• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam651
Toplam Ziyaret1067946
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.837734.9773
Euro36.496036.6422
Semerkew
Kuşha Faruk Özden
farukozden35@hotmail.com
Türkiye Panoraması ve Biz Çerkesler
24/07/2017

Türkiye’deki gelişmelere genel yaklaşımlar ve olması gerekenlerle ilgili görüşlerimi bazı satır başları ile dile getirmek istiyorum.

***

Arama motoru üzerinden “Özgür Çerkes” sitesine her giriş yapmak istediğimde karşıma “Diasporik Çerkes Kimliği Üzerindeki Türkçü Hegemonya” adlı bir yazı çıkıyor. Epeyden beri bu yazı hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Birkaç defa başladımsa da tamamlamakta zorlandım. Yazarının “bilimsel” olduğunu sandığı kelimelerle süslediği, yüzeysel, tutarsız ve çelişkilerle dolu bir yazı aslında. “Bilimselliği”ne kanıt gösterdiği iki kaynaktan birisi olan Son Ubıh’ı (Yazarı:Bagrat Şinkuba) sayın Hulusi Üstün etraflıca işlediği için, ben birkaç cümle ile ikinci kaynağa değinmek istiyorum.

***

Arsen Avagyan… İttihat ve Terakki’nin pisliklerinden olan Ermenilere uygulanan mezalimi Çerkeslere fatura etme projesinin aparatlarından biri. Aslında yazısında bazı doğru tespitler de mevcut, örneğin Rusya Federasyonu’nda Putin’in Faşist yönetiminin hakim olduğunun tespiti gibi…

Ama öte yandan da, “Birleşik Kafkasya” siyasetinin toplum üzerinde çok etkisi varmış gibi, bunu Çerkes Halkının asimilasyonunda etkili bir faktör olarak göstermesi ilginç. Bu şekilde yazmakla esas suçlu Kemalist devleti gözden kaçırarak hedef saptırmanın daniskasını yapıyor.

***

Kemalist devletin asimilasyon politikalarının son 50 yıllık uygulamalarını bizzat yaşamış birisi olarak, kendimi hangi tespitin gerçek olduğunu söylemekle görevli hissediyorum.

“Birleşik Kafkasya” hareketi, İttihat ve Terakki siyasetinin Kafkas Orduları oluşturma eyleminin bir sonucudur.

İkinci Dünya Harbi’nde Almanya saflarına geçen ve savaş sonunda Türkiye’ye gelen mültecilerin tetiklemesi ile kurulan ve alanında ilk örneği oluşturan derneğin ve devamındaki “Birleşik Kafkasya” oluşumunun toplumda taraftarı veya toplumsal bir tabanı var mı diye sormak istiyorum.

Sonra, Çerkes toplumuna önderlik etme ihtimali olanların 150’likler listesinde sürgüne gönderilmesini hatırlatmak istiyorum,

Ardından Güney Marmara’dan kitlesel Çerkes Sürgününün gerçekleştirilmesi,

Soyadı Kanunu ile Çerkesce aile isimlerinin yasaklanması,

Çerkesce Köy isimlerinin yasaklanması,

Devşirilmiş Çerkes öğretmenler aracılığıyla köy okulu öğrencilerine Çerkesçe konuşmanın yasaklanması,

İttihat ve Terakki’den gelen Türkçülüğün Kemalist Devrim ilkelerinden biri olarak yeni nesillere enjekte edilmesi... bunların hepsini ayrı ayrı hatırlamak gerekir.

***

Çerkes milliyetçisi fikirlerim 1966 yılında Liseyi okumak için Ankara’ya geldikten sonra “oluşmaya başladı…

Nur içinde yatsın, rahmetli Sasık Kemal Kiril harflerini öğreterek Çerkesce okuyup yazmama rehberlik etmişti.

Sonra sol siyasete sempati duydum.

Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı ve Milli Mesele kitaplarını hatim ettim,

Ardından sol siyasetlerde, Kürtlerin güçlü olduğu guruplar dışındakilerde Milli Meselenin belirleyici bir özelliğinin olmadığını keşfettim...

Bu başlıkların hepsinin ayrı hikayesi var.

***

Murat Özden’in geçen yazısında bahsettiği İstanbul Çerkes Derneği’ndeki 21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü panelinde bir izleyicinin “Ermeni Soykırımı” ile ilgili “Küfür tek millettir Ermeni Soykırımı da küfür milletine dahil parlamentolarca kabul edilmektedir” söylemindeki “millet” ve “küfür” kelimelerinin anlamı önemlidir.

Nişanyan Etimoloji sözlüğüne baktığımızda “millet”in din, mezhep veya dini cemaat anlamına; “küfür”ün ise dini kabul etmemek anlamına geldiğini öğreniyoruz.

Osmanlı Ülkesinde 1900’lü yıllara kadar “millet”in din veya mezhep anlamında kullanıldığı çeşitli kaynaklarca aktarılmaktadır; yani “Müslüman Milleti”, “Hristiyan Milleti” veya “Yahudi Milleti” gibi…

İttihat ve Terakki ideolojisi hakim olmaya başlayınca “millet” bu seferde “etnisite” anlamında kullanılmaya başlanmış.

Türk Milliyetçiliği görüşleri 19. yy’ın son çeyreğinden itibaren filizlenmeye başladı. Esas sistemleşmesi 1908 sonrasında İttihat ve Terakki iktidarı ile oldu.

***

1. Dünya Savaşı ile Turanı kurtarmak için oluşturulan Teşkilat-ı Mahsusa militanlarının çoğu Çerkes asıllıydı. Anavatanlarını kurtarmak yerine “Turan” ı kurtarmayı kendilerine görev edinmişlerdi. Turanı kurtaramadılar ama Türkiye’nin kurtuluşuna öncülük ettiler. Ödülleri ise ya 150’lik listeye girmek veya idam edilmek oldu.

***

“Küfür Milleti” söylemine dönecek olursak… Kastedilen eğer Hristiyan alemi ise sormak gerekir “dünya üzerinde “Çerkes Soykırımı” nı kabul eden tek ülke olan Gürcistan Hristiyan değil mi?”

İttihat ve Terakki’nin günahlarını örtmek için Ermenilere uygulanan mezalimi bugün dahi inkâr etmenin nedenini iyi irdelemek gerekir.

Acaba gasp edilen Ermeni malları ile bir alakası var mıdır?

Menfaatlenenlerin dolduruşuna geliniyor olmasın?

Yalnız bir gerçek var onu iyi tespit etmek lazım: Bu ülkede solcusundan dindarına kadar kalın ve etkin bir şoven damar her zaman hakim olmuştur.


1827 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kayseri Mitingi Ayıbı Hepimizin - 22/09/2018
Uzunyayla’da doğan ve o ortamdan gelen birisi olarak, yapılacak eylemi yaşlılara götürüp “Nahıj ohu” (yaşlılar işi) olarak meselenin formalitesine uygun yapılmamasını öncelikli hata olarak görüyorum.
Kayseri’de Omuz Omuza Verme Zamanı - 12/09/2018
Anavatanda anadilde eğitimin kısıtlanması nasıl ortak sorunumuzsa, TRT’de sürekli Çerkesçe yayın yapacak bir kanalın kurulması da halkımızın hayati bir ihtiyacıdır. Zaman kaybetmeden bunun sağlanmasını istemek hakkımızdır.
Bir Direniş Sembolü… - 24/10/2017
Bir tarafta Ğuaşo RUSLAN mücadelenin ve direnmenin sembolü olurken, bazıları da Ruslarla birleşmenin 460. yılı kutlamalarına katılır ve kimileri de onların peşinden koşar. Aynen fener alayında geçen askerlerin arkasından koşan çocuklar gibi.
Bütün Dünyada Milliyetçilik Yükselirken !? - 28/09/2017
Bütün dünyada milliyetçilik yükselirken bizim Çerkesler’de gerilemesinin nedenini araştırmak da başlı başına akademik tez konusu olur.
Asalet Kanda Değil, Duruş ve Davranıştadır - 17/08/2017
Siyasi kamplaşmanın en yoğun yaşandığı 80 öncesi dönemde Devrimci Çerkesler, Dindar Çerkesler ve Ülkücü Çerkesler olarak kamplaşmış olsak dahi “Çerkeslik” şemsiyesi altında bir araya gelebiliyorduk.
Çerkesçe Tv İstemiyor muyuz Yoksa? - 20/05/2017
21 Mayıs’ı yılda bir gün hatırlayıp farklı günlerde farklı yerlerde etkinlik, anma veya nasıl yapacağını bilmeden bir güne sıkıştırma yerine “ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” çalışmalarına bir an önce başlanması dileğiyle.
Uzunyayla’da Kar Yolları Kapardı; Ya Şimdi? - 14/03/2017
Duyduk ki DÇB temsilcileri Kaffed ile barış yapmak için Ankara’ya elçiler göndermiş. Kaffed de yelkenler suya inmiş.Bu kadar çabuk pes edecektiniz de kopardığınız yaygara neyin nesiydi?
Kurbanlar ve Kurbanlıklar - 23/09/2016
Bereket ki halkın iradesini kırabilecek bir plan yapmayı becerecek kadar zeki değiller. Hepimize büyük geçmiş olsun.
Güzden Kışa Geçerken - 15/12/2015
Rus savaş uçağının sınır ihlalleri yüzünden Türkiye tarafından düşürülmesinden yine en çok bizler yani Çerkesler zarar görecektir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi