• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam246
Toplam Ziyaret985950
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Semerkew

ANASAYFA

FUAT UĞUR - İdris Bal, yemin billah ederek son zamanlarda ortaya çıkan siyasal partilerin İktidar tarafından kurdurulduğunu söylemiş. Yemin ettiğine göre kendisine inanmamız gerektiğine hükmetmiş. Partisine de bağlılık yemini etmişti. O vakitler tuzluk olduğundan habersizdik. Demek ki tek ayağını kaldırdı o sırada! Çünkü asıl yemin ettiği yer Pensilvanya’ydı. Zaten Meclis kürsüsünden de ant içmişti. İdris bey, particik diyor bunlara. Kurduğu tuzluk partisi ile adaşı öteki İdris’in partisini nereye koyuyor burada bilemiyoruz.
22.02.2015
YAVUZ BAHADIROĞLU - Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, bir süre önce, Çerkez Edhem Bey için “Hain değildir” deyince, öteden beri Atatürk’ün her sözünü “senet” sayan camiada bir feryad-u figândır başladı: “Vay! Bunu nasıl söyler?” Bal gibi de söyler, çünkü doğrudur. Bir zamanlar, başta Sultan Vahideddin olmak üzere, Ankara heyetinin aşmakta zorlanacağı pek çok isme “hain” damgası vurulmuş, biraz mırın-kırın edenler susturulmuş, hatta “kafaları koparılmak”la tehdit edilmiş, “…hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır, fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir” sözü, Saltanatın kaldırılmasına muhalif kalan milletvekillerine gözdağı babında, Meclis çatısı altında söylenmiştir.
24.11.2014
İBRAHİM GENÇ - Dilbilimci C. OUCHINSKI 19. yüzyılın ortalarında yazdığı Anadilinde Düşünmek adlı makalesinde "Halkın dili kaybolunca, halkın kendisi de artık yoktur. Bu nedenle, örneğin, yabancı işgalcilerin bütün şiddet ve zulümlerine maruz kalan batı Slavlar ancak, dillerine saldırı yapıldığını anlayınca, halklarının hayatının tehlikede olduğunu anladılar.” der. Çünkü bir halk anadilini yitirdikten sonra kendisini diğer ulustan ayıracak hiçbir nitelik kalmaz geride. Burada anadilin kültür ve düşüncenin yaratıcısı olduğu ve aynı zamanda bunları yeni nesillere taşıdığı gerçeği var. Anadili aynı zamanda bir duygudur, halkın kalbidir. Öyle ki anadilini yitiren biri daha sonra anadilini öğrense bile anadilinde şiir yazamayabilir. Dolayısıyla anadili; her halk için duyuşsal ve bilişsel anlamda belirleyici olan varoluşsal bir iletişim aracıdır.
26.09.2014
TİMUR ALOEV (Tarih Bilimleri Doktoru/Nalçik) - Bilindiği üzere, geçtiğimiz ayın 12’sinde Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Başkanvekili Y. A. Kokov “Adıge (Çerkes) Günü” bayramının ihdas edilmesine ilişkin kararnameyi imzaladı. Açıklandığına göre, söz konusu karar, “Çerkes sivil toplum örgütleri ve Kabardey-Balkar Cumhuriyeti vatandaşlarından gelen sayısız başvuru üzerine” alındı. Ertesi gün medyada, başta “Vestnik Kavkaza” isimli web sitesi olmak üzere Mecit Çaçukh ve Barasbi Karamurzov’un yeni uygulamayı desteklediğine dair “Çerkesler bayramına kavuştu” başlıklı bir yazısı yayınlandı. 16 Ağustos tarihinde de Natpress sitesinde konuyla ilgili A. Beshto’nun ayrıntılı görüşlerine yer verildi.
19.09.2014
AYŞE HÜR - 24 Mayıs'ta Kartal'daki Sürgün Anıtı'nda 'Çerkes Soykırımı'nın 150. Yılı' vesilesiyle bir anma töreni gerçekleştirilecek. Ben de bu haftaki yazımı Milli Mücadele ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Kemalistlerle Çerkeslerin ilişkilerine ayırdım. Gerçi tarihte ‘duygusal açıdan’ yorucu olmayan bir konu bulmak da kolay değil. Nitekim bu yazım da hüzünlü bir geçmişe dair. Geçen yıl bu günlerde, ‘21 Mayıs 1864: Çerkeslerin kara günü’ başlıklı yazımda bu acı sürecin, Osmanlı dönemindeki tarihçesinin bir özetini yapmıştım. Yazımı şöyle bitirmiştim: “Önümüzdeki yıl ‘Çerkes Soykırımı’nın 150. Yılı’ dolayısıyla Rusya Federasyonu, iki yıl sonra da ‘Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılı’ dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti epey sıkıntılı günler yaşayacak.”
28.05.2014
ÜMİT KARDAŞ - Çerkeslerin eski geleneksel tarihleri her etnik kimlikte olduğu gibi folklorunda, mitolojik öykülerde ve Nart Destanı’nda saklıdır. 26 bölüm ve 700 metinden oluşan ve sembolizm ağı ile örülmüş bu destan Bakır-Tunç Devri’nden önce panteonun yaşlı üyelerinin tarih sahnesine adım atışını anlatır. Bu destanın ahlak ve davranış biçimleri Çerkeslerin yetişmesinde ideal kurallar oluşturdu ve daha sonraları Adığe Habze’yi(Çerkes geleneklerini) meydana getirdi. Destanın dili Adığebze (Çerkesçe) tarih sahnesine çıkan değişik kabileleri birleştiren unsur oldu. Çerkes gelenekleri bu dille yaşatıldı.
24.05.2014
FEHİM TAŞTEKİN - Çarlık Rusya’nın Osmanlı topraklarına sürdüğü Çerkesler, 1.5-2.2 milyon arasında insanı yerinden yurdundan eden büyük trajedinin 150. yılını hiç olmadığı kadar dikkat çekici bir şekilde anıyor. Çerkesler İstanbul’a 168 km mesafede sürülen insanların ilk çıktığı yerlerden biri olan Kefken sahilinde atalarının sığındığı mağaranın yanı başında Karadeniz’e siyah karanfil bırakarak başlattıkları anma etkinliklerini, son yıllarda büyük şehirlere ve meydanlara taşıdı. Rusya da bundan rahatsız.
23.05.2014
HASAN CEMAL - Büyük Çerkes Sürgünü ya da Çerkes Soykırımı… Dün 150. yıl dönümüydü. Çarlık Rusya’sı yönetimi altında Kuzey Kafkasya’da yaşayan Çerkesler, 21 Mayıs 1864’de kendi anayurtlarından, kendi topraklarından zorla koparılmış, Anadolu’ya doğru büyük acılarla geçen bir göçe zorlanmışlardı. Benim de ailemin bir tarafı Çerkes’tir. Büyük sürgünün 150. yılında, yıllar önce bana “Kökler kaybolmaz oğlum!” diyen dayımı anımsadım.
23.05.2014
 5  ...
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi