Geçtiğimiz yazımda da belirttiğim gibi, geçmişi sırtında taşımayan bir insan Oğuz Berk. Beni bugün aradı ve Suriye’deki Çerkesler’den hiç de iyi haberler gelmediğini söyledi. Esasında ben de epey duyum alıyorum ve pek çok Çerkes haber ya da paylaşım sitelerinde bu konu üzerinde duruluyor.

Oğuz Berk, “Ben Kaffed’den Vacit beyi arayacağım ve bu konuda ne yapılması gerekiyorsa destek vereceğimizi söyleyeceğim. Mesela Ahmet Tezcan’ın ortaya attığı gibi EVİM EVİNDİR kampanyası da yapılabilir. Ne dersiniz?” dedi.

Ben birlikte hareket etmenin ve bu birlikteliğin de bir öncüsünün olması gerektiğinin önemini belirttikten sonra kendisine “Vacit bey sizi nasıl karşılar bilemiyorum, siz bilirsin ama onların da yaptığı bazı çalışmalar var bildiğim kadarıyla” dedim.

Neyse sonuçta Kaffed Başkanı Vacit Kadıoğlu benim endişemin tersine olumlu karşılamış ve bazı açıklamalar da yapmış hatta. Verdiği bilgiye göre Suriye’den 300 ailenin şimdiye dek başvurusu olmuş. Ancak onlar doğrudan doğruya Kafkasya’ya, oradaki Çerkes cumhuriyetlerine gitmek istiyorlarmış. Bu konuda Rusya Federasyonu ve Adige cumhuriyetleriyle görüşmeler de sürdürüyorlarmış.

Ve fakat ortada bir sorun var. Öncelikle Rusya Federasyonunun bu göçü kabul etmesi gerekecek. Suriyeli Çerkesler için Türkiye hükümetinin girişimde bulunması zinhar düşünülmemesi gereken bir durum. Aklımda bir çözüm vardı ve onu Oğuz beye söyledim, Kaffed’e iletmesi için. Belki bu girişimle Suriyeli Çerkesler önce Türkiye’ye gelebilir, Rusya Federasyonunun kabulüyle de Çerkes cumhuriyetlerine gidebilirler.

Ama tam da bu noktada, girişimleriyle ilgili olarak Kaffed’in Türkiye’deki Çerkes toplumunu daha çok bilgilendirmesi ve yaratıcı çözümler önermesi gerek.

Suriye giderek bir kan ve barut ülkesine dönüşmeye başlıyor. Bir süre sonra hükümet “no way out” diyecek ve Suriyeli Çerkesler orada adeta hapsolacak. Bu yüzden acele edilmesi gerekli.

Kaffed bu konudaki girişimlerin öncülüğünü yapsın ve eminim ki tüm Çerkes topluluklarından, dernek ve vakıflarından destek alacaktır. Ama dediğim gibi tek bir kanala bağlı olarak değil. Tüm seçenekleri masaya yatırarak, değerlendirerek yapmalı bunu. Bu konuda çeşitli öneriler olabilir, bunlara da açık olmalı.

Çünkü bu iş hepimizi ve geleceğimizi ilgilendiriyor. Politik hesaplara ve grupsal çıkarlara feda edilemeyecek denli önemli.