• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam138
Toplam Ziyaret987549
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Birkaç Söz de Benden Bardakçı…
28/01/2015

Murat Bardakçı;

Ben sizin özel hayatınızı  veya ailenizin  geçmişini irdeleyecek değilim.

Bir yerde yarı Çerkes olduğunuzu söylemişsiniz, Çerkesliğinizi de irdelemiyorum.

Sizin dedeniz Ankara’da zaptiye zabiti olarak görev yaptığı yıllarda -ki bildiğim kadarı ile zaptiyeler cepheye, yani savaşa gitmezdi-, benim dedem Kuşha Yahya Sarıkamış kış cehenneminden kurtulan birkaç bin kişiden biri idi. Ardından Suriye cephesi, sonra mütareke olsa bile terhis edilmeden kendi tabiri ile “Yunan Harbi”… Yine dedemin tabiri ile Seferberliğin, yani Cihan Harbi’nin yanında Yunan Harbi neydi ki?

O küçümsediği Yunan Harbi’nde 1922 yazında yediği Yunan kurşunu gazisi olarak Afyon’da Hastanede yatarken “Büyük Taaruz” yapılmış ve sonuca ulaşılmıştı. Dedem Kuşha Yahya’ya çok firar ettiği için bir “İstiklal Madalyası” çok görülmüştü. Halbuki Sarıkamış Cephesinden Osmanlı nişanı vardı.

Dedemin dayıları Karden sülalesinden 7 kişi Seferberlikte silah altına alınmış, 6’sı şehit olmuş, bir tanesi dönmüşse de birkaç ay sonra o da vefat etmiş ve hiç erkek kalmadığı için bir sülale ortadan kalkmıştı.

Çevremden daha birçok örnek verebilirim.   

***

Ben çocukluğumda Uzunyayla’nın bütün köylerindeki Çerkes Çocukları gibi Türkçe bilmezdim. Türkçe’yi okuldan önceki kış Pınarbaşı’nda kaldığımda öğrendim. Köylerimizdeki çocukların çoğu Türkçeyi okulda öğrenirdi. Çocukluk yıllarımızda Uzunyayla köylerinde Türkçeyi okullardaki çocuklar, çobanlar ve satıcılar konuşurdu. Okullar tatil olunca da sadece çobanlar ve satıcılar Türkçe konuşurdu.

Ne hikmetse Uzunyayla’nın köylerinde 1950 öncesi okullar açıldı. Pazarören Köy Enstitüsünden mezun olan Çerkes Çocukları köylerimize öğretmen olarak atandı. Hepsi birer Türk milliyetçisi olarak formatlanmış olarak köylere dönmüştüler. Çerkesçe konuşmayı terk eden, Atatürk Milliyetçisi olarak devşirilen bu gençler büyüklerle bile Türkçe konuşurlardı ki, Çerkes töresine göre seninle Çerkesçe konuşan bir büyükle Çerkesçe konuşmak gerekirdi.

Devşirilmiş bu Çerkes asıllı öğretmenler, atandıkları Çerkes köylerindeki okullarda bazı öğrencileri görevlendirir, evlerde Çerkesçe konuşan çocuklar ispiyonlanır, öğretmen tarafından Cumartesi günleri sıra dayağına çekilirdik. Her hafta neredeyse okulun yarısı bu uygulamadan payına düşeni alırdı.

Rahmetli babaannem derdini anlatacak kadar Türkçe bilmezdi. Bütün yaşlı kadınlar gibi satıcılarla alışveriş yaparken biz çocuklardan yardım alırdı.

Biraz da kendimden bahsedeyim…

Köyümde ve evimde konuşulan anadilim Çerkesçe’nin yanında biraz da metazori öğrendiğim Türkçeyi bilir, her iki dilde de okur yazarım. Benim çocuklarım şehirde doğup büyüdükleri için, anadillerinde de eğitim alamadıkları için Çerkesçeyi rahat konuşamazlar.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Çerkes olarak soruyorum, yeni nesillerimizin anadilleri olan Çerkesçe eğitim almalarını istemek niçin vatan hainliği olsun?

Şuna da vurgu yapmak istiyorum: Hiçbir zaman Türk olduğumu söylemedim, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı bir Çerkesim. Türk olmadığımı söylemekle niçin hain oluyor muşum?

Çoğunluğu Çerkeslerden oluşan bir gurup T.C. vatandaşının “Çoğulcu Demokrasi Partisi”  ismiyle Çerkeslerin ve sesini duyuramayan halkların haklarını savunmak için bir parti kurmasını nankörlük olarak nitelemektesiniz. Çerkeslerin Kafkasya’dan sürülüşleri veya Osmanlının Çerkesleri kabul etmesi üzerine de bir şey söylemeyeceğim.

Mazlumdan yana olmak bir İslam geleneğidir. Mazlumu koruyup kollamak yanında, mazluma yapılan iyiliği başına kakmamak da İslam’ın istediği ve övdüğü bir davranıştır.

Buna benzer bir davranış da sizin pek haberiniz olmayan, demokrat bir duruş olarak pozitif ayırımcılıktır. Pozitif ayırımcılık kendi hakkını koruyamayanların yanında, böyle bir hakkının olduğunun bilincinde olmayanların hakkını korumaktır.

Bilgisayardan Türkiye’deki siyasi partiler listesine baktığımda gördüğüm Büyük Turan Hareketi Partisi, Gezi Partisi, Türk Birliği Partisi, Milliyetçi Türkiye Partisi veya Ergenekon Partisi’ni kurmak -bunlara tepki göstermediğinize göre- sizce mübah.

Kurucuların çoğu Çerkeslerden oluşan, Çerkeslerle birlikte sesini duyurmaya çalışanların sözcüsü olmaya aday bir siyasi partiyi ve kurucularını ihanetle suçlamak vesayetin hakim olduğu geçmiş yıllarda kaldı Bardakçı; geçmiş ola. Siz ise hala “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” saptamasından yola çıkıyorsunuz.

Yine kendimden söz edeceğim. Anadilim Türkçe değil, Çerkesçe. Kişiliğim oluşmaya başladığı lise yıllarımdan beri kendimi Çerkes olarak isimlendirmekteyim. T.C. Vatandaşı bir Çerkes olarak hiçbir etnisiteyi diğerinden üstün görmem. Etnisiteler arasında ancak nicel farklılıklar olduğunu kabul ederim.

Uzatmadan sorarsam: Sizce ben hain miyim?



2109 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi