• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam288
Toplam Ziyaret884693
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.139819.2165
Euro20.830420.9138
Semerkew
Mustafa Saadet
mustafa.saadet@yahoo.com
Adığe Bze Xase (Adığe Dil Derneği) Genel Kurulu İzlenimleri
03/07/2012

30 Haziran 2012 de yapılan Adığe Dil Derneği’nin ilk Genel Kurul davetine büyük bir heyecan ve istekle katıldım. İzlenimlerimi, etkilendiğim hususları, konuyu bir seyahatnameye, yediklerimizin ve içtiklerimizin geçit törenine vardırmadan ana konularla sınırlı tutarak aktarmak istiyorum.

***

Önce şunu düşündüm: Çerkes Teavün Cemiyeti’nin açtığı okulun 1923 yılında kapatılmasının ardından uzun bir sessizlik dönemi yaşanmış ve ilk derneğimiz 1951 yılında açılmıştı. O günden bugüne geçen 60 yıl içinde sayıları yaklaşık 90’a ulaşan kültür derneği açılmasına rağmen, neden bugüne kadar bir dil derneğinin açılması düşünülmedi?

Toplumumuzun çok dağınık olması ve anadillerini günlük hayatın her dakikasında konuşamadıkları dikkate alınarak, dil konularına eğilecek, dünya literatüründe egemen olan Latin harfli bir alfabe oluşturup dilimizi yazılıp-okunabilir hale getirecek bir kurum niçin kurulmadı?

Bazı çalışmalar yapıldıysa da münferit kalmış, ortak bir alfabe üzerinde karar kılınamamış ve bu çalışmalardan da çok az kişinin haberi olmuştur. Bazı dernekler dil konusuna eğilerek, kişisel çalışma yapanların tespitlerini birleştirerek toplumun benimseyeceği müşterek bir alfabe oluşturmaları için konferanslar düzenlemiş fakat bugüne kadar elle tutulur bir netice elde edilememiş, Kiril alfabesinin kullanılması tavsiyelerinde bulunulmuştur.

***

Konya’ya 70 kilometre uzaklıkta tamamı Çerkes olan 34 ailenin ikamet ettiği, günün 24 saatinde yediden yetmiş yediye herkesin Çerkesce konuştuğu bir koloninin varlığından pek çoğumuzun haberi yoktu. Bir kısmımız duymuş olsak bile gidip bizzat görmüş değildik. Bu 34 hanelik İhsaniye köyü (Natırbıy Hable) bütün unsurları ile Çerkes gibi yaşayan bir köy. Bütün karakteristik özellikler mevcut fakat bir eksiklik vardı, bu da konuştukları dili kullandıkları teknolojik araçlarla yazabilecekleri bir alfabe bilmiyorlardı. Bu eksikliği gidermek için çaba harcayan, emek veren, ekonomik destekte bulunan bir kişi veya kişilere ihtiyaç vardı. Sonunda bu kişi ortaya çıktı ve arkadaşları ile birlikte sorunu çözdü. Bu kişi değerli hemşerimiz Ali İhsan Tarı’dır.

***

İhsaniye Köyü, modern bir mimari planlama ile yapılmış, müstakil evlerden oluşan, cadde ve sokakları cetvelle çizilmiş gibi düzgün, yeşillikler arasında ve bozkırın içinde ışıldayan bir vaha adeta. Köy sadece mimarisi ve düzgün sokaklarıyla dikkat çekmiyor, ana caddenin en uzak yerinden görülebilen anlamlı bir “Sürgün Anıtı“ ile de görenleri derin derin düşündürerek, geçmişin acı günlerini anımsatıyor. Anıtın bulunduğu yerde, bu köyde doğup büyüyen ve genç yaşta aramızdan ayrılan Hava Korgeneral Lütfi Aydemir için oluşturulmuş bir de hatıra ormanı var. Bu da onların vefa duygularının ne kadar geliştiğini gösteriyor. Sosyal tesis olarak da zemini gayet güzel bordürlerle kaplı, 200-250 kişilik anfi tribünü olan bir basketbol sahaları var. Burası aynı zamanda düğün yeri olarak da kullanılıyormuş.

***

İşte böyle bir yaşam ortamında, konuşulan dilin alfabesinin geliştirilerek uygulamaya konulması ile de büyük bir eksiklik giderilmiş.

Adiğe Dil Derneği’nin ilk Olağan Genel Kurulu Konya’da yapılarak, gerekli kurulları seçilmiş ve görev taksimatları da yapılmıştır.

En eski ve üye sayısı en fazla olan derneklerimiz genel kurullarını en çok 200 kişiye yakın bir katılımla yapmaktadırlar. Adıge Dil Derneği, kuruluşunun üzerinden 76 gün gibi kısa bir süre henüz geçmiş olmasına rağmen üye sayısı 302‘yi bulmuş ve 200’e yakın üye katılımı ile de ilk genel kurulunu yapmıştır. Bu ilgi çok sevindiricidir.

Adiğe Dil Derneği, ideolojik saplantıları olmayan bütün kurum ve kişilere eşit yaklaşım içinde bulunan bir dernek. Tek amacı Çerkes dilinin ve kültürünün kaybolmasını önlemek.

Derneğe bazı ithamların ve eleştirilerin yapıldığı (Kiril alfabesinin terk edilmesi halinde mevcut literatürün kaybolacağı, dil bilmeyenlerin dili kurtarmaya soyundukları…gibi) malumdur. Ancak dernek bunlara cevap vermekle zaman kaybetme yoluna gitmeden, bütün gayretini amaçlarını gerçekleştirmeye yoğunlaştırmayı tercih etmiştir.

Genel Kurul’da Başkan sayın Ali İhsan Tarı teknik izahatlarda bulunarak, Kiril alfabesi ile yazılmış literatürün kaybolmayacağını, Kirilden-Latin, Latinden-Kiril harflerine geçişin bilgisayar programları ile çok basit olduğunu, bu konuda bilgisayar programlarının hazır olduğunu katılımcılara anlatmış ve tereddütleri gidermiştir. Video konferans şeklinde verdiği derslerle hiç Çerkesce bilmeyen 2 genç kızımızın nasıl Latin harfleri ile yazılmış metinleri okumayı 1-1,5 ay içinde öğrendiklerini ispatlamıştır.

Adığe Dil Derneği’nin 2 önemli talebi vardır:

Birincisi, dijital ortamda 4 dilde hazırlanan sözlükte 108.000 kelimeye çıkmış olan Adığe Sözlüğünde bulunmayan kelimelerin bilenler tarafından sözlüğe kaydedilerek hiç bir Adiğece kelimenin kaybolmamasını sağlamak;

İkincisi, üye sayısının arttırılmasına gayret gösterilerek, Latin harfleri ile yazılan ADIĞECE’nin Google dilleri ortamına girmesine yardımcı olunması.

Bu iki talebin dışında ekonomik destek verilmesinin gerektiği de malumdur.

Genel Kurulda bunun dışında, Çerkes kültürünü yaşatan köylerin bildirilmesi halinde, bu köylere gidilerek çekimlerin yapılacağı, orijinal şivelerin tespit edilerek bir arşiv oluşturulacağı, bunun için de bu köylerin tespitinde yardımcı olunması istenmiştir.

İsterdim ki, festivale katılmak üzere 100 araçlık konvoyla Bursa’dan Karaorman Köyüne gidiş için yapılan yakıt, yeme-içme ve folklor masraflarının bir kısmı bu çeşit faaliyetlerde kullanılsın da, daha kalıcı ve faydalı eserler ortaya çıkarılabilsin. 75’in üzerinde olan yaşlarına rağmen Hollanda’dan katılan FETHİ RECEP ve İzmir’den gelip 2 gün boyunca tatlı sohbetleri ile bizi eğiten ve bilmediğimiz kelimeleri ve atasözlerini zihinlerimize nakşeden FUAT abilerimiz örnek alınsın.

***

2 gün boyunca bizi Çerkes yemekleri ile yedirip-içiren, ağırlayan fedakar guaşelerimize, bizim için cegu yapan gençlere yürekten teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Silah atılmadan, taşkınlık yapılmadan, modern bir biçimde cegu yapmanın mutluluğunu bize tattırdılar.

Yazımı bitirirken ufak bir önerimi de arz etmek istiyorum.  İhsaniyeli gençlerimiz hakikaten dilleri, adetleri ve güzellikleri ile takdir edilecek bir seviyededir. Gösterdikleri misafirperverliği hiçbir zaman unutamam. Onlardan ricam şudur, ayakkabılarını çıkararak oluklu parke taşlarının üzerinde oynamalarının zarif ayaklarını inciteceği ve sakatlayacağı kaygısını taşımaktayım. Ricam bunu yapmamaları. Bunu bizlere bir saygı gösterisi olarak yaptıklarından eminim. Takdir tabiî ki gençlerimizindir.

Natırbıy Hable desı Adığe Daxaxer, Şötxaj!



4045 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BİR MUSİBET BİN HASİHATTAN EVLADIR - 10/02/2023
STK’larımız büyük bir gayretle topladıkları yardım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta güçlükle karşılaşmışlardır. Şahsi telefonlarla bilgilendirmeler de kısıtlı kalmıştır.
Temsil Kabiliyetini Yitirmiş, İşlevi Kalmamış İki Sivil Toplum Kuruluşumuz: D.Ç.B. ve KAFFED - 26/10/2022
Geçen 10 sene içinde iletişim, internet ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler, artık bir ülkenin izin ve icazet vermesine gerek kalmayacak şekilde yeni imkanlar sunmaktadır.
ATA SÖZLERİNİN YORUMU - 26/01/2022
Atasözünün şimdiki tahrif edilmiş şekliyle söylenmesi mümkün değildir. Çünkü Çerkes’lerin müstakil devleti olmadığı için, sarayları, kralları, hatta iki katlı binaları bile yoktu.
KAFFED, ADIĞE DİLİNE VERDİĞİ ZARARDAN DOLAYI ADDER’DEN ÖZÜR DİLEMELİDİR - 01/08/2021
Tüm enerjimizi, kurumlarımızla ve hemşerilerimizle iş birliği içinde anadilimiz için kullanmak dileğiyle, son sözüm şudur. “ADDER, ÇERKES DİLİNİN YILMAZ VE EBEDİ KORUYUCUSUDUR”
UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM. - 27/12/2020
Onlar, her türlü kısıtlayıcı önlemlerin yapıldığı, yasakların konduğu zamanlarda fedakarca kültürümüzü bizlere ulaştırmaya çalıştılar. Bizlere ulaştırılan öz kültürümüzü hiç olmazsa onların anısına hürmeten koruyalım.
YARGI KARARININ ÖNEMİ - 15/11/2020
Ethem hakında kitap yazacağını ifade eden, tarafsız yazar Habraçü Murat‘ın bilhassa bu Düzce katliamını sarahate kavuşturmasını ve tarihin bir karanlık sayfasının daha aydınlatılmasını, kurbanların isimlerini tek tek tespit etmesini beklemekteyim.
TARİHİN KARANLIK BİR SAYFASINI AYDINLATAN KİTAP: GÖNEN-MANYAS ÇERKES SÜRGÜNÜ - 18/10/2020
Kendi soyunun liderlerini acımasızca yok eden, halkının sürülerek felaketine sebep olan Ethem’i kahraman ilan edenlerin Gönen-Manyas Çerkes Sürgünü kitabını okumalarını tavsiye ederim.
SAFLARI SIKLAŞTIRALIM MI? - 16/09/2020
Kanaatimce, bu ayrışmaların giderilmesi için bütün İslam ülkelerinin gerçek din bilginlerinden oluşturulacak bir kurul tarafından doğru İslamiyet esaslarının belirlenmesi yerinde olacaktır.
YENİ PARTİ KURMALAR VE BEKLENTİLER - 12/09/2020
Gösterilen bu bireysellik ve egoizim yapılmamış olmasaydı alınan 17 bin oyun kat kat fazlası alınır, Türkiye’nin siyasi arenasında yerini alır ve partiler içinde ittifak yapılması gerekli parti konumunda olurdu.
 Devamı
ÇOĞULCU TV
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi