. Oysaki bu 5-6 binlik kitlenin dışında kalan binler milyonlar var. Niçin onları örgütlemeye çalışmaz bu gruplar? Çünkü o insanlara ulaşmak zor da ondan. Son yıllarda Türkiye’de de çok değişiklikler oluyor. Seçmeli dil dersleri gibi önemli bir konuda bile sesimizi çıkaramadık. Eğer biz Çerkesler olarak siyasal örgütlenme yapmak, toplumda var olmak, asimilasyona dur demek, anavatanla ilgili haklarımızı savunmak istiyorsak, işte bu örgütlü mücadele dışında kalmış milyonlara ulaşmak zorundayız. Artık aramıza yeni yüzler katmamız gerekiyor. Peki nasıl katacağız bu insanları aramıza? Bunun bir tek yolu var: EYLEMLİLİK. *** Tüm dünyada siyasal mücadele veren gruplar ister legal, ister illegal, hepsi kitlelere sesini duyurabilmek için EYLEMLİLİK yolunu seçmişlerdir (Buradaki eylemlilikten kastım demokratik sınırlar içerisinde barışçıl eylemler tabii ki). Çünkü ancak yapılan eylemler sonucu medyada da yer bularak geniş kesimlere sesimizi ve fikirlerimizi duyurup, örgütlenme dışında kalmış insanların dikkatini çekip, onları tekrar mücadele içine katabiliriz. Çerkes mücadelesinde bu konuda Çerkes Hakları İnsiyatifi iyi bir örnek olmuştur. Çok yeni olmasına rağmen fikirlerini beğenelim ya da beğenmeyelim, yaptıkları eylemlerle medyada kendilerine yer bulabilmiş ve bir ilgi uyandırabilmiştir. Ancak bu eylemliliğin belli bir fikir ve strateji doğrultusunda sürekli hale gelmesi gerekir ki, toplumda bir merak ve etki uyandırıp kitleselleşebilsin. Sadece ÇHİ değil, tüm gruplar -ki buna dernekler de dahil- bu tür eylemlilikler düzenleyip toplumda dikkat çekebilmeli, etki bırakabilmeli ve mesajlar verebilmelidir. 21 Mayıs gibi bir günde Çerkesler 4-5 binlik bir kitle ile değil, 100-200 binlik bir kitle ile meydanlarda olmalıdır. Bunun yolu da eylemlilikten, yani örgütlenme dışında kalmış Çerkesleri örgütlü yaşama katmaktan geçer. Bu konuda yapılacak her türlü eylemi desteklemek gerekir. 2014 yılında Soçi’de yapılacak olan olimpiyatları boykot etmek için tüm Çerkeslerin çaba göstermesi gerekir. Bunun için artık Çerkeslerin sahaya inme zamanı gelmiştir. Bu konuda yapılacak her türlü etkinliğe destek vermek gerekir. Her ayın 21’inde Galatasaray Lisesi önünde toplanıp Rusya Federasyonu Konsolosluğu önüne kadar yapılacak yürüyüşün ilki bu ayın 21’inde Cuma akşamı yapılacak. Tüm Çerkeslerin tüm güçleriyle bu eylemlilikte yerini alıp “NO SOÇİ!” diye bağırmaları gerekir, yok olmamak için... Yoksa tüm değerlerimiz elimizden alınıp bize kala kala “Çerkes tavuğu” ve “güzel Çerkes kızları” avuntuları kalacak. Ya değerlerimize, sorunlarımıza sahip çıkıp sahaya inip meydanlarda haykıracağız bizlere yapılan haksızlıklara karşı; Ya da zalime boyun eğip, farkında bile olmadan çocuklarımıza sadece “Çerkes tavuğu”, “Çerkez kızı” gibi deyimleri bırakıp oynaya oynaya yok olacağız. Karar bizlerin, farkında olanlar için. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Düzenin Bekçisi Çerkesler - 20/07/2013 |
Maalesef Gezi olayları da gösterdi ki Çerkesler yine koruma olmaktan kurtulamadılar. AKP’yi Çerkeslik adına, özgürlük adına desteklediklerini iddia eden bu Çerkesler körü körüne bu katliamları yapan AKP’ye karşı tavır almak yerine sahip çıktılar. |
Gezi Parkında Çerkesler Oyuna mı Geldi? - 30/06/2013 |
Bugün AKP’nin, çok eleştirilen ulusalcılardan farkı kalmamıştır, ulusalcılar ne kadar ırkçı, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir parti ise, AKP de o kadar mezhepçi, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir partidir. |
CHP Milletvekili Engin Özkoç’a Cevaptır! - 31/05/2013 |
Anadolu’ya göç eden Çerkesler’e, Anadolu halkları kapılarını açmış ancak ne Osmanlı, ne de Cumhuriyeti kucak açmamış; tam tersine bizi Kürtler’e ve Ermeniler’e karşı kullanmışlardır. Bu ihaneti yapanlar da en başta sizin üyesi olduğunuz CHP’dir. |
Açılım Ve TC Çerkesleri Üzerine - 13/05/2013 |
Mevcut duruma baktığınızda bu süreci sürdüren ve yeni anayasayı yapacak olan İslamcılar ve Kürtler. Biz Çerkesler ise 6 milyon olmakla övünmekle birlikte istatistiklerde “diğerleri” kaleminde yer almaktan öte gidemiyoruz. Bu kafayla gidemeyeceğiz de. |
ÇHİ Beyaz Çerkeslerin AKP’si mi? - 20/03/2013 |
Daha önce 1970’lerdeki sol gençlik muhalefeti sırasında “komünizm geliyor, eyvah” diyerek ülkedeki her türlü muhalefeti ezen bir askeri darbe yapmışlardı; şimdi de “eyvah şeriat gelecek, ülke bölünecek” korkusu yaymaya başladılar tüm güçleriyle. |
Açılım, Çerkesler ve Kemalistlerin Korkusu - 03/03/2013 |
Aranızda psikolog yada psikolojiye ilgi duyanlar bilir, öfkenin temelinde korku vardır, öfke, korkunun dışa vurumudur. Peki bu Kemalistler neden korkuyor acaba? |
Değişen Ortadoğu Dengeleri ve Çerkesler - 27/01/2013 |
Küresel sermaye ve kapitalizmin bizleri tanıması, bizleri pazar olarak görebilmesi için, ilk önce bizim bir ulus olduğumuzu fark etmemiz, bunun için mücadele etmemiz ve belki de bedel ödememiz gerekecek. |
Türkiye’de Neler Oluyor? - 17/12/2012 |
Anavatanımızdan zorla sürgüne yollandığı halde buna yıllarca “gönüllü göç” diyen büyüklerimizden sonra, bugün meydanlarda “bu bir soykırımdır” diyebilir hale geldik. |
Cumhuriyet Bayramı ve Çerkesler - 10/11/2012 |
Hala ilköğretim okullarında 6–7 yaşında çocuklara her sabah zorla “Ne mutlu Türküm, varlığım Türk varlığına armağan olsun” dedirtiyorsunuz. Siz sabahları “Ne mutlu Almanım diyene” demek ister misiniz acaba? |
![]() |