• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam181
Toplam Ziyaret985885
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Diaspora Yapılanmaları ve Türkiye Çerkesleri
27/07/2013

Diaspora yapılanmalarının en deneyimli ve etkin olanları Yahudi ve Ermeni diasporalarıdır. Bu konuda küçük bir tarihi bilgilendirme ile başlamak isterim...

18. yy sonu, 19 yy başlarındaki Fransız İhtilâli sonrası, imparatorluklar çökme dönemine girerken, etnik topluluklar da kendilerini “millet“ olarak inşa dönemine girdiler.

20. yy başlarındaki 1. Dünya Savaşı sömürgelerin paylaşımını tescillerken, “Ulus-devlet” yapılanmalarını da beraberinde getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecinde yaşanan büyük nüfus hareketleri içinde “Kafkas Sürgünü" ve "Balkan Göçü” bunun başlıcaları olup, savaş sırasında Ermeni Tehciri ile devam etmiş, mübadele ile noktalanmıştır.

2. Dünya Savaşı arefesinde “ulus-devletleşmeyi” silah zoru ile tamamlayıp ardından dünyaya saldıran Alman Faşistleri, Yahudilerin  “vaat edilmiş topraklara” dönüşünü hızlandırmıştır.

Anavatan dışında, kendi iradi tercihi olmadan oluşan diasporalarda da Yahudi ve Ermeni diasporaları önde gelmektedir. Dünya Ermenileri'nin 3 milyon kadarı Ermenistan’da, 3,5 milyon kadarı BDT ülkelerinde, 150.000’i Suriye’de, 450.000 kadarı Lübnan’da, 1,5 milyon kadarı ABD’de, 200 bini Güney Amerika’da, 550 bini Fransa’da, v.d. ükelerde yaşıyor. Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar sesi en güçlü çıkan Ermeni diasporası Fransa’dakiler idi. Onları ABD Ermenileri takip ediyordu. Daha sonra ABD’deki Ermeni diasporasının sesi daha gür çıkmaya başladı. Türkiye’nin Ermenilere Soykırım uyguladığını kabul etmesi için en yoğun protestolar Fransa’dan yükselmektedir. Dünyadaki Ermeni nüfusun ¼’ünü oluşturan Ermenistan Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye karşı tutumu diaspora kadar katı ve sert değildir.

Yahudiler 2. Dünya Savaşında Alman faşistlerinin kıyım ve zulmüne uğramalarının karşılığını “İsrail devleti" olarak almışlardır. Arap-Yahudi savaşları İsrailliler'i güçlendirmiş ve İsraillilerin uluslaşarak kenetlenmesini sağlamıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile İsrail’in demografik yapısı değişmiş, Yahudi nüfusun en fazla olduğu ABD, yerini İsrail’e bırakmıştır.

                                                             ***

Bu kısa girizgahtan sonra, sağda solda sayın Nusret Baş’ın, “Dünya Çerkes hareketinin merkezi Türkiye olması gerekir” tespitini kendince alaya alan, çocukça yazılmış “eleştirimsi” bazı yazılara temas etmek istiyorum.

Nusret Baş ile tanışıklığımız öğrencilik yıllarımıza gider, 70’li yıllarda İstanbul Kafkas Kültür Derneği (Bağlarbaşı) müdavimleri idik. O yıllardan sonra da bir daha karşılaşmadık. Tabii ki Sayın Nusret Baş’ın benim koruyuculuğuma ihtiyacı yok; ama bazılarının meseleyi kendilerince “ti”ye almalarına üzüldüğüm için kendimi müdahil olmaya mecbur hissettim.

Somut bir gerçek var: Rusya Federasyonu’ndaki Çerkesya Cumhuriyetleri’ndeki Çerkes nüfusun toplamı 600,000 civarında. Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin kesin bilmediğimiz sayısı ise Anayurt’ta yaşayanların birkaç katı. En az 5 katı, hatta bazılarına göre de 10 katı.

Nüfus yoğunluğunun bulunduğu Türkiye’de yapılan bir eylem, RF nezdinde derhal dikkatleri üzerine çeker. Fakat ne hikmetse biz Türkiye’deki Çerkesler bunun dahi farkında değiliz.

Dünya Çerkes hareketinin merkezinin Türkiye olması gerektiğinin somut bir örneği bugünlerde yaşandı. RF Adigey Cumhuriyeti STK’sı Adige Xase thamadesi Bogus Adam’ın yaptığı bir çağrı var:

Rusya Federasyonu’ndaki Xaseler’in oluşturduğu komite adına seslenen Bogus, “Suriye Çerkesleri’nin sorunlarının tartışılacağı, Adigey, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes, Krasnador Eyaleti, Stavrapol Bölgesi, Moskova ve St.Petersburg temsilcileri olarak Rusya, Türkiye, Ürdün, İsrail, ABD, Suriye, Almanya ve Avustralya temsilcilerinin katılımı ile Ekim 2013’te İstanbul’da bir konferans düzenlenmesi” çağrısında bulunuyor.

Bu çağrıda dikkat çeken iki husus var: Konferansı düzenlemesi istenenler ve konferansın düzenleneceği yer.

Konferans düzenlenmesi çağrısının muhatabı olarak -siyasi görüş farklarını göz ardı ederek-, Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Sayın Vacit Kadıoğlu, Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi Başkanı Sayın Dr. Nusret Baş ve Çerkes Hakları İnisiyatifi adına Kenan Kaplan’ın adları zikrediliyor.

Konferansın düzenleneceği yer olarak da İstanbul, yani Türkiye öneriliyor… Bu tür bir toplantının Maykop veya Nalçik’te yapılması, Çerkesler dışında ancak RF’nin yerel medyasında yer bulabilir. Konferansın İstanbul’da yapılmasıyla, hem Türkiye medyası, hem de uluslararası medyadan gereken ilgiyi göreceği kanısındayım.

Sizce, Baş’ın dünya Çerkes hareketinin merkezinin Türkiye olduğuna dair sözleriyle dalgasını geçenlere en iyi cevabı, yaptığı bu çağrı ile Adigey Adige Xase’si Thamadesi Bogus Adam vermiş olmuyor mu?



3580 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi