• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam9
Toplam Ziyaret1067304
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.837734.9773
Euro36.496036.6422
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Gürcistan'ın Soykırımı Tanıması Siyasi Bir Kazançtır, Şimdi Sıra Türkiye Parlamentosunda
21/11/2011
Toplumumuzda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma konusunda oldukça çok
uzman var.
Son günlerde Facebook denen sosyal paylaşım ağında Gürcistan Diaspora
Bakanı ile yaptığımız görüşmeler üzerine bir hayli fırtınalar koparılmış.
Koparılmış diyorum çünkü, ne facebook hesabım var, ne de onları izleyecek zamanım. Arkadaşlarım tartışmaların bir kısmını bana ilettiler de oradan bilgi sahibi oldum.
Bu tartışmalarda ÇHİ'nin neyi yapıp, neyi yapmayacağına dair de fikir yürütmeler olmuş. Şunu hemen belirtelim ki, ÇHİ toplumsal-politik bir harekettir. ÇHİ Çerkes Halkı adına politikalar üretir ve bunları hayata geçirir. Asli misyonunu yitirmeden Çerkes Halkını ilgilendiren her konuya müdahil olma hakkı vardır. Bu bir kere iyi anlaşılmalı.
Gelelim diğer konuya...
Bir kez daha belirteyim ki, Gürcistan'da yapılacak soykırım anıtının seçiciler kuruluna ismen davet edildim.
Ve bu daveti, soykırımın tanınmasını siyasi bir kazanım olarak gördüğüm için kendi hür irademle kabul ettim.
Bu kurula şahsım adına katılışım, hem politik öngörülerimin; hem de farklı yapılarda kollektif çalışma yürüttüğümüz arkadaşlarıma duyduğum saygının bir sonucudur. Böylece muhtemel bir olumsuz gelişme halinde ismim üzerinden ÇHİ ile bağlantı kurulmasının da önünü geçmiş oldum.
...
Evet, İstanbul'da bir heyet olarak Gürcü Bakanla görüştük. Ay sonunda da Gürcistan'a gidip katılan eserleri değerlendirecek; ayrıca Anaklia kentine uğruyarak anıtın dikileceği yerde incelemelerde bulunacağız.
Devletlerin çıkarları vardır ve bu çıkarlarına göre politikalar üretir, uygularlar. Gürcistan'ın da, Rusya'nın da, Amerika'nın da, Türkiye'nin de, Abhazya'nın da çıkarları vardır. Ama hiç kimse unutmasın ki, Çerkesler'in de çıkarları vardır. Biz ilişkilerimizi "merkeze Çerkeslerin çıkarlarını koyarak" yürütüyoruz.
Yapılan görüşmede Gürcistan Diaspora Bakanı, alınan soykırım kararından, Çerkes Kültür Merkezi'nin açılmasından, soykırım anıtından ve düzenlenen yarışmadan bahsetti.
Bizler de bu yapılanlardan duyduğumuz memnuniyeti belirttik. Bölgede barışın ve kardeşliğin sağlanması gerektiğini dile getirdik.
Masada Abhazya hiç mevzu edilmedi. Ama masada Abhazya'nın olduğunu herkes görüyordu.
Zaten diplomasi ve politika dedikleri şey de böyle bir şey değil mi?
Doğru, Gürcistan Rusya'yı köşeye sıkıştırmak için böyle bir hamle yapıyor. Peki ama ne mahsuru var?
Bu hamle bizim dünyaya kabul ettirmek istediğimiz soykırım meselemizin de ilk ciddi adımını oluşturuyorsa gerçekten bunun ne mahsuru var?
Bu vesile ile artık "elde var sıfır" konumundan "elde var bir" durumuna terfi etmiş olmuyor muyuz?
Bu bir kazanım değil mi?
Atılan bu adımı desteklemek ve bu adımı atan Gürcistan Devletine teşekkür etmek de bizim vazifemizdir.
Ayrıca, Abaza kardeşlerimizin hassasiyetlerini de anlamaya çalışıyoruz.
Ancak, Rusya'nın, Abhazya'nın bağımsızlığını tanımış olması, onun Adığe ve Abazalar'a yaptığı soykırım suçunu affettirmez.
Biz Abazalar'ı da Çerkes tanımı dışında görmüyoruz.
Çünkü kendini Çerkes kabul edenleri biz de Çerkes kabul ediyoruz. Etmeyenlere de bir kırgınlığımız yoktur.
Bilinsin ki her zaman kardeşleri olarak yanlarında olacağız.
Unutmayalım, fille dans edenin sonunda ezilmesi kaçınılmazdır.
Abhazya'nın Rusya'yla sonsuza dek beraber olnası mümkün değildir.
Çok kişi gibi ben de Gürcistan'ın başına Rusya yanlısı bir yönetim gelirse Rusya'nın Abhazya'yı anında satacağını bir öngörü olarak hep söyledim. Ama o kadar bile beklemeye gerek kalmadan Abhazya bunun riskleriyle yüzleşmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde Rusya, Gürcistan'ın DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) üyeliğini onaylamasına karşılık, Abhazya sınırlarında -Abhazya'nın muhalefetine rağmen- Gürcistan'ın isteği doğrultusunda düzenlemeler yapılmasına rıza gösterdi. Rusya böylece, Abhazya'nın bağımsızlığına hiçbir saygı duymadığını da belgelemiş oldu.
Abhaz kardeşlerimizin bu realiteyi ıskalamaması lazım.
Abhazya için tek yol Gürcistan'la kalıcı bir barışı temin etmenin yolunu bulup, Rusya'nın vesayetine ihtiyacı kalmayacak bir duruma gelmeye çalışmaktır.
Biz hep bölgede barışın sağlanması gerektiğini savunacağız ve barışın tesis edilmesini isteyeceğiz.
Araya kan girmiş olması, şehitler verilmesi, Gürcüler'in Abhazya'daki mallarına el konmuş olması, barışın önünde engel değildir. Bunun böyle olmadığının en önemli örneği de Avrupa Birliği'dir.
Biliyorsunuz, İkinci Dünya Savaşı 1945 yılında sona erdi. 1951 yılında Çelik ve Kömür Birliği, 1957 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu, 1992 yılında
Avrupa Birliği kuruldu. İki dünya savaşında birbirini boğazlamış milyonlarca insan Avrupa Birliği çatısı altında aynı para birimini kullanıp, sınırları ve gümrükleri kaldırıp, barış içinde bir arada yaşar hale geldiler.
Kafkasya'da da barışın tesisi, emperyal güçlere rağmen mümkündür.
Biz buna inanıyoruz ve bunun için çalışacağız.
Kimse bize gönül koymasın ve engel olmaya çalışmasın.
Çünkü tarih herşeyi kaydediyor.
Gürcistan'ın Çerkes Soykırımı'nı kabul etmiş olması, altın değerinde siyasi bir kazanımdır.
Bundan sonraki öncelikli görevimiz Çerkes Soykırımı'nı önce Türkiye Parlamentosu'na, sonra da başka ülkelerin parlamentolarına taşımaktır.


2915 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi