![]()
Ali İhsan Aksamaz
aksamaz@gmail.com
‘Başkası Değil, Kendin Ol, Böylesi Daha Güzelsin’
16/04/2015 Geçenlerde youtube’de tesadüfen karşılaştım: Bir klip. Oldukça kısa. Kayseri’de, Pınarbaşı’nda bir köy ilkokulunda yapılmış bir çekim. Bir sınıf. Öğrenciler, anadili dersinde Çerkesçe öğreniyorlar. Anadillerini öğreniyorlar! Aslında çok iyi biliriz ki, anadili, adı da üstünde olduğu gibi anadan öğrenilen dile denir. Doğrusu; çocuklar, okula anadillerini öğrenmiş olarak gitmeliler. İlkokulda ise, müfredat derslerinin bir kısmını da kendi anadillerinde görmeliler. Bu şans şimdilik yok. Oysa; çocuklar anadillerini öğrenmek için sınıfları dolduruyorlar. Yukarıda sözünü ettiğim klipteki öğrencilerin derse yönelik istek ve tavırları beni hüzünlendirdi. Çocuklar, Çerkesçe öğreniyorlar. Anadillerini seçmeli ders olarak okuyorlar. Benzer bir sahneyi daha önce bir başka klipte de izlemiştim. Yine bir sınıf. Minik öğrenciler, öğretmenlerini pür dikkat dinliyorlar. Rize’nin Pazar, Ardeşen, Fındıklı ; Artvin’in Arhavi ve Hopa İlçelerindeki sınıflarda minikler, anadilleri Lazcayı öğreniyor. Sakarya’nın Geyve ilçesinin Nuruosmaniye Köyü’ndeki minik öğrencileri hatırlayalım. Onlar da anadilleri Gürcüceyi öğreniyorlar. Yine Sakarya’nın Hendek ilçesinin Nüfren Köyü Beylice İlköğretim Okulu’nun öğrencileri. Onlar da aklıma geliyor. Onlar da anadilleri Abhazcayı öğreniyorlar. Andığım bu okullardaki çocukların kaçı anadillerini bilerek bu seçmeli anadil derslerine başladı, kaçı bu sınıflara anadillerini hiç bilmeden başladı?! Bunu şimdi bilemiyorum. Bildiğim bir şey var: İnsanlar anadillerini bilmiyor. Anadillerini bilenler ise, bu dillerini geliştiremiyor, geleceğe taşıyamıyor. Evet, insanlar kendi anadillerini bilmiyor, bilemiyor. Bu, insanın içini burkuyor. Üzerinde durulması gereken bir konu. Çok değil, yüz yıl kadar önce, bu çocukların dedeleri Türkçeyi doğru dürüst bilmeden bu ülke topraklarını kanlarıyla suladılar. Ne var ki, siyasî irade, bu insanların anadillerini yok saydı, asimile etmeye çalıştı. Kitap yasak, konuşmak yasak, okul yok, radyo yok. Televizyon yok. Bütün bunlar bu ülkede yaşandı. Şimdi o dedelerin çocukları; anadilleri Çerkesçeyi, Lazcayı, Gürcüceyi, Abhazcayı ya doğru dürüst bilmiyorlar ya da hiç bilmiyorlar. İsteyen veli, çocuklarına anadillerini seçmeli olarak haftada iki saatlik anadil dersi şeklinde aldırabilir! Haftada iki saatle anadili öğrenilebilir mi? Anadili geliştirilebilir mi?! Ortak anlaşma dilimiz Türkçenin de yabancı diller karşısındaki halini biliyoruz. Gürcüceyi, Abhazcayı, Lazcayı, Çerkesçeyi asimile etmeye çalışanlar, Türkçeyi de deforme ettiler; eğitim dili olmaktan çıkardılar; fakirleştirdiler. Siyasî otorite, ne Türkçeyi, ne de Çerkesçeyi, Lazcayı, Gürcüceyi ve Abhazcayı sahiplenebildi. Bu durumda herkesin, özelikle de “Kafkasyalı Aydınlar”ın şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri lâzım. Çerkesçe, Lazca, Gürcüce ve Abhazcayı nasıl yeniden yüceltebilirler? Buna kafa yormamız lâzım. Türkiye’de kimi “Kafkasyalı Aydınlar”, başkalarına koltuk değneği olmaya çalışarak kendi anadil ve kimliklerini geleceğe taşıyamayacaklarının farkına varmalılar. Eğer Türkiye’de birlikte durabilirsek, kendi dil ve kimliklerimizi yalnızca UNESCO referansıyla gündeme getirmemeyi başarabilirsek, hem Türkiye’de kimliğimizi geleceğe taşıyabilir, hem de Kafkasya’da yine başkalarının koltuk değnekleri olmadan ciddiye alınabiliriz. Yoksa, hem burada hem de Kafkasya’da anadilerimiz ölecek, kimliğimiz ölecek. Türkiyedeki “Kürt Siyasî Hareketi” artık uluslararası bir etki altına girmiş bulunmaktadır. Onlardan bize fayda gelmez. Hiçbir harekete, sonu bilinmeyen bir yolda gözü kapalı koltuk değneği olamayız. Ayaklarımız yere basmalı. Emek ve çevre mücadelesini de dikkate almaksızın kendi gündeminden kaçmak kimi “Kafkasyalı Aydınlara” yakışmıyor. Yalnızca “Kürt Siyasî hareketi”ne taraf olma arzusu veya yalnızca Kafkasya’ya ilişkin “stratejiler” geliştirme çabası içindeki kimi “Kafkasyalı Aydınlar” önce Türkiye’de Çerkesçe, Lazca, Gürcüce ve Abhazca nasıl yaşatılabilir buna kafa yormalılar. Buna birlikte kafa yormalı ve uygulamalıyız. Unutulmamalıdır ki, ancak kendi kimliğine, kendi anadiline lâfta değil somut proje ve uygulamalarıyla sahip çıkabilenler ciddiye alınır. Bu kuraldır. Önce başkası değil Kendimiz olalım. Böylesi daha doğru. ---------------------------- Editörün Notu: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayıdır |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -12 - 31/08/2025 |
Hopa küçük bir şehir. Dört uzun sokağı var. Şehirde fırın var, bakkal var, çeşit çeşit mallar satan dükkânlar var, demirciler var, kalaycılar var. Sahan, tava, güğüm, kazan, tepsi, kepçe yapıp satan bakırcılar var... |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -11 - 25/08/2025 |
Dedem harp sırasında askermiş. Harpte Şehit olmuş. Askere alındıktan sonra nereye gittiğine, kendisine ne olduğuna ilişkin hiç bir bilgi yok. Hiç kimse dedemin akıbetine ilişkin bir şey bilmiyor. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -10 - 17/08/2025 |
Düşman, bize bir şey yapmadı. Rus askeri bize iyi davrandı, namusumuza el uzatmadı. Yiyeceğimiz bitmişti. Kafkasya’dan Müslümanlar ve Gürcüler bize iane gönderdiler, para dağıttılar. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -9 - 10/08/2025 |
Akçaşehir’de annem ve babam vefat etti. Öksüz ve yetim kaldık. Biz üç erkek kardeştik. Birimiz balık tutuyor, diğerleri tarla işlerini yapıyordu. Böylece yaşayıp gidiyorduk. Bu köyün dışında yine Lazların yaşadıkları başka köyler de vardı. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -8 - 03/08/2025 |
İnebolu’ya vardıktan sonra büyük yelkenliyle yolumuza devam ettik. Bir süre sonra denizden gelen garip sesler duyduk. Düşmanın denizaltısı bizi batıracak diye milleti korktu sardı. Ağlamaya başladılar. Bir süre sonra o denizaltının direği göründü. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -7 - 27/07/2025 |
Bu harp sonrasında elimizde hiçbir şeyimiz kalmadı. Hükümet, bize yardım etmezse, meydanda kaldık demektir. Bundan sonra hâlimizin ne olacağını kimse bilmiyor. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -6 - 23/07/2025 |
Muharebe oldu. İnsanlarımız buradan muhacir gitti. Burada az kişi kaldık. Eşyalarımızın hepsi kaybolup gitti. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -5 - 14/07/2025 |
Köylerimizden muhacir çıkmadan önce toprağa gömdüğümüz bakır kap kacaklarımız ile eşyalarımızın bazılarını Rus askerleri, bazılarını yanlarındaki işçiler, bazılarını da Hemşinliler bulup götürmüşler. |
LÂZCA-TÜRKÇE SÖZLÜ TARİH -4 - 08/07/2025 |
İkinci gün Sohum Limanından gemiye binip [ ბათუმი]/ Batum’a gittim. Batum limanında İstanbul’a gidecek [Лемце]/ Lemtse adlı büyük bir gemi vardı. |
![]() |