• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam147
Toplam Ziyaret988937
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Erol Kılıç Kutelia
erolkutalia@hotmail.com
Ergenekon’un Ayak Sesleri
20/07/2013

Birçok kültürde  “sopa” sözcüğü dövmeyi, kırmayı, parçalamayı karşı tarafa zarar vermeyi, yani bir başka deyişle şiddeti çağrıştırır.

Geleneksel Kafkas-Abhaz sopası ''ALABAŞA'' ise barışı, dostluğu ve kardeşliği çağrıştırır.

Alabaşanın formatı da, işlevi de farklıdır. 1,50-1,60 cm uzunluğunda, baş kısmı çatallı, baştan 20 cm kadar aşağıda bir tutacak sapı ile ucunda metal bir yuva bulunur.

Alabaşa zaman zaman bağda bahçede çalışırken bir askı vazifesi görür, şapka ve elbise asılabilir. İihtiyaç halinde zaman zaman yaşlı bir tahmadanın nişangahı olabilir, ancak alabaşanın asıl işlevi barış ve barışa giden yolu açmaktır.

Alabaşa herkesin kullanabileceği bir sopa değildir. O sopayı kullanacak kişiyi toplumun belli bir kesimi belli kriterlere göre seçer.

Alabaşayı taşıyacak kişi ilk önce adil ve bilge olmalıdır. Sevgiye, empatiye, diyaloğa açık olmalıdır. Sabır sahibi ve paylaşımcı olmalı, belli bir yaş yanında tecrübesi de olmalıdır. Alabaşayı taşıyan kişi herkes tarafından sevilen, sayılan ve güvenilen bir kişi olmalıdır.

Problemi olan tarafları üşenmeden, bıkmadan dinlemelidir. Diyaloğa önem vermelidir.

Dargın ve küskün taraflara, sevginin, empatinin, diyaloğun önemini vurgulayarak; barış, dostluk ve kardeşliğin herkesin, her kesimin hedefi olması gerektiğini alabaşasına dayanarak yorulmadan uzun uzun anlatmalıdır.

Son yıllarda yaşadığımız diasporada, geleneksel Kafkas-Abhaz sopası ''ALABAŞA'', toplantılarda, yürüyüşlerde, mitinglerde yer almaya başladı.

Kuzey Kafkas Halklarının büyük trajedisi 21 Mayıs sürgün  eylemlerinde barış sopası alabaşa ile şu mesaj verilmeye çalışılmaktadır:

“- Biz mağdur ve mazlum bir halkız,

- Kuzey Kafkasya bizim anavatanımızdır,

- Bizim anadilimiz ve kültürümüz ulusal kimliğimizdir,

- Biz kin ve intikam peşinde değiliz,

- Biz barış, sadece barış istiyoruz.

Onurlu bir barış için de, sevgi, empati ve diyalog şart diyoruz. İşte bu isteğimizi binlerce yıldır Kafkasya’da tahmadalarımızın kullandığı ''ALABAŞA'' ile dile getiriyoruz.”

***

Kırbaç da günümüzde atlara, eşeklere, katırlara vurmak için kullanılan, daha eski yıllarda ise insanlara işkence ve ceza vermek için kullanılan bir araç. Bu hali ile kırbaç da sopa gibi şiddeti çağrıştırmaktadır.

Geleneksel Kafkas kırbaçı olan ''KAMÇI'' bir şiddeti çağrıştırmadığı gibi, onunda formatı ve işlevi farklıdır.

Kuzey Kafkasyalılar kırbaç ile ata vurmazlar, zaten o coğrafyada eşek hemen hemen hiç yoktur. Katır ise kısmen mevcut olup o da Kafkas kırbaçı kamçı ile barışıktır.

Geleneksel kafkas kırbaçı ''KAMÇI''nın formatı da değişiktir. O vurma yerine ses çıkartma özelliğine sahiptir. At, kamçıdan çıkan o yüksek veya düşük volümle gerekli komutu kendiliğinden alır zaten.

Kadim Kafkas kültürünün, sopası da, kırbaçı da hiç bir zaman şiddeti çağrıştırmaz. Kadim Kafkas kültürü, sevgi, empati, diyalog ile barışı ve sadece barışı isteyen halkların kültürüdür.

Bugün, bu barışcı Çerkes-Abhaz halkına, utanmadan sıkılmadan ben yazarım, ben gazeteciyim, ben şuyum, ben buyum deyip ''ERGENEKON”un faturasını kesmeye kalkan kişi veya kişilere bizim de bir mesajımız var:

- Bizim gündemimizde Ergenekon dün yoktu, bugün de yoktur, yarın da olmayacaktır.

Hiç kimse olayları çarpıtıp mahkemeleri yönlendirmeye, olayların içinde bir iki Çerkes var diye tüm Çerkes-Abhaz halkına geçmişte olduğu gibi fatura kesmeye kalkışmasın, boşuna “öküzün altında buzağı aramasın.”

Dünyanın her tarafında suç kişiseldir, tabii yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde de. Bir yerde suç işlenmiş olsa dahi bu tüm topluma mal edilemez.

Barışsever Kuzey Kafkas halkının bugün insanlıktan, çağdaşlıktan, vatandaşlıktan kaynaklanan haklı talepleri var ve gündemimizi bu talepler  oluşturmaktadır.

- Biz asimilasyona hayır diyoruz!

- Biz anadilimizde eğitim istiyoruz!

- Biz anadilimizle tv ve radyo yayını istiyoruz!

- Biz değiştirilen köy ve kasabalarımızın eski adlarını istiyoruz!

- Biz, bize zorla verilen uyduruk soyadları değil, binlerce yıllık tarihi soyadlarımızı kullanmak istiyoruz!

“Ben demokratım” diyen hiç bir yönetim bizim haklı sesimiz ve taleplerimiz karşısında sessiz ve duyarsız kalamaz; kalmamalıdır.

Kurucusu olduğumuz, yaşadığımız ve vatandaşı bulunduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nde ne hikmetse, suçlu ve suçlulardan bir veya birkaçı Çerkes  olduğu zaman suç derhal kişisel olmaktan çıkmakta, tüm Çerkes toplumuna mal edilmektedir.

Bu tutum ne demokrasiyle, ne de insan hak ve özgürlükleri ile bağdaşır.

Bizim sorunlarımız bellidir; kimsenin de olayları saptırarak gündemimizi değiştirmeye gücü yetmez.



4024 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ABHAZYA’DA APARTMAN YASASINA ALTERNATİF DEVRE MÜLK YASASI OLABİLİR Mİ? - 09/08/2023
‘’Apartman Yasası’’ teklifine alternatif olarak Abhazya’da ‘’Devre Mülk’’ Yasası çıkartılabilirse, Abhazya’nın hassas olan demografik dengesine zarar vermeyeceği gibi, demografik yapısına süreç içinde olumlu katkısı olabilir.
3. ULUSLARASI ÇERKES KONFERANSI’NIN ARDINDAN… - 06/07/2022
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çerkes Dernekleri Federasyonu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Birleşik Kafkasya Dernekleri Federasyonu bir araya gelip, konu birliği, eylem birliği, takvim birliği için bir konfederasyon oluşturmalıdırlar.
SOSYAL MEDYA VE KUZEY KAFKAS HALKLARI - 16/01/2022
Sosyal medya günümüzde sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda bir sosyal baskı aracıdır. Bunun yanında kamuoyu oluşturma özelliği vardır.
GÖRDÜKLERİMİZ DUYDUKLARIMIZ YAŞADIKLARIMIZ - 15/12/2021
Bu ülkede zaman zaman milliyetçilik adı altında ırkçılık yapıldığını da gördük ve görüyoruz.
DÜĞÜNLERİMİZ SİLAH ATILAN POLİGON DEĞİLDİR! - 26/08/2021
Köy düğünlerinde silah atan magandalar artık kentlere de ulaşmış bulunmakta, hergün yeni bir yaralanma, ölüm haberi almaktayız.
AFGANİSTAN’DA ÖLEN ABHAZLAR VE MEGRELLER - 17/08/2021
Gürcistan çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir ülke olmasına rağmen Kartvel kozunu sürekli oynayıp, homojen bir Gürcistan yaratma, diğer halkları pasifize etme peşinde.
DİASPORALARIN GÜCÜ - 01/05/2021
Abhazya'nın özgürlük ve bağımsızlık savaşında Türkiye diasporasında yaşayan 5 milyondan fazla Kuzey Kafkasyalı birlik ve beraberlik içinde hareket ettiler.
SUNİ DEVLET SINIRLARI SAVAŞ DAVETİYESİ DEĞİL Mİ? - 10/10/2020
Pergel ve cetvelle ülkelere suni sınırlar çizen emperyal devletlerin faşist yöneticileri, günümüz demokrasi ve insan hakları anlayışına göre savaş suçlusudur.
ABAZA KİMLİĞİ - ABAZALAR / ABHAZLAR: TEK MİLLET, ÜÇ DİYALEKT, İKİ AYRI ALFABE - 06/08/2020
Habze ve Apsuara’da kadınlar için söylenen bazı yaklaşımlar şöyledir. - Kadın evin kan damarıdır. - Evi ev, akrabayı akraba yapan kadındır. - Kadının olduğu yerde bıçak çekilmez
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi