• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam140
Toplam Ziyaret985844
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Semerkew
Erol Karayel
erolkarayel26@gmail.com
PUTİN’İN YENİ ANAYASASI “RUSLAR EFENDİ, DİĞERLERİ KÖLE” DİYOR
26/04/2020

Yürekli ama ayyaş ve savruk Yeltsin koltuğunu teslim ettiğinde Putin 46 yaşındaydı. Bu çapta bir görevin ön deneyimine sahip değildi. Ama bilinçli bir Rus ırkçısı olarak kendini çabuk adapte etti ve bir yol haritası oluşturdu.  İlk günlerinden itibaren de sistemi bu planlama doğrultusunda re-forme etmeye başladı. İlk hedefi yönetimi merkezileştirmek ve tam kontrol altına almaktı. Bunun için yasama, yürütme ve yargıda köklü değişiklikler yaptı.

***

Önce 2000 yılında 7 (sonra 8) Federal Bölge oluşturarak federe birimleri buralara bağlayarak Kremlinle irtibatlarını kesti. Böylece hepsinin statüsünü otomatikman düşürmüş oldu.

Başlangıçta 89 olan federal birimlerden bazıları kaynaştırılarak federal yapıların sayısı 85’e indirildi. "Federal bölgelerin birbirleriyle birleştirilmelerinin olağanlığı” fikri meşrulaştırılarak etnik cumhuriyetlerin tasfiyesine zemin hazırlandı. (Nitekim 2005 yılı sonunda Adigey Cumhuriyeti’nin Krasnodar’la birleştirilmesi fikri ortaya atıldı. Fakat gelen tepkiler üzerine proje rafa kaldırılmak zorunda kalındı.)

2004 Beslan olaylarının kaos ortamında federe yapılarda seçimleri iptal ederek başkanlarını merkezden bizzat atamaya başladı.  Sadece onu değil, federe yapılardaki güvenlik, hukuk, finans, ekonomi v.d. alanlardaki bütün önemli mevkilerin atamalarını da Kremlin’e bağladı.

Merkezde yaptırdığı yasal düzenlemelerle, federe yapıların kendi yasalarını buna uydurmasını isteyerek, yerel meclislerin kendi halklarının lehine etkili yasalar çıkarmalarının önüne geçti; çıkmış olanları da ilga ettirdi.

Sonraki adımda kimlik cüzdanları ve pasaportlardan milliyet hanesini kaldırttı. Böylece şekli olarak herkes “Rus” oldu.

Ardından yerel cumhuriyetlerde devlet başkanı olacaklara hem cumhuriyete ismini veren etnisitenin resmi dili, hem de Rusçayı bilme zorunluğunu getiren yerel yasalar iptal ettirilerek Rusça bilmek yeterli sayıldı.

Gümrük işlemleri kaydırılarak Milli sınırlar fonksiyonsuz bırakıldı.

2010 yılında yeni bir adım daha atılarak cumhuriyetlerin en üst yöneticilerinin “başkan” olan ünvanı değiştirilerek yerine daha alt statüde bir isim olarak “baş” ünvanı ikame edildi. Yapılan, tabii ki cumhuriyetlerin “devlet alâmeti” arz eden özelliklerini yok etmek maksatlı idi.

En son olarak 2018’de etnik cumhuriyetlerde 4. sınıfa kadar haftada 2 ila 3 saat okutulan anadil dersleri “isteğe bağlı” hale getirildi... v.d.

26 Mayıs 2016 tarihinde Rus Edebiyatı Topluluğu Kongresi’ne katılarak burada sarf ettiği, "Rus dilinin Rusya gibi çok çeşitli, çok uluslu güzel bir ülkede etnikler arası iletişimin dili olarak üstlendiği işlev, tek bir Rus ulusu yaratmaktır." sözleri ile baklayı ağzından çıkarttı.

***

Putin sistemini inşa ederken en büyük desteği, içinden geldiği, gücünü ve yapısını çok iyi bildiği Rus gizli servisinden aldı. Önüne çıkan engelleri saha elemanlarını devreye sokarak ortadan kaldırdı.

Yukarıda saydığımız düzenlemeleri yaparken bir taraftan da devletin ekonomi üzerindeki kontrolünü artırdı. Sovyet mirasını yağma etmiş Rus oligarkları kendisiyle uyumlu çalışmaya zorladı. Ayak uyduramayanları, kendisine yönelik eleştiri geliştirenleri tasfiye etti. Nitekim yönetimini eleştiren dönemin petrol milyarderi Khodorovski’nin bütün servetini elinden aldığı gibi kendisini de hapse tıktı; ki adam yıllar sonra paçayı zor kurtardı.

Yine yurt dışına kaçmaya zorladığı medya sahibi namlı oligarklardan Brezovski Londra’da şüpheli bir şekilde öldü.

Kendisine karşı etkili muhalefet ortaya koyanları bir bir ortadan kaldırdı.
    KGB ajanıyken şahit olduklarını yazarak Putin’in bütün pisliklerini ifşa eden ve yurt dışına kaçmak zorunda bırakılan Çeçen dostu Aleksandr Litvinenko, Londra’da yatağının altına radyoaktif madde koyularak öldürüldü.

Çeçen lider Zelimhan Yandarbiyev de aynı şekilde Katar'da şehid edildi.

Siyasetçi Boris Nemtsov 2015’de öldürüldü...

Yine gazeteci Pavel Klebnikov’dan başlayıp, Anna Politkovskaya ve Natalya Estemirova’ya kadar uzanan katledilmiş muhalif gazetecileri, insan hakları savunucularını da saygıyla yâd etmeliyiz.

Liste uzayıp gider…

Böyle böyle Putin bir korku imparatorluğu inşa etti ve iktidarını sağlamlaştırdı.

***

Zaman içinde Rusya’daki bütün kurumları da amacı doğrultusunda dönüştürdü ki sivil toplum kuruluşları da buna dahildir. Onlar üzerinde kurduğu baskı ve kontrolle tamamını işlevsiz hale getirdi. Kitlesel hak arayışlarını yasakladı. İki kişinin bir araya gelip basın açıklaması yapmasını, gösteri, protesto yapmasını izne bağladı. Tabii hiç birine izin vermedi. Facebook’ta kullanılan eleştirel bir cümle takibat ve hapis cezasıyla sonuçlanıyor.

***

Putin bu şekilde bütün civataları sıkarken 1990'ların kaotik ortamı hala hatırında olan Slav halk Putin’in reformlarını destekleyerek yanında durdu. Dünyaya meydan okumalarla milli onurları okşandı. Bu arada artan petrol fiyatları ile devlet gelirleri de yükselince “devletten geçinmeye alışmış” Rus halkına Putin “iyi geldi”.

***

İlk dönemde Batı’yla uyumlu söylemlerle boy gösteren Putin 2007’de Münih’te yaptığı konuşma ile tek kutuplu dünyanın kabullenilebilir olmadığını söyleyerek Batı’ya bayrak açtı. İçinde taşıdığı Çarlık ideallerini, Stalinist duygularını dışa yansıtarak Batı değerleriyle yol ayrımını ilan etti.

Bir taraftan Amerikan hegemonyasına tavır koyarak “çok kutuplu dünya” tezini seslendiren Putin, diğer taraftan “Egemen Demokrasi” kavramını ortaya atarak “ulusal egemenlik” fikri ile başka devletlerin iç işlerine karışılmaması gerektiğini savundu; ama takip eden yıllarda gerek eski Sovyet coğrafyası ülkelerine karşı yaklaşımları, gerek Suriye, Ukrayna, Kırım, Libya’da takındığı tavırla gerçek fikrinin ne olduğunu ortaya koydu. 

Putin son derece sinsi bir politika uyguluyor. Gerçek amacını gizliyor ve günü geldiğinde hızla icra ediyor.

Putin yönetiminin ilk 12 yılı boyunca Kremlin'de çalışan politik danışman Gleb Pavlovsky, “İnsanlar bir başkanınız varsa, sadece bir politikanız olduğunu düşünüyor. Hiç de öyle değil. İlk dönemdeki Putin’in şu anki Putin’le hiçbir ortak yanı yok” derken bu gerçeği dile getiriyor.

Nitekim 2008 sonbaharında Gürcistan'la olan çatışmasından hemen sonra açıkça Kırım'ın Ukrayna'ya ait olduğunu söylemişti. Ancak 2014 baharında Kırım’ı ilhak etti ve “Kırım aslen Rus toprağıdır" deyip çıktı işin içinden.

Daha ileri bir öngörü de bulunayım, Nato v.s. gibi engelleyici unsurları aşabileceğine gözünün kestiği bir gün gelirse, “Boğazların kontrolü Rusya’nın hakkıdır” demekten ve buna yönelik adımları atmaktan çekinmeyecek bir karakterdir Putin.

Putin politikalarındaki değişimi yansıtan daha pek çok icraat var. Biz şimdilik bu kadarıyla yetinelim.

***

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin en son hamlesini 15 Ocak 2020’de halka hitaben yaptığı konuşmayla yaptı. Bu çok açık ifadelerle şunları söyledi:  

“Devletin içinde bazı oligarşik grupların yarattığı güç odaklarını yok etmeyi becerdik ve devletin birliğini sağladık.

Rusya’yı tekrar uluslararası politikada görüşleri reddedilemeyen bir ülkeye dönüştürdük.

Ben artık, ülkemizin hukuki çerçevesinde Rusya Anayasası’nın üstünlüğünü garantileyen bazı değişiklikler yapılmasının zamanı geldiğine inanıyorum.”

***

Bu konuşma net bir şekilde yeni bir yol ayırımına işaret ediyor.
     Bu konuşmanın a
rdından Başbakan Medvedev istifa etti ve yerine Mihail Mişustin geçti. 

Başkan Putin, Medvedev’in Ulusal Güvenlik Konseyi'nde başkan yardımcılığı görevini yükleneceğini söyledi. Ulusal Güvenlik Konseyi, Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB), Dış İstihbarat Teşkilatı, Ulusal Muhafız Birliği Başkanı, Savunma ve Dış İşleri bakanlarından oluşan güçlü bir danışma kurulu. Yani Kremlin’de oturacak kişi, yasama, yürütme ve yargıya hakimse (-ki yeni anayasa zaten tamamen bunu sağlıyor) ve bir de bu birimi kontrol altında tutuyorsa, kendisi için tehdit oluşturabilecek tüm güçleri denetimi altına almış demektir. Putin de belli ki bu birimi mutemet adamı Medvedev üzerinden kontrol altında tutacak.  

***

Putin’in bu 15 Ocak direktifiyle Duma Anayasa Komisyonu yıldırım hızıyla harekete geçti ve Putin’in önerileri doğrultusunda yeni anayasa taslağını hazırladı.

İlerleme süreci için öngörülen yasal süreler dikkate alınmaksızın, Alt Meclis Duma, Üst Meclis Federasyon Konseyi, 85 federe birimin meclisleri, Putin’in imzası ve Anayasa Mahkemesi’nden iki ayda geçti ve Tasarı 15 Mart tarihi itibariyle halk onayına sunulabilecek hale geldi.
22 Nisan’da da halk oylamasına sunulacaktı fakat Covit-19 salgını nedeniyle birkaç ay ertelenmek durumunda kaldı. Er veya geç bu  tasarıya halk onayını alacaktır.

***

Yeni anayasa tasarısında başkanlık süresi 2 dönemle (12 yıl) sınırlandırılıyor. Ancak ilk kadın astronot Valentina Tereşkova'nın (Birleşik Rusya Partisi milletvekili) son dakikada yaptığı girişim ile ilk seçimlerin yapılacağı 2024 yılında, önceki başkanlık dönemlerinin dikkate alınmayacağına dair bir madde tasarıya monte edildi. Böylece Putin'in, mevcut görev süresini tamamladığında yasaya takılmadan, taksimetreyi sıfırlayarak yarışa girmesi sağlanmış olacak. Yani 2024’de Putin’in eski çalışma dönemi silinecek ve kendisine 12 yıl daha başta kalma fırsatı verilmiş olacak.

Yeni anayasa ile yasama, yürütme, yargı ile önemli kurumların tamamen başkanın kontrolüne girecek olması ve zaten ülkede başkanın istemediği hiç kimsenin öne çıkamadığı bir sistemin olduğu dikkate alındığında Rusya 2036’ya kadar Putin’e teslim edilecek demektir.

***

Bir sonraki yazıda Anayasa’ya yapılan ilave ve değişikliklere göz atacak, Putin’in şöven kafa yapısını ve yapmak istediklerini daha net bir şekilde görme imkanı bulabileceğiz.



2944 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SEÇİM SONUÇLARI NE ANLATIYOR? - 03/04/2024
Gözden kaçırılmaması gereken husus, partilerin seçmenlerini kemikleştirmek ve dinamik tutmak için toplumu özellikle kutuplaştırdıkları, siyasi bir öfke ve nefreti bile isteye arttırdıklarıdır.
VERECEĞİMİZ OYUN HALKIMIZA BİR YARARI OLSUN! - 26/03/2024
Partimiz insanlarımızın mevcut siyaseten parçalanmışlığını dikkate alarak bu bataklığa girmeyecek; dikey değil yatay siyaset yapacaktır.
SEÇİMLER BİZİM İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR? - 14/02/2024
Sivil toplumumuzun yanında, iyi çalışan bir siyasal toplumumuzun da olması gerektiğini herkesin anlaması ve bu süreçlere samimiyetle destek vermesi gerekir.
ADALET DUYGUSU KÖRELMİŞ BİR UKRAYNALI VEKİL - 02/10/2022
Goncherenko ile iş tutacak dostlara hatırlatmak isterim: Kendi adalet duygunuzdan taviz vermeden, adalet duygusu körelmiş biriyle işbirliği yapamazsınız.
POLİTİK BİLİNÇ - 29/01/2022
Sorunu olan toplum kesimlerinin, örgütlenerek sorunlarını siyasi platforma taşıyıp, devlet yönetimini bu sorunları çözme yönünde etkileyecek güç oluşturmaları demokratik bir haktır. ÇDP işte bu hakkı kullanmak istiyor.
AZINLIK TOPLULUKLAR İÇİN ‘SİYASAL KÜLTÜR’ NİÇİN ÖNEMLİDİR? - 30/08/2021
“Varlık mücadelesini devletin meselesi haline getirecek olan siyasal toplumun embriyosunu içinde barındırıyor olmasından dolayı “siyasal kültür” oluşturmak çok ama çok önemlidir”
ETNİSİTE, SİYASET, ÇDP, V.S. - 19/07/2019
ÇDP’ye “etnik parti olmaz” argümanıyla karşı çıkanların “etnik derneklerde” icra-i faaliyette bulunuyor olması da tam bir kara mizah örneğidir.
KARADAN GEMİ İDARE EDİLMEZ; ÖYLEYSE HAYDİ SİYASETE! - 27/06/2019
Kırmızı kitapta bir rezerv olsun olmasın, taleplerimizin hayata geçmesi için mutlaka Çerkes sorununun çözümünü misyon edinmiş şahısların mecliste ve yürütme kadrolarında bulunması, yani siyasete girmesi gerekiyor.
SİVİL TOPLUMDAN, SİYASAL TOPLUMA... - 13/06/2019
2001 yılında işbaşına gelen AK Parti yönetimi AB kriterlerinin öngördüğü açılım programıyla devletin kimlikler üzerindeki inkar politikalarına son vererek önemli bir adım attı.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi