• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam63
Toplam Ziyaret977134
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Semerkew
Erol Kılıç Kutelia
erolkutalia@hotmail.com
Sadece Çerkes Kimliği Yetmez!
02/07/2015

İttihat ve Terakki, Osmanlı İmparatorluğunun mirasını kabul etmiştir.

İmparatorluğun batı devletlerine olan borcuna ödeme garantisi vererek kabul etmiştir.(Duyunu Umumiye)

Batının emperyal devletleri bu garantiyi aldıktan sonra Osmanlı İmparatorluğunu yıkacak olan İttihak Terakki’ye destek vermiştir.

İmparatorluk yıkıldıktan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni de zaman kaybetmeden hemen tanımışlardır.

Bir miras babadan oğula kül olarak (Aktif ve Pasifi ile) intikal eder. ‘Ben babamın parasını, malını, mülkünü, alacaklarını kabul ediyorum ancak hiç bir borcunu kabul etmiyorum’ denilemez.

Miras bırakan Osmanlı İmparatorluğu çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir devletti. Osmanlının mirasını kabul eden yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tek dil, tek kültür, tek inanç hatta tek mezhep programını uygulamaya koymuştur. Bu antidemokratik uygulama Osmanlının maddi olmayan borçlarını ret anlamını taşımaktadır, ki miras devir ilkelerine uygun değildir.

Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde asimilasyon politikalarının uygulanmasına öncelikle Doğu Karadeniz bölgesinde başlanmıştır; çünkü Doğu Karadeniz bölgesinde yoğun olarak dil, kültür ve inanç farklılıkları vardı.

Asimilasyon politikası yıllarca artan oranla tüm ülke geneline yayılarak acımasızca devam etti.

Soyadı kanunu, köy ve kasaba adlarının değiştirilmesi, vatandaş Türkçe konuş kampanyaları, askeri okullardan kimlikler nedeni çıkartılmalar, zorla yerleşim yerleri değişiklikleri bu asimilasyon politikalarının uygulama metodlarından bazılarıdır.

***

7 Haziran 2015 Genel seçimlerinin gerçek galibi Turkiye'de yaşayan halklar, kültürler, anadillerdir.

TBMM’inin yeni döneminde, kısmen de olsa, Türkiye coğrafyasında yaşayan tüm renkler temsil edilecektir.

7 Haziran 2015 Genel seçimlerinin gerçek mağlubu ise İttihat ve Terakki’nin ırkçı, asimilasyoncu, tek taraflı politikalarını ısrarla devam ettirmek isteyen ulusalcılar/kemalistlerdir.

2014 Ağustos ayı gibi yakın bir tarihte kurulan henüz bir yıllık dahi olmayan Çoğulcu Demokrasi  Partisi “ÇDP”  hiçbir il, ilçe ve beldede teşkilatlanmadığı halde seçimlere bağımsız adaylarla katılmış, kuruluş tarihleri onlarca yıla dayanan il, ilçe, belde teşkilatlarını hatta mahalle temsilciliklerini açmış çok partiden daha fazla oy almıştır.

Bir yazımızda “Siyaset Bilmiyen Bir Halk/Çerkesler” başlığını kullanmıştık.

Evet, biz Çerkesler siyaset bilmiyoruz ama siyaseti öğrenmek zorundayız.

Siyaset sadece seçimden seçime yapılacak bir çalışma değildir.

Siyaset uzun bir maratondur. Tüm yıla hatta yıllara yaymak gerek.

Şunu unutmayalım Türkiye’de spor kulüplerinin kuruluş tarihleri siyasi partilerin kuruluş tarihinden daha eskidir.

Parti olmak dünden bugüne değil, yarın ve yarınlara yönelik bir oluşumdur.

TBMM'ne giren parti ve etnik köken gözetmeksizin tüm milletvekillerimizden taleplerimiz dün neyse bugün de aynıdır:

- Anasal vatandaşlık,

- Anadilde eğitim,

- Anadilde kesintisiz televizyon-radyo yayını,

- Soyadı kanunu ile değiştirilen tarihi soyadlarımızın verilmesi,

- Değiştirilen köy,kasabalarımızın eski adlarının iadesi,

- Çifte standartların kaldırılması,

- Savaş değil barış,… istiyoruz.

Bu isteklerimiz, hem insan haklarımızdan, hem vatandaşlık haklarımızdan, hem de günümüz demokrasi anlayışından kaynaklanmaktadır.

2015 Haziran Genel seçimlerinden sonra  Türkiye’de yaşayan her kimlik  kısmen de olsa uzun yıllar sonra TBMM'nde yer almaktadır.

Ermeni, Roman, Ezidi kimliklerinden utanmayan ve korkmayan insanlarımız da uzunca bir yıl sonra mecliste yer almışlardır.

TBMM'inde dördü Abhaz kimlikli onlarca Kuzey Kafkas kökenli Çerkes de yer almıştır.

Ancak sadece Çerkes kimliği yetmez;

- Türkiye ile Kafkasya arasında barışa, dostluğa, kardeşliğe kültürlere köprü olmalısınız.

- Türkiye ile Kuzey Kafkas Cumhuriyetleri arasında  sosyal ve ekonomik ilişkilerinin  artmasına katkı vermelisiniz.

- Bugün Birleşmiş Milletler teşkilatına dahil altı ülke bağımsız Abhazya Cumhuriyetini tanımıştır, ki buna BM Güvenlik Komitesi Daimi Üyesi komşu Rusya Federasyonu da dahildir.

Abhazya Cumhuriyeti tarihi ve doğal gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti Cezayir örneğinde olduğu gibi Abhazya Cumhuriyetini tanımada gecikmemelidir.

Türkiye ve Abhazya aynı coğrafyada komşu iki ülkedir, ilişkileri uzun yıllara dayanır. Türkiye’de yaşayan abhazların sayısı da Abhazya’da yaşayan Abhazlardan kat ve kat fazladır. Bu insanların anavatanlarına seyahat hürriyetleri ambargolar nedeni ile kısıtlıdır.

Gerçek Çerkes kimliğine sahip olmanın bir diğer ölçüsü de, Türkiye’nin bu antidemokratik ambargo uygulamasına dur diyebilmektir.



2306 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ABHAZYA’DA APARTMAN YASASINA ALTERNATİF DEVRE MÜLK YASASI OLABİLİR Mİ? - 09/08/2023
‘’Apartman Yasası’’ teklifine alternatif olarak Abhazya’da ‘’Devre Mülk’’ Yasası çıkartılabilirse, Abhazya’nın hassas olan demografik dengesine zarar vermeyeceği gibi, demografik yapısına süreç içinde olumlu katkısı olabilir.
3. ULUSLARASI ÇERKES KONFERANSI’NIN ARDINDAN… - 06/07/2022
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Çerkes Dernekleri Federasyonu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Birleşik Kafkasya Dernekleri Federasyonu bir araya gelip, konu birliği, eylem birliği, takvim birliği için bir konfederasyon oluşturmalıdırlar.
SOSYAL MEDYA VE KUZEY KAFKAS HALKLARI - 16/01/2022
Sosyal medya günümüzde sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda bir sosyal baskı aracıdır. Bunun yanında kamuoyu oluşturma özelliği vardır.
GÖRDÜKLERİMİZ DUYDUKLARIMIZ YAŞADIKLARIMIZ - 15/12/2021
Bu ülkede zaman zaman milliyetçilik adı altında ırkçılık yapıldığını da gördük ve görüyoruz.
DÜĞÜNLERİMİZ SİLAH ATILAN POLİGON DEĞİLDİR! - 26/08/2021
Köy düğünlerinde silah atan magandalar artık kentlere de ulaşmış bulunmakta, hergün yeni bir yaralanma, ölüm haberi almaktayız.
AFGANİSTAN’DA ÖLEN ABHAZLAR VE MEGRELLER - 17/08/2021
Gürcistan çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir ülke olmasına rağmen Kartvel kozunu sürekli oynayıp, homojen bir Gürcistan yaratma, diğer halkları pasifize etme peşinde.
DİASPORALARIN GÜCÜ - 01/05/2021
Abhazya'nın özgürlük ve bağımsızlık savaşında Türkiye diasporasında yaşayan 5 milyondan fazla Kuzey Kafkasyalı birlik ve beraberlik içinde hareket ettiler.
SUNİ DEVLET SINIRLARI SAVAŞ DAVETİYESİ DEĞİL Mİ? - 10/10/2020
Pergel ve cetvelle ülkelere suni sınırlar çizen emperyal devletlerin faşist yöneticileri, günümüz demokrasi ve insan hakları anlayışına göre savaş suçlusudur.
ABAZA KİMLİĞİ - ABAZALAR / ABHAZLAR: TEK MİLLET, ÜÇ DİYALEKT, İKİ AYRI ALFABE - 06/08/2020
Habze ve Apsuara’da kadınlar için söylenen bazı yaklaşımlar şöyledir. - Kadın evin kan damarıdır. - Evi ev, akrabayı akraba yapan kadındır. - Kadının olduğu yerde bıçak çekilmez
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi