• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam45
Toplam Ziyaret1045741
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.088734.2253
Euro37.628037.7788
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Ya Yok Oluş, Ya Mücadele...
17/11/2011

Çerkes Halkının kimlik talep eden bir ferdi olarak, yok oluşun eşiğine gelmiş halkımızın kaderine boyun eğen bu tavrını anlayamıyor, açıkçası büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordum.

Ne olmuştu da halkımız bu hale gelmişti?

Korkutulmuş, sindirilmiş olamazdı.
Öyle olacak olsa Ruslarla soykırım ve sürgün pahasına mücadele etmezdi...

Evet, öyle olsa milli mücadelede ön saflarda yer almazdı.
Kısacası, halkımız korkutularak kimliğinden soyundurulabilecek bir halk değildi.
Aslında Çerkes Hakları İnisiyatifi'nin gerek Ankara ve İstanbul mitingi süreçlerinde, gerek Eskişehir mitinginin iptali sonrasında, gerekse de ÇHİ sözcülerinin televizyon programlarının ardından Çerkes camiasında yaşanan gelişmeler, içler acısı halimizin sebeplerini açıkça ortaya koyuyordu.
Türkiye, Çerkesler'in sınırları içinde kendi kimlikleriyle varolmalarını istemiyor, asimile etmek için tüm yöntemleri kullanıyordu.
Rusya ise kimlik bilincine sahip güçlü bir Çerkes diasporasının gelecekte kendisini sıkıntıya sokacak talepleri hayata geçirmeye çalışacağı kaygısıyla, Türkiye'deki Çerkesler'in asimilasyonuna yönelik girişimlerde bulunuyor, diasporayı bu yönde örgütlemeye çalışıyordu.
Yani, farklı sebeplerle de olsa Türkiye ve Rusya, Çerkesleri tarih sahnesinden silme paydasında ortak hareket edebiliyorlardı.
Ancak, Türkiye ve Rusya istiyor diye Çerkesler kendi iradeleriyle kimliklerinden vazgeçmeyecekleri gibi, bilakis kimliklerini korumak için mücadele de ederlerdi.

İşte tam bu noktada toplum mühendisliği devreye girdi.
Türkiye, kimlik talebi olmayan kültürel örgütlenmelerin önünü açarak Çerkes halkının var olma iradesinin önüne set çekiyor; Rusya ise Çerkes toplumunu mikro milliyetçi düşüncelerle ayrıştırarak kolektif kimlik bilincini yok etmek için büyük çaba harcıyordu.
Bu arada statükoyla bütünleşmiş vuneutlar da boş durmuyorlardı tabii...
Derken Amerika destekli projeler de devreye girdi.
Eğer düşmanlarımız sadece dışımızdakiler olsaydı, Çerkes halkı sonuna kadar mücadele eder, içinde bulunduğu hale düşmezdi.
Ne yazık ki Çerkes Halkı, işbirlikçi aydınlarının, sözde thamadelerinin ihanetine uğrayarak kandırıldı, birbirine düşürüldü, ölüm uykusuna yatırıldı ve yok oluşun eşiğine getirildi.
Statüko bağımlısı, Rus işbirlikçisi, Amerikan işbirlikçisi bu hainlerin ortak amaçları, Çerkeslerin, hem anavatanda, hem Türkiye'de kendi kimlikleriyle var olma ve varlıklarını geleceğe taşıma iradesini yok ederek asimile etmektir.
ÇHİ'nin Çerkes Halkı adına verdiği varlık mücadelesi sürecinde bu işbirlikçi hainlerin ortaya koydukları tavırlar ve ileri sürdükler argümanlar maskelerini düşürmüş, yok oluşun eşiğine nasıl geldiğimizi acı bir şekilde ortaya koymuştur.
Peki bu işbirlikçi hainler neler dediler, neler yaptılar?
Diaspora tarihinde ilk defa Çerkes Halkının kimlik ve kültürel hak taleplerinin gündeme getirileceği ÇHİ mitinglerine katılımı engellemeye çalıştılar.
Bu taleplerin gündeme gelmesini engellemek için, ''şimdi zamanı değil'',''yanlış anlaşılırız'' türü söylemlerle psikolojik engeller ürettiler.
ÇHİ mensuplarına karşı karalama kampanyaları yürüttüler.
ÇHİ hakkında asılsız dedikodular yaydılar.
Varlık mücadelemizi kurumlarımıza karşı mücadele olarak yansıtmaya çalıştılar.
Çerkes tanımını mikro milliyetçi anlayışla parçaladılar. Mikro milliyetçi federasyonlar kurarak Çerkes Halkını bölmeye çalıştılar.
Çerkes halkının varlık mücadelesini Rus ve Amerikan çıkarlarının aracı haline getirmeye çalıştılar...
Şimdi, Çerkes Halkı niçin bu hale geldi anlayabiliyorum ve ihanete uğramış halkımı suçlamıyorum.
Halkımızda ÇHİ süreciyle başlayan aydınlanma ve kimlik bilinci kazanma süreci bütün hızıyla devam ediyor.

İşbirlikçi hainler bilmelidirler ki bu sürecin sonunda Çerkes halkı dayatmalara boyun eğmeyecek, hainlerden ve işbirlikçilerden hesap soracaktır.
İnternet sitelerinde ve sırça köşklerinde ihanet argümanları üretenlere duyurulur.



2625 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi