Yüzlerce kişinin imzaladığı ''ÇOĞULCU DEMORASİ HAREKETİ'' manifestosu yayınlanınca ülkemizde adeta bir fırtına koptu; hele bu hareketin 2014 Eylül ayından itibaren partileşmesi gündeme gelince fırtına boraya dönüştü…

Doğu Karadeniz bölgesinin otohton halkı laz kardeşlerimiz ''LAZ ENSTİTÜSÜ'nü kurup faaliyete geçirince de bu bora tayfuna dönüştü.

''Çoğulcu Demokrasi Hareketi'' manifestosunu sadece Çerkesler değil, Anadolu topraklarında anadillerini, kültürlerini kaybetme tehlikesi içinde olan diğer kardeş halklardan insanlar da imzaladı.

Çoğulcu Demokrasi Hareketi, bu ülke vatandaşı Türk, Kürt, Çerkes, Laz, Pomak, Arnavut, Boşnak, Arap, Ermeni, Rum, Yahudi, Çingene gruplarının (rom, dom, lom, poşa, mutrip, abdal, kıpti) bir hareketi olarak ortaya çıktı.

Bir kısım Türkçü gruplardan, bir kısım Kemalist gruplardan sosyal medyada hemen ağza alınmayacak hakaretler yağmaya başladı. Bütün bu grupların renklerini zaten biliyorduk. Bu hareketin ortaya çıkması ile hala kafatasçı, ırkçı zihniyetin değişmediğini gördük.

Çerkes Ethem'i hain ilan edip, bu ülkede bütün Çerkesleri hain gören kişilerin var olduğunu maalesef tekrar gördük.

Çerkes Ethem bir hain değildi ama bu ülkenin sahte kahramanları onu hain ilan ettiler.

Sahte kahramanlar foyalarının ortaya çıkmasından korkarak daha sonra Çerkes Ethem'i affetmek istediler ama bu onurlu insan ''Ben affedilmek değil, yargılanmak istiyorum'' deyince, birileri onu yargılayarak gerçeklerin ortaya çıkmasından korkarak buna yanaşmadı; çünkü onlar sadece af edilmekle meselenin kapanacağını zannetmişlerdi. Bu sahte kahramanlar bu ülkenin sisli tarihinden beslenen kişilerdi.

Bu kişiler, gerçeklerin ortaya çıkmaması için yıllarca devlet arşivlerini kapalı tuttular ve hala da tutmaya devam ediyorlar.

Dünyanın her ülkesinde suç kişiseldir ama ne hikmetse Türkiye'ye gelince ve söz konusu Çerkesler olunca kişisel olmaktan çıkıp toplumsallaşıyor.

Çoğulcu Demokrasi Hareketi'nin manifestosu nedeni ile tekrar hain damgası yemeğe başladık.

Bizi ihanetle suçluyanlar!

Gazi Mustafa Kemal'e Bandırma vapurunu tahsis eden Bahriye Nazırı Rauf Orbay'dı ve o Abhaz asıllı biriydi. Bunu biliyor musunuz?

Bandırma vapurunda Mustafa Kemal Paşanın yaveri olarak bulunan Muzaffer Kılıç da Abhaz asıllı biriydi ve bu yaverlik Gazi Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı olduğu zaman da devam etti. Bunu da biliyor musunuz?

Siz bir paşa olsanız veya Cumhurbaşkanı olsanız güvenmediğiniz birisini yaver yapar mısınız?

Gazi Mustafa Kemal Amasya'da Çerkesler tarafından korunmuş ve bir Çerkes evinde misafir kalmıştır.

Siz güvenmediğiniz birileri tarafından korunmak ister misiniz? Güvenmediğiniz birisinin evinde misafir olarak kalır mısınız?

Amasya Genelgesi’nin altında imzaları olanlara bakar mısınız? Bu imza sahiplerinin büyük çoğunluğu Kuzey Kafkasya kökenliler değil mi?

Biz; dün de, bugün de, yarın da güvenilen bir halkız.

Tarihi para ile satın alınmış tarihçilerin yazdığı düzmece tarih kitaplarından öğrenenler şimdi bizi ihanetle suçluyor.

Biz tarihin hiç bir döneminde, yaşadığımız hiç bir ülkede hainlik yapmadık, istesek de yapamayız.

Ancak, bizim de önce bir insan olarak, sonra bu ülkenin vatandaşı olarak bir takım haklarımızın olduğu dikkate alınmalı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Kosova Irak, Suriye, Hollanda ve Almanya’da yaşayan Türkler için ne istiyorsa, biz de vatandaşı  ve kurucusu olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nden aynı şeyleri istiyoruz ve istemeye devam edeceğiz.

Herkesi, her kesimi empatiye çağırıyoruz. Empati olmadan bu ülkede toplumsal barış nasıl olur?

Biz bugüne kadar bekledik, varlığımızı dikkate alan olmadı.

Yok kabul edildik.

Bizler bugüne kadar özellikle siyasetin dışında kalmayı tercih ettik, çünkü yaşadığımız bu ülkede her on yılda bir askeri darbe yapılıp, her on yılda bir ''vatan hainleri' ilan edildi.

Bizler Çerkes Ethem nedeni ile zaten hain ilan edilmiştik, yıllarca bu hain damgasını üzerimizden atamadık.  Yeni damgalar yememek içindir ki siyasetten uzak durduk.

Ama artık yeni bir dünya olduğuna göre, yeni bir Türkiye olmalı. Bu yeni Türkiye'de bu ülkede yaşayan her dil, her kültür, her renk kucaklaşmalı, birlikte hareket etmelidir.

Biz de bu ülkenin vatandaşıyız. Seçme hakkımız da, seçilme hakkımız da olduğuna göre, parti kurma hakkımız da var.

Bu ülkede hangi parti iktidara gelirse gelsin, Kemalistler hep iktidardı ama gelecekte bu böyle olmayacak. Kemalistler artık yavaş yavaş muhalefete alışmalı.

Bugün yeni bir Türkiye var.

Bu yeni Türkiye'de BEN, SEN, O yok; BİZ, SİZ, ONLAR var.  

Halkların kardeşliği var.