• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam44
Toplam Ziyaret1045536
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.088734.2253
Euro37.628037.7788
Semerkew
Kenan Kaplan
meretukokenan@hotmail.com
Ülkücü Hareket, MHP ve Çerkesler
15/01/2012
“Ülkü Ocakları'nın ve MHP'nin düzenlediği gecelerde Çerkeslerin ''Başbuğ'' dendiğinde kendilerinden geçercesine '' Türkeş'' diye haykırışlarını izlediğimde, ''Türk eşine Türk eşine kıyar mı hiç Türk eşine bütün dünya kurban olsun Türk'ün başbuğ Türkeş'ine'' marşını boyun damarlarını kabartarak , kendilerini telef edercesine söylediklerini gördüğümde, ''Kayseri ovası, bozkurtların yuvası'' sloganları attıklarını  işittiğimde bir Çerkes olarak gururum incinmiş, utanmıştım. Bu nasıl olabilirdi ? Ruslarla yüzyıllarca savaşmayı göze alan, Çanakkale'de, Balkanlar da, Sarıkamış'ta, Milli Mücadele'de yılmadan destanlar yazan halkım ne olmuştu da kendi etnik kimliğini inkar edecek, kendisini Türk kabul edecek, Türk şovenizminin gönüllü bozkurtları olacak hale gelmişti. Anlayamıyorum !”
 
Yukarıdaki sözler, Çerkeslik bilincine sahip bir Çerkes arkadaşımla yaptığımız bir sohbette arkadaşımın halkı adına yaşadığı hayal kırıklığını anlattığı konuşmasının kısa bir özeti. O konuşmada arkadaşıma içini acıtan gerçeklerin sebeplerini ve neler yapılması gerektiğini dilim döndüğünce kendi mazimi de paylaşarak anlatmaya çalışmıştım. Bu konuşmanın üzerinden yıllar geçti. Ancak, son günlerde Çerkeslik maskesi ardında ÇHİ'ye sanal alemde saldırarak iftira atan, Çerkes hakları mücadelesini engellemeye çalışan 'Sözde Çerkes bozkurtların'', ülkücü söylemlerinin yoğunlaşması üzerine bu konuyu gündeme getirme ihtiyacı hissettim.
     
***
Analizime 1970'li yıllardan başlamak istiyorum. Türkiye sağ ve sol olmak üzere iki kampa bölünmüş. Ülkede neredeyse bir iç savaş hali var. O yıllarda ortaöğretimde veya üniversitede okuyan öğrenciler bu iki kutuptan birinde yer almak zorunda bırakılıyorlar. Sağ kesimin gençlik haraketini ise MHP ve Ülkü Ocakları temsil ediyor. Sağ diyor ki; sol Türkiye'ye komünizmi getirecek, bunlar dinsiz-imansız, din elden gidecek, camiler yıkılacak, ibadet yasaklanacak, namus elden gidecek, tüm değerlerimiz yok edilecek, bağımsızlığımız elden gidecek.
Şimdi düşünelim; anavatanı komünist Rusya'nın işgali altında olan, inançlı, muhafazakar bir Çerkes ailesinin çocuğu bu şartlar altında hangi kutupta yer alacak? Elbette, Çerkes gençlerinin önemli bir kesimi antikomünist müslüman olarak sağ cenahta, dolayısıyla Ülkücü hareket ve MHP içerisinde yer aldılar. O yıllarda  çatışma ortamı içinde, Ülkücü hareketin ve MHP'nin Türkçü söylem ve ritüellerini sorgulama imkanı da yoktu. Bugün PKK'nın en büyük destek aldığı illerde bile o yıllarda en büyük gençlik hareketi Ülkücü hareketti. Kısacası o yıllarda bir Çerkes, kimliğini inkar ettiği, Türk milliyetçisi olduğu için değil, tam tersine Çerkes olduğu, müslüman olduğu, antikomünist olduğu için MHP'li, Ülkücü oluyordu. Bu adeta zorunlu bir tercih gibiydi. Yani o şartlarda bir Çerkes'in MHP ve Ülkücü hareket içinde yer almasının masum sebepleri var gibiydi.
Bu toplumsal kutuplaşma ve çatışma ortamı içerisinde insanlar birey olamıyor, kitle  psikolojisi içerisinde sloganlarla yönlendiriliyorlardı. Kimse sorgulayamıyor, sorgulamaya kalkanlar hain ilan ediliyordu. Başbuğ ne derse oydu. Başkan, reis, başbuğ hiyerarşisi tavizsiz bir şekilde işliyordu .
Çerkes gençleri bu süreçte ön saflarda yer alıyor, inançları için mücadele ettiklerini, komünizme karşı mücadele ettiklerini, ülkenin bağımsızlığı için mücadele ettiklerini sanıyorlardı.
Ancak, yavaş yavaş tedirginlik başlamış, farklı etnik guruplara mensup gençler gibi Çerkes gençlerinde de “Acaba Türk şövenizmine mi hizmet ediyoruz?” endişesi yaygınlaşmaya başlamıştı. İşte bu noktada “Türk-İslam Ülküsü” söylemi yerini “Nizam-ı Alem Ülküsü” söylemine bıraktı, 'Kanımız Aksa da Zafer İslamın'' sloganları atılmaya başlandı. Bu kandırmacayla Çerkes gençlerinin MHP ve Ülkücü hareket içinde yer alabilmeleri için bir mazeret daha yaratılmıştı: İslam kardeşliği.
Bu hengame devam ederken 12 Eylül 1980 darbesi yapıldı . Darbe sonrasında insanlar bir sorgulama süreci yaşamaya başladılar. Sistemi sorguladılar, kurumları sorguladılar,  kendilerini sorguladılar, geçmişi sorguladılar ve birey olmaya başladılar. Bu arada MHP Nizam-ı Alemcileri de tasfiye ederek, Türkçü ideolojisini ve tüm kimlikleri reddeden asimilasyoncu şovenist söylemlerini açıkça dillendirmeye başlamıştı. Öyle ya, artık komünizm tehlikesi yoktu, bağımsızlık elden gidiyor söylemi de pek inandırıcı olmazdı. Hele hele yaşananlardan sonra MHP ve Ülkücü hareketin İslami söylemlerle prim yapması da mümkün değildi. Komünist Rusya'da rejimin de çökmesiyle birlikte MHP ve Ülkücü hareket artik gerçek misyonuna dönüyor, gerçek yüzünü göstererek Türkçü ulus devlet ideolojisinin bir numaralı savunucusu ve sahibi haline geliyordu.

***
İşte bu noktadan sonra kimlik bilincine sahip, farklı etnik unsurlara mensup MHP ve Ülkücü hareket mensupları MHP ve Ülkücü hareketle yollarını ayırdılar. Zira MHP ve Ülkücü hareket içinde yer almalarının bütün geçerli argümanları ortadan kalkmıştı. Bundan sonra MHP ve Ülkücü hareket içinde yer almak; Türkçü faşizme hizmet etmek, kimliğini inkar etmek, halkına ihanet etmekle eşanlamlı hale geliyordu.

***
Peki bugün neler  yaşanıyor?
Demokratikleşme ve yeni anayasa sürecinin işlediği bugünlerde MHP ve Ülkücü hareket diyor ki; bu devlet bizim, yani Türk etnik unsurunun devletidir.
MHP ve Ülkücü hareket diyor ki; Türkiye sınırları içinde yaşayan tüm etnik unsurlar kimliklerini, dillerini, kültürlerini, inkar ederek Türküm demelidirler, yoksa haindirler,
MHP ve Ülkücü haraket diyor ki; işinize gelirse, ya Türklüğe biat  edin ya da terk edin.
Tüm bu yaşanan süreçleri ve gerçekleri görmelerine rağmen halen MHP ve Ülkücü hareket içinde yer alan Çerkesler’in samimiyetine inanmak bundan sonra artık mümkün değildir. Samimi bir Çerkes olarak MHP ve ülkücü hareket içinde yer aldıklarını düşünenler varsa, onların artık MHP ve Ülkücü hareketi sorgulamaları gerekiyor .
 
Onların yerine biz soralım :
1- MHP ve Ülkücü hareket Çerkes kimliğini tanıyor mu ?
2- MHP ve Ülkücü hareket Çerkes dili ve kültürünü tanıyor mu?
3- MHP ve Ülkücü hareket eğitim sistemi içinde Çerkesce dil eğitimi verilmesini kabul ediyor mu ?
4- MHP ve Ülkücü hareket Çerkes kültürünün yaşatılması için Çerkes Kültür Merkezlerinin açılmasını kabul ediyor mu ?
5- MHP ve Ülkücü hareket tarih kitaplarında Çerkes tarihine de yer verilmesini, Çerkeslerle ilgili çarpıtılmış gerçeklerin düzeltilmesini istiyor mu?
6- MHP ve Ülkücü hareket Çerkesce televizyon ve radyo taleplerimize evet diyor mu ?
7- MHP ve Ülkücü Hareket Türkiye Cumhuriyetini Türkiye Halkları kurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Türkiye Halklarının devletidir. Çerkes Halkı da bu halklardan biridir diyebiliyor mu?
 
Eğer MHP ve Ülkücü hareket içindeki bir Çerkes bu ve benzeri sorulara evet cevabını alıyorsa, MHP ve Ülkücü hareket içinde yoluna devam edebilir. Ama hayır cevabını alıyorsa bugünden tezi yok yolunu ayırmalı, Çerkes Halkının varlık mücedelesi saflarındaki şerefli yerini almalıdır
Eğer, MHP ve Ülkücü hareket de Çerkesler üzerinden siyaset yapmaya devam  etmeyi düşünüyorsa, bundan sonra bu ve benzeri soruların tamamına EVET cevabını güçlü bir şekilde vermek zorundadır.

***
Şimdi sanal ortamda MHP ve Ülkücü hareket söylemleriyle ÇHİ'ye saldıran kardeşlerimize halkımız adına sesleniyorum: Yanlış yapmayın, yanlış yerlerde saf tutmayın, halkımızın varlık mücadelesine zarar vermeyin.
Hem korkmayın, sizi korkutanların söylediği gibi;  bölücü falan değiliz, Çerkes kimliğimizle bu devletin kurucu halkı ve eşit şahibiyiz. Türk bölücülüğüne de, Kürt bölücülüğüne de karşıyız. Devleti kurarken de gereken bedeli ödedik. Kimliğimize sahip çıkmak için de Türkçü şovenistlere şirin görünmek, kimseye hesap vermek zorunda değiliz.

***
Bu arada hazırlıklarına başlanan “ÇERKES HAKLARI İNİSİYATİFİ KAYSERİ MİTİNGİ” şimdiden hayırlı olsun.
Ne mutlu kimliğine sahip çıkanlara, ne mutlu Kayserili Çerkeslere.


10357 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ - 24/01/2022
Devletimiz, Çerkeslerin varlıklarını yaşatmak, geleceğe taşımak ve atavatanlarına sahip çıkabilmek adına farklı arayışlar içine girmelerine yol açabilecek bir duyarsızlık içinde olmamalıdır.
Çerkes Soykırımının 150. Yılında “Asimilasyona Hayır” Diyen Çerkesler ÇDP’yle “Biz de Varız” Diyecek - 01/06/2014
İnanıyoruz ki hayalini kurduğumuz geleceğin Türkiye’sinde Çerkes Halkı ve ÇDP belirleyici unsurlar olacaklardır.
Sevgili Faruk Dok, - 14/04/2014
Son telefon görüşmemizde, “Çerkesleri dilinden, kültüründen, kimliğinden, tarihinden, anavatanından soyutlamayı amaçlayan, Çerkes Halkına iradesi dışında başkalarınca belirlenen, sınırları çizilmiş bir yaşam tarzını kabullenemiyorum” demiştin.
Sayın Süleyman Soylu, - 02/02/2014
Bundan sonra da bu görmezden gelme tavrı devam edecek olursa Türkiye'nin en büyük üçüncü etnik unsuru olan Çerkes Halkı’nın politik tercihlerinin de buna göre şekilleneceğinin bilinmesi gerekiyor.
Kimliğimizi Ne Cemaatlere, Ne De Başka Bir Etnik Kimliğe Feda Etmeyeceğiz! - 15/01/2014
Çerkes Halkı; kendi dili, kültürü, kimliğiyle eşit vatandaş olmak, varlığını geleceğe taşımak istiyorsa Türkiye’de ki en büyük üçüncü etnik unsur olarak siyasal gücünün farkına varmalıdır.
Çoğulcu Demokrasi Hareketi - 20/11/2013
Çerkes Halkının kendine olan inancı ve geleceğine olan güveni tamdır. Halkımız geleceğin Türkiye’sinde kendi dili, kültürü ve kimliği ile eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini ortaya koymuştur.
Toplumsal Hastalıklarımız - 11/11/2013
Çerkes halkının gerçek evlatları artık inisiyatifi ele almalıdır. Umudumuz ve geleceğimizi inşa edecek olanlar onlardır.
Demokratik Açılım Paketi Çerkeslere Ne Diyor? - 02/10/2013
Açıkça görülüyor ki; devlet ve siyasi iktidar, varlıklarının ve taleplerinin mücadelesini verenleri muhatap alıyor ve haklarını veriyor; varlık mücadelesi vermeyenleri ve talep etmeyenleri Türk sayıyor, yok sayıyor.
Sayın Başbakan’a Duyurulur ! Çerkeslerin de Demokratikleşme Paketinden Beklentileri Var. - 27/09/2013
Ama artık Çerkes halkı, siyasal yaşamda kendisini temsil edecek bir yapı ortaya çıkarabilecek siyasal bilince ve olgunluğa erişmiştir. En kısa zamanda organize olmak ve göz ardı edilen hassasiyetlerini siyasal platformlara kendisi taşımak zorundadır.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi