• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam44
Toplam Ziyaret1045536
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.088734.2253
Euro37.628037.7788
Semerkew
Balkar Selçuk
selcuk@ozgurcerkes.com
Açılım ve Temas
29/02/2012

25-26 Şubat’ta Kocaeli’nde ÇHİ tarafından düzenlenen Çerkes Çalıştayı’na katıldık.

          Biz Üç Kişiydik: Argun, Oğuz Bey ve ben.

         Oğuz Bey belkide ilk defa organizasyonu kendisi tarafından yürütülmeyen bir programa katılıyordu. Argun, Çalıştay’da tartışmacı, ben ise konuşmacıydım.

           ÇHİ Türk Devletine Açılım Yaptı!

Ama iktidar partisi bu açılımdan ürkmüş olacak ki yerel bir milletvekili dışında AKP’den herhangi bir katılım olmadı. Aslında, ÇHİ’nin yürütme kurulu haftalar önce AKP dahil tüm siyasi partileri ziyaret etmiş ve Çalıştaya davet etmişti. Ama AKP’den yerel bir milletvekili ve BDP’den de Sırrı Süreyya Önder dışında katılım olmadı. CHP’den belki de kurultay nedeniyle bir katılım gerçekleşmedi.

Yine de bu açılım Çerkeslerin Türk Devletine ve Türkiyelilere karşı gerçekleştirdiği ilk açılımdır. İlk kez Türkiye’deki siyasi partiler entelektüeller ve bilim adamları Türkiye Çerkesleriyle bir temas gerçekleştirdiler ve Türkiye Çerkeslerinin taleplerini dinlediler. Ve görüldüğü kadarıyla bu ilk temas beklenenden daha yoğun gelişti ve beklenenden daha doyurucu ve bilgilendirici oldu.

Katılımcılar ister tartışmacı olsun, isterse konuşmacı olsunlar iki gün içerisinde çok yoğun bir iletişim yaşandı ve konuşmacılar gerçekten donanımlıydı.

Çalıştay’a çeşitli basın kuruluşlarından muhabirler de katıldı. Ancak Zaman gazetesi grubundan katılım muhabir düzeyinde kaldı ve muhabir de Todays Zaman muhabiriydi. Zaman gazetesinden Çalıştaya tartışmacı ve konuşmacı olarak davet edilen Hüseyin Gülerce, Bülent Korucu, Ali Bulaç ve Mümtazer Türköne çeşitli mazeretlerle Çalıştaya katılamayacaklarını dile getirmişler.

ÇHİ Birde Cemaat Açılımı Yapmalıdır!

Çünkü Türk Devleti ve hükümetiyle olan ilişkilerin gözden geçirildiği ve anayasal sürece müdahil olunduğu bu yeni dönemde, Gülen Cemaatiyle’de ilişkiler gözden geçirilmeli ve Türkiye Çerkesleri bu tek taraflı ilişkiye dair fikirlerini Fetullah Gülen’e ulaştırmalıdırlar.

Çünkü Türkiye Çerkeslerinin hatırı sayılır sayıda okumuş kadrosunu ve “parasını” devşirmeyi başaran bu yapı, Türkiye Çerkeslerinin hiçbir tarihi değerini gazetesine ve yayın organlarına taşımamaktadır. Bu kadar bencil olmak zorunda değil bu yapı. Biz bu kadar da “kendilerine Müslüman” olmalarını kabul etmiyoruz. Ne Aksiyon dergisi, ne de Zaman gazetesi mesela Çerkes Soykırımını- Zorunlu göçü yani 1864 tarihini bile bu güne kadar sayfalarına taşımadı.

Olabilir, Türkiye Çerkesleri hakkında bir fikriniz olmamış olabilir. Olabilir, Türkiye Çerkesleri'ne söyleyecek sözünüz olmayabilir. Ama bu Çalıştaya katılım sağlasaydınız bir fikriniz olurdu herhalde. Üstelik de şu Todays Zaman da neyin nesi? Türkiye’de kaç kişi Todays Zaman okuyor? Belki güzel fikirdir İngilizce gazete çıkarmak, bilemem. Vardır bir önemi. Ama bu Çalıştay’a biz bildiğimiz şu Zaman gazetesini çağırdık, tıpkı AKP gibi kaçak güreştiniz. Çünkü Türkiye Çerkesleri'ne söyleyecek bir sözünüz yok. Bilmediğiniz bir konuya hazırlıksız yakalanmış gibisiniz.

Belki de bir dahaki Çalıştay’a katılımınızı sağlamak için bu seneki kurban derilerimizi size vermeliyiz! Çünkü namazında niyazında, müslüman kapitalist bir haliniz var. Kaz gelmeyecek yere ördek kesmiyorsunuz.


Bazı Katılımcı ve Tartışmacılara Dair

Orhan Miroğlu: Belki de ÇHİ’nin Kürt Açılımı Orhan Miroğlu ve Rojin sayesinde başladı da denilebilir. İlk kez Çerkes ve Kürt aydın ve sanatçıları bir Çalıştay’da birbirileriyle temas kurdular. Bu bir ilk temas.

Ardan Zentürk: Bir yanı Khabardeymiş. Sordum doğruladı. Sonrası zaten Argun’la ben hep Ardan Zentürk’e takıldık. Uzunyaylalıyız işte olur böyle seçmeceler bezen.

Sadık Bilge: Bir çeşit ayaklı Çerkes Ortaçağ ve Yakınçağ Tarihi ansiklopedisi. Sunumuyla salonu formasyon bombardımanına tuttu. Bir de Piposu var. İyi fikir, ben de kendime bir tane pipo edinmeliyim.

Sırrı Süreyya Önder: Devletten televizyon istemeyin yoksa TRT ŞEŞ gibi bir ucube açarlar dedi. Kendince haklı. Ama biz TRT ŞEŞ gibi bir televizyon istemiyoruz zaten, bizim istediğimiz Anayasal metin ve alt metinlerle devletin bu işi kanuni dayanaklarıyla üstlenmesidir. Üstelik bizce TRT ne olursa olsun halen “kaliteli”dir. Öyle ya da böyle TRT ÇERKESÇE açılırsa bu tüm dünya Çerkesleri için bir kazanım olacaktır.

Abdurrahman Dilipak: Hem İslamcı hem ultura teknolojik bir beyin. Sigaraya şiddetle karşı. Ferhat Kentel’le öyle kendimizi kaptırmış konuşurken bir yandan da cıgaralarımızı tüketiyorken her birisi iri sarılmış bir dolma büyüklüğündeki parmaklarını sallayarak bizi ilkokul çocuklarını azarlar gibi azarladı da zor kaçtık elinden…

Ferhat Kentel: Meslektaşım. Bende çok fazla işe yaramayan sosyoloji diploması onun hayli işine yarıyor, hakkını veriyor doğrusu. Çalıştayın en hızlı girişi ve en ufuk açan mottosu ona ait: “Azınlık bölmez, çoğunluk böler” deyiverdi. Sonrasında ise salonu teslim aldı zaten.

Çalıştayın Espirisi: Osman Can’a, Doğu Ergil hocam tarafından yapılanıydı: Osman beyi kınıyorum. Bizim gibi, Sabih Kanadoğlu ve Vural Savaş gibi hukukçulara aşina kişileri, Sosyal Bilimlere aşina hukukçu modeliyle tanıştırdığı için” dediğinde salonda kahkahalar koptu.

Çalıştayın İkinci Espirisi: Bu da Doğu hocama ait : “Rojincim iyi ki geldin bu Çalıştaya, yoksa bu kadar çirkin erkeğin arasında sıkılmaya başlamıştım” dedi bir ara.

Çalıştayın Sözü: Osmanlıyı parçalayan 32 devletin dili Türkiye’de okutuluyor da neden Osmanlıyı savunan 35 milletin dili Türkiye’deki okullarda öğretilmiyor? (Ahmet Çerkezoğlu/Katılımcı)

Çalıştayın Tehdidi: Benim, “Taraf bitaraf olamaz, bizi desteklemelidir” yollu takılmalarıma karşı, “Gazeteci olarak objektif olmak zorundayım… Selçuk Bey bana baskı yapmayın yoksa Çalıştay’da sunuculuk yapan arkadaşın resimlerini yayınlarım, zorda kalırsınız” diyen Taraf Gazetesi Muhabirine aitti. “Baskılara son vermez iseniz 'Sunucusunun uyuduğu Çerkes Çalıştayı' diye başlık atarım!” tehdidiyle özgür basını korudu .

Çalıştayın Fıkrası: Bir konferans sonrasında konuşmacılar WC’ye gitmek zorunda kalmış. İlk çıkan kişi elini yıkadıktan sonra sadece 3 kağıt havlu kullanmış, ikincisi 8 adet kağıt havlu kullanarak ellerini kurulamış. üçüncü ve en son kişi ise lavaboya uğramadan dışarı çıkıvermiş. İlk ikisi onu durdurmuşlar. 3 kağıt havlu kullanan kişi ben Bilkentliyim bize orada çevreciliği aşıladıklarından sadece 3 kağıt havlu kullandım, ikincisi ben Hacettepeliyim bize de hijyenik olmayı aşıladıklarından 8 adet kağıt havlu kullandım demiş. Son çıkan kişi ise, “Ben de Mükiyeliyim bize de elimize işememeyi öğretiyorlar” diye eklemiş. (Anlatıcı: Doğu Ergil)

Çalıştayın Provokatörü: Yoktu Çalıştayın içinde provakatör falan ama Çalıştayı haber yapan yerel bir gazetenin yerel bir yazarı işini bayağı iyi yaptı doğrusu. Beyefendiye göre ÇHİ yeni bir bölücü yapılanma imiş. Çalıştay’a katılanların isimlerini tek tek sıralayıp (hedef göstererek) makalesini de tehditlerle bitirdi bu zevat. Adını anmaya gerek yok.

Çalıştayın En Çalışkanı: Nart Ajans'tan Nuri Tandoğdu.

Çalıştayın En Rahatı: Oğuz Berkt’i şüphesiz. Son beş yıl içerisinde ilk defa kendisi tarafından düzenlenmeyen bir organizasyonda bol bol çevre yaptı kendisine.

Çalıştayın İkinci En Rahatı: Emre Aköz’dü bence. Rahat bir oturuş, arada kontra sorular, akşamdan sonraları ise “Hımm sarmışım bu dünyanın anasını, yarın Fenerin maçına yetişsek bari” bakışları vardı. Çalıştaya renk kattı.

Çalıştayın En Sakini: Ufuk Urastı.

Çalıştayın Otantiği: Üzerindeki Çerkes geleneksel motifleri işlenmiş hırkasıyla Günsel Şurdum Avcı hanımdı.

Khabardey Gurme Argunla Lezzet Durakları: Çalıştay bittiğinde uçağa binmek için Sabiha Gökçen Havaalanına yollandık. Bilet işlerimiz bittiğinde Argun mihmandarımız olan ve yıllardır İstanbul’da yaşayan Abıde Ergün beyden bizim yakınlardaki bir AVM’ye gidip gidemeyeceğimizi sordu. Abıde Ergün bey bizi Argun’un istediği AVM’ye (adı aklımda kalmadı) götürdü sağ olsun. Sonraki 20 dakikamız ise Argun’un AVM içinde ona buna “Kardeş İnci Kebap nerede?” sorusuyla geçti. Ama daha önce Gaziantep gezimizde anlattığım gibi Argun için önemli olan “Tanrının Yarattığı Her Çeşit Gıdanın En Güzel Nerelerde Pişirildiğinin Tespit Edilmesidir” geri kalan diğer her türlü faaliyet bir sonraki öğüne ulaşmak için “acıkma” amaçlı eylemler bütünüdür.

Abıde Ergün bey yılların İstanbullusu olarak ne bu AVM’yi, ne de içindeki İnci Kebapçıyı tanımadığını itiraf etti. Ona Argun ile “gıda” çeşitleri arasındaki kopmaz ontolojik bağları açıklayan kısa bir açıklama yaptım. Aslında tüm ÇHİ ekibinin Çalıştay için harcadığı emeği Argun’un seyahat öncelerinde her gün harcadığını ve güzergah boyunca gidilebilecek “A” kalite restoranları tesbit etmekte bu enerjiyi tükettiğini düşünüyorum. Söz konusu beslenme vakitleriyse Argun için diğer her şey teferruattır diyebilirim.

İnci Kebapta’da Gaziantep ödül gecesindeki enstanteneleri yaşadık. Oğuz Berk, Abıde Ergün ve ben Çalıştay üzerine harala gürele fikirlerimizi çoştururken, Argun hiç konuşmadı. Ancak önündeki “Kaşarlı Kebap” bittikten sonra başını kaldırıp bize baktı. Üçümüzde aramızdaki tartışmalara dair Argun’un bir şeyler söyleyeceğini sanırken o esrik bir ses tonuyla:

- “Tatlı olarak ne alsak acaba?” dedi..

Daha önce Argun ve gıda maddeleri arasındaki bağ üzerine yazdıklarımı abartılı bulan Oğuz Berk bile “Yazdıkların doğruymuş Selçuk” demek zorunda kaldı.



4353 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Нарт Лъэпщ и Нэгъуджэр Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - II - 17/12/2016
уэ 1уэхур нахри гъэщ1эгъуэн зыщ1ыр Азтэкхэми Маяхэми ямейуэ, гъэ мин аджэ ипэ ящ1ауэ, ауэ зыщ1ари дымыщ1э мывэ гуэрхэм ящ1ы1уми Кецалкоатл и сурэтыр къагъуэтахэщ, ахэми нэгъуджэ 1улъу ик1ий жьак1э тету. Нэгъуджэр уеблэмэ оптикым и щ1эныгъэр пасэ лъэх
Нарт Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - I - 01/12/2016
Гъэщ1эгъуэнращи нобэ къасыху Кассит-Урарту-Хьаттихэм я Тещупк1э зэджэ тхьэпэлъытэр ди Нарт Сосрыкъуэу щытам зыми гу лъитакъым. Касситхэм Тещуп псалъэм крагъэк1ир Жьыбгъэ Кьезгъэпщэ жи1у аращ.
УСЭНШЭУ ДЫКЪАНЭМЭ! - 09/10/2016
Ди хэку дахэр, си уорейда ПщIэ имыIэу дгъэкIуэдай, ДызгъэкIуэдам, си уорейда КIуэдыкIейри къыхукIуэ.
Bugün Ben Mutlu Bir İnsanım! - 02/06/2015
Keşke Çerkes halkının yoğun olarak yaşadığı diğer illerden de adaylarımız olabilseydi. Ama o da olacak yakında. Buna eminim. Bu adı geçen illerde adaylarımızın Çerkes halkı tarafından benimsendiğini görmek beni herşeyden çok mutlu ediyor.
Heredot Cevdet, Recep Tayip Erdoğan ve Ahmet Duvutoğlu! - 22/05/2015
Cumhurbaşkanımız Putin'in Ermeni Soykırımını resmen tanıyor olmasına, “Putin'e darıldım!” diyerek karşılık vermişti. Demek ki cidden çok darılmış olacak ki daha kendisine gelememiş.
Gerekeni Gerektiği Zaman Yapmak; Ya da Labedeslerin Kaderi! - 12/05/2015
2015 Genel seçimlerine 25 gün falan kaldı. Bahaneler ve gerçekler arasındaki birçok Çerkes bu seçimde ÇDP’nin bağımsız Çerkes adaylarını mı destekleyecek; yoksa en rasyonal bahanenin arkasına mı saklanacak.
Uzunyayla'nın Son Klasik Kuşağı Hareketleniyor - 01/05/2015
Kendi kişisel kurtuluşunu elde etmekle yetinmeyen, halkına geri dönen bir kuşak bu kuşak. Köy köy gezen, kendi insanına şehirlerde kasabalarda ve ilçelerde ulaşmaya çalışan bu insanlar birlikte başarabilmenin imkanlarını arıyorlar.
Kronik bir Aydın Hastalığı Olarak : Sözlük ve Alfabe -I- - 26/04/2015
Sözlük ve alfabe hazırlamak ve bunun üzerinden kendini gerçekleştirmek Tanzimat döneminden kalma bir aydın saplantısıdır
Boyunun Ölçüsünü Vermekten Korkmak! - 20/04/2015
Orta yere çıkmak, boyunun ölçüsünü vermek ve alınan ölçüyü de bilmek zorunda olduğumuz bir yerdeyiz artık. Yani artık eskisi gibi iktidar ya da muhalefet partisinde es kazara bir iki Çerkes milletvekili var diye bu işten sıyrılmak mümkün değil.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi