• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam118
Toplam Ziyaret928687
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar27.156027.2649
Euro28.882528.9982
Semerkew
Erol Karayel
erolkarayel26@gmail.com
Kurumsallaşmanın Önemi
18/12/2015
Kafkas halklarının tarih boyunca çektikleri sıkıntıların temel sebebi “kurumsallaşmaya” ehemmiyet vermemiş olmalarıdır.
Öyle ki, geçmişte esnaf, tüccar, atölye gibi temel iktisadi kurumlardan oluşan bir çarşı; bunun etrafında toplanmış meskenler ve insanlar, buradan da şehirleşmeye gidecek bir yerleşim düzeni ortaya çıkartamamışlardır.
Eğer zamanında kendi şehir toplumlarını oluşturabilseydiler, daha o aşamada kamu kurumları ile eğitim kurumları da doğacak, topluma yön verecek pek çok vasıflı insan yetiştirmiş olacaklardı. Bütün bunların sonrasında da kaçınılmaz olarak en büyük kurumsal yapı olan devlet örgütlenmesini ortaya çıkartacaklardı.
Bu devlet yapısının, kültürümüz lehinde koyacağı irade ile de erken ya da geç çoktan bir uluslaşma sürecini yaşamış olacak, bugünkü kabile reflekslerimizden eser olmayacağı gibi tarih çok daha farklı seyredecek ve muhtemelen dağılmayarak anayurdunda derli toplu yaşayan halklar olacaktık.
Bütün bu süreçleri yaşayamamış olmamızın temel sebebi geçmişten bugüne hiçbir alanda “kurumsallaşmaya” ehemmiyet vermemiş olmamızdır. 
Nitekim geçmişte kullandığımız özgün bir alfabe ve yazıya, bunların ürünü olarak kitabî bir mirasa sahip olamamamızın da yegane sebebi kurumsallaşmadaki başarısızlığımız ve buradan bizi önce kentlere, sonra da devlete götürecek süreçleri yaşayamamış olmamızdır.
Bunun bir sonucudur ki bugün yeryüzünde darmadağınık ve yok oluş tehdidi altında halklar olarak kaygılı bir yaşam sürmekteyiz.
Ve bu tarihsel ihmallerimiz (ki beceriksizliğimiz de diyebiliriz), şu içinde bulunduğumuz yüzyılda da aynı şekilde sürüp gitmektedir.
 Bugün dahi, anavatanda yaşayan halklarımız, en büyük kurumsal yapı olan egemen devletlerini kuramaz ve bu devlet yapılarının korumasında kendi değerlerini esas alan bir ulusal düzen inşa edemezlerse, gelecekte de var olacaklarını düşünmek fazla iyimserlik olur.
Aynı tehdit diaspora topluluklarımız için de geçerli olup, onlar için durum daha da vahimdir. Diaspora topluluklarımızın “bilinç ve mensubiyet duygusu” düzeyinde bir varoluşu dahi sürdürebilmeleri için hemen bugün çok güçlü diasporik kurumsal yapılar oluşturmaları gerekmektedir. Aksi halde birlikte yaşadıkları toplumların içersinde yok olup gitmek onlar için de kaçınılmaz olacaktır.
 Diasporalar için bugünün dünyasında oluşturulması gereken kurumsal yapıların en başında fonksiyonel temel eğitim kurumları ile toplumu iletişim halinde ve zinde tutacak olan tv, radyo, baskılı veya dijital gazeteler ile bilgi, düşünce ve duygu bazında besleyecek olan kitapları üretecek fonksiyonel kurumsal yapılar gelmektedir. Kurumsallaşılmalı ki sistemli ve düzenli bir eğitim ve üretim faaliyeti yapılabilsin ve istenen olumlu sonuçlar alınabilsin.
 


2192 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ADALET DUYGUSU KÖRELMİŞ BİR UKRAYNALI VEKİL - 02/10/2022
Goncherenko ile iş tutacak dostlara hatırlatmak isterim: Kendi adalet duygunuzdan taviz vermeden, adalet duygusu körelmiş biriyle işbirliği yapamazsınız.
POLİTİK BİLİNÇ - 29/01/2022
Sorunu olan toplum kesimlerinin, örgütlenerek sorunlarını siyasi platforma taşıyıp, devlet yönetimini bu sorunları çözme yönünde etkileyecek güç oluşturmaları demokratik bir haktır. ÇDP işte bu hakkı kullanmak istiyor.
AZINLIK TOPLULUKLAR İÇİN ‘SİYASAL KÜLTÜR’ NİÇİN ÖNEMLİDİR? - 30/08/2021
“Varlık mücadelesini devletin meselesi haline getirecek olan siyasal toplumun embriyosunu içinde barındırıyor olmasından dolayı “siyasal kültür” oluşturmak çok ama çok önemlidir”
PUTİN’İN YENİ ANAYASASI “RUSLAR EFENDİ, DİĞERLERİ KÖLE” DİYOR - 26/04/2020
Putin son derece sinsi bir politika uyguluyor. Gerçek amacını gizliyor ve günü geldiğinde hızla icra ediyor.
ETNİSİTE, SİYASET, ÇDP, V.S. - 19/07/2019
ÇDP’ye “etnik parti olmaz” argümanıyla karşı çıkanların “etnik derneklerde” icra-i faaliyette bulunuyor olması da tam bir kara mizah örneğidir.
KARADAN GEMİ İDARE EDİLMEZ; ÖYLEYSE HAYDİ SİYASETE! - 27/06/2019
Kırmızı kitapta bir rezerv olsun olmasın, taleplerimizin hayata geçmesi için mutlaka Çerkes sorununun çözümünü misyon edinmiş şahısların mecliste ve yürütme kadrolarında bulunması, yani siyasete girmesi gerekiyor.
SİVİL TOPLUMDAN, SİYASAL TOPLUMA... - 13/06/2019
2001 yılında işbaşına gelen AK Parti yönetimi AB kriterlerinin öngördüğü açılım programıyla devletin kimlikler üzerindeki inkar politikalarına son vererek önemli bir adım attı.
HAKİKATİN GÜR SESİ: KADİR MISIROĞLU - 06/05/2019
Araştırmacı karakteri, Osmanlıca’ya ve birkaç batı diline vukufiyeti, güçlü hafızası, keskin zekasıyla resmi tarihin yalanlarını bir bir ifşa etti. Epeyce bir insanı da “sistemin narkozundan” çıkartmayı başardı.
20 Senedir Nasıl Adam Olunacağını Öğrenemeyen Zavallı! - 07/12/2018
“En eksik tarafını” tamamlamak için 20 senedir didiniyor, hergün “Ne zaman adam oluruz?” diye soruyorsun tuttuğun köşede. Baştan belirtelim, sen artık umutsuz bir vakasın, hiçbir zaman adam olamayacaksın.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi