• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam294
Toplam Ziyaret884699
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.139819.2165
Euro20.830420.9138
Semerkew
Mustafa Saadet
mustafa.saadet@yahoo.com
YARGI KARARININ ÖNEMİ
15/11/2020
Çerkesler arasında zaman zaman tartışma konusu yapılan Çerkes Ethem olayına, hukuki açıdan bir yorum yapmak gerekmektedir.
 Malum olduğu gibi, Ethem bir guruba göre kahraman, bazılarına göre ise haindir. Hukuki olarak, olayın yargısız infaz sınırlarında incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir,
 
Yargısız infaz; bir mahkeme ilamına istinat etmeden bir kimsenin üstün tarafça cezalandırılmasıdır. Bu ceza çoğunlukla karşı tarafın yok edilmesi şeklinde tecelli etmektedir. Yargısız infaz dünyanın her tarafında suçtur. Suçlunun savunması alınır, kanunlar çerçevesinde suçlu bulunursa suçu yüzüne okunur ve cezalandırılır. T.C.  devlet kanalıyla yargısız infaz yapmamıştır. İstiklal mahkemelerinde ve Menemen Olayları’nda kararların adilliği  tartışılır  olmasına rağmen suçlulara savunma imkanı verilmiş ve suçları tefhim edilmiştir.
Teslim olmayanlara, karşı koyanlara yapılan uygulamalar, yargısız infaz niteliğinde değildir.
Yakın tarihte yapılan 2 toplu yargısız infaz olayı Mustafa Muğlalı ve Çerkes Ethem tarafından yapılmıştır.
İsmet İnönü, Muğlalı hakkında bizzat yargılama yapılmasını istemiştir.
Mustafa Muğlalı, Menemen olayları ile ilgili kurulan mahkemede mahkeme başkanlığı  ve Askeri Şura üyeliği yapmış olmasına rağmen, 1943 yılında, basit bir kaçakçılık suçu nedeniyle gözaltına alının 40 kişiden, tutuklanmayıp serbest bırakılan 33 kişiyi kurşuna dizdirmiştir. Kurşuna  dizdirme talimatını verdiğini de mahkemede ikrar etmiştir. 1950 yılında, 33 kişinin kurşuna dizilmesi olayında sorumluluğu bulunduğu gerekçesi ile yargılanmış ve idama mahkum edilmiş ise de yaşının ilerlemiş olması nedeniyle ceza 20 yıla çevrilmiştir. 2. yargılama sırasında vefat ettiğinden dava düşmüştür. Muğlalı’nın başka birçok suçu işlediği de bilinmektedir.
Çerkes Ethem ise, Düzce’de 56 Çerkes ileri gelenini, bırakın yargılanmalarını, savunmalarının alınmasını, suçlarının ne olduğunun tefhim edilmesini, hiçbir şeyden haberleri olmadan, hamamdan peştamal ile çıkan  Ethem’in emri ile orada bulunan ağaçlara asılmış ve cesetleri günlerce ağaçlara asılı bırakılmıştır. Olayın üzerinden 100 yıl geçmiş olmasına rağmen olay hala aydınlığa kavuşturulmamış olup, Çerkeslerin en büyük acılarından olmaya devam etmektedir.
Muğlalı yargılanmış ve suçu yargı tarafından sabit bulunarak idam cezasına çarptırılmış fakat, cezasını çekmeye ömrü müsaade etmemiştir. Fakat, Ethem cezalandırılmadığı gibi, bu konuda nedamet duyduğuna dair hiçbir söylemi de, özür dilemesi de yoktur.
Ethem’i kahraman ilan edip, bu katliamı görmezden gelen ve savunan hemşerilerime olayın vehametini hatırlatmak isterim.
Ethem hakında kitap yazacağını ifade eden, tarafsız yazar Habraçü Murat‘ın (Özden) bilhassa bu Düzce katliamını sarahate kavuşturmasını ve tarihin bir karanlık sayfasının daha aydınlatılmasını, kurbanların isimlerini  tek tek tespit etmesini beklemekteyim.
İnsanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşımına tabi değildir. Nitekim Bosna-Hersek kasapları yargılanmış ve bir hafta önce de Kosova  Cumhurbaşkanı Haci Taci’de aynı suçtan tutuklanmıştır. 
Umarım kurbanların mağdur aileleri de, katliamın zaman aşımı olmadığından gerekli girişimlerde bulunarak, bir yargı kararı alırlar ve adalet yerini bulur.


731 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BİR MUSİBET BİN HASİHATTAN EVLADIR - 10/02/2023
STK’larımız büyük bir gayretle topladıkları yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta güçlükle karşılaşmışlardır. Şahsi telefonlarla bilgilendirmeler de kısıtlı kalmıştır.
Temsil Kabiliyetini Yitirmiş, İşlevi Kalmamış İki Sivil Toplum Kuruluşumuz: D.Ç.B. ve KAFFED - 26/10/2022
Geçen 10 sene içinde iletişim, internet ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler, artık bir ülkenin izin ve icazet vermesine gerek kalmayacak şekilde yeni imkanlar sunmaktadır.
ATA SÖZLERİNİN YORUMU - 26/01/2022
Atasözünün şimdiki tahrif edilmiş şekliyle söylenmesi mümkün değildir. Çünkü Çerkes’lerin müstakil devleti olmadığı için, sarayları, kralları, hatta iki katlı binaları bile yoktu.
KAFFED, ADIĞE DİLİNE VERDİĞİ ZARARDAN DOLAYI ADDER’DEN ÖZÜR DİLEMELİDİR - 01/08/2021
Tüm enerjimizi, kurumlarımızla ve hemşerilerimizle iş birliği içinde anadilimiz için kullanmak dileğiyle, son sözüm şudur. “ADDER, ÇERKES DİLİNİN YILMAZ VE EBEDİ KORUYUCUSUDUR”
UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM. - 27/12/2020
Onlar, her türlü kısıtlayıcı önlemlerin yapıldığı, yasakların konduğu zamanlarda fedakarca kültürümüzü bizlere ulaştırmaya çalıştılar. Bizlere ulaştırılan öz kültürümüzü hiç olmazsa onların anısına hürmeten koruyalım.
TARİHİN KARANLIK BİR SAYFASINI AYDINLATAN KİTAP: GÖNEN-MANYAS ÇERKES SÜRGÜNÜ - 18/10/2020
Kendi soyunun liderlerini acımasızca yok eden, halkının sürülerek felaketine sebep olan Ethem’i kahraman ilan edenlerin Gönen-Manyas Çerkes Sürgünü kitabını okumalarını tavsiye ederim.
SAFLARI SIKLAŞTIRALIM MI? - 16/09/2020
Kanaatimce, bu ayrışmaların giderilmesi için bütün İslam ülkelerinin gerçek din bilginlerinden oluşturulacak bir kurul tarafından doğru İslamiyet esaslarının belirlenmesi yerinde olacaktır.
YENİ PARTİ KURMALAR VE BEKLENTİLER - 12/09/2020
Gösterilen bu bireysellik ve egoizim yapılmamış olmasaydı alınan 17 bin oyun kat kat fazlası alınır, Türkiye’nin siyasi arenasında yerini alır ve partiler içinde ittifak yapılması gerekli parti konumunda olurdu.
ENERJİMİZİN VE POTANSİYELİMİZİN BİR NOKTAYA YÖNLENDİRİLMESİ GEREKİYOR - 23/05/2020
Bu hususta çok tenkit edilmeme rağmen, “Sürgün Hükümeti” oluşturularak , konunun siyasi karaktere dönüştürülmesi halinde Uluslararası Kuruluşlar nezdinde (Bilhassa Birleşmiş Milletler) makes bulacağı kanaatindeyim.
 Devamı
ÇOĞULCU TV
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi