• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam365
Toplam Ziyaret1146351
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar40.135740.2966
Euro46.629746.8165
Semerkew
Murat Cenbey
muratcenbey64@gmail.com
Cumhuriyet Bayramı ve Çerkesler
10/11/2012

“Her canlı ölümü tadacaktır” derler ya, Türkiye’de de her kesim, sağcısı, solcusu, öğrencisi, işçisi, köylüsü, devrimcisi, komünisti, eşcinseli… kısaca herkes biber gazını tatmıştı şimdiye kadar. Sadece 89 senedir (son 10 seneyi kısmen saymazsak) ülkeyi yöneten, istedikleri gibi at oynatan beyaz Türkler kalmıştı biber gazı yemeyen. Sonunda, Cumhuriyetin kuruluşunun 89 . yılında onlar da yediler biber gazını.

Bu beyaz Türkler, yıllardır bu ülkede yukarıda saydığım tüm kesimler biber gazı yerken, en ağır baskı ve işkenceleri görürken bırakın ses çıkarmayı, aksine bu baskıları desteklemişlerdi bile. Şimdi sıra kendilerine gelince etraflarına bakmaya başladılar “acaba yardım eden olur mu?” diye.

Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de olan değişimleri görmeyip, başlarını devekuşu misali kuma sokan bu kesim, hala kendilerini 1940’lı yıllarda sanıp, “tek millet, tek din, tek ulus, tek tip insan“ modelinde ısrar edip, vatan-millet-Sakarya edebiyatına sarılıyorlar.

Anlamıyorlar artık ulus devletlerin sonunun geldiğini; farklılıkların bir sorun değil bir zenginlik olduğunu; halkla iç içe geçmenin artık gerekli olduğunu; eskiden azınlık bir aydın grubun tekelinde olan bilginin, bugün internet sayesinde herkesçe ulaşılabilir hale geldiğini; jakobenizmin iflas ettiğini; ordu ve bürokrasiden oluşan bir diktatörlüğün bir ülkeyi yönetemeyeceğini; halkların bunlara destek vermediğini; artık daha fazla demokrasi gerektiğini...

Anlamadıkları için de haklı oldukları bir konuda bile (her ne kadar katılmasam da 29 Ekim yürüyüşünü yasaklamanın anti demokratik bir uygulama olduğunu ifade etmeliyim) bu beyaz Türklerin partisi CHP’nin İstanbul İl Başkanı düzeyinde biri ordudan medet umabiliyor.

Ama ne yapsınlar, başka türlü bir mücadele bilmiyorlar ki... Çünkü bugüne kadar ne zaman başları sıkışsa orduya havale etmişler, onlar da halkı ezerek, kin ve nefret tohumları ekerek çözmüşler(!) olayı hep.

Onlar sanıyorlar ki halk koşa koşa arkalarından gelecek…

Gelmez sayın beyaz Türkler gelmez…,

Halk, onları anlayan, onlar gibi olan ve onlara hizmet edenlerin peşinden gidiyor.

89 senedir ilk defa halktan birileri yönetiyor bu ülkeyi; onun için onların peşinden gidiyor bu halk. Çünkü bugünkü iktidar halkın kültürünü yansıtıyor ilk defa (ideolojilerini beğenelim ya da beğenmeyelim, gerçek bu). Namaz kılıyor, türban takıyor, kurban kesiyor, ayakkabılarını evin önünde çıkarıyor (Sahi unuttunuz mu acaba eski Merkez Başkanı Durmuş Yılmaz’ı? İlk atandığında evinin önünde ayakkabılarıyla fotoğrafını yayınlamış ve dalga geçmiştiniz o adamla. Ama faizleri düşürdüğü için rantiyeci sınıf hiç sevmedi o adamı. Belki bilmiyorsunuz, o küçümsediğiniz adam dünyada yılın merkez bankası başkanı seçilmişti), kısaca onlar gibi yaşıyor. Sizler gibi balolara gidip halkın anlamını bile bilmediği valslar, tangolar yapmıyor onlar.

Bir de 89 senedir bu ülkeyi getirdiğiniz noktaya bakalım isterseniz…

Hala ilköğretim okullarında 6–7 yaşında çocuklara her sabah zorla “Ne mutlu Türküm, varlığım Türk varlığına armağan olsun” dedirtiyorsunuz. Siz sabahları “Ne mutlu Almanım diyene” demek ister misiniz acaba?

Hala bu çocuklara “Rahat! Hazırol! Uygun adım marş!” diye askeri komutlar veriyorsunuz.

6-7 yaşındaki çocuklarınızı her türlü dil kursuna, baleye, yüzmeye, golfe gönderebiliyorsunuz da; Kürtçe, Çerkesçe gibi azınlık dillerini, kuran kurslarını yasaklıyorsunuz. Okullarda zorla askeri dersler okutuyorsunuz, hem de asker okutmanlar tarafından…

Bu ülkede Türk’ten başkasını tanımıyor, tüm azınlıkları yok sayıyorsunuz.

1938’lerde Dersim’de, 1980’lerde tüm Türkiye’de, 1990’larda Kürtler’e yaptığınız katliamları saymıyorum daha.

Hala bu ülkenin yasalarına göre Atatürkçü olmamak bir suç. Milli Eğitim Kanunu’na göre Milli Eğitimin amacı, Atatürk ilke ve inkilâplarına bağlı gençlik yetiştirmek. Siyasi partiler kanununa göre tüm siyasi partiler Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı olmak zorunda. Her meydana, her yere Atatürk ismi verip, bütün paralara Atatürk resmi koyuyorsunuz…

Bunların adı “faşizmdir” sayın Beyaz Türkler. Siz hala bunları savunurken, aslında faşizmi savunuyorsunuz. Böyle devam ederseniz de bilin ki yok olacaksınız.

Hadi siz bunları savunuyorsunuz, tamam anladık; çünkü ekonomik olarak da çıkarlarınız burada. Peki, Çerkesler’e ne oluyor da 29 Ekimi savunuyorlar? (29 Ekimin bir bayram olarak kutlanmasına karşı değilim ve saygı duyarım, ancak son kutlamalarda bu olay bir kuruluş bayramı kutlamasından çıkıp bir protestoya dönüştü, beyaz Türklerin protestosuna. Bahsettiğim bu olay tabii ki.)

Kurtuluş savaşını başlatıp, en çok savaşan bizleriz ama bunun karşılığında hain damgası yemişiz. Anadilimiz yasaklanmış, çocuklarımıza hergün “Türk olunca mutlu olacakları” söylettiriliyor zorla. Yok olma tehlikesi ile karşı karşıyayız. Buna rağmen biz de katılıyoruz o faşist koroya.

Yaşam tarzımıza gelebilecek bir tehdit mi bizim kültürümüzü, dilimizi yok eden bu insanların yanında yer almamıza yol açan?

Her sabah çocuklarımıza zorla “Ne mutlu Türküm…” dedirtmeleri hiç mi zorumuza gitmiyor? Sadece bize değil, bu ülkede Kürtlere uygulanan katliamlara, baskılara, haksızlıklara, açlık grevlerine, ölüm oruçlarına hiç mi karşı gelmeyeceğiz? Ne olursa olsun bu Kemalistlerin yanında mı yer alacağız?

Ülkeyi 89 senedir yöneten bu Kemalist Beyaz Türkler ellerindeki medya gücü ile bizleri önce “komünizm gelecek” diye, sonra “bölüneceğiz” diye, şimdi de “eyvah şeriat gelecek” diye korkutup, ekonomik çıkarlarını sürdürdüler (son yıllar hariç, şimdi de şeriatçı dedikleri bu kesimlerle işbirliği yapmaya başladılar, yani sizleri satıyorlar).

Hala anlamıyor musunuz bu oyunu?

Niçin alet oluyorsunuz bu insanların oyununa?

Anlamıyor musunuz bunun bir siyasal sorun değil de bir ekonomik kavga olduğunu?

Daha düne kadar İstanbul burjuvazisinin, yani beyaz Türklerin Anadolu’daki bayilerinin, İstanbul’daki şirketten bir yetkili geldiğinde önünü ilikleyip ezilen bu Anadolu Kaplanlarının şimdi fabrikalar kurduğunu; artık onlar İstanbul’a gittiği zaman beyaz Türklerin ilgilenip kendilerini gezdirdiğini; bu kaplanların artık İstanbul burjuvazisine rakip olduğunu, hem de ciddi bir rakip olduğunu; daha düne kadar aşağıladıkları bu insanları bugün Reina, Sortilerde ağırlamak zorunda olduklarını; daha düne kadar sadece evlerinde temizlik yaparken gördükleri başörtülü hanımların artık sosyal hayata katılmalarını hazmedemediklerini; bunun için de ellerindeki medya gücüyle “eyvah şeriat geliyor” diye propaganda yaparak taraftar toplamaya çalıştıklarını… anlamıyor musunuz?

Dünya değişiyor…

Ya bu değişimi okuyup bizler de değişip tavrımızı demokrasiden ve insan haklarından yana koyacak ve varlığımızı sürdüreceğiz;

Ya da kafamızı deve kuşu gibi kuma gömüp faşizmi savunduğumuzun bile farkında olmadan, “Kemalizm”, “Cumhuriyet”… diye diye yok olup gideceğiz.

Karar sizlerin; eğer “demokrasi” ve “Çerkes kalmak” gibi bir derdiniz varsa tabiî ki...



2942 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Düzenin Bekçisi Çerkesler - 20/07/2013
Maalesef Gezi olayları da gösterdi ki Çerkesler yine koruma olmaktan kurtulamadılar. AKP’yi Çerkeslik adına, özgürlük adına desteklediklerini iddia eden bu Çerkesler körü körüne bu katliamları yapan AKP’ye karşı tavır almak yerine sahip çıktılar.
Gezi Parkında Çerkesler Oyuna mı Geldi? - 30/06/2013
Bugün AKP’nin, çok eleştirilen ulusalcılardan farkı kalmamıştır, ulusalcılar ne kadar ırkçı, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir parti ise, AKP de o kadar mezhepçi, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir partidir.
CHP Milletvekili Engin Özkoç’a Cevaptır! - 31/05/2013
Anadolu’ya göç eden Çerkesler’e, Anadolu halkları kapılarını açmış ancak ne Osmanlı, ne de Cumhuriyeti kucak açmamış; tam tersine bizi Kürtler’e ve Ermeniler’e karşı kullanmışlardır. Bu ihaneti yapanlar da en başta sizin üyesi olduğunuz CHP’dir.
Açılım Ve TC Çerkesleri Üzerine - 13/05/2013
Mevcut duruma baktığınızda bu süreci sürdüren ve yeni anayasayı yapacak olan İslamcılar ve Kürtler. Biz Çerkesler ise 6 milyon olmakla övünmekle birlikte istatistiklerde “diğerleri” kaleminde yer almaktan öte gidemiyoruz. Bu kafayla gidemeyeceğiz de.
ÇHİ Beyaz Çerkeslerin AKP’si mi? - 20/03/2013
Daha önce 1970’lerdeki sol gençlik muhalefeti sırasında “komünizm geliyor, eyvah” diyerek ülkedeki her türlü muhalefeti ezen bir askeri darbe yapmışlardı; şimdi de “eyvah şeriat gelecek, ülke bölünecek” korkusu yaymaya başladılar tüm güçleriyle.
Açılım, Çerkesler ve Kemalistlerin Korkusu - 03/03/2013
Aranızda psikolog yada psikolojiye ilgi duyanlar bilir, öfkenin temelinde korku vardır, öfke, korkunun dışa vurumudur. Peki bu Kemalistler neden korkuyor acaba?
Değişen Ortadoğu Dengeleri ve Çerkesler - 27/01/2013
Küresel sermaye ve kapitalizmin bizleri tanıması, bizleri pazar olarak görebilmesi için, ilk önce bizim bir ulus olduğumuzu fark etmemiz, bunun için mücadele etmemiz ve belki de bedel ödememiz gerekecek.
Türkiye’de Neler Oluyor? - 17/12/2012
Anavatanımızdan zorla sürgüne yollandığı halde buna yıllarca “gönüllü göç” diyen büyüklerimizden sonra, bugün meydanlarda “bu bir soykırımdır” diyebilir hale geldik.
Çerkeslerin Siyasal Örgütlenmeleri ve Eylemlilik - 21/09/2012
Sadece ÇHİ değil, tüm gruplar -ki buna dernekler de dahil- bu tür eylemlilikler düzenleyip toplumda dikkat çekebilmeli, etki bırakabilmeli ve mesajlar verebilmelidir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi