• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam143
Toplam Ziyaret990771
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.286532.4159
Euro34.598834.7374
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Çerkesler Olarak Ömrümüz Hep Aynı Hatalara Düşerek mi Geçecek?
19/06/2013

Çerkesler olarak tarihimizi objektif bir gözle değerlendirecek olursak her zaman yanlış ata oynadığımızı ve yok oluşumuza yol açacak her türlü adımı pervasızca atarak, soykırıma , sürgüne zemin hazırlayan süreçlere kendi ellerimizle zemin hazırladığımızı açıkça görürüz . Bu durum Osmanlı sonrası Cumhuriyetin kuruluş döneminde de devam etmiş , Türk Ulusalcılığına verilen destek '' Hain Çerkes Ethem '' söylemiyle ödüllendirilmiş , asimilasyonla taçlandırılmıştır .

Son Taksim Gezi Parkı olaylarında Çerkeslerin tavırlarına baktığımızda da bugün de değişen bir şey olmadığını, net olarak görebiliyoruz .

Meydanlara çıkanların amaçlarını ve söylemlerini değerlendirecek olursak şunları görüyoruz :

- Kemalistler çıkmışlar, ellerinde Mustafa Kemal posterli bayraklarla ''Mustafa  Kemal'in Askerleriyiz '' sloganları atarak, asimilasyoncu , ulusalcı Kemalist ideolojiyi yeniden devlet ideoloji haline getirmeye çalışıyorlar .

- Ulusalcı solcular çıkmışlar askeri göreve çağırarak vesayet rejimi adına darbeye davet ediyorlar.

- CHP'liler çıkmışlar , sandıkta elde edemedikleri iktidarı bulanık suda balık avlayarak elde edebilir miyiz diye hayaller kuruyorlar . 

- Ergenekoncular, Balyozcular, 28 Şubatçılar çıkmışlar, süreci nasıl tersine çeviririz diye hesaplar yapıyorlar.

- Bir kısım Kürtler çıkmışlar , fırsattan istifade daha fazla ne gibi tavizler alabileceklerinin hesabını yapıyorlar.

- Aleviler çıkmışlar, yıllarca nemalandıkları ve sahibi haline geldikleri ulusalcı Kemalist devlet ideolojisinin tasfiyesini engellemeye ve karşısında oldukları İslami anlayışı temsil eden AK Parti iktidarını yıkmaya çalışıyorlar .

- Bir takım örgütler çıkmışlar fırsattan istifade kendilerince devrim yapıyorlar .

Ve tüm bunları gerçek amaçlarını gizleyerek 300 - 500 samimi çevreciyi istismar ederek yapıyorlar. Kısacası Taksim'de alanlara çıkanların hepsinin bir amacı ve bir beklentisi var .

Ancak şurası bir gerçek ki bu eylemlerin 300 - 500 çevreci dışında çevreyle, yeşille, demokrasiyle bir ilgisi yok.

Evet, iktidarın ve Başbakanın söylemlerinde, bazı icraatlarında tenkit edilecek pek çok unsur olabilir ama unutulmamalıdır ki vasayet rejimini tasfiye eden bu iktidardır, demokratik yeni bir anayasa sözü veren bu iktidardır. Türkler dışındaki tüm etnik unsurların varlığını tanıyan ve Türkiye'nin etnik sorunlarını çözmek ve iç barışı sağlamak için adım atan bu iktidardır.

İktidarı devirmek için meydana çıkanlar ise ulusalcı Kemalist statükonun bekçileridir. Çünkü onlar halkın vermediği iktidarı darbelerle ele geçirmiş, devleti soymuş, yapmadıkları işkenceyi bırakmamış, halkları yok sayarak asimilasyon politikaları uygulamışlardır.

Onlar çevreci olamazlar; çünkü kimliğini inkar etmek istemeyen Kürt halkına karşı yürüttükleri mücadelede ormanları yakan, köyleri yakan ve boşaltan onlardır.

Onlar demokrasiden ve insan haklarından bahsedemezler; çünkü köylüsüne dışkı yediren, orasına burasına cop sokan, cinsel uzuvlarına elektrik veren, insanlık dışı işkenceleri yapanlar onlardır.

Binlerce insanını öldüren ya da öldürülmesine sebep olanlar onlardır .

Başbakanı diktatörlükle suçlayanlar sahiplendikleri ulus devlet ideolojisinin kurucu babalarının İstiklal Mahkemeleri’nde , Dersim'de ve darbe süreçlerinde yaptıklarına bakacak olurlarsa gerçek diktatörleri görecekler, aslında kendilerinin de  ''darbe şakşakçısı küçük Kemalist dikdatörcükler '' olduklarını anlayacaklardır .

***

Peki  tüm bu gerçekler ortada iken bazı Çerkesler niçin Taksim meydanında idi? Bu soruyu bir kaç başlıkta cevaplandırabiliriz:

- Bunlardan çok az bir kısmı çevre duyarlılığı adına gitti .

- Yine bunlarda çok az bir kısmı alkol kullandığı için 'Başbakanın ''bir kadeh içen bile ayyaştır ''sözünden alındığı ve başbakanın özel hayata müdahale ettiğini düşündüğü için gitti.

- Bir kısmı kimliğini inkar ettiği ve Mustafa Kemal'in askeri olduğu için gitti.

- Bir kısmı ulusalcı, Kemalist vesayet düzenine sahip çıkmak için gitti .

- Bir kısmı İdeolojisini, kimliğinin ve halkının çıkarlarının önünü koyduğu için gitti .

Kısacası bu kardeşlerimiz hangi amaçla gitmiş olurlarsa olsunlar başkalarının değirmenine su taşımış oldular ve Çerkes halkının varlığını tanımayan, hain ilan eden ulus devlet ideolojisine yeniden hayat vermek isteyen faşist ulusalcılara alet oldular . İşin herkes tarafından sorgulanması gereken bir yanı da anti emperyalist geçinen ulusalcı kalkışmaya en büyük desteği veren ülkelerin Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya gibi emperyalist ülkeler ve  bu ülkelerin medyalarının olması idi.

Bu eylemlere katılan Çerkes kardeşlerimizden çevreci olanları ve Başbakanın sözlerinden incinenleri çıkaracak olursak, diğerlerinin Çerkeslerin varlık mücadelesi kapsamında yapılan hiç bir eyleme katılmadıklarını, hatta engel olmaya çalıştıklarını görürüz. Taksim’de kahramanlık taslayan bu kardeşlerimizi ne Ankara Mitingi’nde, ne İstanbul Mitingi’nde, ne Kayseri Mitingi’nde, ne Ahlat Mitingi’nde , ne Çerkes Çalıştayı’nda, ne de her ayın 21'inde İstanbul Rus Konsolosluğu önünde yaptığımız Soçi Olimpiyatları karşıtı gösterilerde yanımızda göremedik. Unutmadan ekleyelim bu kardeşlerimiz 28 Şubatçı, Türkçü, ulusalcı cumhuriyet mitinglerine de katılmışlar ve destek vermişlerdi .

Taksim gezi parkı olayları Çerkes Halkı üzerinde bir turnusol kağıdı görevi yapmış, içimizdeki gerçek Çerkesleri ve Türkçü, ulusalcı dikta heveslisi kimliğini inkar  etmiş Çerkesleri ayrıştırmış, kimliğini statükoya pazarlayanları ortaya çıkarmıştır. Çerkes halkının kimlik mücadelesi bundan sonra daha sağlıklı bir zeminde yürüyecektir, çünkü içimizdeki zayıf halkalar apaçık ortaya çıkmıştır.

İnşallah Çerkes Halkı olarak bundan sonra geçmişte düştüğümüz tarihi hatalara düşmez, başkalarının senaryolarında figüran olmayız .

Soruyorum Taksime çıkan kardeşlerime: Mevcut iktidar devrilip askeri vesayete dayalı Türkçü, ulusalcı Kemalizm devlete hakim olursa, Türkiye daha demokrat mı olacak, etnik unsurlar daha mı özgür olacak, Türkiye'ye demokrasi mi gelecek?

Elbette her Çerkes siyasi iktidarı ve Başbakanı icraatları nedeniyle eleştirebilir, eylem yapabilir; ancak, Çerkesler adına ülkeye ulusalcı vesayet düzenini getirmek için eylem yapamaz. Eylem yapacaksa dili için, kültürü için, kimliği için, varlığını geleceğe taşımak için, paylaşım düzeninden payını almak için, demokrasi için, anayasa için, özgürlükler için, insan hakları için mücadele etmelidir. Kendi önceliklerimiz dururken başkalarının menfaat ve paylaşım mücadelesinde figüran olmak halkımıza ihanetle eşdeğerdir ve halkımıza zarar verir. Tarihimiz böylesine acı tecrübelerle doludur.

Tarihten ders almayan halkların tarih sahnesinden silinmesi kaçınılmazdır. Umarım Çerkes Halkı olarak yaşananlardan ders çıkarır, kendi senaryomuzu yazmayı başarabilir, kendi senaryomuzun aktörleri haline geliriz. Varlığımızı korumamız bunu başarabilmemize bağlıdır.

Vorepsov Adiğağer!

 



3679 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi