• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam432
Toplam Ziyaret988236
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Bu Dans Beni de Ağlattı
16/08/2014

Önce tv dizisinin isminden başlamak istiyorum: ”Ağlatan Dans”. Ağlatan dans yerine, ağlatan ezgi denseydi daha doğru olurdu kanısındayım. Çünkü dans ağlatmaz, ya ağlayarak dans edilir veya dansta çalınan ezgi ağlatır.

Dili bilmeyen biri çevri yaparsa, “Ağlatan kafe”den, “Ağlatan dans” sonucu çıkar.

Bir tarafta bildik bir konu, öte yanda bu konuya yamanmaya çalışılan ”Şekli Çerkeslik.”

Ağalığın olmadığı bir yöreye ağalık uydurmaya çalışmak… Oturma, kalkma, yemekte büyüğü bekleme… olarak algılanan Çerkeslik soslu uygulamalar.

***

Çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği Uzunyayla’da arazi için kavga olduğunu hem köyümüzde, hem de civar köylerde duymadım. Hem mülk kavgası, hem de namus kavgası olmazdı. Ama köpek için kavga olurdu. Hatta kavgaların çoğu köpek için olurdu. Veya sizin çoban ekine koyun kuzu kaçırdı bahanesi kavga nedeni olurdu. Bahanesi ne ise de esas yiğitlik “Tl’ığe” kavgaları.

Yamçı üzerinde düello eden ataların çocukları da ancak yiğitlik için kavga ederlerdi. Çerkesler de düello, yamçıyı yere atıp uçlarına basarak kamalarıyla vuruşurak yapılırdı. Ayağını yamçının dışına basan yenik sayılırdı.

Ölümün bile yiğitçesini tercih eden bir halk, insan olmayı yani insanlığı Çerkeslikle özdeşleştiren bir halk için Çerkeslik birkaç göstermelik kurala indirgenemeyecek kurallar manzumesidir.

Eleştirilecek o kadar çok yönü olan dizide fon müziğinin Çerkes Halk Müziğinden alınması, Çerkes Köyünde geçtiğinin zikredilmesi dışında elle tutulur özellikler görememekteyiz.

Öncelikle Asetin isimlerinin kullanılması yöre ile çelişki oluşturmaktadır. Çünkü Güney Marmara Bölgesinde Asetin köyü yoktur. Evin şımarık kızının adı Adigece Sinemis, o da Çerkes olmayan biri ile evlenmiş ve iç güveysi almışlar. Çerkesler’de iç güveylik pek de kabul görmeyen bir şeydi. Ancak evin erkek çocuğu yoksa, kızlardan biri baba ocağını sürdürmek için iç güveysi alırdı.

Dizinin teknik yönlerinde ahkam kesecek kadar haddimi aşmam. Ama konu, Çerkes yaşamı ile ilgili ve yönetmence teferruat sayılacak şeyler olsa dahi hepimizi ilgilendirir. Ben ve benim gibi düşünenler için önemli şeylerdir. Yapımcı Çerkesmiş. Büyük ihtimalle Asetindir. Çünkü dizi kahramanlarına Asetin isimleri vererek kendini belli etmiştir. Bari konuyu da  Asetinlerin yaşadığı bölgelerde işleseydi daha gerçekçi olurdu. Özellikle senaryo yazımı sırasında gerçek anlamda Çerkes Kültürüne vakıf kimselerden danışmanlık alsaydı daha iyi olurdu sanırım.

İstenmeyen gelinin gidecek yeri olmadığı için kendisini küçüklüğünde terk eden baba evine sığınması gibi, sevilmeyen damadın kendisini küçükken terk eden babasının evine taşınması gibi garabetleri eleştirmiyorum.

Zolan, amcası Elbruz, amcasının oğlu ve Begüm ile köy kahvesine girince bütün kahvedekiler ayağa kalkar. Zolan, kapalı bir yere bayan girdiği zaman herkesin ayağa kalkmasının Çerkes adeti olduğunu söylüyor. Halbuki erkeklerin oturduğu yerden bir bayan geçtiğinde erkeklerin kalkması gerektiğinin adet olduğunu bilmek gerekir. Kahveye girdiklerinde Zolan’ın amcası Elbruz’un, yeğenine, kendisinin konuşacağını söylemesi yanlış; söylemesine gerek kalmadan konuşma önceliği zaten amcadadır. Konuşmaya katılmasa dahi oğlunun, Elbruz’un yanında oturması da yanlış…

Sözün kısası, birkaç şekilci görünümle ekranlara yansıyan “Ağlatan Dans”, Çerkes dizisi iddiasında olan ve olayların nasıl gelişeceğini tahmin edemediğimiz bir garabet vesselam.



2243 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi