• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam83
Toplam Ziyaret977154
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Semerkew
Vahit Erdo
vahiterdo11@gmail.com
İ.T.C. + CHP= KEMALİZM
16/08/2019
İtalya’nın kuzeyinde ortaya çıkıp, İngiltere’de ete kemiğe bürünen Kapitalizm ilk kuruluşundan bu yana gücü oranında çevresini etkileyip, kendisini tüm toplum için değil, para sahipleri için her seferinde yeniden üreten emperyalist bir sistemdir. Günümüzde tüm feodal kalıntıları dağıtarak finans kapitalin öncülüğünde tüm dünyayı günün sonunda  saracaktır. Kapitalizm global aşamaya geçmiş olup, klasik emperyal soğuk savaş  dönemi argümanları ile artık globalizmi anlamak ve anlatmak  mümkün değildir. Avrupa merkezli kapitalist ülkelere bağlı Osmanlı emperyası, yarı sömürge askeri, feodal, ganimetçi ekonomisi olan Arap yaşam biçimini benimsemiş çağ dışı gerici bir devletti. Avrupa’daki her gelişme doğrudan Osmanlı aydınlarını etkiliyordu. Bu bağlamda Fransız Cumhuriyet devriminin etkisi Osmanlı’da çabuk  hissedildi. Çok uluslu  toplum yapısı  kaynamaya başladı. Bu ortamda kendine vazife çıkaran askeri bürokratlar, ulus devlete dönüşme ideali  taşıyan Fransız Devrimi’ni kendilerine çok uygun buldular. Alman Hitler Faşizminin kuramcısı Filozof Fisherin ırkçılık ideolojisini  Fr. Cumhuriyetçiliğinin içine monte ederek İttahat ve Terakki Cemiyeti’ni kurdular. Halen ve tarih boyunca  göçlere köprü olmuş  ön Asya’da   Osmanlı’nın parçalanmasını hızlandıran  İttahatçılar, 1919’da Anadolu’da var olan İttihatçı artığı örgütleri harekete geçirten M. Kemal ve arkadaşları ile kuracakları tekçi, ırkçı devletin sosyo-ekonomik  yapılanmasını yine Alman filozof E. Durkheim’in pozivitist dünya görüşünden aldılar. Onu kendilerine uydurarak  benimsediler. Hayat bir sınıflar mücadelesi değildir, nasıl ki insan vücudunda tüm organların bir birine ihtiyacı var ve beyinin önderliğinde ahenk içinde çalışıyorsa, toplumun da tüm mesleklerinde birbirine ihtiyacı vardır, muktedir yönetiminde ahenk içinde çalışmalıdır. İttahatçıların yeni versiyonu olan Kemalizm, Anadolu’da Ermeni, Rum ve Alevi Kürtlere karşı milli mücadele verirken, İngiltere ve Sovyetler 1921 Mart’ında anlaşarak dünya sistemini iki bölüme ayırıp, araya tampon  devletler kurmanın, bloklaşmanın, yani yeni dünya düzeninin başlangıcında Anadolu’daki cılız iç dinamikli ırkçı Kemalist milli hareketi destekleme ve tanıma kararı aldılar.
Bu bağlamda  T.C. dış konjonktürün etkisiyle kuruldu ve tanındı. Tekçi  Kemalist T.C.’nin önünde en büyük engel o tarih de Yunan’a karşı ilk milli silahlı direnişi başlatan askeri ve politik örgütlü en büyük güç olan  Çerkes Ethem ve onun siyasi kadroları idi. Yeni cumhuriyet  iktidarının  yapılanmasında  yönetimin Türklerle birlikte Çerkeslerin eşit  bölüşülmesini öne sürdüler. Rejimin geleceğini daha baştan tehlikeye sokabilirler  hissi, düşüncesi, kuşkusu ve duyumları ile yakın tehlikeyi anında bertaraf etmek için M. Kemal, ittihatçı uygulamalarla Çerkes Ethem ve taraftarlarına devlet kamu gücünü kullanarak  savaş açtı ve onları tasfiye etti, vatan haini damgası vurdu. (M. Kemal iktidarı boyunca hiçbir sosyo-ekonomik-politik örgütlemeye izin vermemiş, kurulanları da  kanun  zoru ile dağıttırmıştır). 90 yıldır üzerine çelik ağ atılan ve yerin dibine itilen Kafkaslılar, Rusların, ittihatçılar ve Arap İslam (Türkiye’deki Çerkesler, Kafkasya’daki Çerkeslerden defalarca daha radikal Müslüman ve Arap yaşam biçimi hayranı) siyasi  kültürü tarafından  içlerine  sokulan nifakların etkisi ile hala kendi  aralarında  didişmektedirler.
1950-1960-1991’deki  tarihsel değişim ve dönüşümleri katılaştırılmış köylü Kafkas toplumlarını da etkiledi, rejimin kısmen hürriyet ipinin ucunu kasıtlı tuzak olarak bollaştırması ile dernekleştiler ve 5 yıl önce partileştiler. Ama Kemalizm hala iktidarda. Sosyalist kavramlar ve sloganları kullanarak ortaya çıkan Kemalizm tarafından bastırılmış siyasi İslami partiler, öz itibarı ile iktidara geldiklerinde Kemalist sosyo-ekonomik politik düzeni devam ettirdiler. İktidardan nemalandılar, zenginler sınıfına terfi ettiler. İslam dünyasının bir siyasi hareketi olan Mısır kökenli Müslüman kardeşlerin (Rabia, ayni zamanda Feto’nun da referansıdır = İslam ahlak ve faziletini teknik yüksek ileri eğitimle birleştirerek batıyı yakalayıp geçmek formülü) bir kolu oldular. Kemalistler işine geldiği  oranda  Batıcı. Oysa Rabiacılar Büyük Doğu-Kızıl Elma yolundadırlar.
Bu iki tarihi (geçici) akımın 120 yıllık yönetiminde gelinen bugünkü nokta her yönü ile iflastır. Siyasi İslam ve Kemalistler’in miadı dolmuştur. Evrensel normları temel alan, samimi, çoğulcu demokrasiyi savunan, en geniş insan haklarını savunan ve tüm toplumu eşitlik temelinde  birleştirici bir harekete ihtiyaç vardır. 
Çok marifet var insanda.
Selamlar.


1080 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

     21/08/2019 21:09

sayın Vahit Erdo, lütfen twitter.com da günlük değerlendirmeler paylaşın, ayrıca mümkünse bir youtube kanalı açarak haftalıkta olsa gündemi video olarak değerlendirin. Saygılar.
A. Avar

Yazarın diğer yazıları

4. SANAYİ DEVRİMİ ve VİRÜS - 21/04/2020
Enerjinin maliyeti sıfırlanınca toplumsal ilerleme ivme kazanacak, sınıflar sınırlar ortadan kalkacak, belki de her gün bayram olacak.
ANAYASA ve KAFKASYA - 29/03/2020
Türkiye’deki bir avuç Çerekes aydının kurduğu ÇDP dünyadaki tüm Kafkaslıların biricik partisidir. Onun da temel işlevi ortak bir tarih bilincinin oluşmasını sağlamaktır. Değilse bir adım dahi atılamaz.
RUS ELÇİSİNDEN TARİH DERSLERİ - 16/02/2020
Suriye’deki teröristlerin Türkiye sınırlarını geçip eylem yapmalarına Türkiye’nin cevabını haklı bulan Büyükelçi, Çarlık zamanında Çerkeslerin de Rusya sınırını geçerek terör estirdiklerini, Çarın da Kafkasya'ya müdahale ettiğini söylüyor.
ÇİN - UYGUR - 30/12/2019
Kafkasya’daki mücadelenin temeli, demokrasi ve insan hakları ve ulusların kendi kaderini tayin hakları temelinde geliştirilirse, dünya genel politikasında güçlü devletlerin anlık taktik politik çıkarlarına malzeme olunmaz.
NEREDE KALMIŞTIK, NE DEMİŞTİK? - 16/12/2019
Devletlerin resmi ideolojisine uygun ısmarlama tarih kitapları gerçek üstü palavralarla dolu oluyor. Nitekim Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin de hem ısmarlama olanı, hem de gerçek olanı vardır.
GLOBALİZM ve KAFKASLILAR - 04/09/2019
Kafkas önderleri ve aydınları her dönemde olduğu gibi 1917’de ve 1991’de pazar dağılırken tezgah açtıkları için tarihte yaşandığı gibi her seferinde elleri böğürlerinde kaldı.
BİZ BU FİLMİ İKİ DEFA İZLEMİŞTİK - 08/07/2019
Trabzon’daki konuşmasında “Mustafa Kemal’in izindeyim, Topal Osman’a bağlıyım” diyen Ekrem İmamoğlu, milletin istediği gibi değil de asıl bağlı olduğu önderleri gibi hareket etmeye başlayabilir.
NE OLACAK DA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK? - 17/06/2019
Viyana bozgunundan sonra Doğu ile Batı arasında ortada sıçan politikasını uygulayan Osmanlı elitleri tüm savaşları kayıp ettiler ve Osmanlı dağıldı. AKP hala aynı geleneksel orta da sıçanı oynuyor.
KAFKASYA’DAKİ PONTUS RUMLARI - 09/06/2019
Novorosisk Türkiye konsolosluğundan eşim ve kızımla Lazerevski’ye dönerken yolda bir yerleşim yerinin levhası ilişti gözüme: “Kabardinka” yazıyordu. Hemen direksiyonu sağa kırıp köye girdim...
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi