• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam114
Toplam Ziyaret1047548
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.128334.2651
Euro37.320237.4697
Semerkew
Balkar Selçuk
selcuk@ozgurcerkes.com
Kronik bir Aydın Hastalığı Olarak : Sözlük ve Alfabe -I-
26/04/2015

En son söyleyeceğim şeyi en başa alayım: Milli Eğitim tarafından onanan Latin bazlı alfabenin iptali için mutlaka bir üst mahkemeye gidilmeli ve bu kararın yürütmesi durdurulmalı ve ardından iptali sağlanmalıdır. Dahası ADDER kapatılmalı ya da görev tanımı yardımcı metod geliştirme çalışmalarıyla sınırlandırılmalıdır.

Yine: Bu konuyla ilgili olarak özgür çerkes’te yazılar yazan Sn Murat Özden ve Sn Mustafa Saadet'in yazdığı tüm görüşler ne ÇHİ’nin, ne de ÇDP'nin resmi görüşleri değildir. Kendi kişisel fikirleridir ve kendilerini bağlamaktadır.

Bu yazının ana fikri budur.

 

ADDER'in Taammüden Cinayetine Derkenar!

Evvelen sözlük ve alfabe hazırlamak ve bunun üzerinden kendini  gerçekleştirmek Tanzimat döneminden kalma bir aydın saplantısıdır (Bunu hakkıyla yapan Tanzimat aydınlarına sözüm yok). Ama günümüzde sözlük ya da alfabe hazırlamak ve bunun üzerinden kendini gerçekleştirmek “-Bakın halkımız için ne büyük emeklerle ne büyük işler yapıyoruz!”, “Hey gidi Biz!” yollu alt mesajlarla halka göz kırpmak Tanzimat dönemi eylemleriyle aynı şey değildir. Ne var ki  “Biz ki halkımıza alfabe ve sözlük hazırlamışız!” yollu duruşlar ve imalarla kutsal bir uğraş olarak yüceltilen ve eleştirilmesine baştan engel konulan bir eylem ile karşı karşıyayız.

Ama bundan yüz yıl önce tanzimat dönemi aydınlarının (Arap, Kürt, Laz, Çerkes, Türk) hepsinin birden omuz verdiği bu sözlük ve alfabe hazırlama çalışmaları işte gördüğünüz gibi aradan yüz yıl geçmiş olmasına ve Çerkeslerin artık 80 yıldır kullandığı bir alfabeleri olmasına rağmen halen devam etmektedir.

Öncelikle Çerkes aydınlarının alfabe ve sözlük hazırlama saplantısı bir üretimden ve entelektüel gayretten değil, bir zihin tembelliğinden ve basbayağı yüz yıl geri kalmış olmaktan kaynaklanmaktadır. Ama işte konu bir kere aydınların eline düştü mü hele ki o aydınlar ADDER örneğinde olduğu gibi mühendis kökenli teknokratlarsa yandınız. Onlara ne laf anlatabilirsiniz,  ne de söz dinletebilirsiniz. Türkiye’nin en tehlikeli aydınları mühendis kökenli olanlarıdır. (bknz.Nilufer Göle: Mühendisler ve İdeoloji.) Dünyayı sayılardan ve şifrelerden ibaret sayan bir mühendis için uygun sayıları ve şifreleri yazdığınızda sorunlar çözülmüş demektir. Burada da öyle olmuştur. Dil ve öğrenimini tamamen semboller, sayılar ve şifrelerin uygun kombinasyonlarından ibaret sayan bir beyin, önce Çerkeslerin var olan alfabesinin kategorik olarak kullanılamaz olduğuna hükmetmiş ve ardından mekanik bir anlayışla yeni bir alfabe üretmeye koyulmuştur.

Gelinen bu noktada ise Türk Milli Eğitimi gibi, kendi 600 yıllık alfabesine sırt çevirmiş bir geleneğin havada kapıp onadığı ikinci bir Çerkes alfabemiz oluverdi. Hayırlı uğurlu olsun.

Ancak:

1- Hem Türkiye'de, hem Kafkasya'da en çok Çerkesçe konuşma düzeyine sahip Kabardey Çerkeslerinin bu yeni, alfabeye hiç ihtiyaç duymadıkları gün gibi ortadadır. Halen Kayseri’de 10 kadar okulda Kiril bazlı alfabeyle eğitim verilmektedir.

2- Konu eğer Kabardey olmayan Çerkeslerin alfabeye olan ihtiyaçlarıysa o zaman orta çıkıp açıkça bizler Abzeh, Şapsığ, Bjeduğ her neyse diyalektleri için bu alfabeye ihtiyaç duyuyoruz demelidirler. Muhtaç iseler burası özgür bir ülkedir ve istediklerini yapmakta da özgürdürler. Ne var ki Düzce gibi bölgelerden gelen tepkilere bakılırsa bu alanda da bir boşluk yoktur.

Ancak:

Öncelikle bir ulusun iki ayrı alfabe kullanması bir zorunluluk değil bir tercih ise bu açıkça bir stratejik hatadır. Uluslaşmanın en temel kitaplarında çok net bir formül vardır: Tek dil, tek bayrak, tek vatan. Buna karşın aynı topraklar üzerinde yaşamayan aynı uluslar içinse “dilde birlik, fikirde birlik, işte birlik” gibi yan formüller üretilmiştir.

ADDER en temelde bu stratejik hatayı bilerek, inatla ve ısrarla yapmış ve bir cinayet işlemiştir. Hakkını vermek gerekirse bu bir taammüden cinayettir.

Burada konunun bir diğer muhatabı olan KAFFED üzerine bir eleştiri getirmeyi düşünmüyorum. Çünkü KAFFED'e yapılacak hiç bir eleştiri ADDER'in bu taammüden cinayetini haklı çıkarmaz. Ki, konuyu bir ADDER-KAFFED çatışması olarak algılamak bile işin önemini anlamamak demektir. Yine de KAFFED kendi işini düzgün yapsaydı biz bugün bunları tartışmıyor olurduk diyelim.

Kaldı ki konuyu zamanında takip etmemesi bir yana, toplu miting gösterileriyle, işi üst mahkemeye taşıyarak sonuçlandırmak, alınan kararı iptal ettirmek ve ADDER'i kapattırmak mümkünken, sokak gösterileriyle popülist hamleler yapmak boşunadır. KAFFED başka alanlarda kaybettiği prestijini alfabe mitingleri yaparak yenileme çabasına girmiştir.

Her neyse... Konumuz KFFED'in yetersizliği değil, o zaten kronik bir sorun. Konumuz ADDER.

Öncelikle meseleyi özgürlük penceresinden ele alırsak evet bazı insanlar biz şu alfabeyi değil bu alfabeyi istiyoruz diyebilirler. Bu onların tercihidir de. Ancak bunu yaparken sanki diğer herkes bunu istiyormuş ya da muhtaçmış gibi yapmaları doğru değildir. Kaldı ki, amaç Çerkesçe öğreniminde bir sorunu çözmek mi; yoksa yeni sorunlar yaratmak mı? Şu haliyle ADDER kendi egosu ve inadıyla Çerkes halkının Alfabe sorununu çözmüş değildir. Aksine var olduğu iddia edilen bir sorunu çözmeye çalışırken daha büyük ve içinden çıkılmaz bir dizi sorun daha yaratılmıştır. Dolayısıyla bu tutum akıllıca ve bilgece bir tutum değildir. Tam tersine teknokratça ve sorunları derinleştiren bir tutumdur. Malum, akıllı insan sorunları çözen, bilge insan ise sorunların doğmasına engel olan insandır. Dolayısıyla ADDER'in tutumu ne akıllıca, ne de bilgece değildir. En az KAFFED kadar jakoben, ben yaptım olducu ve inatçıdır. Dolayısıyla, bizler KAFFED'in şu bildik yığınla yanlış tavrını eleştirirken ADDER'in de dış kulvardan aynı tavırları sureti haktan görünerek taslamasına sessiz kalamayız. 

Dil öğreniminde Latin alfabesi bir yardımcı unsur olabilir ve daha fazlası lüzumsuzdur. Ancak ADDER yardımcı bir metod geliştirmekten çok müseccel bir marka olmak derdindeydi ve Çerkesçe hakkında hiç bir bilgisi olmayan Türk Milli Eğitimi tarafından tescillenme bahasına cinayet işledi.

Öte yandan KAFFED'in uyu uyu yat uyu politikasından güya kitlesel protesto mitingleriyle uyanması, sonrasında ömrünü diasporayı aşağılayarak geçiren bir avuç dönüşçünün video kayıtları üzerinden geliştirdiği linç ve kişilik katli kampanyalarını izledik. Bu konu Kafkasya'dan hamaset köpürterek, ihanet türküleri söyleyerek, kişilik suikastları yapılarak değil, hukukla ve üst mahkemeye gidilerek çözülecek bir konudur.

Bu hamur çok su kaldırır. Ancak önce üst mahkeme yoluyla duruma müdahil olunmalı, sonra da ADDER'in yardımcı metod çalışmalarıyla başbaşa bırakılması sağlanmalıdır. Tabii hukuksal süreç ADDER'in kapatılmasını öngörmez ise.

 

ÇHİ asla, ÇDP Kesinlikle Asla

Öte yandan ADDER'in ÇHİ ile yada ÇDP ile düşünsel ve eylemsel bir birlik içerisinde olduğu görünümü vermeye çalışan bazı dostlarımız (Sn. Mustafa Saadet ve Sn Murat Özden) bu tavırlarıyla alenen hataya düşmektedirler. Açıkça söylenmesi gereken bir şey var ki ÇHİ’nin bu yönde açıklanmış kabul edilmiş ve onaylanmış bir duruşu yoktur.

ÇDP’nin ise ADDER ile ilişkili gibi yansıtılması en az ADDER'in stratejik hataları kadar büyük bir hata olurdu. Ne var ki ÇDP bu tartışmalardan uzaktır. Asla ve asla ADDER politikalarının savunucusu ya da tarafı değildir. Olmamalıdır da. ÇDP bir siyasi partidir ve tüm Türkiye Çerkeslerini kucaklamak amacıyla yola çıkmıştır. Hal böyleyken bu kısır tartışmalara girmesi düşünülemez bir durumdur. Kaldı ki ÇDP bu konuyu gündemine almamıştır bile. Öyleyse bazı yazar dostlarımızın erkenden tavır alıp ÇDP’yi bu tartışmaların içerisine çekmelerinin yanlış olduğunu söylemek bize düşmektedir.

    Yoksa ÇHİ ve ÇDP, alfabe tartışmalarında bir taraftan yana resmi olarak görüş beyan etti de biz mi kaçırdık?


2161 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Нарт Лъэпщ и Нэгъуджэр Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - II - 17/12/2016
уэ 1уэхур нахри гъэщ1эгъуэн зыщ1ыр Азтэкхэми Маяхэми ямейуэ, гъэ мин аджэ ипэ ящ1ауэ, ауэ зыщ1ари дымыщ1э мывэ гуэрхэм ящ1ы1уми Кецалкоатл и сурэтыр къагъуэтахэщ, ахэми нэгъуджэ 1улъу ик1ий жьак1э тету. Нэгъуджэр уеблэмэ оптикым и щ1эныгъэр пасэ лъэх
Нарт Лъэпщ и Тепщэгъуэмрэ и Гъуэгуанэмрэ - I - 01/12/2016
Гъэщ1эгъуэнращи нобэ къасыху Кассит-Урарту-Хьаттихэм я Тещупк1э зэджэ тхьэпэлъытэр ди Нарт Сосрыкъуэу щытам зыми гу лъитакъым. Касситхэм Тещуп псалъэм крагъэк1ир Жьыбгъэ Кьезгъэпщэ жи1у аращ.
УСЭНШЭУ ДЫКЪАНЭМЭ! - 09/10/2016
Ди хэку дахэр, си уорейда ПщIэ имыIэу дгъэкIуэдай, ДызгъэкIуэдам, си уорейда КIуэдыкIейри къыхукIуэ.
Bugün Ben Mutlu Bir İnsanım! - 02/06/2015
Keşke Çerkes halkının yoğun olarak yaşadığı diğer illerden de adaylarımız olabilseydi. Ama o da olacak yakında. Buna eminim. Bu adı geçen illerde adaylarımızın Çerkes halkı tarafından benimsendiğini görmek beni herşeyden çok mutlu ediyor.
Heredot Cevdet, Recep Tayip Erdoğan ve Ahmet Duvutoğlu! - 22/05/2015
Cumhurbaşkanımız Putin'in Ermeni Soykırımını resmen tanıyor olmasına, “Putin'e darıldım!” diyerek karşılık vermişti. Demek ki cidden çok darılmış olacak ki daha kendisine gelememiş.
Gerekeni Gerektiği Zaman Yapmak; Ya da Labedeslerin Kaderi! - 12/05/2015
2015 Genel seçimlerine 25 gün falan kaldı. Bahaneler ve gerçekler arasındaki birçok Çerkes bu seçimde ÇDP’nin bağımsız Çerkes adaylarını mı destekleyecek; yoksa en rasyonal bahanenin arkasına mı saklanacak.
Uzunyayla'nın Son Klasik Kuşağı Hareketleniyor - 01/05/2015
Kendi kişisel kurtuluşunu elde etmekle yetinmeyen, halkına geri dönen bir kuşak bu kuşak. Köy köy gezen, kendi insanına şehirlerde kasabalarda ve ilçelerde ulaşmaya çalışan bu insanlar birlikte başarabilmenin imkanlarını arıyorlar.
Boyunun Ölçüsünü Vermekten Korkmak! - 20/04/2015
Orta yere çıkmak, boyunun ölçüsünü vermek ve alınan ölçüyü de bilmek zorunda olduğumuz bir yerdeyiz artık. Yani artık eskisi gibi iktidar ya da muhalefet partisinde es kazara bir iki Çerkes milletvekili var diye bu işten sıyrılmak mümkün değil.
Kurban Olduğum Allah Veriyor Verdikçe! - 11/04/2015
Şimdi Çerkes halkı, AKP'nin ya da başka bir partinin kendilerini umursamadığını anladığına göre, bir manileri yoksa bundan sonra sık sık çaylarını içmeye gideceğiz.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi