Mustafa Saadet
mustafa.saadet@yahoo.com
MEB, Latin Harfleri ile Çerkesçe Öğretime Geçilmesini Kabul Etti
03/04/2015 ADDER tarafından hazırlanan “Çerkesce’nin Latin harfleri ile öğretilmesi” projesi 19 Şubat 2015 tarihinde toplanan MEB Talim Terbiye Kurulu tarafından 3 red oyuna karşı 11 oyla kabul edilmişti. Ancak Kiril sempatizanlarının yoğun itirazları ve önleme çabaları üzerine kurul tekrar toplandı ve tüm itirazları gözden geçirdi. Yinelenen oylama sonucunda ilk toplantıda olumsuz oy veren 3 üyenin de katılımıyla karar yine Latin harfleri lehine, ancak bu sefer ittifakla alındı. *** 160 seneden beri Çerkesçenin yazılmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların bir kısmı Çerkes olmayanlar tarafından yapılmış. Tabii ki, alfabe konusunda düşünen ve kafa yoran hemşerilerimiz de kendilerine göre alfabeler hazırlamış. Fakat çoğu çalışma bireysel olduğundan, dilin inceliklerini yansıtan, ortak aklın ürünü, kabul edilebilir bir eser ortaya çıkmamış, sadece hazırlayanlarca yazılıp okunan ve neticede topluma mal olamayan çalışmalar olarak ortada kalmışlardır. Hatta bazen, hemşerilerimizin, konferans süresi içinde yarım sayfalık alfabe düzenleyip jüriye sunması gibi trajikomik uygulamalara da rastlanmıştır. Türkiye’de bazı kurumlarımız tarafından alfabe konusunda çeşitli oturumlar, konferanslar düzenlenmiş ise de “Kiril esaslı alfabe dışında Çerkes dilinin yazılamayacağı” görüşü benimsenmiştir. Sovyetler Birliği döneminde yönetim tarafından empoze edilen ve halen otonom cumhuriyetlerde kullanılan bu alfabe, sürgündeki Çerkesler tarafından yazılma zorluğu ve klavye sorunları nedeniyle benimsenmemiştir. Geçtiğimiz yıllarda ADDER’in düzenlemiş olduğu geniş katılımlı bir tanıtım toplantıda Çerkescenin yazılmasında Latin harflerinin kullanımının gerekliliği konusu katılımcılara anlatılmış, ilgilenenlere beraber çalışma arzusu iletilmişti. Ancak muhalefet edenler olumlu cevap verdikleri halde çalışma guruplarına iştirak edip görüşlerini değerlendirilebilir ortamlara taşımamış; bazı katılımcılar ise “yalan söylüyorsunuz, Milli Eğitime müracaat ederseniz bunu engelleriz” gibi tehditler savurmuşlardır. Öte yandan bazı kurumlarımız da bildiriler yayınlayarak, dilin katledildiğini, Kiril dışında Çerkesçenin yazılamayacağını, hatta çekinmeden Latin esaslı yazılım işi ile uğraşanların hain olduğunu söylemişlerdir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ADDER, Türkiye’de de düşünen ve doğruyu kabul edecek kimselerin bulunduğuna inanarak, inandığı yoldan geri adım atmadan çalışmalarını sürdürmüş ve müsbet bir neticeye ulaşmıştır. Şüphesiz hazırlanan materyaller kusursuz değildir. Zira diller zamanla değişim göstermekte ve buna göre uyarlamalar yapılmaktadır. Gerek duyulması halinde değişikliklerin yapılması doğaldır. Nitekim 86 sene sonra Türk Alfabesi’ne 3 harfin ilave edildiği bilinmektedir. ADDER’in bundan sonraki hedefi, dünyada konuşulan 6.000’nin üzerindeki dilden 80 civarındaki dil ile yazılımın yapıldığı GOOGLE sitesine Çerkesçeyi de ilave ettirmektir. İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşması sonucu, bilgisayar programlamasında “tek ses/tek harf“ gerekliliği tüm dünyada kabul görmeye başlamış ve Türkiye’de yaşayan bazı Çerkesler de bu sistemle uyumlu bir Çerkes alfabesi hazırlanması için girişimde bulunmuşlardır. Ancak bu çalışmaların bireysel değil, çok sayıda kişinin katılımcı olduğu kurumsal bir bünyede sürdürülmesinin uygun olacağı düşüncesiyle de 2012 yılında Adığe Bze Xase (Adığe Dil Derneği) ADDER derneğini kurmuşlardır. Daha önce münferit olarak yapılan çalışmalar da, kurulan Dil Komisyonu tarafından 3 yıl süren bir çalışmayla gözden geçirilmiş, alfabe başta olmak üzere, sözlük, gramer kuralları, sayı sistemleri,… gibi dilin temelini teşkil eden yazılımlar oluşturulmuştur. “Tek harf/tek ses” uygulaması bilgisayar programlamaları yönünden kolaylık sağladığından, en gelişmiş dil olan İngilizce’deki birkaç harfle ifade edilen seslerin tek ses ile ifadesi için İngiltere’de alfabede revizyon çalışmaları yapıldığını da buraya not edelim. Aynı şekilde Rusya Federasyonu’nda da bilgisayar programları yapımına daha uygun olan “tek harf/tek ses” esaslı Latin tabanlı bir alfabe düzenlenmesi için çalışıldığı, birkaç yıl içerisinde de uygulamaya geçileceği haberleri alınmaktadır. Eğer belirtilen çalışma tamamlanır, R.F. Latin esaslı alfabeyi benimserse, otonom cumhuriyetlerimiz bu uygulamaya geçmeyecekler mi? İşte o zaman Çerkesçenin bu sistem ile Türkiye’de öğretildiği anımsanacak ve yeni bir çalışma yapmaları gerekmeyecektir. Sovyetlerden ayrılan birçok bağımsız devletin Kiril harflerini bırakıp, Latin esaslı öğrenime geçmeleri de, hangi harfle eğitim yapılması gerektiğinin bir göstergesidir zaten. ADDER, olumsuz düşünenlere, daima uzlaşmacı ve iyi niyetli bir tavırla yaklaşmıştır. Kiril esaslı öğrenimi hiçbir zaman engellemeye çalışmamıştır. Nitekim T.T. Kurulu Kiril ile eğitimin devam ettirilip ettirilmemesi konusunda ADDER’in görüşünü sorduğunda, isteyenin Kiril harfleri ile okuyup yazmasında bir sakınca olmadığı ifade edilerek, Kiril sistemli öğrenimin kaldırılmasını talep etmemiştir. ADDER’in görüşü, hangi alfabe ile olursa olsun, dünyanın neresinde öğrenilirse öğrenilsin, iki Çerkes’in karşılaşması halinde anadilleri ile konuşup anlaşma imkanının sağlanmasıdır. Ortaya koyulan çalışma, Çerkeslerin mızıka eşliğinde tahta çalarak oynamaktan başka bir marifetinin olmadığını düşünenlere, ana dilini koruyacak, yaşatacak, yetenekli ve cefakar Çerkeslerin de bulunduğunun ilan ve tasdikidir. ADDER’in bu çalışması, her şeyi ben bilirim bireyselciliğinin bir kenara bırakılması halinde bütün problemlerin nasıl tek tek çözülebileceğini göstermiş, toplumu ilgilendiren işlerin birlikte düşünülmesi gerektiğini kanıtlamıştır. Kiril sempatizanları şimdiden sosyal medyada ağır sözlerle sataşmalara ve karalamalara başlamışlardır. Onlara sözümüz şu: Elinizden geleni ardınıza koymayın. Hodri meydan!
Mustafa Saadet ADDER, Dil Komisyonu Üyesi |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KÜLTÜR DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM - 23/03/2024 |
Radyu Sputnik'de Bulgaristan’ın Dobruca bölgesinin müziği olarak tanıtılan ve Galina Dubreşiska tarafından icra edilen müzik, Bulgaristan Müziği değil, asırlardır Çerkesler tarafından Kafkasya'da söylenen bir ağıt idi. |
DİJİTAL PARANIN / PARALARIN GELECEĞİ - 30/01/2024 |
kağıt para sistemindeki olumsuzluk gibi sebepler de, yeni para sistemi arayışlarını artırmış ve 2011 yılında Japon asıllı Avusturalya vatandaşı S. Nakamoto tarafından geliştirilen dijital para dünya gündeminde yerini almıştır. |
SON GELİŞMELERE AMATÖR YORUMU - 20/10/2023 |
Şimdiki durumda Türkiye devletini tehdit edecek güçte bir komşusunun olmadığı kanaatindeyim. Olsa olsa bu tehdit, güçlü deniz kuvvetlerine sahip olan ve gemilerini Doğu Akdeniz'e konuşlandıran ABD ve GB olabilir. |
UKRAYNA VE ÇERKES SOYKIRIMI - 04/06/2023 |
Gürcüler, Ermeniler, Azeriler, Rusya ile anlaşma yolunu seçtikleri için soykırım yaşamadılar, nüfuslarını korudular ve şimdi de bağımsız ülkeleri var. |
GÖNEN-MANYAS ÇERKES SÜRGÜNÜ - 09/05/2023 |
Temennimiz, yas günü ilan edilen ve her yıl 21 Mayıs’ta anma programları yapılan 1864 soykırımına benzer şekilde, 2 Mayıs 1923’de yas günü ilan edilerek yıldönümlerinde Gönen-Manyas Çerkes Sürgünü olarak anılsın ve mağdurların hatıraları yad edilsin. |
14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİ, ÇDP VE ÇERKESLER… - 15/04/2023 |
ÇDP yönetiminin toplumumuzun siyasallaşmasına katkı sağlayacak ve partiyi ileriye götürecek her türlü oluşuma kapısını açık tuttuğunu da belirtelim. |
BİR MUSİBET BİN HASİHATTAN EVLADIR - 10/02/2023 |
STK’larımız büyük bir gayretle topladıkları yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta güçlükle karşılaşmışlardır. Şahsi telefonlarla bilgilendirmeler de kısıtlı kalmıştır. |
Temsil Kabiliyetini Yitirmiş, İşlevi Kalmamış İki Sivil Toplum Kuruluşumuz: D.Ç.B. ve KAFFED - 26/10/2022 |
Geçen 10 sene içinde iletişim, internet ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler, artık bir ülkenin izin ve icazet vermesine gerek kalmayacak şekilde yeni imkanlar sunmaktadır. |
ATA SÖZLERİNİN YORUMU - 26/01/2022 |
Atasözünün şimdiki tahrif edilmiş şekliyle söylenmesi mümkün değildir. Çünkü Çerkes’lerin müstakil devleti olmadığı için, sarayları, kralları, hatta iki katlı binaları bile yoktu. |
Devamı |