• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam56
Toplam Ziyaret1053752
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.154834.2917
Euro37.097537.2462
Semerkew
Ahmet Altunok
Çerkes Toplumunda Bir Yetim ve Toğuz Muammer
05/11/2016

İstanbul Topkapı Otogarı’nda otobüse bindiğimde yanımdaki koltukta oturan yaşlı adamın Çerkes olduğunu hemen anlamıştım. Anlamıştım ama -doğrusu bu ya- pek de hoşuma gitmemişti. O zamanlar 17-18 yaşlarındaydım ve sigara kullanıyordum. Uzun yolculuk esnasında rahat hareket edemeyeceğimi düşünmüştüm.
Kendimce soruna pratik bir çözüm buldum: Yol arkadaşımla hiç konuşmayacaktım.

***

Ancak düşündüğüm gibi olmadı. Her nasılsa o da benim Çerkes olduğumu anlamıştı. Doğrudan Çerkesçe hitap ederek, hangi köyden ve kimlerden olduğumu sordu. Tavır almama hiç fırsat vermedi. Ben de Janıkueyli ve Sebenokue sülalesinden olduğumu söyledim.

İyi ki planımı bozmuştu; böylece hayatımın en güzel yolculuğu başlamış oldu.

***

Önce “Toğuz Muammer” ismini duyup duymadığımı sordu bana yaşlı adam. Hiç duymamıştım. Bunun üzerine ilginç hayat hikayesini anlatmaya başladı.

***

"12-13 yaşlarındaydım. O günler kıtlığın ortalığı kasıp kavurduğu günlerdi ve geçim gerçekten çok zordu. Tüm bu zorluklarla baş etmeye çalışırken üstüne bir de babamı kaybetmiştim. Çok dara düştük. Annemle birlikte annemlerin köyüne giderek, dedemin yanına yerleştik. Ancak yokluk peşimizi bırakmadı. Yaklaşık bir-iki sene kadar bu köyde kaldık.

Bir sabah uyandığımda annemi evde göremedim. Sorduğumda rahmetlik dedem, şartların çok zor olduğunu ve annemin başka biriyle evlendirildiğini söyledi ve “Yapılacak bir şey yok, şartlar böyle gerektirdi” diye de ekledi.

Başlık olarak bir at ve bir miktar da para aldıklarını söyledi.

***

Çok üzülmüş, yıkılmıştım. Birkaç gün sersem gibi dolaştıktan sonra kararımı verdim: Gidecek, annemi geri alacaktım!

Hiç kimseye sezdirmeden annemin kiminle ve hangi köye gittiğini öğrenerek, başlık olarak verdikleri ata binip doğruca köyünüze, yani Janıkuey’e geldim. Toğuz sülalesinin avlusuna girdim ve seslendim, “İşte atınızı getirdim! Alın ve annemi geri verin!” dedim.

Dışarı çıkanlar bir telaşla beni attan indirdi ve önce dinlenip bir nefes almam gerektiğini söyleyerek içeri aldılar. Bu sırada annem çoktan yanıma gelip bana sarılmıştı bile. İkimizde ağlamamak için kendimizi zor tutuyorduk.

Sabah olduğunda köyün thamadesi ve birkaç bilge insan beraberce gelip beni ikna ettiler:
    Evet, o günden itibaren ben artık Toğuz Muammer’dim.

***

Kısa sürede köyün çocuklarıyla anlaşmış ve haşır neşir olmuştuk. Bütün köy beni kucaklamıştı. Her evin kapısı bana ardına kadar açıktı. Öyle ki bu ilgiden biraz da şımarmıştım.

Kimse bana karşı koyamıyor, ben de kendi kendime bileğimin bayağı güçlü olduğunu düşünüyordum.

***

Bir gün arkadaş grubum, benim içlerinde olmadığım bir zaman Kaynar’dan Psışxo (Zamantı Irmağı)'ya gelen Hatıkoy çocuklarıyla karşılaşmış ve münakaşa etmişler. Hatkıoylar da onları biraz hırpalamış.
    Bunun üzerine, “Yanımızda Muammer olsaydı biz bunların hakkından gelirdik. En iyisi gidip Muammer’i çağıralım” demişler ve gelip beni  haberdar etmişlerdi.
    Hışımla önlerine geçtim ve hep birlikte Psışxo’ya gittik.

Vardığımızda Hatıkoy çocukları bizi bekler vaziyette bulduk. Ben tüm özgüvenimle üzerlerine yürüdüm fakat henüz hiçbir şey yapamadan öne çıkan biri attığı tek yumrukla beni yere serdi.

O an anladım ki, kendime ait sandığım güç aslında bana Toğuz ismini verip, beni yücelten ve şımartan Janıkuey’e aitmiş.

Köyünüz çok güzeldi delikanlı ve ben hayatımın en güzel yıllarını orada geçirdim. Babana çok selam söyle" dedi.

***

Toğuz Muammer amcayı bir daha görmedim. O günden bugüne de hiç unutmadım.  Bu yazıyı yazmadan önce soruşturdum ve öğrendim ki Muammer amca hayatı boyunca hiç evlenmemiş fakat en az 3-4 yetimi okutup, evlendirmişti.

    Nur içinde yatsın ve Allah'ın rahmeti üzerine olsun.


3470 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BELEDİYE OTOBÜSÜNDEKİ DENSİZ - 16/07/2022
Bu densizinkine benzer çıkışların istisna olduğunu bilelim ve öfkemize yenilip düşmanlarımızı sevindirecek refleksler göstermeyelim. Biz Çerkesiz ve sağduyu da bunu gerektirir zaten.
Kayseri Mitingi, Kusur Arayıcılar ve Sefer Amca - 17/09/2018
Yapılan bir işin eksiğini bulmak ve konuşmak her zaman kolaydır; ama karar alıp icraate geçmek, hele ki meydanlara çıkıp kimliği için talepte bulunmak herkesin harcı değildir. Biz bunu biliyoruz, vicdanı olanlar da biliyor.
Bir Gizli Kahraman: Suriyeli Doktor Ahmet - 14/08/2018
Her gelen Doktor Ahmet'i soruyordu. Belli ki fedakar, toplumu için yaptığı işleri kendine vazife bilen bir gizli kahramandı Doktor Ahmet.
Çerkes Hasan, 15 Temmuz Şehitleri ve Edirnekapı Kavşağı… - 14/07/2017
Hiç olmazsa kabrinin bulunduğu kavşağın adının “Çerkes Hasan Kavşağı” olarak değiştirilmesi bu vefasızlığı bir nebze olsun giderebilir.
Kader Ah Kader… - 12/06/2017
Çaylarımızı yudumlarken Yusuf Amca'ya nasıl cevap vereceğimi düşünüyordum. Zira bahsettiği kişi iyi tanıdığım bir aile idi. Hatta arkadaşımın annesiydi. Ancak birkaç ay önce vefat etmişti.
İletişim Çağı, Facebook Çerkesliği ve Kadriye Abla... - 09/10/2016
Kuşkusuz iletişimin ve Facebook'un başka toplumlara olduğu gibi bizim toplumumuza da kazandırdığı ve kattığı çok şeyler var. Ya kaybettirdiklerini hiç düşündük mü?
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi