• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam115
Toplam Ziyaret977186
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Semerkew
Balkar Selçuk
selcuk@ozgurcerkes.com
‘-Artis mi? Artis Ne Arar La Bazarda?’
22/11/2012

Yanlış anlamanın en komik ifadelerinden birisi olarak bu cümle bir internet fenomeni olmuştu.

Benim mitoloji üzerine yazdığım yazılar bazılarında böyle tepkiler doğuruyor. Verdikleri tepkiden ‘verilen mesajla-alınan mesaj’ arasında hayli fark olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla bu mitoloji konusunu daha çok tartışacağımız kesin.

Bundan bir önceki ‘Bir Kere Zerdüştlük Kürtlerden Çok Çerkesleri İlgilendirir!’ başlıklı yazı ile o yazıya verilen okuyucu yorumundaki tepkiye bakıldığında söylemek istediğim şey daha net anlaşılacaktır sanırım. Okuyucunun yazıya verdiği tepki aslında benim çokça aldığım ve ufak ufak canımı sıkan bir tepki çeşidi. Okurun yazıya tepkisi şöyle:

“Öncelikle ben Çerkes değil ADİGEYİM. Zerdüştlüğe inanmak yaşamak istemek senin en doğal hakkın. Ancak meydanı boş bulmuşsun başkalarının ifadesiyle Çerkesler diye genelleme yapamazsın. Ben de atalarımın kanındanım ama onlar gibi inanıp yaşamak istemiyorum. 21 MAYIS ANDINDA OLDUĞU GİBİ.”

Yazıda 9 kusurlu hareketin neredeyse hepsi var, var da ben en çok ‘Ancak meydanı boş bulmuşsun…’ kısmına taktım. Bir kere meydanın boş olduğu kesin. Ben de zaten meydan boş olduğu için mitoloji çalışmaya başladım. Bizden önceki kuşaklar Çerkes Nart mitolojisi üzerine adam gibi bir şey yazmadıkları için meraktan başladı bu okumalar bende. Bir süre sonrada yazmaya başladım. Ama bu okuduklarınız daha başlangıç bir nevi Peşrev.

***

Şimdi Osmanlı’nın son dönemlerini ve Cumhuriyetin ilk dönemlerini saymaz isek, nedense Çerkes toplumu içerisinden biri ya da birileri de çıkıp şu Nart Mitolojisi nedir, ne değildir diye ele almamıştır. Hele ki 80 kuşağı Çerkes hareketlerinin ve entelektüellerinin yatacak yeri yok. Tamam 80 öncesi dönemde dönüşcüydü-kalışçıydı diye hayatınızı boşa tükettiniz de bari 80 darbesinde devletten dayak yedikten sonra da mı hiç akıllanmadınız? 80’le 2000 arasındaki 20 yılda bile ne Çerkesçe, ne de Çerkes Nart mitolojisi üzerine okunacak bir satır bile yazmadınız. Hayatınız “Dumezil Çerkesler hakkında onu dedi”, “Marr Çerkesçe hakkında bunu dedi” diye papağanlık yaparak geçti.

Ama artık bu ‘o onu dedi-bu şunu dedi’ faslını geçip sizin bu konular hakkında neler söyleyebileceğinizi göstermeye geldi.

Ber Hikmet Çerkesçe hakkında bir şeyler yazdıydı nasıl da bozuldunuz öyle. Sakızınız pisliğe düştü… Yalnız Türkiye’dekilerin değil, Kafkasya’dakilerin de öyle. Ber Hikmet’in çalışmalarını nerede saklayıp nasıl üstünü örteceklerini bilemedi birçoğu. Öyledir bu işler, enetellektüel amelelikten kurtulmak zordur tabi…

Meydan boş kaldığı için çıktık biz bu yola. Ve bu meydan boş kaldığı sürece de kimse bizi bu konuları tartışmaktan alıkoyamayacak. Çünkü varlık boşluktan hoşlanmaz. Bakın Çerkes halkına kimler ne meydanlar okuyor da bizim haberimiz yok.

***

2008 yılında Maocu Kemalistlerin Kaynak Yayınları’ndan bir kitap çıktı. Kitabın adı biraz yorucu ama okunabiliyor en azından ‘Nart Boyu Türkleri Hun-Karaçayları Mitolojisi’. Kitabın yazarı ise Sofi Tarm-Semen adında bir yazar. Bu yazar kitabın 50. sayfasında bakın nasıl çakmış golü:

‘Şu anda Nart Kültürü eserlerini benimseyip, ‘Satan Ay’ı, Sateney: ‘Sos Uruk’u, Sosruko yapıp, onları Türk Kültürü’nden koparmaya çalışan bir Kafkas halkı (Çerkes, Adıg, Kabartay) ne Nart’ın ne ‘Satan Ay’ın ne de ‘Sos Uruk’un anlamını anlayabilmekte, onların kocaman Türk Kültürüyle nasıl bir yapısal, stilistik bağları olduğunu bilmemektedir. Nart-Karaçaylıların, 1941’de Orta-Asya’ya sürgüne gönderilmesi zamanında sahiplenilen bu eser, o genç halka tamamen yabancı olmaya devam etmektedir.’

Aynı kitapta yazar hemen bir sonraki sayfada bakın nasıl giydirmiş Çerkeslere :

‘Tabii, bazı olumsuzluklar, Sosyalist Devrim sırasında Nart-Karaçaylılara yazılmış, köle kitlesi tarafından yaratılmakta, zira başka halklardan kopma ve Nartlara (Karaçaylara demek istiyor) katılıp kalma kısımlar olup, gelenek, göreneklerden yoksundur ve art niyetli halka karşı kullanılmak için elverişlidir. Ne yazık ki, sosyalist ‘eşitliğinin’ meyveleri günümüzde eski efsaneleri özünden etme, benimseme, toprak sahipliğine soyunma, halkı karalama gibi örneklerde görülmektedir.

Ama asıl soyların oluşturduğu Hun temel, yine de yaşamakta ve bu mitoloji’nin korunduğuyla art niyetlilere meydan okumaktadır.’

Bu saldırılar hakaretler ve mitoloji üzerine bir yığın düşünce aynı kitapta yer alıyor. Kitabı Maocu-Kemalist Kaynak Yayınevi çevirmiş. 2008 yılından bu yana da kimse de çıkıp bu kitaba usulünce bir cevap vermiş değil henüz.

Bizim Kaffed adlı yapının bir genel sekreteri vardı ikide bir bu Maocu Kemalistlerin ‘Ulusal Kanal’ adlı televizyon kanalında arzı endam ederdi. Bir dahaki gidişinde bu kitabın hesabını sorar mı acaba?

Ama bu mitoloji konusu o kadar basit değil. Yani, konuya etno-santrik şehvetle yaklaşanlar dışında, ciddi kurumlar da ele alıyor bu konuyu.

Mesela, 1997 yılında Türkiye Cumhuriyeti ‘Türk Dünyası Destanları’nın Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması’ adlı projeyi onayladı. Projeye 16 Prof. 10 Doç. ve araştırma görevlileri ve Doktorlar katılmış. Proje Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmuş ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel projeyi desteklemiş. 1997 yılında dönemin hükümeti projeyi onaylamış ve Devlet Planlama Teşkilatı projeyi fonlamış. Çalışmaları ise Türk Dil Kurumu kitaplaştırmış.

Kısacası bu mitoloji konusu önemli bir konu. Çalışmada her Türk boyunun mitolojisi etüt edilmiş. Tabiî ki bir Türk boyu olan Karaçay-Balkar mitolojisi de etüt edilmiş. Bu çalışmayı Doç. Dr. Ufuk Tavkul üstlenmiş. Ufuk Tavkul daha çok Kıpçak dili kültürü ve mitolojisi üzerinden çalışmalar yaparak bu ülkede Profesör olmuş bir isim. Türkiye’de Çerkes dili kültürü ve mitolojisi üzerine çalışıp da Profesör olunamazdı ve olunamadı da. Bu nedenle Sofi Tram Semen adlı kadına yazdığı küfürler ve hakaretler adına bilimsel cevaplar vermek Ufuk Tavkul’a düşer.

Öte yandan Türk Dil Kurumu Karçay-Balkar mitolojisini basar ama Çerkes Nart mitolojisini basmaz. Devlet Planlama Teşkilatı Karaçay-Balkar mitolojisine para ayırır ama Çerkes Nart Mitolojisine ayırmaz. Cumhurbaşkanı Demirel tüm bu çalışmaları destekler de Çerkeslere zırnık koklatmaz.

Gerçi şimdiler de iki üniversitede Kafkas Dili ve Edebiyatı bölümleri açıldı gibi ama bu ‘Devlet’ ve bu ‘Hükümet’ Çerkeslerin bu ‘Devlet’e ve bu ‘Hükümet’e sahip çıktığının 10’da 1’i kadar bile bu Çerkes halkının diline, kültürüne sahip çıkmak niyetinde değil. Olmayacak da. Eski Kemalist Devlet öyleydi, yenisi de öyle olacak. Daha önceki hükümetler öyleydi, bu da öyle olacak. Çerkesçe TRT için ÇHİ’nin yaptığı görüşmelerde hükümetin ve Bülent Arınç’ın tavrını gördük. Bizde Araplar gibi para, Kürtler gibi silah olmadığından bunlar.  Hükümet işini iyi biliyor. ‘-Çerkesçe TRT açmaz isek ne olur? Hiçbir şey olmaz. Öyleyse açmayalım!’ Hükümetin yaklaşımı bu şimdilik.

 

Beyler, Mitoloji Şakaya Gelmez Önemli Konudur! 

Çünkü Yunan mitolojisinden Yunan Felsefesi, ondan da işte karşımızda duran Batı Medeniyeti çıktı. Bakmayın siz ‘Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’ edebiyatlarına…

Öyle iki satır mitoloji yazısı yazıldı diye, ‘Öncelikle ben Çerkes değil ADİGEYİM. Zerdüştlüğe inanmak, yaşamak istemek senin en doğal hakkın. Ancak meydanı boş bulmuşsun başkalarının ifadesiyle Çerkesler diye genelleme yapamazsın.’ diyerek tavır konulacaksa bu konular nezaman ve nasıl işlenecek?

Sen istediğin kadar ‘ben de atalarımın kanındanım ama onlar gibi inanıp yaşamak istemiyorum. 21 MAYIS ANDINDA OLDUĞU GİBİ.’ Diyerek saçmala. Bu konu önemli. Atalarının neye inanıp neye inanmadığı hakkında ne biliyorsun acaba?

Ben Zerdüştlük propagandası yapmıyorum efendim; Zerdüştlüğe inanıyorum falan da demiyorum.

Bir soru sorup bu konuyu kapatalım: Peki Siz Çerkes Nart Mitolojisini ne sanıyordunuz?

 

         Kamuoyuna Açıklama Yapmayı Bırak da İşine Bak Sen Başkan!

Çalışmalarını ve gayretini, sürekli koşturmasını takdirle ve beğenerek izliyorduk. Hepimiz elimizden geldiği kadar Suriye yardım kampanyasına yardımcı da olduk. Ama ne zaman ki İstanbul’da Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi kuruldu, ne zamanki Çerkesya Yurtseverleri ve diğer gruplar Suriye’yi gündeme taşıma adına eylemler yaptı, o zaman kalktı kamuoyuna açıklama yaptı kendisi. Doğrusu biz böylesi bir açıklamayı Kuşha Doğan’dan beklerdik. (Ona daha çok yakışıyor çünkü. ÇHİ’nin Kayseri mitingi öncesi onun yaptığı açıklamayı daha unutmadık.) Doktoralı halk sanatçımız o zaman ‘Hadi bakalım Kayseri’de 70 bin Çerkes var, kaçını toplayabileceksiniz diye’ rest çekmişti. Al sana halk sanatçısı…

Şimdi de Federasyonun başkanı kalkmış, ‘İstanbul’da veya başka şehirlerde sırça köşklerinde oturup ahkam kesenler, taban ile hiç bir diyaloğu olmayan, hiç bir kurumsal örgütten destek almadan neler yapılabileceğini de görmüş olacağız.’ diyor, diyebiliyor. Acaba ‘Başkan’ ne görmek istiyor? Yaşanacak başarısızlıklar onu mutlu mu edecek?

Sn. Başkan, siz kendi işinizi yapın. Başkalarına akıl verme dönemi geçti artık. İş yapmak için sizden akıl soran yok. Öyle kamuoyuna şikayetlenme ayakları ile puan toplayamazsınız. Siz bu ayak oyunlarıyla dernekçi gençleri küstürürsünüz ancak.

        Hem bir kere ne demek Suriye Çerkeslerine yardım etmeye niyetlenen insanlara ‘görürsünüz gününüzü’ demek? Sanki siz Suriye’deki Çerkesleri cepheden ateş hattından sırtlayıp ta mı getiriyorsunuz. Bir de, ne o öyle tabandan desteğiniz yok tripleri? Bu lafınız anlamsız bir kere, çünkü onlar tabanın ta kendisi zaten, ne desteği olacak? Sonra bu halk sizin jakoben federasyonunuzun kölesi mi? Neyiniz var onlardan fazla? Kanınız mı daha kırmızı? Siz de olup da onlarda olmayan ne var? Onlardan daha mı Çerkessiniz? Onlardan daha mı Khabardey, Abzeh ya da Şapsığsınız?

        Sn. Başkan tavsiyem sessizce işinizi yapın, kimseye de iş öğretmeğe kalkmayın!



4023 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Нарт Лъэпщ и Нэгъуджэр Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - II - 17/12/2016
уэ 1уэхур нахри гъэщ1эгъуэн зыщ1ыр Азтэкхэми Маяхэми ямейуэ, гъэ мин аджэ ипэ ящ1ауэ, ауэ зыщ1ари дымыщ1э мывэ гуэрхэм ящ1ы1уми Кецалкоатл и сурэтыр къагъуэтахэщ, ахэми нэгъуджэ 1улъу ик1ий жьак1э тету. Нэгъуджэр уеблэмэ оптикым и щ1эныгъэр пасэ лъэх
Нарт Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - I - 01/12/2016
Гъэщ1эгъуэнращи нобэ къасыху Кассит-Урарту-Хьаттихэм я Тещупк1э зэджэ тхьэпэлъытэр ди Нарт Сосрыкъуэу щытам зыми гу лъитакъым. Касситхэм Тещуп псалъэм крагъэк1ир Жьыбгъэ Кьезгъэпщэ жи1у аращ.
УСЭНШЭУ ДЫКЪАНЭМЭ! - 09/10/2016
Ди хэку дахэр, си уорейда ПщIэ имыIэу дгъэкIуэдай, ДызгъэкIуэдам, си уорейда КIуэдыкIейри къыхукIуэ.
Bugün Ben Mutlu Bir İnsanım! - 02/06/2015
Keşke Çerkes halkının yoğun olarak yaşadığı diğer illerden de adaylarımız olabilseydi. Ama o da olacak yakında. Buna eminim. Bu adı geçen illerde adaylarımızın Çerkes halkı tarafından benimsendiğini görmek beni herşeyden çok mutlu ediyor.
Heredot Cevdet, Recep Tayip Erdoğan ve Ahmet Duvutoğlu! - 22/05/2015
Cumhurbaşkanımız Putin'in Ermeni Soykırımını resmen tanıyor olmasına, “Putin'e darıldım!” diyerek karşılık vermişti. Demek ki cidden çok darılmış olacak ki daha kendisine gelememiş.
Gerekeni Gerektiği Zaman Yapmak; Ya da Labedeslerin Kaderi! - 12/05/2015
2015 Genel seçimlerine 25 gün falan kaldı. Bahaneler ve gerçekler arasındaki birçok Çerkes bu seçimde ÇDP’nin bağımsız Çerkes adaylarını mı destekleyecek; yoksa en rasyonal bahanenin arkasına mı saklanacak.
Uzunyayla'nın Son Klasik Kuşağı Hareketleniyor - 01/05/2015
Kendi kişisel kurtuluşunu elde etmekle yetinmeyen, halkına geri dönen bir kuşak bu kuşak. Köy köy gezen, kendi insanına şehirlerde kasabalarda ve ilçelerde ulaşmaya çalışan bu insanlar birlikte başarabilmenin imkanlarını arıyorlar.
Kronik bir Aydın Hastalığı Olarak : Sözlük ve Alfabe -I- - 26/04/2015
Sözlük ve alfabe hazırlamak ve bunun üzerinden kendini gerçekleştirmek Tanzimat döneminden kalma bir aydın saplantısıdır
Boyunun Ölçüsünü Vermekten Korkmak! - 20/04/2015
Orta yere çıkmak, boyunun ölçüsünü vermek ve alınan ölçüyü de bilmek zorunda olduğumuz bir yerdeyiz artık. Yani artık eskisi gibi iktidar ya da muhalefet partisinde es kazara bir iki Çerkes milletvekili var diye bu işten sıyrılmak mümkün değil.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi