• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam45
Toplam Ziyaret1045537
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.088734.2253
Euro37.628037.7788
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Pinokyoların Burnu Uzarken
11/12/2012

   Türkiye'deki Çerkes diasporasına yıllarca Polyannacılık oynatan beyazlaşmış “Kültürel Çerkesler” Çerkes halkını kapalı mekanlara  hapsedip, çatı örgütlenmesi dedikleri sözde kurumlarla denetleyerek asimilasyon sürecinin sessiz sedasız tamamlanması için yoğun bir çaba gösterdiler. Onlar Çerkes halkına sürekli, “mutluluğu kendi içinizde arayın, mutlu olmak için dilinize, kültürünüze, etnik kimliğinize ihtiyacınız yok; kendinizi Türk kimliği ile ifade edin; Çerkesliğiniz aklınıza gelirse derneklere gelin haluj yiyin, kafe, şeşen hatta okey ve kağıt oyunları oynayın,sakın ola dernek binaları dışında kendinizi Çerkes kimliği ile ifade etmeyin, sonra başınıza iş gelir, hain ilan edilir, mutsuz olursunuz” dediler. Derneklere adım atan Çerkeslerin bir kısmını  Polyannalar haline getirmeyi başardılar.

    Polyannalar ve onların çatı örgütlerinin yöneticileri durumdan son derece memnundular. Mutluluğu kendi içinde arayan bu kültürel Çerkes Polyannacıkları, Türkiye'deki ulusalcı partiler, askeri vesayet düzeninin sivil, asker temsilcileri ve Rusya çok seviyordu. Çünkü; onlar ne Türkiye cumhuriyetinden dillerini, kültürlerini, kimliklerini talep ediyorlardı; ne de Rusya Federasyonu’ndan Çerkes soykırımının tanınmasını, tazminat ödenmesini, dispora Çerkeslerine kayıtsız şartsız Çerkesya vatandaşlığı hakkı verilmesini, Çerkesler’e kaderlerini tayin hakkı tanınmasını istiyorlardı. Onların tek isteği cumhuriyetin kazanımlarına(!)  ve ulus devlet ideolojisine sahip çıkmaktı.  

       Ancak beyazlaşmış “Kültürel Çerkes Polyannacıkların” ve onların çatı yöneticilerinin hiç beklemedikleri bir anda Çerkes Hakları İnisiyatifi ortaya çıkarak bu Polyannacılık oyununu bozuyor, Çerkes halkının tüm paremetrelerini değiştiriyordu. ÇHİ diyordu ki; Çerkes Halkı diasporada  diliyle, kültürüyle, kimliğiyle tüm anayasal haklara sahip olarak yaşamalı; anavatan Çerkesya’da ise Çerkesya’yı Çerkes vatanı haline getirmek için atılması gereken adımlar acilen atılmalıydı. ÇHİ'ye göre Çerkeslerin mutlu olabilmesinin olmazsa olmaz şartı dillerine, kültürlerine etnik kimliklerine ve anavatanları Çerkesya'ya sahip olarak yaşayabilmeleriydi
    Çok geçmeden Polyannacıkların kontrolü dışında hayata geçen mitingler, çalıştaylar, 21 eylemleri, Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti, Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi ve son olarak Putin’i protesto eylemi Çerkes Halkını hayal âleminden gerçeklerin dünyasına döndürdü. Tüm bu mücadele süreci meyvelerini vermeye başladı. Rusya Federasyonu da Polyannacılığın artık tutmadığını, güvendiği çatılara karlar yağdığını görerek “kontrol alanı dışında” kalan ÇHİ'ye toplantı teklif etmek durumunda kaldı.

 Bu arada TC, sürecin etkisiyle Çerkesleri de anadili eğitimi sürecine dahil edivermişti.
   Artık Polyannalar da uyanmaya  başlamışlar, aslında hiç de mutlu olmadıklarının, kandırıldıklarının farkına vararak Özgür Çerkes olmaya başlamışlardı.

Sözde çatılar çatırdamaya başlayınca çatı yöneticileri bu sefer de Pinokyo rolüne soyunarak konuşmaya başladılar. Burunları uzadıkça uzadı, öyle ki Çerkes halkı artık onları burunlarından tanıyor.
    Yok efendim Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi çatıya bağlı Polyannaları telefonla arıyormuş, yok efendim Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi Suriye'den getirdiği soydaşlarımıza sahip çıkmıyormuş… Burunlarının uzaması pahasına konuşmaya devam ediyorlar.
    Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi ise Pinokyolara aldırmadan yoluna devam ediyor. Kuruluşunun üzerinde bir ay bile geçmeden 150 soydaşımızı kardeş aile projesiyle yerleştirmiş, tüm ihtiyaçlarını karşılamış ve büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
    “Mızrak çuvala sığmıyor” diye bir deyim var; fakat hiçbir şeyin örtemediği “Pinokyoların burunları” için ne denir buna da halkımızın karar vermesi Vacip oldu.
   VOREPSOV ADİĞAĞER



4551 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi