• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam377
Toplam Ziyaret1146363
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar40.135740.2966
Euro46.629746.8165
Semerkew
Murat Cenbey
muratcenbey64@gmail.com
“Uyuduk Ey Halkım, Unutma Bizi” Dememek İçin…
28/06/2012

Sayın Başbakanımızın “seçmeli dil dersleri yapılacak” açıklamasının üzerinden bir süre geçti. Bu haftaki yazısında sevgili Erol Karayel çok güzel açıkladı bu olayı, yasal durumunu, zorluklarını v.s.

Sanırım Başbakanın bu açıklaması, yeni anayasa sürecinde bu konunun tartışmaya açılması amacını taşıyordu. Yeni anayasada anadilde eğitim hakkı, ya da azınlıklara seçmeli dil dersi hakkı bunun üzerine şekillenecek.

Bu yeni anayasa yapılırsa eğer -ki yapılacak gözüküyor-, herhalde en az 30 sene geçecektir bir sonraki daha demokratik yeni anayasanın yapılması için girişimlerin başlaması.

Yani Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayanlar, kendilerini önümüzdeki en az 30 sene boyunca yönetecek olan anayasanın yapılması sürecini yaşıyorlar ve bu günler yapacakları için son şansları.

Biz Çerkesler açısından baktığımızda ise çok ciddi bir yol ayrımında olduğumuzu görüyoruz. Ya yıllardır olduğu gibi statükocu bir zihniyetle sessiz kalıp bu treni kaçıracağız; ya da bütün gücümüzle sahneye çıkıp bu denkleme dahil olacağız.

Sayın Başbakanımızın yaptığı konuşmanın üzerinden geçen sürede gözlerimiz hep Çerkesleri aradı tabii ki, “Evet bu seçmeli dil dersi yetmez ana hedef anadilde eğitim hakkıdır. Ancak bu da eğer becerebilip uygulamaya sokabilirsek, kazanılmış bir mevzidir” diyebilen Çerkesleri.

O halde niye haykırmıyoruz bütün gücümüzle, niye bir taraftan resmi başvurular, teknik çözüm üreten raporlar, başvurular yapıp, bir taraftan da meydanlara çıkıp, demokratik ve barışçıl haklarımızı kullanmıyoruz? Bunları şimdi yapmazsak ne zaman yapacağız, tren kaçtıktan sonra mı?

Sadece bir dilekçe verip “Verdik işte, bekliyoruz” demek midir mücadele etmek?

Sadece 21 Mayıslarda yürümek, ya da denize çiçekler bırakmak mı mücadele etmek?

Hadi yıllardır derneklerimizde çok iyi dans eden, oynayan, kabzelere saygılı ama kendilerine “Çerkes Türkü” diyen bir nesil yetiştirerek asimile olduk; ama son yıllarda “mücadele ediyoruz artık” demiyor muyuz? Bu mu mücadele?

Hadi sürgün yaşamı dilimizi, kültürümüzü asimilasyona uğrattı, peki gurur duyduğumuz kararlı, inatçı, mücadele gücü yüksek olan genlerimizi de mi asimilasyona uğrattı?

Sayın Başbakan tartışmayı açmış, ister gerçekten inandığı için olsun, ister özgürlükçü olduğu için, ister küresel sermayenin baskısı yeni dünya düzeni zorunluluğundan dolayı yaptı diyelim, ne fark eder?

Bu fitili ateşlemiş artık, o halde biz ne bekliyoruz?

Bu içi boş bir geyik olarak görüp, olaya tepki verenleri küçümseyip, “daha ortada fol yok yumurta yok bekleyelim bakalım”  tavrı  statükoculuk değil mi?

Bu tren kaçarsa artık herşeyin çok geç olduğunu, dünyada en fazla Çerkes nüfusunun yaşadığı bir ülke olarak buradan elde edeceğimiz kazanımların, sadece Türkiye’de değil, tüm dünya ülkelerinde azınlık durumunda olan ve Anavatandaki yurttaşlarımız için de çıtayı yükselteceğini görmüyor muyuz?

Bu aşamada fikir ayrılıklarının bir önemi var mı? Tüm Çerkes gruplarının programında yer alan “anadilde eğitim” için hep birlikte buluşup mücadele edemiyorsak başka nasıl bir araya gelebileceğiz?

Bir şeyi söylemekle, altını çizerek bağıra bağıra söylemek arasındaki fark, o şeyi ne kadar istediğinle ilgilidir. Elbette anadilde eğitim, köy isimlerinin geri verilmesi gibi talepler söylendi daha önce, ama kastımız, üzerine basa basa, bağıra bağıra, altını çizerek söylemek. Dilekçeye cevap vermiyorlarsa, bir daha gitmek, barışçıl yöntemlerle her türlü demokratik hakkımızı kullanmak, internet sitelerimizde, gazetelerimizde haykırmak…

Niye hep birlikte eylemler yapmayı planla mıyoruz?

Elbetteki yapmayanları da eleştirecek insanlar, tüm Çerkeslerin temsilcisi, hepimizin bir şekilde hayatına girmiş olan en büyük çatı örgütünden oyuna girmesini, sorumluluk almasını isteyecekler elbette.

Onları mücadeleye çağıracaklar, rahatsız edecekler, etmeliler de. Hatta hesap sormalılar, bugüne kadar yapılmayanı yapıp.

Zaten bir çok yeni grubun çıkması da eskiden duyulan memnuniyetsizliğin bir göstergesi değilmi?

Bu kadar ciddi bir yol ayrımında sessiz kalan, sesini yeteri kadar çıkarmayanları eleştirecekler tabii ki. Bu yaşadığımız süreç ‘’bir deli kuyuya taş attı, kırk akıllı çıkarmaya çalışıyor” denilebilecek kadar basit bir olay değil ki. Tüm dünyadaki Çerkes nüfusu etkileyecek bir anadilde eğitim hakkını konusuyoruz, ya da seçmeli dil eğitimini. Ve bu sürecin nerede sonuçlanacağı biraz da bizlerin vereceği mücadeleye bağlı.

Sevgili Deguf Fuat’ın seslendiği gibi, “neredesiniz” ey halkım?

Kaybedecek bir tek saniyemizin olmadığı bu günlerde tüm gruplara sesleniyorum

Kaffed, ÇHİ, Kafkasya Forumu, Cherkessia.net, Jineps, Sosyalist Çerkesler ve adını sayamadığım tüm gruplar, uyumayın!

Sizlerin bu topluma öncülük etme gibi bir göreviniz var, hep birlikte başlık atın “Seçmeli derse evet ama yetmez, ana dilde eğitim istiyoruz” diye. Elinizden gelen her türlü mücadele alanını kullanın.

Yok eğer bunu yapmazsanız tren kaçtıktan sonra şu başlığı atmak zorunda kalırsınız:

UYUDUK EY HALKIM, UNUTMA BİZİ!



2207 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Düzenin Bekçisi Çerkesler - 20/07/2013
Maalesef Gezi olayları da gösterdi ki Çerkesler yine koruma olmaktan kurtulamadılar. AKP’yi Çerkeslik adına, özgürlük adına desteklediklerini iddia eden bu Çerkesler körü körüne bu katliamları yapan AKP’ye karşı tavır almak yerine sahip çıktılar.
Gezi Parkında Çerkesler Oyuna mı Geldi? - 30/06/2013
Bugün AKP’nin, çok eleştirilen ulusalcılardan farkı kalmamıştır, ulusalcılar ne kadar ırkçı, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir parti ise, AKP de o kadar mezhepçi, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir partidir.
CHP Milletvekili Engin Özkoç’a Cevaptır! - 31/05/2013
Anadolu’ya göç eden Çerkesler’e, Anadolu halkları kapılarını açmış ancak ne Osmanlı, ne de Cumhuriyeti kucak açmamış; tam tersine bizi Kürtler’e ve Ermeniler’e karşı kullanmışlardır. Bu ihaneti yapanlar da en başta sizin üyesi olduğunuz CHP’dir.
Açılım Ve TC Çerkesleri Üzerine - 13/05/2013
Mevcut duruma baktığınızda bu süreci sürdüren ve yeni anayasayı yapacak olan İslamcılar ve Kürtler. Biz Çerkesler ise 6 milyon olmakla övünmekle birlikte istatistiklerde “diğerleri” kaleminde yer almaktan öte gidemiyoruz. Bu kafayla gidemeyeceğiz de.
ÇHİ Beyaz Çerkeslerin AKP’si mi? - 20/03/2013
Daha önce 1970’lerdeki sol gençlik muhalefeti sırasında “komünizm geliyor, eyvah” diyerek ülkedeki her türlü muhalefeti ezen bir askeri darbe yapmışlardı; şimdi de “eyvah şeriat gelecek, ülke bölünecek” korkusu yaymaya başladılar tüm güçleriyle.
Açılım, Çerkesler ve Kemalistlerin Korkusu - 03/03/2013
Aranızda psikolog yada psikolojiye ilgi duyanlar bilir, öfkenin temelinde korku vardır, öfke, korkunun dışa vurumudur. Peki bu Kemalistler neden korkuyor acaba?
Değişen Ortadoğu Dengeleri ve Çerkesler - 27/01/2013
Küresel sermaye ve kapitalizmin bizleri tanıması, bizleri pazar olarak görebilmesi için, ilk önce bizim bir ulus olduğumuzu fark etmemiz, bunun için mücadele etmemiz ve belki de bedel ödememiz gerekecek.
Türkiye’de Neler Oluyor? - 17/12/2012
Anavatanımızdan zorla sürgüne yollandığı halde buna yıllarca “gönüllü göç” diyen büyüklerimizden sonra, bugün meydanlarda “bu bir soykırımdır” diyebilir hale geldik.
Cumhuriyet Bayramı ve Çerkesler - 10/11/2012
Hala ilköğretim okullarında 6–7 yaşında çocuklara her sabah zorla “Ne mutlu Türküm, varlığım Türk varlığına armağan olsun” dedirtiyorsunuz. Siz sabahları “Ne mutlu Almanım diyene” demek ister misiniz acaba?
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi