“Çerkes Konferansı ne oldu?” diye sormuştum, çok geçmeden olayın gelişimi ve geldiği nokta ile ilgili yeterli açıklamayı haber sütunlarında buldum.

Ama hala anlayamadığım, Sayın Cihan Candemir ile Sayın Vacit Kadıoğlu’nun toplantıya karşı aldıkları tavır?

Eğer ki gerekçeleri, DÇDK Çerkes-Fed ve ÇHİ için, “Amerikan bilmem ne vakfının desteklediği kuruluşlar” yaftalaması ise sadece “yazık” derim. Sayelerinde Adigey Adige Xase thamadesi Bogus Adam’ın teklifi de kadük kaldı (Aslında bu terim kabul edilmeyen kanun teklifleri için kullanılır, doğmadan öldü manasına…).

Teklifi önemseyip dikkate alanlara karşılık, önemsemeyip savsaklayan Kaffed cephesi, öneride bulunanlara etki ederek teklifi geri çektirdi.

Evet, konferans için ön görüşmeler yapmak üzere İstanbul’a gelen Adigey Adige Xase thamadesi Bogus Adam ve Karaçay-Çerkes Adige Xase thamadesi Çerkes Muhamet; Cihan Candemir, Vacit Kadıoğlu ve de Ümit Duman’la yaptıkları görüşme sonrasında konferansı düzenlemekten vazgeçtiler.

Gerekçeleri de muhtemelen dediğim gibi, “DÇDK, Çerkes-Fed ve ÇHİ, ABD yandaşı, onların vakıflarından maddi destek gören kuruluşlardır. Aman onlardan uzak durun!” dolduruşları olmuştur.

Konferans tarihini kesinleştirmek için gelenlerin uğradıkları şoku tahmin edebiliriz; söylediklerine, söyleyeceklerine bin pişman edilerek, dut yemiş bülbüle döndürüldüler.

***

Sovyetler Birliği dağılmadan önce Sovyet vatandaşlarından birisi ABD ajanı olarak yaftalandı mıydı bir daha iflah olması mümkün olmazdı.

Eskiden Türkiye’de de karşıt kesime, sağ kesim tarafından Rus ajanlığı; sol kesimce de ABD ajanlığı yaftası yapıştırılırdı.

Günümüz Rusya’sında “Amerikan ajanlığının” hala en büyük suçlama aracı olarak kullanıldığını duyuyoruz.

70’li yıllarda Sovyetlerden gelen misafirlerin bulunduğu bir ortamda, aramızda İkinci Dünya Harbi’nde Alman saflarına katılıp sonradan Türkiye’ye yerleşen birisinin bulunduğunu söylediğimizde çoğunun benzinde şafak atmıştı. Çünkü Sovyet vatandaşları, savaştaki Alman işbirlikçilerini “daha sonra hepsi ABD ajanı oldular” diye yorumluyordu.

Bugün de değişen pek bir şey yok.

RF’nda hala en büyük hakaret ABD ajanlığı suçlaması olduğu gibi; günümüz Türkiyesi’nde de ulusalcı, solcu(!) ve Kemalist cenahta aynı yafta hala iş görmektedir.

***

Bogus Adam’ın çağrısı 17 Temmuz 2013 tarihinde Özgür Çerkes haber sütunlarında yayınlandı.  

Ben 01.09.2013 tarihinde “Çerkes Konferansı çağrısı ne oldu?” diye sordum;

02.09.2013’te Özgür Çerkes sitesi haber sütunlarında olayların gelişimi ile ilgili detayları okuduk.

Haber olduğu gibi “Guşips’te” yayınlanınca İstanbul Kafkas Derneği Başkanı Ümit Duman’dan bir açıklama geldi. Açıklamasında tutarsızlıklar bulunan ve olayları birbirine karıştırdığı görülen Ümit Duman’ın en çok “DÇB muhibbi trio” tabirine tepki gösterdiği görülüyor. Ben bu tanımlama yerine, “Kaffed Başkanları halef selef kurulu” diyorum. Çünkü Cihan Candemir geçmiş dönem Genel Başkanı, Vacit Kadıoğlu bugünkü Genel Başkan, Ümit Duman da (kendince) gelecekteki Kaffed Genel Başkanı gibi duruyor…

Hepsi bir tarafa, gerçek olan şu ki, “O şöyle dediydi, beriki böyle cevap verdi” bahaneleri ile büyük bir fırsat heba edilmiştir.

Gerçi bu sonuç belliydi; nitekim önceki yazımda oluşumun içinde ÇHİ varsa Vacit Kadıoğlu’nun peşinen reddedeceğini belirtmiştim.  

***

Şimdi “DÇB muhibbi” olmayan başkan üçlüsünden, Kaberdey Perit Xasesinin çağrısına kulak vermelerini rica ediyorum. Eğer ki “olaydan haberimiz yok” diyorlarsa detaylarını cherkessia.net sütunlarından okuyabilirler. Kaberdey’de, Suriye’den dönen 19 Çerkes’e, göçmenlik ile ilgili bürokratik işlemlere uymamaktan kişi başına 2000 Ruble para cezası kesilmiş durumda. Bu kadar basit bir prosedürü öne sürerek Suriye’den gelenlere ceza uygulayan bir yönetime söz geçiremeyen DÇB ve takipçilerinin “bütün dünya Çerkesleri’nin örgütüyüz” iddialarının hava basmaktan başka bir anlamı olmaz.

Ümit Duman’dan hasseten ricam, RF’nda, özellikle DÇB’nde ilişkileri o kadar iyi ise Kaberdey Perit Xase’sinin Suriye’den dönen Çerkesler’le ilgili sorunlarının çözümüne aracılık etmesidir.

***

Geçen günkü yazımda “başta Kaffed olmak üzere” Kaffed üyesi dernekler, Abhaz-Fed, Çerkes-Fed yöneticileri, bütün Kafkas ve Çerkes Vakıfları, internet sitelerine konferans için çağrıda bulunmuştum.

Şimdi tekrar sesleniyor, olayı sulandıran, kariyerist yaklaşan, “o varsa ben yokum” zihniyetindekileri teşhir edelim diyorum.

Mesele, özelinde “Suriye Çerkesleri”, genelinde ise “Dünya Çerkeslerinin” durumunun tartışılacağı bir konferansta bir araya gelinebilmesidir. Meseleye sahip çıkabilmek ve bir “Dünya Çerkes Konferansı” na öncülük etmek en büyük gurur vesilesi olacaktır.

Önder olmak isteyenler bunu ancak halka hizmet ederek yapabilirler, öyle yuvarlak ve büyük laflar ederek değil.

Yüklü arabanın tekerine taş koymak yerine, omuz vermek zamanıdır.