• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam645
Toplam Ziyaret1067940
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.837734.9773
Euro36.496036.6422
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Zor Olan Barış Yapmaktır
04/05/2013

Baharla birlikte AK Parti Hükümeti tarafından başlatılan barış süreci bir anda umut ve güvenli gelecek ortamı yarattı. Çok önceden başlayan İmralı görüşmeleri somuta dönüşürken, ulaşılması veya gidilmesi arkada birçok soru işareti bırakan Kandil ziyaretleri olağan hale geldi. Akil Adamlardan oluşan heyetler bölgeleri gezerek halkla barışı konuşuyor.

Kendi varlık sebebini hükümeti karalamaya endeksleyen muhalefet ise şaşkın ördek misali ortada kalmıştır. “Yapılan barış değil, teslimiyettir” diye bağırtılarını kendi taraftarları dahi dikkate almamaktadır. Yapılan kamuoyu yoklamaları büyük çoğunluğun barış istediğini gösteriyor.

Barış ile birlikte demokratikleşme adımları da ardı ardına gelecektir. İkinci aşamada yeni anayasanın gelmesi vesayet sisteminin de sonu gelecektir. Bir türlü dikiş tutmayan ulus devlet modeli tarihin çöplüğünü boylayacaktır. O zaman ulus devletin payandası olan devşirilmiş Çerkeslerin tavrının ne olacağını merak ediyorum. Acaba Ulusalcılıktan Neo-faşizme mi evrilecekler; yoksa demokratlaşacaklar mı? Dilerim demokratlaşırlar.

Barış sürecinin başlaması ile genç cenazelerinin kesilmesi yepyeni umutlar da beraberinde getirdi. İnsanların yüzündeki acı ve gözlerdeki şaşkınlığın yerini mahzun gülümsemeler aldı. Kamuoyu yoklamalarında barışa inananların oranı gün geçtikçe artıyor.

Barışı halka anlatmaya çalışan “Akil İnsanlara” saldırmayı muhalefet yapmak sayan bir gurup zıp çıktıya da bazı medya kuruluşları dışında prim veren yok.

Mevcut AK Parti hükümetini sevmeyebilirsiniz, sizi kimse sevmeye zorlayamaz. Ama aklı başında bir kimse de barışa karşı çıkmayı savunmaz. Zaten karşı çıkanlar da PKK’nın art niyetinden BOP‘a kadar bir sürü bahane üretmektedir.

***

Son günlerde Çerkes Halkı adına da güzel şeylerde oluyor. Yüzlerce Çerkesin Suriye iç savaşından kurtarılarak Nizip kampına yerleştirilmesini “Çerkeslerin Türkiyelileştirilmesi Politikalarının bir sonucu” olarak değerlendirenlere, “Haydi öyleyse Ahlat Çerkes Mitingine!” dediğimiz zaman da, “O mitingi ÇHİ düzenliyor, vardır onda da bir art niyet” diyeceklerinden şüpheniz olmasın.

Sağolasın Balkar Selçuk!

Ahlat Çerkesleri’nden senin sayende haberimiz oldu.

12 Mayıs’ta yapacakları mitingle Çerkes kalma iradelerini somutlayacak olan Ahlat Çerkesleri’ni de şimdiden candan bir şekilde kutluyorum. Tüm yüreğimle onların yanındayım.

Bu arada Reyhanlı Çerkes Derneği Başkanı Sayın Pihava Uğur’a da küçük bir mesajım var: Sayın Pihava, özellikle sizlerin Ahlat Çerkes Mitingi’ne katılmanızı bekliyorum. Amaç ÇERKES kalma mücadelesi ise hodri meydan! 15 Nisan’da Fethiye Çerkes Festivali’nde idiniz. Reyhanlı Fethiye arası 958 km imiş. Ahlat Reyhanlı arası ise 778 km. Yani Ahlat size 180 km daha yakın. Ha, “ÇHİ ve DÇDK ile takıştım” diyorsan ben size kontur garanti veriyorum, başta Balkar Selçuk olmak üzere orada olacak arkadaşlar sizi yürekten karşılayacaklardır. Biliyorum ki Ahlat Çerkes Mitingi’ne katılacakların önceliği Çerkes kalabilme mücadelesidir. Evet, Ahlat’ın Fethiye gibi deniz ve kumsalları yok ama ora Çerkesleri’nin insanları ısıtan kocaman yürekleri var.

***

Biraz da Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun Suriyeli Çerkeslerle yaptığı toplantıdan söz etmek isterim.

Suriyeli Çerkesler’in bir kısmı yaşamlarında ikinci defa evlerini kaybetme felaketi yaşıyorlar. 1967 Arap-İsrail Savaşında evlerini Golan’da bırakanlar aynı felaketleri şimdi tekrar yaşıyor.

Bizim çocukluğumuzda Uzunyayla’da bir darb-ı mesel anlatılırdı. Adamın birinin, “Baban açlıktan öldü” diyenlere, “Yiyecek buldu da yemedi mi?” diye cevap verdiği söylenirdi.

Çerkeslerin Suriye’deki savaştan kurtarılıp Türkiye’deki kamplara yerleştirilmesini onların “Türkiyelileştirilmesi” olarak gören aklı kıt bazılarına yukarıda aktardığım darb-ı mesel iyi bir cevaptır tabii anlarlarsa.

Eğer ki Türkiye Dışişleri Bakanı seni muhatap alıp derdini dinliyorsa ve her kim bu organizasyonu düzenlediyse takdirle karşılamak gerekir.

Birileri hala 450. yıl hikâyeleri okuyor. Çerkeslerle Rus Çarlığı arasında 450 yıl önceye dayanan ittifak masallarına en güzel cevabı, Suriyeli Çerkeslerin Anavatana dönüş için kendilerine kolaylık sağlanması talebi üzerine Duma alt komisyonunu verdi: “Çerkesler Çarlık yönetimini kabul etmediler ve kendi istekleri ile Osmanlı topraklarına göçtüler”.

Duma bunu söylerken öbür taraftan, “Çerkesler 450 yıl önce Çarlık yönetimini kabul ettiler” demek tam da “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?”  sorusunun sorulmasını gerektiren duruma örnektir. Sanki Suriyeli Çerkesler monotonluktan sıkıldılar da, “Birazda Türkiye’ye gidelim, kamplarda değişiklik yaşarız, macera olsun” diyerek buralara geldiler.

- El insaf! el insaf!

Diyecek başka şey bulamıyorum.



2870 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler - 24/07/2017
İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir. Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır? Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi