• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam180
Toplam Ziyaret990808
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.286532.4159
Euro34.598834.7374
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya Fobisi
05/06/2012

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar izlediği Rusya politikasını gözden geçirecek olursak açıkça görürüz ki, izlenen politikalarda tarihsel yaşanmışlıklardan kaynaklanan fobiler belirleyici olmuştur.

Türkiye'nin fobileriyle şekillenen Rusya politikaları ise, bugün gelinen noktada,  Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan yaklaşık 6 milyon Çerkes'i aşırı derecede rahatsız eden uygulamalar zincirine dönüşmüştür.

Çerkesler’in rahatsızlıklarını artık en etkin şekilde devlete, devletin kurumlarına, hükümete, siyasi partilere ve Türkiye kamuoyuna yansıtmaları zorunlu hale gelmiştir.

Peki, Çerkesler devletin hangi uygulamalarından rahatsızlar?

- Hem “ulus-devlet ideolojisinin” gereği olarak, hem de “Rusya Türkiye'de kimlik bilincine sahip bir diaspora istemediği için” Çerkesler’in asimilasyona tabi tutulmaları ve anadili eğitimi, Çerkesce radyo- televizyon ve etnik kimliklerinin tanınması… gibi demokratik taleplerinin karşılanmamasından,

- Gürcistan bile Çerkes soykırım ve sürgününü parlamentosunda kabul edip Anaklia şehrinde soykırım anıtı dikerken, 6 milyon vatandaşı Çerkes olan Türkiye'nin hiç bir duyarlılık göstermemesi, hiç bir adım atmamasından,

- Üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen Çeçen mültecilere Rusların baskısı nedeniyle mülteci statüsü sağlanamaması ve insanlık dışı şartlarda yaşamalarına göz yumulmasından,

- Çeçen mülteciler içindeki Çeçen Milli Mücadele önderlerinin Rus ajanları tarafından öldürülmelerine göz yumulması ve faillerin ortaya çıkarılmamasından…

Evet, Türkiye’nin fobilerinin yönlendirdiği politikalar Rusları öylesine cesaretlendirdi ki, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Çerkesler Rus ajanlar tarafından hiçbir çekince duymadan açıktan açığa tehdit edilmeye başlandı. Bunun son örneği 21 Mayısta Rusların yaptığı Çerkes soykırım ve sürgününü Beyoğlu’nda Rus Konsolosluğu önünde protesto edilmesini örgütleyenlerden Kafkasya Forumu’ndan Çerkes aktivist Kuban Kural'ın Rus ajanlar tarafından takip edilerek ölümle tehdit edilmesi.

Meydan öylesine boş bırakıldı ki Rus ajanlar kendi topraklarındaki kadar rahat ortalıkta cirit atıyor.

***

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Çerkesler olarak sesleniyor ve diyoruz ki;

Sayın Başbakan,

Dünyanın bütün mağdur ve mazlum halklarıyla ilgileniyor, onların sorunlarını dünyanın gündemine taşımaya çalışıyorsunuz. Peki 6 milyonu ülkenizin vatandaşı olan soykırım ve sürgün mağduru Çerkes Halkına ne zaman sahip çıkacak, onların taleplerini ne zaman karşılayacaksınız?

Onların can güvenlikleri sizin için ne zaman önemli hale gelecek?

Ajandanızda Filistinliler, Somalililer, Suriyeliler, Kürtler, Romanlar, Aleviler yer alırken, niçin Çerkesler’e yer yok?

Yoksa Çerkeslerle ilgili duygularınız Rusya fobinize mi kurban oluyor?

Sayın Başbakan,

Biz Çerkesler’in asli nüfus unsuru, yani 6 milyonluk bir kitle Türkiye’de yaşıyor. Anavatanımızda ise azınlık durumundayız. Anavatanın geleceği Türkiye Çerkesleri’nin kimliklerini korumalarına bağlı. Biz burada dilimizi, kültürümüzü, etnik kimliğimizi kaybedecek olursak, anavatanımız Kuzey Kafkasya da Rus toprağı haline gelecek.

Buna gönlünüz razı olacak mı?

Kuzey Kafkasya'nın Ruslaşması Türkiye’nin lehine mi?

Sayın Başbakan,

Türkiye Çerkes meselesinde Çerkesler’den yana taraf olmak zorundadır. 6 milyon Çerkes vatandaşından yana taraf olamayan bir Türkiye’nin bağımsızlığından söz edilemez.

Çerkes halkı artık Çerkes sorununun dünya kamuoyunun gündemine taşınması ve haklarının talep edilmesi mücadelesinde Türkiye Cumhuriyeti devletini ve hükümetini yanında görmek istiyor.

Konuşurken, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Gürcüsüyle, Çerkesiyle kardeşiz deniliyorsa ve bu söylem samimi ise, gün artık Çerkes kardeşlerinize sahip çıkma ve onların hakları için mücadele etme günüdür.

Şu kesinlikle bilinmelidir ki; bundan sonra Ruslar tarafından değil öldürülmek, bir tek Çerkes'in dahi burnu kanayacak olursa, Çerkes halkı bundan devleti ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen hükümeti sorumlu tutacaktır.

Çerkesler artık kuru kuruya kardeşlik nutukları dinlemek istemiyor, icraat bekliyor.

Çerkes Halkı Rusya'ya karşı fobilerine teslim olmuş devlet ve hükümet politikalarına son verilmesini, halkının taleplerinin gereğini yerine getiren bağımsız ve etkin politikaların hayata geçirilmesini bekliyor. Bu aynı zamanda büyük ve bağımsız bir devlet olmanın gereğidir. Korkunun ise ecele faydası yoktur.

Çerkesler bugün olduğu gibi, bundan sonra da dillerini, kültürlerini, etnik kimliklerini koruyarak, güçlü ve ileri demokrasiye sahip bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceklerdir.

Sayın Başbakan “Kürtçe ve Arapça seçmeli ders olacak” diye bir açıklama yapmışlardı. Çerkes Halkı olarak her halde Çerkesçe’yi unuttu diye düşünüyor ve kendisinden Çerkesçe’nin de seçmeli ders olacağına dair kamuoyuna bir açıklama yapmasını bekliyoruz.

Bu arada yine Başbakanımızın unuttuğu Çerkesce tv ve radyo talebimizi de hatırlatıyor ve soruyoruz: Mademki hepimiz kardeşiz, Kürt ve Arap kardeşlerinize var da, Çerkes kardeşlerinize niye yok?

Vorepsov Adığager!



4255 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi