• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam104
Toplam Ziyaret977175
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Semerkew
Balkar Selçuk
selcuk@ozgurcerkes.com
300 Spartalı ve Yeni Anayasa
31/03/2013

Çarşamba (27.03.2013) günü yaklaşık 300 Türk aydınının imzaladığı bir bildiri deklare edildi. Öğrendiğimiz kadarıyla bildiride deklare edilenler üç maddeden ibaret:

1- Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve sahibi olan Türk milletinin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa’dan çıkarılamaz.

2- Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz

3- Anadolu coğrafyasında Selçuklu ile başlayın Osmanlı ile devam eden Türk Milleti'nin kesintisiz egemenliğini esas alan büyük Atatürk'ün kurduğu milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz.

Bu 300 aydın birçok farklı ekolden geliyorlar ama kendileri İslamcı da olsalar, liberal de olsalar, milliyetçi ya da ulusalcı da olsalar fark etmez. Temel refleksleri, var olduğunu iddia ettikleri Türk üst kimliğini korumak. En azından yaşanacak olan bu anayasal dönüşüm sürecinde ortaya başkaca etnik yapıların çıkmasını önlemek.

Bir Çerkes olarak bu 300 Spartalının ülkeleri ve kimliklerini korumak adına ortaya koydukları bu üç maddeye temelden bazı itirazlar yöneltmek niyetindeyim. Çünkü deklarasyonun daha ilk maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve sahibi olan Türk milleti” ibaresini yanlış buluyorum. Bu ülkenin kurtuluş savaşında Türk halkı hiçbir cephede ve hiçbir zaman Çerkeslerden daha çok savaşmadılar ve daha çok ölmediler. Oysa bu bildiri daha ilk baştan bu ülkenin kurucusu ve sahibi olarak Türk etnik tanımını koyarak bu gerçeği yok saymaktadır. Bu sözlerimize itiraz edeceklere kısaca şunu söyleyelim. Türk kurtuluş savaşı aynı zamanda Türkiye Çerkeslerinin de kurtuluş savaşıdır. Dahası Türk Kurtuluş savaşı Çerkesler için de bir iç savaştır: (Ethem ve Anzavur Olayları!)

Cümlenin devamına gelirsek: “Türk milletinin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa’dan çıkarılamaz.” denilmektedir. Eğer Türk milletinin adı Anayasa’dan çıkarılmayacak ise bu ülkenin kurucu unsurlarından olan Çerkes milletinin adı da bu Anayasa’da yer almalıdır. Çünkü Türkiye Türkleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde Çerkeslerden daha çok savaşmadılar. Dolayısıyla bu Anayasa eşitlik sağlayacaksa ülkeyi kuran bütün milletler için eşit olmalıdır. Gerekiyorsa kurucu unsurların tamamı adıyla zikredilmelidir. Nitekim Çerkesler Ürdün devletinin Anayasal olarak kurucu milletlerindendirler. Yani yazınca oluyor bu… Ya tüm kurucu milletler Anayasada zikredilmeli, ya da hiçbir etnik isim zikredilmemelidir.

***

Deklarasyondaki ikinci madde ise en az ilki kadar kabul edilemezdir: “Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımız, ırklara ve mezheplere ayrıştırılamaz.” denilmektedir. Halbuki yeni hazırlanacak Anayasa’da Türkiye’de yaşayan milletlerin ve mezheplerin tanınması bir zorunluluktur. Çünkü Türkiye’de yaşayan Alevi ve Sünni gibi dinsel etnisiteler ve Türk, Kürt ve Çerkes gibi milletler zaten yapay ve uydurma değil, gerçektirler. Dolayısıyla yeni Anayasa’da bu etnisitelerin adlarıyla anılmaları bir ayrıştırma değil gerçeğin kabulünden başka bir şey olmayacaktır. Şerefli oldukları söylenen vatandaşların etnisitelerinden korkmak anlamsızdır.

***

Deklerasyonun üçüncü ve son maddesi ise Tarihi gerçeklerle örtüşmemektedir. Nitekim madde: “Anadolu coğrafyasında Selçuklu ile başlayın Osmanlı ile devam eden Türk Milleti'nin kesintisiz egemenliğini esas alan büyük Atatürk'ün kurduğu milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz.” denilmektedir.

Oysa Anadolu’da Türkiye Türklerinin hakim ve egemen olduğu kadar Çerkesler de hakim ve egemen olmuşlardır. Nitekim Çerkes Memlükleri yüzlerce yıl Adana, Antep, Maraş gibi bölgelere hakim olmuşlardır. Çerkes Memlüklerin bu hakimiyeti Sivas, Malatya ve Kayseri’yi ve Güneydoğu Anadolu’daki diğer illeri de kapsamıştır. Dolayısıyla Anadolu’da Çerkeslerin’de egemen olduğu yüzyıllar yaşanmış ve zaten Osmanoğulları İle Çerkes Memlük Devleti Anadolu’daki bu hakimiyet kavgası nedeniyle 5 kez savaşmışlardır.  

Dolayısıyla, Anadolu’nun tamamında Selçuklular ve Osmanlılar zamanında kesintisiz bir Türk hakimiyetinin var olduğu tezi doğru değildir. Kaldı ki Anadolu’nun yasal varisi olan Karamanoğulları yıkıldığı güne kadar Çerkes Memlük devletiyle ittifak halinde olmuştur. Osmanlının Çerkes Memlük devletiyle yaptığı savaşlar ve Mısır’ın alınması bir fetih değil işgaldir.

***

Yine : “…büyük Atatürk'ün kurduğu milli devlet yapısı ortadan kaldırılamaz.” denilmektedir. Bu tanım muğlak ve tartışmaya açıktır. Türkiye Cumhuriyeti kuruldu günden bu yana birçok kez Anayasa’sı değiştirilmiş dolayısıyla devletin içyapısı da değiştirilmiştir. Kaldı ki şu an yaşanan temel sorunların hepsi Atatürk tarafından kurulan milli devlet yapısının beslediği sorunlardır. Bu nedenle de bu devlet yapısının mutlaka değişmesi gerekmektedir. Kaldı ki bu devlet sadece Atatürk tarafından kurulmamıştır. Diğer Kurucu Babalar da  (Çerkes Ethem ve Kazım Karabekir vb.) Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki yerini almalıdırlar. 

 

SELÇUKLU VE OSMANLIYLA BAŞLAYAN DEVLET GELENEĞİ BUNU HEP YAPIYOR!

Bu topraklarda Oğuz Türklerinin Selçuklu devletiyle başlattığı devlet kurma geleneğinin nerdeyse hiç aksatmadan gerçekleştirdiği bir şey var. Bu şey o kadar köklü ve güçlü bir gelenek ki üzerine ciltler dolusu yazsanız bitmez.

O da, devleti kuran unsurların devlet kurulduktan sonra yok edilmesi geleneğidir. Nitekim Selçuklu devletini Oğuzların Kınık boyu ile Türkmenler kurmuştur. Ama devlet kurulduktan sonra Türkmenler tasfiye edilmeye başlanmış bu uğurda Bizanslılardan bile asker alınmış ve Türkmenler, savaşlar ve katliamlarla sindirilmişlerdir: bkz. Babai İsyanları. Aynısını Osmanlı Devleti de yapmıştır. Osmanlı Devleti’ni Oğuzların Kayı boyu ile Türkmen aşiretleri kurmuştur. Ve Osmanlı Tarihi boyunca Türkmenlerin yaşadığı katliamlar ortadadır.

Aynı refleks Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında Çerkesler, Kürtler ve Aleviler dahil her milletten ve etnisiteden destek alan ve daha düzenli bir ordusu bile yok iken ve elde sadece Çerkes Ethem’in Kuvay-i Milliyesi var iken, Anadolu’nun kurtuluş savaşına sonradan katılan, Mustafa Kemal tarafından, Cumhuriyetin kuruluşunun ardından diğer tüm etnisitelere sadece ve sadece Sünni ve Türk olma hakkının tanındığı görülmüştür. Bu kez de ülkenin kuruluşunda canla başla savaşan tüm unsurlar ve özellikle de Yeniçeri Ocağının yok edilmesinden bu yana Osmanlı Ordusunda her zaman büyük bir ağırlık kazanan Çerkes milleti de dahil olmak üzere diğer tüm halklar silah zoruyla veya sürgünlerle sindirilmiş, göçürülmüş ve susturulmuşlardır…

Hasılı bu gün içinden geçmekte olduğumuz şu kritik zamanlarda yukarıdaki deklerasyonu imzalayan 300 kadar aydın, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden beri devam eden ve Mustafa Kemal’in tek başına kurduğu iddia edilen Türkiye Cumhuriyeti’nce de hakkıyla uygulanan, eşitlikçi olmayan devlet geleneğini yücelterek önümüzdeki yıllarda da Türk Devlet geleneğinin asimilasyoncu, inkarcı ve yok edici reflekslerini korumasını Anayasal teyminat altına almayı hedeflemektedirler. Öyleyse Çerkes halkı bu hazırlanan metni yok saymalı ve yeni Anayasa sürecine daha aktif bir şekilde katılmaya devam etmelidir.

 

BU YENİ ANAYASA BİR SENED-İ İTTİFAKTIR VE ÖYLE OLMALIDIR!

Sened-i İttifak (1808) Osmanlı devlet geleneği tarafından hazırlanan ilk Anayasa’dır. Ve temel de Padişahın sınırsız haklarını sınırlandıran bir yapıya sahiptir. Bu önümüzdeki dönemde hazırlanacak olan yeni Anayasa ise Türkiye Cumhuriyeti’nin Sened-i İttifak’ı olmak zorundadır. İttifak halinde Türkiye’de yaşayan tüm milletler ve etnik yapıların hakları bu yeni Anayasayla teminat altına alınmak zorundadır.

Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana sadece Türk ve Sünni kimliklerini tanıyan, diğer tüm kimlikleri ya yok eden ya da asimile eden yahut ta sindirmeye çalışan Ulus Devlet’i ve onun savaş makinasını ve bürokrasisini durdurmak mümkün olabilecektir.

Çerkesler açısından yeni Anayasa bu nedenlerle hayati derecede önemlidir.



4317 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Нарт Лъэпщ и Нэгъуджэр Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - II - 17/12/2016
уэ 1уэхур нахри гъэщ1эгъуэн зыщ1ыр Азтэкхэми Маяхэми ямейуэ, гъэ мин аджэ ипэ ящ1ауэ, ауэ зыщ1ари дымыщ1э мывэ гуэрхэм ящ1ы1уми Кецалкоатл и сурэтыр къагъуэтахэщ, ахэми нэгъуджэ 1улъу ик1ий жьак1э тету. Нэгъуджэр уеблэмэ оптикым и щ1эныгъэр пасэ лъэх
Нарт Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - I - 01/12/2016
Гъэщ1эгъуэнращи нобэ къасыху Кассит-Урарту-Хьаттихэм я Тещупк1э зэджэ тхьэпэлъытэр ди Нарт Сосрыкъуэу щытам зыми гу лъитакъым. Касситхэм Тещуп псалъэм крагъэк1ир Жьыбгъэ Кьезгъэпщэ жи1у аращ.
УСЭНШЭУ ДЫКЪАНЭМЭ! - 09/10/2016
Ди хэку дахэр, си уорейда ПщIэ имыIэу дгъэкIуэдай, ДызгъэкIуэдам, си уорейда КIуэдыкIейри къыхукIуэ.
Bugün Ben Mutlu Bir İnsanım! - 02/06/2015
Keşke Çerkes halkının yoğun olarak yaşadığı diğer illerden de adaylarımız olabilseydi. Ama o da olacak yakında. Buna eminim. Bu adı geçen illerde adaylarımızın Çerkes halkı tarafından benimsendiğini görmek beni herşeyden çok mutlu ediyor.
Heredot Cevdet, Recep Tayip Erdoğan ve Ahmet Duvutoğlu! - 22/05/2015
Cumhurbaşkanımız Putin'in Ermeni Soykırımını resmen tanıyor olmasına, “Putin'e darıldım!” diyerek karşılık vermişti. Demek ki cidden çok darılmış olacak ki daha kendisine gelememiş.
Gerekeni Gerektiği Zaman Yapmak; Ya da Labedeslerin Kaderi! - 12/05/2015
2015 Genel seçimlerine 25 gün falan kaldı. Bahaneler ve gerçekler arasındaki birçok Çerkes bu seçimde ÇDP’nin bağımsız Çerkes adaylarını mı destekleyecek; yoksa en rasyonal bahanenin arkasına mı saklanacak.
Uzunyayla'nın Son Klasik Kuşağı Hareketleniyor - 01/05/2015
Kendi kişisel kurtuluşunu elde etmekle yetinmeyen, halkına geri dönen bir kuşak bu kuşak. Köy köy gezen, kendi insanına şehirlerde kasabalarda ve ilçelerde ulaşmaya çalışan bu insanlar birlikte başarabilmenin imkanlarını arıyorlar.
Kronik bir Aydın Hastalığı Olarak : Sözlük ve Alfabe -I- - 26/04/2015
Sözlük ve alfabe hazırlamak ve bunun üzerinden kendini gerçekleştirmek Tanzimat döneminden kalma bir aydın saplantısıdır
Boyunun Ölçüsünü Vermekten Korkmak! - 20/04/2015
Orta yere çıkmak, boyunun ölçüsünü vermek ve alınan ölçüyü de bilmek zorunda olduğumuz bir yerdeyiz artık. Yani artık eskisi gibi iktidar ya da muhalefet partisinde es kazara bir iki Çerkes milletvekili var diye bu işten sıyrılmak mümkün değil.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi