• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam165
Toplam Ziyaret1129375
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.030239.1866
Euro44.436244.6142
Semerkew
40 YIL SONRA

AHMET KOÇAK


2000'li yılların başı…  

Kuşadası’nda yaşıyordum.  

Doğu illerimizin birinde öğretim üyesi olarak görev yapan, Zile Lisesinde beraber okuduğumuz bir arkadaşım aradı.  

Kendisinin de orada yazlığı vardı ve geldiğinde görüşüyorduk. 

“Üniversitede birlikte görev yaptığımız bir arkadaş ve abisi aileleri ile tatil için oraya gelmek istiyorlar. Uygun bir otel ayarlamada yardımcı olabilir misin?” diye ricada bulundu. 

Yeni Köyden (Aydın Yolu üzerinde) Çerkes arkadaşım, sahilde Kadınlar Denizi Plajındaki bir otelde müdürlük yapıyordu. Ricada bulundum. Sağ olsun gerekli ayarlamaları yaptı.  

***

Yaz ortası, akşam saatleriydi ve yine bizim Prof. aradı. 

“Geçen yer ayarlaman için ricada bulunduğum arkadaşlar burada (Kendisi de yazlığına gelmiş). Ben onları ziyarete gideceğim. Arzu edersen birlikte gidelim, seni tanıştırayım” dedi.  

“Hem onlar da sizden diye de ekledi. 

Bu arada arkadaşımın eşi de Turhal’ın bir Çerkes köyünden. Kendi deyimiyle “eniştemiz” oluyordu. 

Akşam iki kardeşi ziyarete gittik. 

Küçüğün arkadaşımın çalıştığı üniversitede bir bölümün dekanı; abinin de İstanbul da avukat olduğu söylendi. 

Tanıştırırken benim için de onlara, “sizden” demeyi ihmal etmemişti. 

İki kardeş, hoş sohbet güzel insanlardı.  

Deniz kenarında çay içip, geç saatlere kadar sohbet ettik  

Dekan Bey, benim köyümü sordu, sonra da kendisinde iz bırakan bir anısını anlattı. 

“Gençlik yıllarımızdı.  

Sizin oralarda bir Çerkes Düğününe gitmiştik. 

Sabahın ilk saatlerine kadar, mızıka çalıp dans ettik. 

Gün ağarmak üzereydi. Kimse ayrılmasın “Zeges” yapacağız dediler. 

Büyük bir salonda, kızlar ve delikanlılar toplandı. 

Düğün sırasında bazı gençlerin hatalı davranışları oldu, onları cezalandırmamız gerekiyor dediler. 

Beni “Hâkim” tayin ettiler. 

Bir kaçını sorguladık ve çeşitli cezalar verdik. 

Dans ederlerken kızları ve arkadaşını ortada bırakıp çıkan delikanlıya verdiğimiz ceza hiç aklımdan çıkmıyor. 

Önce, deve kesmeden başladık. 

Şahitler dinlendi, hafifletici nedenler değerlendirildi.  

İyi hal uygulandı.  

Koç kesme, derken en sonunda “karpuz kesmeye” bağladık. 

Genç o saatte kasabaya gitti.  

Sergisinde yatan adamı uyandırıp, bagaj dolusu karpuz getirdi. 

Kızlar kesip servis yaptılar. 

Sabahın ilk saatleriydi.  

Hiç unutamıyorum” 

Sabırla kendisini dinledim.  

Son noktayı koydu. 

“Dekan Bey… özür dilerim. Hâkim Bey diyecektim. 

Sizde unutamadığınız iz bırakabildiğimize göre, cezamızı layıkıyla yerine getirmişiz. 

Arkadaşım ve iki misafir şaşkın bana bakıyordu. 

“Evet, dansta kızları bırakıp çıkan ve “karpuz kesme” cezasına çarptırılan bendim” dedim. 

Verilen cezayı hak etmiştim ama rahmetli mızıkacının komplosundan da söz etmeden geçemeyeceğim. Ben dansa çıkmadan önce kendisine, “Çeçen” beceremediğimi ve “Kafe” çalmasını söyledim. Kısa süre sonra makam değiştirerek beni özellikle zor durumda bıraktı. Köyümüzün kızlarıydı çıkmalarını rica ettim. Onlarda mızıkacının oyununa ortak olup dinlemedi. Bana başka çare bırakmamışlardı. 

***

40 yıl önceki yaşanmışlığı, bir tesadüfle anmak güzeldi.
  
158 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi