• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam15
Toplam Ziyaret1067310
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.837734.9773
Euro36.496036.6422
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Merhaba
08/12/2011
Özgür Çerkes'teki yazılarıma bütün okurları selamlayarak başlıyorum.
***

Gündem oldukça hareketli.
Bir tarafta hızlı değişen bir dünya gündemi; öte yanda kendi tarihi ve aktüel dinamiklerinden doğan farklı bir Türkiye gündemi.
Beri yanda ise bütün dünya ve Türkiye'deki gelişmelerden bağımsız oluşturulmaya çalışılan Çerkesler'in gündemi...

***

Epey bir süredir demokratikleşme ve yeni anayasa tartışmalarının doldurduğu Türkiye gündeminin bu günlerdeki önemli başlığı ise malum: Dersim...

Çocukluğumuzda eskiler Şeyh Sait İsyanı ile Dersim'i karıştırarak anlatırlardı. Bazen Dersim derlerdi, bazen Kürt İçtiması. Dersim mevzuu açılınca sesler alçaltılır, yapılan zulümler adeta fısıltıyla anlatılırdı.
Fakat ne kadar unutturulmak istense de toplumsal hafızadan silinmiyor.
Unutturulmak istenenler bilinç altında bir yerlerde saklı kalıyor ve uygun zaman gelince volkan gibi günyüzüne çıkıyor; tıpkı Dersim zulmünün bugün hatırlandığı ve hatırlamayanlara da hatırlatıldığı gibi.
Aslında toplumsal bilinçte saklanan ve tekrar hatırlatılması gereken epeyce olay var yakın tarihte: Ermeni tehciri, Marmara Bölgesi Çerkesleri'nin sürülmesi, Çorlu olayları, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, Maraş olayları, Çorum olayları, Madımak katliamı, faili meçhuller ve benzer daha niceleri...

***

Dersim adına çok şey söylendi ve bundan sonra da söylenecek. Başbakanın devlet adına özür dilemesi bir ilk olması nedeniyle tarihi önemdedir. Bu özür, gerçeklerin üzerini örten resmi tarih şalını yırtıp atmıştır.
Bu aynı zamanda on yıllarca bu ülke insanına kan kusturan tek parti faşizminin defterinin dürülmeye başlandığının da bir işaretidir.

***

Dersim'i ilk duyuşum, üzerinden yıllar geçtikten sonra bir türkü ile olmuştu:
"Dersim dört dağ içinde"
(...)
Bu türkü devrimci(!) gecelerin vaz geçilmezi olarak çalınır söylenirdi.
Sonra, Ş. Süreyya Aydemir'in "Tek Adam" ve "İkinci Adam" adlı kitapları gibi kıyısından da olsa bu konulara değinen basılı eserlerle karşılaştım.
Marmara Bölgesi Çerkesleri'nin sürgününü de o yıllarda öğrenmiştim.
Marmara Bölgesi Çerkesleri denilince çocukluğum ve köyün imamı gelir hatırıma. Köyümüzün imamı kimine göre Anzavur isyanından kaçmıştı, kimine göre Ethem kuvvetlerine mensup biriydi. Belki de bir sürgün kaçkınıydı. Doğrusu hangisi idi onu hiçbir zaman öğrenemedik.
Ayrıca Ethem kuvvetlerinden kaçan Çapanoğulları'nın da Uzunyayla'ya sığındığı anlatılırdı o günlerde. Hangi köye veya kimlere sığındığı hakkında ise farklı rivayetler var.
Çerkes Ethem imzalı "Hatıralarım" isimli kitabın gizlice elden ele dolaştırıldığı da çocukluk yıllarımın unutamadığım anıları arasındadır.
***
Laf lafı açtı, pek çok şeyden bahsettim.
Fazla uzatmayacağım.
Peki bütün bunları neden anlattım?
İnsanlarımızın Çerkesçe'yi dahi fısıldayarak konuştukları günlerden, Tv programlarına katılıp gururla Çerkes olduklarını dile getirdikleri günlere geldik, çok şükür.
Ancak, bu yol kat edilirken Çerkesçeyi yüksek sesle konuşacakların sayısının hızla azaldığı da bir vakıa.
Yani şekil değiştirse de sorunlarımız derinleşerek devam ediyor.
***
Şimdi bazılarının zihninden şöyle bir soru geçtiğini tahmin edebiliyorum: "Çerkesleri anladık da, Dersim'den bize ne yahu?"
Bu soru yanlış.
Eğer bugün biz, Türkiye'de veya dünyada, ezilenlerin, horlananların yanında tavır almaz isek, yarın kendi haklı davalarımızı gündeme getirdiğimizde yanımızda kimseyi bulamayız.
Türkiye'de ezilenler, hakları gasp edilenler bir araya gelmediği, birbirlerine sahip çıkmadığı müddetçe, kendini devlet sanan veya devletin de kendisi gibi düşünmesi gerektiğini zannedenlerle mücadele mümkün olmayacaktır.
Bunu hiç unutmayalım, tavrımızı buna göre geliştirelim.
***
Bu son cümle ile hoşçakal değil, hepinize bir kez daha merhaba diyorum.



2319 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi