• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam21
Toplam Ziyaret1067316
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.837734.9773
Euro36.496036.6422
Semerkew
Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
KAFKASYA’DAKİ PONTUS RUMLARI
09/06/2019

1990’dan bu yana yaşadığım Kafkasya’da, “Sosyalizmi Arayan Adam” adı ile yazdığım ve 580 sayfayı bulan günlüklerimden, 1914’den1926’ya kadar Türkiye’den Kafkasya’ya sürgün gitmiş Ponti Rumları ile yaşadıklarımı kısaltarak buraya aktarıyorum.

1991’de bir vesile ile Soçi’de tanıştığım Alek isminde bir Rum’un ticari daveti üzerine Kuzey Kafkasya’daki Essentuki şehrine gittim. İçkili bir akşam yemeğinden sonra Alek’e, “Beni bir otele görür müsünüz?” dedim. Mukabele etti:

“Biz hemşeriyiz, oteller güvenli değil. Şimdilik bizim eve gidelim, yarın sana kiralık bir ev bakarız.”  

Çok katlı blok apartmanın cümle kapısından  içeri girdik ve bir kaç kat çıktık. Evinin kapısını açarken, “Bizim ev dört oda. Horanta çok. Seni babamın  odasında yatıracağım.” dedi.

Odaya girdik, çok yaşlı bir adam yatağında oturuyordu.

Alek, “Baba işte bu bizim misafirimiz, Türkiyeli. Seninle kalacak.” Demesiyle adam hayretle ve meraklı bana baktı ve patladı:

“O ittihatçıların da, Mustafa Kemal’in de canı cehenneme! Bizi öz vatanımızdan sürdü, geldik buralara. Donsuz Rus’a nöker olduk.”

Ben yarı afalamış bir vaziyette, şaşkın yatağıma oturdum.

“Trabzon’da bolluk vardı, komşuluk vardı. Buraya güç bela geldik. Çok yoksulluk çektik, dil bilmiyoruz, diş bilmiyoruz…”

Ben hala suskun oğluna baktım. Bu sırada, “Misafire karşı ayıptır ama oğul hala içimiz yanıyor. Gusura galmayasın” dedi.

Sabah uyandığımda hala ihtiyarın bedduaları kulaklarımda çınlıyordu.

Bu şehirde 40-60 bin arasında Pontuslu varmış. Akşama Alek’in akrabalarında çocuğu suya çekme (vaftiz) varmış. Davet etti, birlikte gittik. Salon silme insan dolu. İbrahim Tatlıses’ten oynak türküler çalıyor, on dört mum falan... Sonra Horon’a döndüler, müthiş oynuyorlar. Mikrofondan, “Türkiye’den misafirimiz var” diye Türkçe anons ettiler, alkış kıyamet... Çevremde olanlar ayağa kalkıp hürmetle ellerini uzatıp tokalaştılar. Takdis edilen çocuğa 100 dolar taktım, pek hoşlarına gitti. Bir kez daha güçlü şekilde alkışladılar.

Bu bölgede Piatigorsk-Mineralniya Vodi şehirlerinde ve tüm Kafkasya/Rusya’da 300-500 bin Pontuslu varmış ama kesin rakam bilinemiyor; çünkü Sovyetlerde istatistikler açılanmıyordu. Bilinenler hep rivayet. Makamında suikaste uğrayıp yaralanan SSCB Başkanı Yuri Andrapov da Ponti imiş demelerine göre. Rumca bilen Pontuslu çok az ama çoğunluk Tükçe biliyor. Sebebini babaya sordum, “Osmanlı ya dilinizi, ya da dininizi bırakın dedi. Biz de dinimize sahip çıktık, dilimizi unuttuk” diye cevap verdi.

***

1995’de Lazarevski’de Türkiyeli bir İnşaat firmasında orta düzey yönetici olarak çalışırken, en üst yöneticiler geldi. Onlara ilçeyi gezdirirken, havalı tüfekle atış yapılan bir mekâna yaklaştık, kemençe sesi gıv, gıv, gıv ortalığı çınlatıyor. İyice yaklaşınca sözler de anlaşılmaya başlandı: 

“İn aşağı duttan, gorum sa …dan; İn aşağı erikten gorum sa….den.”  

Misafirler hayretle bana baktılar. Bizi gören kemençeci iyice coştu, “Sür deveci develeri engine…” Peşine Koçari…

Kemençeci muzaffer bir eda ile tık diye kesti müziği. Beni tanıyor. SSCB halk sanatçısı olan abisi Anastasyas emmiyi soruyorum, “Çarşıya gitti” diyor. “Selam söyle” diye cevap veriyorum. 

Anastasyas sıkı bir anti-komünistti. Alkol, sigara kullanmayan, 80 yaşlarında biriydi. Yıllar sonra dükkanıma gelip defalarca çaldı söyledi.

Bir seferinde “Artık yaşlandım. Ben de repertuar 2 bine yakın. Bazılarını  kayıta çekelim, Trabzon radyosuna gönderelim. Türkülerim bari yaşasın.” dedi.

Ben de anında Trabzon radyosuna telefon açtım. Çıkan kız müdür yardımcısını bağladı. Olayı anlattım, “Burada stüdyo da  var. Kayıtları ben yaptırır size gönderirim. Bu sanatçı Trabzon sürgünlerinden, bir Pontus  Rumu’dur. Burada Sovyet  devlet sanatçısı ünvanı da almış.” dedim.

Telefonun ucundaki şahıs, “Bizim bunlara ihtiyacımız yok” dedi ve Rumlara galiz küfürlerde bulundu. Benden de misliyle cevabını aldı tabii ve telefonu kapattık. 

Anastasyas emmi bana bakıp  çok üzüldü. “Demek ki hâlâ İttihatçı yılanının etkisi sürüyor” dedi.

“Emmi, bana votka içme diyorsun, bu durumda şimdi ne yapalım?” diye cevap verdim ve yardımcım Mişa’ya seslendim. “Arka bahçeye bir masa teşkil eyle!”.

“Bir Rumka da ben çekerim” dedi 90’lık Anastasyas emmi…

***

Novorosisk Türkiye konsolosluğundan eşim ve kızımla Lazerevski’ye dönerken yolda bir yerleşim yerinin levhası ilişti gözüme: “Kabardinka” yazıyordu. Hemen direksiyonu sağa kırıp köye girdim. İlk önümüze gelen bakkalın önünde de durdum. Bizi gören bir adam yaklaştı, kapıyı açıp indim.

“Burada Çerkes var mı?” diye sordum.

“Evet var. Burada Ermeni ve Ponti Rum daha çoktur” dedi adam.

Aksanımdan kim olduğumu çıkartamadığını fark edince, “Tükiyeliyim dedim” ve başladık Türkçe konuşmaya.

Bizi içeri davet etti. Çay ve tahin helvası ikram ettiler. Çok hoşumuza gitti tadı; hatta iki kilo da sardırdım.  

Bu arada duvarda çakılı eski model radyosunu açtı. Başladı Trabzon’dan haberler…      Nereden geldiklerini sordum, “Ordu’dan sürgünüz” dedi.

Hoşça vakit geçirdikten sonra vedalaşıp yolumuza koyulduk.

***

Şu anda Rusya’da iktidarda olan Stalinist  elitler marifetiyle Sovyetler  dağıtılınca, Ponti Rumları’nın bir bölümü Yunanistan  ve Kıbrıs Rum kesimine  göçtüler.

Kuzey batı Kafkasya’nın Anapa şehrinden başlarsak, ta Batum’a kadar olan 400 km’lik sahil bölgesinde çoğunluk nüfus Rus, Ermeni ve Ponti Rumları’dır.

Ayrıca % 2-3 seviyesinde Çerkesler ve 1946’da Mahabat Kürt Devleti’nden kalan, Stalin’in Kazakistan’a sürdüğü,  1989 sonra Kafkasya’ya gelip yerleşen ezidi Kürtler var.

Bundan başka kökeni Ermeni olan, Türkçe bilen, dini Müslüman Hemşinliler ve Mesket bölge (Ahıskalı) ahalisi (yine  Stalin’in marifeti ile Kazakistan’a, oradan da 1989’dan başlayarak Kafkasya’da iskan olunmuşlardır) var.

1914 -1926 arası Türkiye’den sürgün edilen, Kremlin tarafından  Kafkasya’da iskan edilen Ermeni sayısı da tahminen 300 bin civarında.

Yani anavatanlarında “Çerkesler”den başka, “herkesler” çoğunlukta…  

***

Ponti vesilesiyle eski notlarımı karıştırdım, gerçekten ilginç şeyler yazmışım. Başta eşim, kızım ve yakın arkadaşlar anılarımı kitaplaştırıp bastırmamı öneriyor ama biliyorum ki masrafını dahi  kurtarmaz. İnandığı dinin kutsal kitabını okumayan necip milletimiz, benim yazdığım kitabımı niçin okusun?...

Çok marifet var insanda…

Selamlar.   



1464 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak.
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz.
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor.
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz.
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır.
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı.
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM - 16/08/2019
Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır.
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir.
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi