• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam369
Toplam Ziyaret1146355
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar40.135740.2966
Euro46.629746.8165
Semerkew
Murat Cenbey
muratcenbey64@gmail.com
ÇHİ Beyaz Çerkeslerin AKP’si mi?
20/03/2013

2003 yılında AKP iktidara geldikten sonra Türkiye’de çok ciddi değişiklikler olmaya başladı. (Bu değişiklikler AKP ile başlamadı aslında, daha önceki yazılarımda belirtmiş olduğum Yeni Dünya Düzeni ve Ulus-Devlet modelinin iflas etmesinin bir sonucuydu AKP iktidarı, ancak konumuz bu olmadığı için daha fazla detaya girmiyorum.)

Seçimleri kazanan AKP, Küresel sermayenin isteklerini iyi algılayıp, onlara uygun adımlar atmaya başladı. Küreselleşme sonucu Anadolu’da yaşayan muhafakazar işadamları dünya ile entegre oldukça değişmeye başladılar. Küresel sermayenin Ortadoğuyu bir pazar olarak görmek istemesi sonucu AKP de mecburen değişmeye başladı. Ekonomik kalkınma, AB ile uyum yasaları, demokratikleşme çabaları ve askeri bürokratik vesayete karşı girişilen savaş, anadili eğitimi ve son olarak da Kürt sorununun çözümü konusunda atılan adımlarla, Türkiye 10 sene önce hiç düşünemeyeceği bir noktaya geldi.

90 senedir ülkeyi kaba bir ulus-devlet diktatörlüğü ile yöneten askeri-bürokratik diktatörlük ise dünyada olan biteni anlamadığı için ve iktidarlarını bu muhafakazar kesime kaptırdıkları için veryansın etmeye başladılar. Daha önce 1970’lerdeki sol gençlik muhalefeti sırasında “komünizm geliyor, eyvah” diyerek ülkedeki her türlü muhalefeti ezen bir askeri darbe yapmışlardı; şimdi de “eyvah şeriat gelecek, ülke bölünecek” korkusu yaymaya başladılar tüm güçleriyle.

Dünyada olan biteni de anlayamadıkları için, bunun bir sistem sorunu olduğunu göremedikleri için her şeyin sorumlusu olarak Tayyip Erdoğan ve AKP yi görmeye başladılar. Statükolarının sarsılması onları iyice gerginleştirdi. Nasıl olur da Cumhurbaşkanlığı makamında eşi türbanlı biri olabilirdi? (Asıl sebep türbanlı eş değil aslında. Asıl sebep bugüne kadar hep askeriye ya da bürokrasinin elitlerinden birisinin oturduğu köşke ilk defa halktan biri, bir tornacının oğlu oturmuştu ya, asıl hazmedemedikleri buydu aslında.)  Ne yani bu göbeğini kaşıyan adamlar mı yönetecekti onları? Evinin önünde ayakkabıları duran köylü kılıklı Durmuş Yılmaz mı olacaktı Merkez Bankası’nın başkanı? Ne yani türbanlılarla eşit mi olacaklardı, olur muydu bu hiç?

Onlar böyle yapıp halkı küçümsedikçe, AKP de oylarını arttırdı. AKP oylarını arttırdıkça onlar da komik duruma düştüklerini bile göremeyecek bir şekilde hırslarına yenik düşerek başladılar her icraata karşı çıkmaya.

- AKP AB uyum yasaları çıkardı, eleştirdiler,

- Köylü diye alay ettikleri Merkez başkanı dünyada yılın merkez başkanı seçildi, eleştirdiler,

- Türkiye’de ilk defa eğitime milli gelirden ayrılan pay, askeriyenin payının önüne geçti, eleştirdiler,

- Sağlık alanında halka hizmet konusunda inanılmaz başarılar elde ettiler, eleştirdiler,

- TOKİ vasıtasıyla ucuz evler, metrolar gibi hizmetleri halkın ayağına götürdüler, eleştirdiler,

- Darbeci, cuntacıları yargılamaya başladılar, eleştirip onların yanında yer aldılar,

- Askeri vesayete karşı çıktılar, onu da eleştirdiler,

- En son, yıllardır bu ülkenin belini bükmüş, 50.000 kişinin ölümüne sebep olmuş, Kürt sorununu çözmek için açılım dediler, onu da eleştirip karşı çıktılar

Daha sayabiliriz ama gerek yok. Kısaca ülkede yapılan her olumlu hareketi eleştirip gericileştiler; sırf hırslarına yenik düştükleri için…

Kısaca AKP ne yaparsa yapsın, bunlar karşı çıktılar. Hatta daha önce kendilerinin savundukları konuları AKP gerçekleştirince, ona bile karşı çıktılar.

***

1990’lı yıllarda başlayan bu siyasal ve teknolojik değişim Türkiye’de yaşayan Çerkesler’de de bir değişime sebep oldu kaçınılmaz olarak.

Yıllardır başarılı bir biçimde dernekler etrafında kültürel olarak yapılan örgütlenmeler, eskinin aksine toplumun önünü tıkamaya başladı. Yeniliklerin önünü tıkayan Thamada kültürü artık dar gelmeye başlamıştı Çerkeslere. Artık dünya ile entegre olmak, Anavatan ile ilişkiye girmek sonucu Çerkeslerin de gözü açılmaya başlamıştı. Önceleri internet siteleri etrafında örgütlenmeye başlayan kitleler, yavaş yavaş meydanlara çıkmaya başladı. Özellikle 21 Mayıslarda, önceleri denize çelenk bırakmakla başlayan süreç, yıllar önce Thamadaların “gönüllü göç” dedikleri olayı, Rus konsolosluğunun önünde soykırım diye haykırmaya kadar geldi.

İşte tam da bu günlerde kuruldu Çerkes Hakları İnsiyatifi (ÇHİ). Kuruluşuyla birlikte, yaptığı kitlesel mitinglerle ve basın yoluyla adını duyurmaya başladı. Diğer oluşan gruplar gibi Çerkeslerin artık siyasal olarak örgütlenmeleri gerektiğini söylüyor, Türkiye’de yaşayan Çerkesler olarak kimlik haklarını yasal zemine oturtmak için mücadele ediyorlardı. 1864 yılında yapılanların bir soykırım olduğunu Rus konsolosluğunun önünde protesto ederek söylüyorlardı; hatta yöneticileri Putin ziyaretinde gösteri yaptıkları için gözaltına bile alınmışlardı.

Kısaca yıllardır köhnemiş yapılarını değiştirmeyip, statükonun esiri olmuş örgütlülüğe karşı bayrak açıyorlardı.

Yıllardır Çekes halkının temsilciliğini yapan statükocu zihniyet ise dünyadaki gelişmeleri okuyamayıp , biraz da işlerine gelmediği için yeni ortaya çıkan tüm gruplara , özellikle de ÇHİ’ye tavır almaya başladılar. Öyle ya, Çerkes toplumuna yeni bir fikir sokulacaksa onlar yapmalıydı. Gençler heyecanlanıp ‘soykırımın hesabını soracağız’ sloganlarıyla Rus konsolosluğunun önüne gitmeye başladıkça rahatsız oldular. Olur muydu, nasıl olur da kendi inisiyatifleri dışında eylem yapılabilirdi? Binlerce kişinin Taksim’de toplanıp Rus konsolosluğunun önüne aktığı 21 Mayıs’ta bile kitlelerini Beşiktaş’ta toplamak istediler, onda başarılı olamadılar ki bu sene garanti olsun diye eylemi Samsun’a aldılar; ne olursa olsun yeterki Rusya ile ilişkiler bozulmasındı.

Sonra da tıpkı Beyaz Türklerin AKP’ye yaptıkları gibi, hırslarına yenik düşüp, ÇHİ’yi önce küçümseyip, sonra yok sayıp, sonra da her yaptığını eleştirmeye başladılar

- ÇHİ mitingler yapıp Çerkeslerin siyasallaşması gerektiğini söyledi, karşı çıktılar,

- ÇHİ TBMM’nde ziyaretlerde bulunup, Çerkes haklarını yasal zemine oturtmaya çalıştı, karşı çıktılar,

- ÇHİ Çalıştay düzenleyip, Türkiye’de sadece Çerkes değil, tüm duyarlı aydını topladı, karşı çıktılar,

- ÇHİ her ayın 21’inde Rus konsolosluğunun önünde eylem yaptı, eleştirdiler,

- ÇHİ özellikle Suriye’deki Çerkeslere yardım konusunda tüm diğer gruplar gibi canla başla çalışmasına, ölüm tehdidi altında olup Türkiye’ye sığınan ve geldikten sonra bir kısmı Kafkasya’ya geçiş yapan 500’e yakın kişinin Türkiye’de misafir edilmesi için koyduğu katkıya karşı çıktılar,

- Şimdi de, ÇHİ’nin TC devlet yetkilileri ile irtibata geçerek, gelmek isteyip de imkansızlıklar sebebiyle Türkiye’ye gelemeyen Suriye’deki Çerkesleri kitlesel olarak Türkiye’ye getirmek için yaptığı çalışmalara da karşı çıkıyorlar.

Sadece eleştirmekte değil aslında, statükonun esiri olmuş bu gruplar ÇHİ’yi ve onun yaptıklarını yok saydılar.

İnternet sitelerinde yer vermediler, gazetelerinde haber yapmadılar, toplantılara çağırmadılar, tıpkı statükocu CHP’nin yaptığı gibi küçümsediler; kısaca hazmedemediler. Nasıl olur da onların dışında birileri bir şeyler yapabilirlerdi, onlar da kim oluyordu…

ÇHİ’nin bir sonuç olduğunu, onlar olmasa bu boşluğu dolduracak birilerinin çıkacağını, asıl sorunun kendi dernek örgütlenmelerinin artık çağın gerisinde kaldığını, artık mücadelenin siyasallaşması gerektiğini göremediler. Onun için de, bunları yapan ÇHİ olduğuna göre, ona karşı veryansın etmeye başladılar.

Kısaca Beyaz Çerkeslerin AKP’si de ÇHİ oldu.

***

Sanayileşme ile başlayan kapitalist sürecin bir sonucu olan demokrasi, önce kapitalizmin geliştiği Batı da, Avrupa’da meydana çıktı ve kurumsallaştı. Yaşadığımız coğrafya gereği ve bölgedeki ulus-devlet diktatörleri sonucu bize biraz geç geldi. Gelirken de Avrupa’daki demokrasi, Ortadoğu’da yaşayan ve o kültürü solumuş olan bizlerin kültürel yapılarına uydurulup ucube bir demokrasi anlayışı yaratıldı.

Avrupa’nın demokrasi anlayışı ile bizlerin demokrasi anlayışı arasındaki temel farkı yaşıyoruz şimdi biz Kürdü, Çerkesi, Arabı ve Türkü ile.

Avrupa’da, insanlar beğendikleri ya da üye oldukları parti ya da siyasal düşünceyi, doğru yaptığı zaman destekler, yanlış yaptıkları zaman da eleştirirler. Beğenmedikleri parti ya da siyasal düşünceyi de aynı şekilde doğru yapınca destekler, yanlış yapınca eleştirirler. Bu da siyasal parti ya da düşüncelerin kendilerine çeki düzen vermelerine ve her zaman daha iyi ye doğru gidişine sebep olur.

Bizde ise bu kural işlemez. Bizde siyasalcılık, particilik, örgütlülük futbol taraftarlığına benzer. Benimsediğin düşünce ya da parti yanlış da yapsa doğru da yapsa destekle; beğenmediğin düşünce ya da örgütlülük doğru da yapsa, yanlış da yapsa eleştir...

CHP etrafında kümelenmiş, Beyaz Türklerin ne olursa olsun CHP’nin her yaptığını destekleyip, AKP’nin her yaptığını eleştirmesi, yolda ayakları taşa takılıp düşse bile bunu AKP’den bilmeleri gibi, dernekler etrafında kümelenmiş Beyaz Çerkeslerin de kendi yaptıkları ya da yapamadıkları her şeyi destekleyip, başta ÇHİ olmak üzere muhalif grupların olumlu çalışmalarını bile eleştirmelerini bu bağlamda değerlendirmek lazım.

Elbette yanlış yapanı hep birlikte eleştireceğiz, ancak sadece bizim gibi düşünmediği için, yani bizden farklı olduğu için, beğenmediğimiz grup ya da kişileri doğru iş yapınca da mı eleştireceğiz? İnandığımız dava adına doğru yapılan şeyleri eleştirmek, inandığımız davaya zarar vermeyecek mi?

Çerkeslerin var olma mücadelesinde, sadece kendi yaptıklarımızı mı destekleyeceğiz, yoksa Çerkeslerin mücadelesine kim katkıda bulunursa bulunsun onları da destekleyecek miyiz?

Dünyada en yüksek Çerkes nüfusun barındığı bir ülkede yaşıyoruz. Burada alacağımız bir yasal kimlik hakkı, anavatan dahil olmak üzere, tüm Dünya Çerkesleri için örnek olacaktır. Dolayısıyla kimsenin mücadeleyi tekeline alma ve de mücadele eden diğer grupları küçümseme veya yok sayma hakkı yoktur.

Vardır diyenin gizli bir amacı olduğunu düşünmek abes olmaz.



2709 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Düzenin Bekçisi Çerkesler - 20/07/2013
Maalesef Gezi olayları da gösterdi ki Çerkesler yine koruma olmaktan kurtulamadılar. AKP’yi Çerkeslik adına, özgürlük adına desteklediklerini iddia eden bu Çerkesler körü körüne bu katliamları yapan AKP’ye karşı tavır almak yerine sahip çıktılar.
Gezi Parkında Çerkesler Oyuna mı Geldi? - 30/06/2013
Bugün AKP’nin, çok eleştirilen ulusalcılardan farkı kalmamıştır, ulusalcılar ne kadar ırkçı, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir parti ise, AKP de o kadar mezhepçi, başkalarının yaşam tarzına müdahele eden faşist bir partidir.
CHP Milletvekili Engin Özkoç’a Cevaptır! - 31/05/2013
Anadolu’ya göç eden Çerkesler’e, Anadolu halkları kapılarını açmış ancak ne Osmanlı, ne de Cumhuriyeti kucak açmamış; tam tersine bizi Kürtler’e ve Ermeniler’e karşı kullanmışlardır. Bu ihaneti yapanlar da en başta sizin üyesi olduğunuz CHP’dir.
Açılım Ve TC Çerkesleri Üzerine - 13/05/2013
Mevcut duruma baktığınızda bu süreci sürdüren ve yeni anayasayı yapacak olan İslamcılar ve Kürtler. Biz Çerkesler ise 6 milyon olmakla övünmekle birlikte istatistiklerde “diğerleri” kaleminde yer almaktan öte gidemiyoruz. Bu kafayla gidemeyeceğiz de.
Açılım, Çerkesler ve Kemalistlerin Korkusu - 03/03/2013
Aranızda psikolog yada psikolojiye ilgi duyanlar bilir, öfkenin temelinde korku vardır, öfke, korkunun dışa vurumudur. Peki bu Kemalistler neden korkuyor acaba?
Değişen Ortadoğu Dengeleri ve Çerkesler - 27/01/2013
Küresel sermaye ve kapitalizmin bizleri tanıması, bizleri pazar olarak görebilmesi için, ilk önce bizim bir ulus olduğumuzu fark etmemiz, bunun için mücadele etmemiz ve belki de bedel ödememiz gerekecek.
Türkiye’de Neler Oluyor? - 17/12/2012
Anavatanımızdan zorla sürgüne yollandığı halde buna yıllarca “gönüllü göç” diyen büyüklerimizden sonra, bugün meydanlarda “bu bir soykırımdır” diyebilir hale geldik.
Cumhuriyet Bayramı ve Çerkesler - 10/11/2012
Hala ilköğretim okullarında 6–7 yaşında çocuklara her sabah zorla “Ne mutlu Türküm, varlığım Türk varlığına armağan olsun” dedirtiyorsunuz. Siz sabahları “Ne mutlu Almanım diyene” demek ister misiniz acaba?
Çerkeslerin Siyasal Örgütlenmeleri ve Eylemlilik - 21/09/2012
Sadece ÇHİ değil, tüm gruplar -ki buna dernekler de dahil- bu tür eylemlilikler düzenleyip toplumda dikkat çekebilmeli, etki bırakabilmeli ve mesajlar verebilmelidir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi