• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam40
Toplam Ziyaret978866
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Semerkew
Erol Karayel
erolkarayel26@gmail.com
RF Eğitim Yasası, ‘Yeni Rus Ulusu’nun Eritme Kazanı Olacak
29/06/2018

” Rusya Federasyonu Eğitim Sisteminde Değişiklik Yapılmasını öngören Kanun Taslağı” 19 Haziran’da Devlet Duması’nda gerçekleştirilen ilk oylamada neredeyse itirazsız kabul edildi. Yasa, Rusçayı eğitimde “zorunlu dil”  kılarken, cumhuriyetlerin ulusal dillerini ise “ebeveynlerin isteğine” bağlı hale getiriyor.

 

TASARININ HUKUKİ ZEMİNİ YOK

Bu taslak öncelikle Rusya Federasyonu Anayasası’nın,

26/2. Maddesinde yer alan, “Herkes ana dilini kullanma, iletişim, eğitim, öğrenim ve yaratıcılık dilini serbestçe seçme hakkına sahiptir”;

68. Maddesinde yer alan, “Rusya Federasyonu, tüm halkların ana dillerini muhafaza etmeleri, öğrenmeleri ve geliştirmeleri için gereken ortamın oluşturulması hakkını güvence altına alır”;

72/1. Maddesinde yer alan, “İnsan ve vatandaş hak ve özgürlüklerinin korunması; milli azınlıkların haklarının korunması... İfadeleriyle çelişkili olup, anayasaya aykırıdır.

“Rusya Federasyonu” adı üzerinde üniter değil, federal bir devlettir. Federal devlet ise,  iktidarın “merkez”deki federal devletle, “çevre”deki federe devletler arasında dağılımına dayanan siyasi sistemin adıdır.  R.F. Anayasası’nın 5. Maddesinin 4. Fırkası bunu açık bir şekilde ifade etmektedir. (Madde 5/4:  Rusya Federasyonu’nun tüm unsurları, federal devlet organlarıyla olan karşılıklı ilişkilerinde ve kendi aralarında eşit haklara sahiptirler.)

Bir federal devletin kurucusu konumundaki federe cumhuriyetlerin resmi dillerine, “bir ülkeden göçmen gelmiş halk” muamelesi yaparak anadillerinin seçmeli ders olarak okutulması “Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme”, “Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi”, “Ulusal veya Etnik, Dinsel veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına Dair Bildiri” ve “Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı” gibi anadilde eğitimi öngören ve destekleyen birçok uluslararası sözleşme ve belgeye de tamamen aykırıdır.

 

HEDEF KOMPLE ASİMİLASYON ve YENİ BİR ULUS MEYDANA ÇIKARTMAK

Tüm bu bağlayıcı hukuki belgelere rağmen Rusya Federasyonu Duması’na böyle bir teklifin gelmesi, ortada bir kasıt olduğunu ortaya koymaktadır. Sovyetlerin dağılma süreci ardından 2000 yılında Rusya Federasyonu’nun başına geçen Vladimir Putin, KGB kökenli mesai arkadaşlarını bütün federe yapıların kilit noktalarına yerleştirmiş ve kafasındaki şeytani projeyi yürürlüğe koymuştur.  Hedefi, federe yapıları lağvederek Rusya Federasyonu’nu üniterleştirmek; farklı dil ve kültüre sahip halkları da Rus dili ve kültürü potasında eritmek…

Nitekim Putin, Federasyon’da tam kontrolü sağladıktan sonra ilk iş cumhuriyetlerin sahip olduğu hakları budamaya başlamıştır.

Başlangıçta 89 federal birimden oluşan “Rusya Federasyonu”nu sekiz idari bölgeye ayırarak başlarına doğrudan Kremlin'e bağlı valiler atamak suretiyle Cumhuriyetlerin Kremlinle olan “doğrudan ilişkilerini” kesmiştir. Yani araya bir kademe yerleştirerek bütün federe yapıların statülerini fiilen düşürmüştür.

Ardından, bu sekiz idari merkeze bağlı alt federal bölgeler birbirleriyle birleştirilmeye başlanmıştır. Böylece, ilk adımda 89 olan federal bölge sayısı 81'e düşürülmüştür. Bu operasyonlarla "Federal bölgelerin birbirleriyle birleştirilmelerinin olağanlığı fikri” meşrulaştırıldıktan sonra sıra etnik cumhuriyetlerin komşu bölgelere birleştirilerek tasfiyesi planları devreye sokulmuştur. İlk yoklama da 2005 yılı sonunda, “garip sınırları” da bahane edilerek Adigey Cumhuriyeti’nin Krasnodar’la birleştirilmesi fikri dillendirilerek yapılmıştır. Fakat gelen tepkilerden başlarının ağrıyacağına hükmedince, projeyi rafa kaldırmak zorunda kalmışlardır.

Adıgey’in Krasnodar’a bağlanmasında geri adım atılsa da cumhuriyetlerin kazanılmış haklarını budamaya yönelik operasyonlar devam etmiştir.

***

2004 Eylül'ünde Beslan’da meydana gelen kanlı olayları bahane ederek ülkedeki seçim ve idare sisteminde ciddi değişiklikler yaptılar. Buna göre Rusya  Federasyonu’nu oluşturan  tüm federe birimlerin  baş yöneticileri federal merkezden  atanmaya başlanarak, yerel parlamentolar “noter” durumuna düşürülmüştür. 

Aynı şekilde kritik bakanlıklar ile hukuk kadroları, vergi dairesi, merkez bankası şubeleri gibi,… önemli bürokratik atamalar da cumhuriyetlerin inisiyatifinden alınıp, merkezden gerçekleştirilmeye başlanmıştır.

Ardından, Rusya Federasyonu Anayasası’nda değişiklikler yapılarak, bütün  cumhuriyetlerden  “anayasalarını Rusya Federasyonu Anayasası ile uyumlu hâle getirmeleri” istenerek, merkezde yapılan değişikliklerle federe birimler “yerel özellikleri koruyucu yasalarını” bir bir ilga etmek zorunda kalmışlardır. Yani, cumhuriyetlerin kendi anayasalarının olması da anlamsızlaştırılmıştır.

Bir sonraki değişiklik kimlik cüzdanları ve pasaportlarda yapılarak, bu evraklardaki “milliyet” hanesi kaldırılmıştır. Şimdi yeni kimliklere bakıldığında, federasyon içinde yaşayan herkes sanki “Rus” kökenliymiş gibi görünmektedir.

Bir sonraki adımda milli özellikleri koruyucu ve geliştirici çalışmalarda bulunan sivil toplum kuruluşları tasfiye edilmiş ve tüm sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri devlet kontrolüne alınmıştır. 

Yine Federasyon Anayasası’na uyumsuzluk gerekçesiyle, Federe cumhuriyetlerde devlet başkanı olacaklara hem cumhuriyete ismini veren etnisitenin resmi dilini, hem de Rusçayı bilme zorunluğunu getiren yerel yasalar iptal ettirilmiş, devlet başkanlığı için sadece Rusça bilmek yeterli sayılmıştır.

Bilahare, Federe cumhuriyetlerin kendi sınırlarını kontrol yetkisi de bir takım gerekçeler uydurularak ellerinden alınmaya (Adıgey Cumhuriyeti’nde olduğu gibi), cumhuriyetlerin devlet olma vasıfları budanmaya devam edilmiştir.

Cumhuriyetlerdeki telecom, gümrük, enerji gibi kamu kurumları ülke içersinde herhangi bir birime değil, Federal Bölge idarelerine bağlanmıştır. 

2010 yılında yeni bir adım daha atılarak cumhuriyetlerin en üst yöneticilerinin “başkan” olan ünvanı değiştirilerek yerine daha alt statüde bir isim olarak “baş” ünvanı ikame edilmiştir. Yapılan, cumhuriyetlerin “devlet alâmeti” arz eden özelliklerini yok etmek maksatlıdır.

Bu ve benzer saldırılar hala hız kesmeksizin devam ediyor.

 

EĞİTİM YASASI: İMHADAN ÖNCEKİ TOPLAMA KAMPI

 En son olarak, etnik cumhuriyetlerde 4. sınıfa kadar haftada 2 ila 3 saat okutulan anadil dersleri “isteğe bağlı” hale getirilerek, etnik yapılar ölümden bir önceki durağa sürülmüşlerdir.

Bu operasyonların emrini Vladimir Putin bizzat vermiştir. Bunu 26 Mayıs 2016 tarihinde Rus Edebiyatı Topluluğu Kongresi’ne katılarak burada sarf ettiği, "Rus dilinin Rusya gibi çok çeşitli, çok uluslu güzel bir ülkede etnikler arası iletişimin dili olarak üstlendiği işlev, tek bir Rus ulusu yaratmaktır." sözlerinden rahatlıkla anlamaktayız.

Ardından 20 Temmuz 2017’de Mari El Cumhuriyeti’nin başşehri Yoshkar Ola’da yapılan Etnik İlişkiler Konseyi Toplantısı’nda söylediği, “Size şunu söylemeliyim ki sevgili dostlarım, bizim için devlet dili ve etnik iletişimin dili olan Rusça herhangi bir şeyle değiştirilemez. O tüm çok uluslu ülkemizin doğal ruhsal çerçevesidir. Herkes bunu bilmeli. 

Rusya halklarının dilleri de, Rusya halklarının orijinal kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu dilleri öğrenmek Anayasa garantisinde olan ve gönüllü kullanılan bir haktır. Bir kişiyi kendisine ait olmayan bir dil öğrenmek için zorlamak, Rusça öğretmenin seviyesini ve süresini azaltmak gibi kabul edilemezdir.  Rusya Federasyonu'nun bölge başlarının buna özellikle dikkatlerini çekmek istiyorumsözleriyle de anadillerin fonksiyonsuz kılınması için düğmeye basmıştır.

28 Ağustos 2017 tarihinde Putin imzasıyla Rusya Genel Savcısı Chayka Yury Yakovlavic’e talimat verilerek 30 Kasım 2017’ye kadar “Rusya Federasyonu vatandaşlarının dilleri ve Rusya Federasyonu'nun bir parçası olan cumhuriyetlerin resmi dillerinin öğretilmesinde gönüllülük hususunun gözetilip gözetilmediğinin, yurttaşlık haklarının korunmasına özen konusunda  Rusya Federasyonu mevzuatının hükümlerine uyulup uyulmadığının kontrol edilmesi” talimatıyla soruşturma yapılıp bir rapor hazırlaması istenmiştir. Bu talimatla harekete geçen savcılık anadiline bilinçli bir şekilde sahip çıkan Tataristan, Çuvaşya, Başkurdistan başta olmak üzere etnik cumhuriyetleri ablukaya almış ve Rus ebeveynlerin şikayetlerini toplayarak “Anadili Rusça olan vatandaşlara zorla cumhuriyetlerin ulusal dilleri öğretiliyor” gerekçesiyle cezalar kesilmiş; eğitim yasasında radikal bir değişiklik için atılacak adıma bütün gerekçeler oluşturulmuştur.

Aynı tarihte Federal yönetim organlarının başlarına da talimat gönderilerek kendilerinden, cumhuriyetlerin resmi dillerinin, “isteğe bağlı” olarak, ebeveynlerinin (yasal temsilcileri) talebi temelinde öğrenilmesinin sağlanması” istenmiştir.

Planın daha sonraki parçası olarak milletvekillerinden bir grup harekete geçmiş ve hazırladıkları Yasa Tasarısını 11 Nisan 2018'de Devlet Duma Eğitim ve Bilim Komitesi’ne sunmuşlardır. 

Komite'nin bir ay sonra yapılan 11 Mayıs 2018 tarihli toplantısında, yasa tasarısı incelenmek maksadıyla ilgili komite ve gruplara gönderilmek üzere Devlet Duma Konseyi'ne iletilmiş ve tartışmaya açılmıştır.

Bu aşamada yasadan haberdar olan Ulusal cumhuriyetlerin temsilcileri ve diğer Rus bölgeleri, ana dillerini savunmak için bir takım sosyal hareketler oluşturarak kanunun çıkmaması için çalışmalarda bulunmuşlardır.

Bekleme süresinin tamamlanmasından sonra "Rusya Federasyonu Eğitiminde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı" 19 Haziran 2018’de Devlet Duması’na gelmiş ve yapılan ilk oylamada da kabul edilmiştir.

Şimdi Tasarı, Duma’da iki kez daha ve sonrasında bir kez de Federasyon Konseyi bileşiminde oylanacaktır. Bu süreçlerin tamamlanmasının ardından da Devlet Başkanı’nın imzalamasıyla yürürlüğe girecektir.

 

AMAÇLARI YENİ BİR RUS ULUSU OLUŞTURMAK

Bütün bu parçaları birleştiğimizde Putin'in 2000 yılından buyana yürüttüğü projenin “yeni bir Rus ulusu oluşturma” projesi olduğunu; bunun da sondan bir önceki adımına kadar hayata geçirildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Son 18 senede yapılan operasyonlarla cumhuriyetleri, kendilerine “devlet” vasfı kazandıran bütün ünvan, kurum ve yetkilerden yavaş yavaş arındırıp işlevsizleştirdiler.

Atılacak son adımda ise mevcut cumhuriyetlerin kağıt üzerindeki “egemenlikleri” de ortadan kaldırılacak ve ardından da ilk fırsatta Rus nüfusun yoğun olduğu komşu bölgelere kaynaştırılarak birer birer tasfiye edileceklerdir.

Evet, Kremlin'in yüzyıllardır değişmeyen hedefi, işgal ettiği toprakları yerli nüfusundan arındırmak, "Rus kültürü içinde eritip, yok etmektir."

Bu sebeple,

Öncelikle anadillerin zaten berbat olan durumunu daha da kötüleştirecek olan bu tasarının yasalaşma sürecinin tamamen durdurulmasını,

Yapılacak düzenlemelerle anadilin müfredatta fonksiyonel bir şekilde yer almasının sağlanmasını,

Ulusal dillerin Rusça’nın hegomonyasından kurtarılarak devlet organlarında da aktif olarak kullanımının sağlanıp prestijinin yükseltilmesini talep ediyoruz.

Ve diaspora olarak buna hakkımız var bay Putin!



2609 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

VERECEĞİMİZ OYUN HALKIMIZA BİR YARARI OLSUN! - 26/03/2024
Partimiz insanlarımızın mevcut siyaseten parçalanmışlığını dikkate alarak bu bataklığa girmeyecek; dikey değil yatay siyaset yapacaktır.
SEÇİMLER BİZİM İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR? - 14/02/2024
Sivil toplumumuzun yanında, iyi çalışan bir siyasal toplumumuzun da olması gerektiğini herkesin anlaması ve bu süreçlere samimiyetle destek vermesi gerekir.
ADALET DUYGUSU KÖRELMİŞ BİR UKRAYNALI VEKİL - 02/10/2022
Goncherenko ile iş tutacak dostlara hatırlatmak isterim: Kendi adalet duygunuzdan taviz vermeden, adalet duygusu körelmiş biriyle işbirliği yapamazsınız.
POLİTİK BİLİNÇ - 29/01/2022
Sorunu olan toplum kesimlerinin, örgütlenerek sorunlarını siyasi platforma taşıyıp, devlet yönetimini bu sorunları çözme yönünde etkileyecek güç oluşturmaları demokratik bir haktır. ÇDP işte bu hakkı kullanmak istiyor.
AZINLIK TOPLULUKLAR İÇİN ‘SİYASAL KÜLTÜR’ NİÇİN ÖNEMLİDİR? - 30/08/2021
“Varlık mücadelesini devletin meselesi haline getirecek olan siyasal toplumun embriyosunu içinde barındırıyor olmasından dolayı “siyasal kültür” oluşturmak çok ama çok önemlidir”
PUTİN’İN YENİ ANAYASASI “RUSLAR EFENDİ, DİĞERLERİ KÖLE” DİYOR - 26/04/2020
Putin son derece sinsi bir politika uyguluyor. Gerçek amacını gizliyor ve günü geldiğinde hızla icra ediyor.
ETNİSİTE, SİYASET, ÇDP, V.S. - 19/07/2019
ÇDP’ye “etnik parti olmaz” argümanıyla karşı çıkanların “etnik derneklerde” icra-i faaliyette bulunuyor olması da tam bir kara mizah örneğidir.
KARADAN GEMİ İDARE EDİLMEZ; ÖYLEYSE HAYDİ SİYASETE! - 27/06/2019
Kırmızı kitapta bir rezerv olsun olmasın, taleplerimizin hayata geçmesi için mutlaka Çerkes sorununun çözümünü misyon edinmiş şahısların mecliste ve yürütme kadrolarında bulunması, yani siyasete girmesi gerekiyor.
SİVİL TOPLUMDAN, SİYASAL TOPLUMA... - 13/06/2019
2001 yılında işbaşına gelen AK Parti yönetimi AB kriterlerinin öngördüğü açılım programıyla devletin kimlikler üzerindeki inkar politikalarına son vererek önemli bir adım attı.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi