![]()
Erhan Hapae
erhanhapae@gmail.com
Şire / Lheğunuğe
24/07/2012
Ben, mağdur ve mağlup halkların türkülerini dinleyip, onların acı hikâyelerini yazmayı istemezdim hiç. Ruh göçünün peşine düşüp ne menem bir şey olduğunu keşfetmeye çalışmak isterdim, Allah çarpsın. Hangi güneşin, hangi üzümü, hangi yamaçta daha iyi pişirip, hangi şarabın etle ve hangi şarabın balıkla hangi su kenarında yenileceğine dair fikir sahibi olmayı isterdim, çok. Rakıyı iyi biliyorum sadece şaraptan anladığım yok. Bu konuda ahkâm kesenlere ise sessizce gülümsüyorum. ‘Degustasyona gelmeyen Ayten, Balıkpazarına hiç gelmez’ deyiş’ini İmdat’la araştırıp, aslının ‘Canan-ki Degustasyona gelmez-Balıkpazarına hiç gelmez’ olduğunu öğrendiğimizde hayal kırıklığına uğramak bir yana, kendi söylemimizden asla vazgeçmeden sürdürebileceğimiz bir hayat isterdim hep. Örgüte girip hücre dersleri aldığımız dönemde bile ‘Bebek Halk Komiserliğini’ talep ettiğimi düşününce, ezik halkların bahtsız hikayelerini dinlemeye ne kadar uzak durma niyetim olduğu açık. Reddedilmişti tabii ama onların reddediş biçimini de ben reddetmiştim zaten. Bir/bir. Jaroslav Haşek’in, Swayk’ı dolaştırdığı coğrafyaları dolaşmak istemezdim asla, bir asteğmenin peşinden yaya ama Prag’da yaşadığı sokaklardaki gölgeliklerde cıgara içmek isterdim, taş bir basamağa oturup. Bir de Kafka sapığı ile aynı zaman ve mekânda yaşayıp neden hiç karşılaşmadığı ile ilgili kafa yormak gibi işlere savrulup işte-şudur/budur. Bir de, Milan Kundera Bey’İn muhteşem zamparalıklarının aslı astarı var mı diye sorgulamak isterdim belki ama Nalçik’i bir zaman, bir şekilde görünce sus- pus olurdum muhtemel. Ölüm gelip yanına oturunca, sanki yitip gitmiş eski bir komşusu gelmiş gibi bütün dertlerini anlatmaktan çekinmeyen koca karıların hikâyesiyle ilgilenirdim belki. Marquez’in; dünyanın en güzel şehri dediği Cartagena şehrine giderdim belki, 16 saat cigara içmeden uçmayı göze alarak. Erendira’nın neden ninesi tarafından 20 pezosa günde on iki kere erkeklere satıldığını daha iyi anlamak için. İyi bir yer değil muhtemel. En iyisi İtalyan kasabalarını dolaşmaktı kıyıdan kıyıdan, dört çeker bir yaylı ile. Semerkand’la ilgilenmek iyi olurdu bir batılı oryantalizmi içinde-ne zararı var? Ölüm döşeğinde Hayyam’a bir tas su uzatmışlar. Nedir bu demiş? Su. Bilseydik demiş, ah gidi. İsviçre dağ köylülerinin Roma askeri olmaktan başka iş bulamadığı dönemlerin çoktan geçtiğini, kelle başına 80.000 dolar gelirin, saat büküp, çikolata dökerek yaratıldığı söyleminin peşine bir iki laf etmek için geçirmek isterdim bir zaman. Sizi gidi tefeciler. Cimok uçağa binemiyor, Üsküdar motorlarına da binemezdi eskiden. Bu nedenle eski Volvo’sunu alıp, beş bin kilometreyi göze alıp, 30 sene önce ondan duyduğum Modigliani’nin memleketine gitmek, oradan kuzeye Rodin’in kendisinden de Kaberdey deli sevgilisinin kapatıldığı tımarhaneyi ziyaret etmek gibi sapıklıklar hoşuma giderdi benim. Şostokoviç ile ilgili incelukları ben de bilmek isterdim, kim istemez? Şİre dinliyorum şimdi Aynur Doğan’dan. Bir de bir Lheğunığe. Bunlara kaldım. Bir de, bir Suriye Ermenisi Lena diye bir genç kadını dinliyorum. (Lena Chamamyan-Sareri Hovin Mernem). Onun için çekilmiş klip; çocukluğumun üç sınıflı-tek öğretmenli mekanının tıpkısı. Suratsız/sessiz bir öğretmen ve karda ıslanmış çoraplarını soba başında kurutan sekiz yaşında çocuklar. CARI. ______________________________ *ŞİRE – Aynur Doğan/Anonim/ Kürt ağıtı *Lheğunığe(Aşk) - Kuşha Doğan derledi / Kaberdey şarkısı |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Veda Gibi… - 27/11/2012 |
Çerkes dünyası ile ilgili, bütün kurum ve örgütlere eşit mesafede, bilgi ve düşünce üretmeye yönelik bir uğraşın içine girmeye çalışacağız. Bugüne kadar üretilmiş bilgi ve birikimimize saygı duyarak tabiî. |
Dünya Çerkes Birliği Kongresi - 31/10/2012 |
Türkiye Çerkeslerini temsilen oraya katılan delegelerimiz 12 yıldır ne hissediyorlar bu konuda. Her iki senede bir Nalçik’e gidip Putin’in tayin ettiği adaya oy verip geri dönen arkadaşlarımız, içlerine sindirebiliyorlar mı bu durumu. |
TARAF’ta İSYAN - 17/10/2012 |
Mesele AK Parti’den umut kesenlerle, hala umut besleyenler arasında. Tabi bu umut besleme; Kürt meselesinin çözümü ile ilgili. Bir barış umudu hala var mı, yoksa Sayın Erdoğan’ın tek adam hali nedeniyle mesele, bilinmez bir ‘ati’ye mi bırakıldı? |
Türkler Ayrılmalı / Ruslar da... - 05/09/2012 |
Türkler artık unutsun Muhteşem Süleyman’ı, Orta-Asyalı göçebeler Galata’ya tutunmuş, altına metro inşa ediyorlarsa daha ne olsun? Az şey mi? |
Masumiyet - 20/06/2012 |
Çerkeslerin meselesi uluslararası desteğe muhtaç, bu bir ön kabul (en azından benim için). Uluslararası ilgi, sadece masumlara yönelik diye düşünüyorum ben. Mazlum olmak yetmiyor. |
Çerkesya’nın Düzeni (2) - 14/06/2012 |
Putin’in istediği şey belli. Kaberdey-Balkar’ı Çeçenya’ya çevirmek. Onun için rahat olur ama Çerkesler için ne olur? Ben size söyleyeyim; felaket olur. |
Tehdit ! - 04/06/2012 |
Türkiye’nin ne yapacağını merak ediyoruz şimdi. Şöyle bir şey diyebilecek mi acaba; “Benim topraklarımda benim vatandaşlarımı tehdit mi ediyorsun sen? Kendine gel, burası Çeçenistan değil.” Yoksa, “Bana ne, yesinler birbirlerini mi” diyecek. |
21 Mayıs / Uludere - 26/05/2012 |
Beşiktaş’ta eski dostlarla buluştuk, Taksim’e çıkmayan. Çoluk çocuk-yaşlı genç her nesilden insanın bulunduğu bir kalabalıktı. Ayrıca Kaf-fed kusura bakmasın ama bir eylemden çok bir müsamereyi andırıyordu bu anma. Artık gerek yok. |
21 Mayıs - 05/05/2012 |
‘Bize bir de Rusya baharı lazım’ derken, Rusların Kafkasya’dan defolup gitmeyeceklerinin epeyce farkındayım ben. Rusya parçalansın diye bir merakım da yok. Ama demokratikleşsin. |
![]() |