• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam8
Toplam Ziyaret985712
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
“Gezi”nin Ardından...
16/06/2013

Zaman zaman dile getirilen Taksim Gezi Parkı’nın yeniden düzenleneceği söylemleri birden haberlerin odağına oturdu. Gayet masumane, çevreyi korumak adına başlayan eylemler, gerek polisin orantısız güç kullanımı, gerekse ortalığı ateşe veren marjinal gurupların tavrı ile çığırından çıktı.

Demokratik bir hak talebi olarak nitelendirebileceğimiz ”Taksim Gezi Parkı” oturma eylemlerine polisin gece baskını ve eylemcilere karşı uygulanan çadır yakma, coplama ve biber gazı uygulamaları olayların fitilini ateşleyen bir davranış olmuştur.

Bir tarafta eylemcilere şiddet uygulayan, copla, sopayla ve gazla saldıran polis; öte yanda etrafı kırıp döken yakan, dükkanların camlarını kıran arabaları yakanlar...

Yüzlerinde maskeleri, ellerinde taşlar ve molotof kokteylleri ile “barikatlarda” mücadele edenler!..

Haziran’ın 1 ve 2’nci günleri İstanbul’da, Anadolu yakasında idim. Pendik, Kartal ve Bostancı’da Gezi veya Taksim ile ilgili halkta hiç tepki görmedim. Sadece bir veya iki yerde eylemlerin sloganı haline gelen Başbakana hakaret içeren yazıyı gördüm.

Gece tv haberlerinde ise ‘İstanbul’un her tarafını ateş sarmış’ izlenimi verilmek isteniyor görünümü vardı. Televizyonlarda haber tartışma programlarında  bir tarafta devrimin başladığını müjdeleyenler; öte yanda Arap baharından sonra “Türk Baharı”ndan söz edenler... Ayrıca barikatların kurulması ile sanki “Paris Kömünü” günlerinin yaşandığını söyleyenler.

Bir tarafta Allah yarattı demeden coplarını sallayan veya kadınlara gaz sıkan polisler; öte yanda yaktığı halk otobüsünün önünde veya üstünde savaş kazanmış edası ile poz veren yüzleri maskeli tipler. Etrafı kırıp döken, ateşe veren, işyerlerinin camını kırınca kapitalizme karşı savaş kazandığını sananlar fakat bu eylemleri ile kapitalizme daha çok hizmet ettiğinin farkında olmayanlar...

İlk günlerde yayınlanan anketlerde  hiçbir partiye mensup olmayan ve hiçbir partiyi tutmayan % 70’lik oranının siyasi aidiyeti son günlerde belli olmaya başladı.

Esas belirleyici olanlar Onuncu Yıl Marşı ile yürüyen, bayrak sallayan ve Atatürk Gençliği olduğunu söyleyenlerdi. Ankara Kuğulu Park ve Tunalı Hilmi’de, İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda toplananlar esas renklerini belli ettiler.

Demokrasi için yollara döküldüğünü söyleyip, İstanbul’da başı örtülü ve bebekli bir kadına saldıran kadınlı erkekli gurubun, “Bu memleketin esas sahibi biziz” bağırtıları ile  kadını tekmeleyerek bayıltmaları onların ne kadar demokrat olduklarını gösterdi.

Kürt Açılımı ile barışa karşı duramayanların marşlar ve bayraklarla  hükümeti istifaya çağırmaları, Başbakana küfürlerle hakaret etmeleri bir yanda; demokrasi adına “Ulusalcı-Kemalist “ guruplarla demokrasi adına eylem koyduğunu zanneden BDP’liler bir yanda.

Barış sürecine karşı çıkamayanların “Taksim-Gezi” bahanesi ile sürecin tekerine çomak sokma girişimleri ise beri yanda…

Başka ne söyleyeyim…



2732 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi